Pages /KAYNAKLAR

20200409

Atatürk'ün bir başka fotoğrafçısı ve onun bir fotoğrafının hikâyesi

Atatürk'ün bir başka fotoğrafçısı ve onun bir fotoğrafının hikâyesi 

BEYLERBEYİ SARAYI VE SELAHATTİN GİZ'İN ŞANSSIZLIĞI

Beylerbeyi Sarayı...
1936 yılının 2 Eylül’ünü 3’üne bağlayan geceden bir fotoğraf... Atatürk dahil herkes neşeli, fakat bir kişi hariç: Selahattin Giz.



Yani yukarıda gördüğünüz fotoğrafı çeken zat-ı muhterem. O dönem hareketli fotoğrafları çekmek oldukça zordu. Yani bizim fotoğrafçılar için zordu desek belki daha yerinde olur. Çünkü o gece Beylerbeyi Sarayı’nda Selahattin Giz’in dışında, hareketlifotoğraf çekebilen flaşlı modern makinaya sahip bir de Alman gazeteci vardı.

Atatürk’ün dans ederken fotoğrafını çeken Alman gazeteciyi gıptayla izleyen fotoğrafçımız Selahattin Giz, doğruca Başyaver Celal’de soluğu alır. ‘Aman efendim Atatürk’ün dans ederken fotoğrafınıçekiyorlar, ben de çekebilir miyim’ falan der, tabi burada maksadı Başyaver Celal’i uyararak fotoğraf çeken Alman fotoğrafçıya mani olmasını sağlaması; kısacası Selahattin Giz’in 1981’de bir TV programında itiraf edeceği üzere ‘kıskançlığıdır’.



Atatürk Beylerbeyi Sarayı’nda düzenlenen, Balkan Ülkeleri halk oyunları ekiplerinin katıldığı festivalde. (2-3 Eylül 1936)

Başyaver Celal ‘Atatürk demokrat bir devletin, demokrat cumhurbaşkanıdır, reisidir, gayet tabi her yerde resmi çekilir’ demesiyle umduğunu bulamayan Selahattin Giz aniden Atatürk’e yönelir ve bu fotoğrafı çeker. Dolayısıyla Atatürk’ün bu fotoğrafta net görünmemesinin sebebi dans etmesi değil, fotoğrafçımızın modern bir makineye sahip olmamasıdır.



Selahattin Giz Kimdir?

1914 yılında Selanik’te doğdu. Ailesi Balkan Savaşı sonrası İstanbul’a göç etti. Galatasaray Lisesi’nde öğrenciyken babasının hediye ettiği Laika marka küçük makineyle fotoğraf merakı başladı. Liseden sınıf arkadaşı Doğan Nadi ile beraber fotoğraf çekmeye başladı. Lise diplomasını aldığı gün hocası ve Cumhuriyet gazetesi yazı işleri müdürü Abidin Daver onu işe aldı ve dönemin efsane foto muhabiri Namık Görgüç’ün yanında gazeteciliğe başladı. Faik Şenol, Faruk Fenik ve Müeddep Erkmen ile birlikte Basın-Foto adlı bir ajans kurdu. 1973 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nden emekli oldu. 1985 yılında Burhan Felek Hizmet Ödülü’nü aldı. Basın Şeref Kartı sahibi olan Selahattin Giz, 43 yılı Cumhuriyet gazetesinde olmaküzere, 50 yılı aşan fotoğraf mesleğinde Atatürk ve İstanbul fotoğraflarından oluşan zengin arşiviyle tanındı.

Kendi deyişiyle “Sefil’den Safir’e kadar” her türlü insanı görüntüledi ve her türlü olayın fotoğrafını çekti.Yaklaşık üç bin fotoğraftan oluşan Atatürk arşivinin en meşhur fotoğrafı, Atatürk’ün Ankara’ya giderken ay yıldızlı tren camının ardından istasyonda kendisini uğurlayanlara ayakta baktığı portresidir.



Eski futbolcu ve teknik direktörlük yapan Bülent Giz’in ağabeyidir.

Galatasaray taraftarı olan Selahattin Giz 20 Şubat 1994 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Vefatında tabutuna Galatasaray bayrağı ile birlikte Türk Bayrağı sarıldı...

(Kaynak: Onur Okur ve çeşitli web siteleri)

Alıntı: Sosyal Medya
SibelEraltan 
@EraltanSibel