Yıldırım Koç
Türkiye’de galiba en az bilinen konulardan biri, sosyal demokrasi.
CHP günümüzde sosyal demokrat olduğunu belirtiyor. Kemalizm veya Atatürkçülük yerine “sosyal demokrasi”yi geçirme çabaları da 50 yıldır sürüyor.
Halbuki 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde CHP’nin çizgisi “sosyal demokrasi” değildi. 1965 yılında “ortanın solu”, Ecevit’in genel başkanlığı döneminde de “demokratik sol” kavramı kullanılıyordu.
12 Eylül sonrasında ilginç bir biçimde “sosyal demokrasi” pazarlandı. CHP üye ve hatta yöneticilerinin çok büyük çoğunluğunun “sosyal demokrasi”nin geçmişini bildiğini zannetmiyorum.
SOSYAL DEMOKRASİ MARKSİSTTİ
Sosyal demokrasi, Prusya’da 1863 yılında siyasi işçi hareketi olarak ortaya çıktı. 1869 yılında Marksizme yanaştı. 1891 yılında tam anlamıyla Marksist oldu ve bu özelliğini 1914 yılına kadar sürdürdü. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Marksizmden hızlı bir biçimde koptu ve önce emperyalizmin, ardından kapitalizmin savunucusu noktasına savruldu.
Sosyal demokrasinin bu dönüşümü, Eduard Bernstein ve Karl Kautsky’nin revizyonist tezleri nedeniyle ortaya çıkmadı. Sosyal demokraside önce revizyonist çizginin, ardından burjuva anlayışının hakim olmasında belirleyici etmen, emperyalist ülkelerin işçi sınıflarının emperyalist sömürüden pay alarak kapitalist sistemle bütünleşmesi ve onun savunucusu haline getirilmesiydi. Bizde genellikle bu konuda neden-sonuç ilişkisi karıştırılır.
Bir arkadaş bu yaklaşımla “Allah’ın hikmetine bak; her su değirmeninin yanından bir dere akıtmış,” diyerek dalga geçerdi. Emperyalist ülkelerin işçi sınıflarının sistemle bütünleşmesinin ve sosyal demokrasinin dönüşümünün nedeni, Bernstein ve Kautsky değildir. Bernstein ve Kautsky, bu dönüşümün ürünüdür.
ATATÜRK SOSYAL DEMOKRAT PARTİ’YE İZİN VERMEDİ
Mustafa Kemal Paşa sosyal demokrasinin bu niteliğini kavramış bir kişiydi. Bu nedenle kendisini hiçbir zaman “sosyal demokrat” olarak nitelendirmedi. “Sosyal Demokrat Fırkası”na da izin vermedi.
İstanbul’da 23 Aralık 1918 tarihinde Sosyal Demokrat Fırkası kuruldu. Partinin önderi Dr. Hasan Rıza idi. Partinin genel sekreteri, Yorgi Zaferaki isimli bir Rum’du. Parti, ABD Devlet Başkanı Wilson’un emperyalist çıkarları koruyan ilkelerine bağlı olduğunu açıklıyordu. Sosyal Demokrat Fırkası’nın 1922 yılında dağıldığı ve büyük olasılıkla kapatıldığı biliniyor.
Dr. Hasan Rıza, 1924 yılında Sosyal Demokrat Fırkası’nı yeniden kurmak istedi. Bakanlar Kurulu’nun 13 Mayıs 1925 tarihli kararında, Sosyal Demokrat Fırkası’nın geçmişten yasaklandığı ve yeniden faaliyete geçmesine izin verilmediği belirtiliyor. Bu Bakanlar Kurulu kararında Gazi Mustafa Kemal’in de imzası bulunmaktadır.
Bakanlar Kurulu kararında şöyle deniyordu:
“Mevzuat ve hali hazır kanunlarımızın esasına aykırılık ve memleketin emniyet ve asayişini ihlale cüret ve muzır maksatlar ve yasaklananların takibi gibi sebeplerden dolayı fesh edilen her hangi bir fırkanın, tekrar aynı unvan ve maksat ile kurulup gelişmesi, memleket idare ve siyasetine ters olduğundan evvelce fesh olunmuş ve tekrar tesis ve ihyası için tesis edenler tarafından müracaat edilmiş Sosyal Demokrat Fırka’nın yeniden teşkili men edilmiştir.”
(İleri, Hasan, Türkiye’de Sosyal Demokrasi, 1908-1998,s.44-45)Hasan Rıza 31 Mayıs 1926’da Sosyalist Enternasyonal’e bir mektup gönderdi. Para yardımı talebinde bulundu. Hasan Rıza 1930 yılında Sosyal Demokrat Fırkası’nı kurmak için yeniden izin istedi. İzin verilmedi. Atatürk bu ülkede Sosyal Demokrat Parti kurdurtmadı.
Alıntı/Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/ataturk-sosyal-demokrat-partiye-karsiydi