24 kasım Öğretmenler Günü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 kasım Öğretmenler Günü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20210125
20200617
20191123
Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun!
Ülkemizin her bir köşesinde kimi zaman zor şartlarda görev yapan fedakâr öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutlarız. #24KasımÖğretmenlerGünü pic.twitter.com/AohCPcmeQV— TRT HABER (@trthaber) November 24, 2019
Geleceğimize bilgileriyle ve verdikleri eğitimleriyle ışık tutup yön veren; tüm değerli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun, iyi ki varsınız… #24KasımÖğretmenlerGünü pic.twitter.com/oylN8s3L0w— Tansu YEĞEN (@TansuYegen) November 24, 2019
Bu memleketin çocukları için herkese ve herşeye rağmen ben ordayım diyen, bunun için canını bile veren şehit öğretmenlerimizi minnetle anıyor aileleri başta olmak üzere tüm öğretmenlerimin öğretmenler gününü kutluyorum. #24KasımÖğretmenlerGünü pic.twitter.com/w6WB34yInS— Adnan BOYACI (@adnanboyaci) November 24, 2019
Başta BAŞ ÖĞRETMENİMİZ #MustafaKemalATATURK Olmaz Üzere— F-C (@c_fkrtcff) November 24, 2019
Çağdaş Bilimsel Akılcı Eğitimi Savunan Değerli ÖĞRETMENLERİM #24KasımÖğretmenlerGünü nüzü Kutlarım pic.twitter.com/6rxU2iuIcR
20181210
✍️ 'Başöğretmen Atatürk’ün aziz hatırası nezdinde, Öğretmenler Gününü kutluyoruz.'
Nesini söyleyeyim canım efendim!
Pelin Sıngın

04 Aralık 2018, 01:05
Her yıl 24 Kasım’da , ‘’öğretmenim canım benim ‘’ diyerek başlayan şiirler ve şarkılarla, çiçeklerle, öğrencilerin hazırladıkları sürprizlerle; hayatımızı şekillendiren, insan yetiştirme sanatının büyük ustaları öğretmenlerimizin, Başöğretmen Atatürk’ün aziz hatırası nezdinde, Öğretmenler Gününü kutluyoruz.
Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i kuran büyük önder Atatürk; askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan kanunla, Arap alfabesi yerine,Latin alfabesinin kabulü olmuştur.
Bu tarihten itibaren, yeni harflerin öğretilerek, okur-yazar sayısının arttırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır. Atatürk’ün Millet Mekteplerinde bizzat tahta başında ders vermesinden sonra, kendisine 24 Kasım 1928 ‘de Başöğretmenlik ünvanı verilmiştir. Atatürk’ün 100.yaşına denk gelen 1981 yılından beri, 24Kasım günü ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
Büyük önder, “Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözü ile ülkenin geleceğini gençlere emanet ederken anahtarını da öğretmenlere vermiştir.
Bugün vatan savaşını kazanmanın, Cumhuriyet’e ve bilime sahip çıkmanın anahtarı, yine öğretmenlerimizin Atatürk İlke ve devrimlerine sahip çıkmasıdır.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk 24 Kasım münasebetiyle yaptığı açıklamalarda;bu topraklarda, kendi kökünü yeşertecek bir köke ihtiyacımız var diyerek ,bizim kökümüzün de çok sağlam olduğunu ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu yıllardan itibaren Köy Enstitüleri ve Öğretmen okulları ile kendi özgün eğitim sistemini yaratmış ve köklendirmişti. Bu kökler neden geliştirilip büyütülemedi? Her gecen gün müfredattan eritilerek çıkartılan Atatürk ve laiklik kavramları, tarikatlarla yapılan protokoller, Cumhuriyet’i yıkıcı ders kitapları, bu köklerden kastedilenin Atatürk ilkeleri ve inkılapları olmadığını mı ifade etmektedir?
Yine sayın Bakan işin mutfağına indiğini, birçok bölgeyi gezerek öğretmenlerle temas ettiğini, hepsinin umutlu olduğunu, ücret ve kadro sormadıklarını söyleyerek,.eğitimcilik hayatlarını daha tatmin edici kılmanın önemli olduğunu belirtti.
