Pages /KAYNAKLAR

20190702

✍️ 🇹🇷 Nazım Hikmet ve Mustafa Kemal Atatürk'ün karşılaşması- Onun çağrısına verdiği cevap



Hıfzı Topuz, Hava Kurşun Gibi Ağır'da yazdı. Nazım Hikmet, Milli Mücadele'ye katılmak için Ankara'ya gider, Mustafa Kemal Paşa ile tanışır. 


Nazım Hikmet'e şunu tavsiye eder: "Gayeli şiirler yazın!.."



Yıllar sonra Atatürk cumhurbaşkanı, Nazım Hikmet namlı bir komünisttir. Şiirlerini okuduğu ilk plak kapışılmaktadır. Plağın ünü Atatürk'e kadar ulaşır. Atatürk dinlemek ister. Plak bulunup getirilir, dinler.

"Bu şair sizlere benzemiyor." der; ardından Nazım Hikmet'i yakından tanımak ister, talimat verir:

"Bulup getirsinler, şiirlerini bu akşam bize kendisi okusun bakalım."

Vali, polis merkezini arar; talimat verir. Polis seferber olup Nazım Hikmet'in kapısına dayanır. Alışkın ya polis görmeye, hiç şaşırmaz: "Emniyete mi gidiyoruz? 5 dakika izin verin, çantamı hazırlayayım." der.

Polis geliş sebebini izah eder:

"Aman Nazım Bey, estağfurullah; öyle bir durum yok. Reisicumhur hazretleri sizi emretmişler, şiirlerinizi dinlemek istiyorlarmış."

Rahat bir nefes alan Nazım hikmet düşünür. Ne düşünür? Gitse, bütün belalardan kurtulacak; artık başı derde girmeyecek, hapislere düşmeyecek, belki de rejimin yarı resmi şairi olacaktır.

Yok, ona göre değil; polise şunu söyler:

"Reisicumhur hazretlerine benden selam söyleyin. Ben Denizkızı Eftelya değilim!"

Polis şaşkın, şok döner. Cevap merkeze, oradan Vali Bey'e iletilir. Oradan da Atatürk'e.

Hıfzı Topuz'un ifadesiyle, aynen aktarıyorum:

"Peki Gazi ne yapacaktı? Ne yapması beklenirdi? Hele diktatör diye adı çıkmış bir devlet başkanından ne beklenirdi?
Şairi zorla getirmesi mi, tutuklatması mı?"


Hayır, hiçbiri değil. Atatürk der ki:

"Aferin çocuğa! İşte şair dediğin böyle olur."