Bir öğretmende şefkat ve merhametin çok önemli olduğunu, çocuğa bilgi vermenin, bir taraftanda zehirlemek anlamına gelebileceğini söyleyen Sayın Selçuk, öğretmenin beyninden değil, kalbinden konuşmasının önemini vurguladı.
Katılıyorum! Hatta Sayın Bakanın birçok sorunu farkında olduğunu, çözülmesi gerektiğini ifade ettiğini bizzattakip ediyor; .onca ‘’–ecek , - acak’a’’ rağmen iyi niyetinden de şüphe etmiyorum! Ancak, her açıklamasıyla bende ‘’oynayamıyorum, yerim dar’’ hissi uyandıran Sayın Bakan’a soruyorum! Düşük gelirli, sosyal haklara sahip olmayan, gerek gıda, gerekse bilgi açısından beslenemeyen öğretmenlerden şefkat, merhamet, bilgi ve eğitimi hangi nitelikte bekliyoruz!
Beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını düzgün karşılayamayan ve bunları gidermenin peşine takılan öğretmenlerin bu sorunlar beynini yeterince meşgul ediyor ve eğitim için düşünme enerjisi bırakmıyor. Eğitmen kendisini geliştiremiyor, ufkunu bilginin geniş evrenine kaydıramıyor. Diğer ülkelerdeki meslektaşları ile aralarındaki sosyo- ekonomik uçurum da motivasyonlarının daha fazla düşmesine sebep oluyor.
Eğitim-iş in yaptığı araştırmaya göre, öğretmenlerin %77’si ekonomik koşullar ve düşük ücretler nedeniyle mesleğe olan saygınlığın azaldığını düşünürken, %64,72 si borçları nedeniyle motivasyonunun azaldığını söylüyor.
Yine öğretmenlerin yarısı, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, yeterli beslenmediklerini ve buna bağlı olarak psikolojik sorunlar yaşadıklarını, tiyatroya gidemeyip, ayda 1 kitap dahi alamadığıklarını, tatillerini genellikle köylerinde geçirdiklerini belirtiyor. Devlet okullarında eğitimin niteliğinin düştüğünü ve okul yöneticisi olmak için torpile ihtiyaç olduğunu düşünenler de aynı oranlarda!
Sayın Bakan açıklamasında, sürekli gündemde olan atanamayan öğretmenler konusuna da değinirken, atanamayanların sayısının 400 bin (ama potansiyelde 700 bin ) kişi olduğunu ancak, buna karşılık ihtiyacın 90 bin ve her yıl emekli olan sayısının 15000 olduğunu ifade etti. Türkiye’nin insan kaynağı planlaması sorunu ile eğitimle iktisatın hiçbir zaman örtüşmediğine değinen Sayın Bakan’a yine soruyorum!Ekonominin gidişatına göre bu yıl kaç kadro ilan edileceğini, bunun hesabını Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yapacağını ifade etmek, 2040 a kadar doğacak çocuk ve öğretmen ihtiyacını tahmin etmek ve sadece atananlara formasyon verilecek olması bu rakamları kaç yılda eritecektir?
‘’Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir’’diyen büyük önder Atatürk’ten sonra, gelinen tabloda Aşık Serdari’yi anmamak mümkün değil!
Kaynak: ulusal.com.tr
Pelin Sıngın

04 Aralık 2018, 01:05
Her yıl 24 Kasım’da , ‘’öğretmenim canım benim ‘’ diyerek başlayan şiirler ve şarkılarla, çiçeklerle, öğrencilerin hazırladıkları sürprizlerle; hayatımızı şekillendiren, insan yetiştirme sanatının büyük ustaları öğretmenlerimizin, Başöğretmen Atatürk’ün aziz hatırası nezdinde, Öğretmenler Gününü kutluyoruz.
Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i kuran büyük önder Atatürk; askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan kanunla, Arap alfabesi yerine,Latin alfabesinin kabulü olmuştur.
Bu tarihten itibaren, yeni harflerin öğretilerek, okur-yazar sayısının arttırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır. Atatürk’ün Millet Mekteplerinde bizzat tahta başında ders vermesinden sonra, kendisine 24 Kasım 1928 ‘de Başöğretmenlik ünvanı verilmiştir. Atatürk’ün 100.yaşına denk gelen 1981 yılından beri, 24Kasım günü ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
Büyük önder, “Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözü ile ülkenin geleceğini gençlere emanet ederken anahtarını da öğretmenlere vermiştir.
Bugün vatan savaşını kazanmanın, Cumhuriyet’e ve bilime sahip çıkmanın anahtarı, yine öğretmenlerimizin Atatürk İlke ve devrimlerine sahip çıkmasıdır.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk 24 Kasım münasebetiyle yaptığı açıklamalarda;bu topraklarda, kendi kökünü yeşertecek bir köke ihtiyacımız var diyerek ,bizim kökümüzün de çok sağlam olduğunu ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu yıllardan itibaren Köy Enstitüleri ve Öğretmen okulları ile kendi özgün eğitim sistemini yaratmış ve köklendirmişti. Bu kökler neden geliştirilip büyütülemedi? Her gecen gün müfredattan eritilerek çıkartılan Atatürk ve laiklik kavramları, tarikatlarla yapılan protokoller, Cumhuriyet’i yıkıcı ders kitapları, bu köklerden kastedilenin Atatürk ilkeleri ve inkılapları olmadığını mı ifade etmektedir?
Yine sayın Bakan işin mutfağına indiğini, birçok bölgeyi gezerek öğretmenlerle temas ettiğini, hepsinin umutlu olduğunu, ücret ve kadro sormadıklarını söyleyerek,.eğitimcilik hayatlarını daha tatmin edici kılmanın önemli olduğunu belirtti.
Bir öğretmende şefkat ve merhametin çok önemli olduğunu, çocuğa bilgi vermenin, bir taraftanda zehirlemek anlamına gelebileceğini söyleyen Sayın Selçuk, öğretmenin beyninden değil, kalbinden konuşmasının önemini vurguladı.
Katılıyorum! Hatta Sayın Bakanın birçok sorunu farkında olduğunu, çözülmesi gerektiğini ifade ettiğini bizzattakip ediyor; .onca ‘’–ecek , - acak’a’’ rağmen iyi niyetinden de şüphe etmiyorum! Ancak, her açıklamasıyla bende ‘’oynayamıyorum, yerim dar’’ hissi uyandıran Sayın Bakan’a soruyorum! Düşük gelirli, sosyal haklara sahip olmayan, gerek gıda, gerekse bilgi açısından beslenemeyen öğretmenlerden şefkat, merhamet, bilgi ve eğitimi hangi nitelikte bekliyoruz!
Beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını düzgün karşılayamayan ve bunları gidermenin peşine takılan öğretmenlerin bu sorunlar beynini yeterince meşgul ediyor ve eğitim için düşünme enerjisi bırakmıyor. Eğitmen kendisini geliştiremiyor, ufkunu bilginin geniş evrenine kaydıramıyor. Diğer ülkelerdeki meslektaşları ile aralarındaki sosyo- ekonomik uçurum da motivasyonlarının daha fazla düşmesine sebep oluyor.
Eğitim-iş in yaptığı araştırmaya göre, öğretmenlerin %77’si ekonomik koşullar ve düşük ücretler nedeniyle mesleğe olan saygınlığın azaldığını düşünürken, %64,72 si borçları nedeniyle motivasyonunun azaldığını söylüyor.
Yine öğretmenlerin yarısı, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, yeterli beslenmediklerini ve buna bağlı olarak psikolojik sorunlar yaşadıklarını, tiyatroya gidemeyip, ayda 1 kitap dahi alamadığıklarını, tatillerini genellikle köylerinde geçirdiklerini belirtiyor. Devlet okullarında eğitimin niteliğinin düştüğünü ve okul yöneticisi olmak için torpile ihtiyaç olduğunu düşünenler de aynı oranlarda!
Sayın Bakan açıklamasında, sürekli gündemde olan atanamayan öğretmenler konusuna da değinirken, atanamayanların sayısının 400 bin (ama potansiyelde 700 bin ) kişi olduğunu ancak, buna karşılık ihtiyacın 90 bin ve her yıl emekli olan sayısının 15000 olduğunu ifade etti. Türkiye’nin insan kaynağı planlaması sorunu ile eğitimle iktisatın hiçbir zaman örtüşmediğine değinen Sayın Bakan’a yine soruyorum!Ekonominin gidişatına göre bu yıl kaç kadro ilan edileceğini, bunun hesabını Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yapacağını ifade etmek, 2040 a kadar doğacak çocuk ve öğretmen ihtiyacını tahmin etmek ve sadece atananlara formasyon verilecek olması bu rakamları kaç yılda eritecektir?
‘’Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir’’diyen büyük önder Atatürk’ten sonra, gelinen tabloda Aşık Serdari’yi anmamak mümkün değil!
‘’Nesini söyleyeyim canım efendim,
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim .
Arzuhal etsem deftere sığmaz,
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim’’
Kaynak: ulusal.com.tr
20181129
Amerika'daki ilk Türkçe Öğretim kurumu: 'New York Atatürk Okulu'
“Bizler birer aileyiz” anlayışı ile evrensel değerlere sahip çağımızın tüm yeniliklerine açık, Amerika’da Türkçe eğitiminde ilk ve öncü kuruluş olarak 47 yıldır New York’ta çocuklarımıza Türkçe öğretiyoruz.”
…
ATKB Yönetim Kurulu, 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü oluşu nedeniyle başta ilk öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anarak, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyor ve başarılı bir öğretim yılı diliyoruz.
TARİHÇEMİZ:
Atatürk Okulu 1971 yılında zamanın Amerika Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sayın “Ayla Erdamar”ın büyük çaba ve çalışmaları sonucunda Rockefeller Center’deki Konsolosluk binasında Başkonsolos Sayın Sait Saipoğlu‘nun himayelerinde, 30 öğrenci ile eğitime başlamıştır.
Ertesi yıl öğrenci sayısının artması üzerinde, Okul Birliği kira ödeyerek tuttuğu “New York Theological Seminary” binasındaki odalara taşınmıştır. 1974 yılında “Birleşmiş Milletler Uluslararası Okulu”nun bulunduğu binada, dört oda kiralamış ve üç yıl o binada öğretime devam etmiştir. 1977 yılında Türkevi binasının satın alınmasından sonra, gene o yıllarda Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcimiz olan Büyükelçi Sayın Ílter Türkmen ile o zamanın Başkonsolosu Sayın Sıtkı Coşkun’un büyük yardımlarıyla ATATÜRK Okulu öğretime devam etmek üzere, Türkevi Binasına alınmıştır.
ATKB’nin ATATÜRK Okulu’nu ana faaliyet olarak benimsemesi ve şartlar ne olursa olsun okulu devam ettirmekteki azmi, ATATÜRK Okulu Müdür ve Öğretmenlerinin her öğretim yılını bir öncekinden daha başarılı hale getirmek için fedakarca çalışmaları, velilerin yakın ilgisi ve güvenleri, okulumuzu bugünkü başarılı ve verimli durumuna getirmiştir.
Atatürk Okulu Misyonumuz: Öğrencilerimize Atatürk İlke ve İnkılapları ışığında Türkçe öğretip, milli ve manevi değerlerimize bağlı, bilgi donanımı yüksek, değişime ve gelişime açık, insanlığa yararlı, örnek ve önder bireyler yetiştirmek.
Atatürk Okulu Vizyonumuz: “Bizler birer aileyiz” anlayışı ile evrensel değerlere sahip çağımızın tüm yeniliklerine açık, Amerika’da Türkçe eğitiminde ilk ve öncü kuruluş olarak 47 yıldır New York’ta çocuklarımıza Türkçe öğretiyoruz.
Atatürk Okulu, Amerika Türk Kadınlar Birliği’nin himayelerinde her Cumartesi günleri 5 ile 14 yaşları arasındaki öğrencilerimize Türkçe okuma ve yazmayı, Atatürk ilke ve inkılaplarını, milli ve manevi değerlerimizi, Türk tarihimizi, kültürümüzü, müziğimizi başarı ile öğretmekte olup okulumuzdan mezun olan öğrencilerimize uygulanan Türkçe yeterlilik sınavında 85 ve üzeri puan alan öğrencilerimiz devam ettikleri Amerikan Okullarında yabancı dil derslerine yönelik 3.5 kredilik ekstra puan alma şansına sahip olmaktadır.
1971 yılından günümüze kadar yüzlerce başarılı öğrenciyi mezun eden Atatürk Okulu New York’ta “haftasonu” okullar kategorisinde kurulmuş olan en köklü ve etkin Türk eğitim kuruluşudur.. Mezunlarımız, toplumun her kesiminde, profesyonel iş yaşamının yanısıra kamusal ve akademik alanda da başarıyla yer almaktadır.
Amerika’nın saygın üniversitelerinde akademik kariyer yapan mezunlarımız vardır. Öğrencilerimizi hayata hazır bireyler olarak, kendilerine güvenli, liderlik nitelikleri gelişmiş, sorunlara farklı perspektiflerden yaklaşıp çözüm üretebilen, iletişim becerileri kuvvetli, sosyal bireyler olduklarını görmek en büyük gururumuzdur. Atatürk Okulu , New York’daki Başkonsolosluk binasının yenilenmesi sürecinde, Manhattan bölgesinde devlet okullarından derslik kiralayarak aralıksız olarak eğitime devam etmektedir.
2017 Öğretim Yılından beri 45 East 81 Street adresindeki PS 6 Okulu’nda her Cumartesi günü sabah saat 10 ile 4;15 pm arasında eğitim-öğretim ile kültürel ve sosyal faaliyetlerini çalışmalarını başarı ile sürdürmektedir. Genel olarak Eylül ayının son haftası veya Ekim ayında açılır ve Haziran’ın son haftasına kadar eğitim-öğretimine yıllık bazda ve 5 yıllık ilköğretim programı olarak devam etmektedir.
Amerika Türk Kadınlar Birliği Atatürk Okulu’müz 2011 yılından beri her yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını yabancı ülke çocuk topluluklarıyla beraber uluslarası boyutta kutlamakta olup geçen yıl 8 ülkenin katılımı ve büyük bir coşku ile Ata’mızın Çocuklara armağanı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Uluslararası Çocuk Şenliği’nin 7.sini büyük bir başarı ile gerçekleştirmiştir.
Atatürk Okulu Müdiresi Sayın Tülay Taşkent 1995 yılından beri aralıksız olarak eğitim kurulu başkanlığını büyük bir mutlulukla yürütmektedir.
Atatürk Okulu’muzda Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Müfredatı’nı uyguluyoruz. Öğrencilerimiz Atatürk Okulu’muzda, Türkiye’de öğretmenlik mesleğini yapmış, tecrübeli eğitimcilerimiz tarafından, Türkçe okuma ve yazma, Atatürk ilkeleri, Türk tarih ve coğrafyası, gelenek ve adetlerimiz hakkında eğitim alıyorlar. Aynı zamanda çocuklarımıza, müzik ve halk dansları konusunda da eğitim veriyoruz. Kültürüne, Türkiye’mize,milli ve manevi değerlerine bağlı, saygılı kendinden emin nesiller yetiştirmeyi amaçlıyoruz.
Okulda, MEB’in sistemine uygun olarak, yaş ve Türkçe seviyesine göre sınıflar oluşturduk. Öğretmenlerimizin hepsi Türkiye’de öğretmenlik eğitimi görmüş, mesleklerinde tecrübeli Sınıf Öğretmenleri’dir. Sınıflar, Ana Sınıfı’ndan başlayarak, 5. Sınıfa kadar devam etmektedir. Okul Öncesi Eğitim, 5-6 yaş grubundan 2 tane sınıfımız, hiç Türkçe bilmeyen öğrencilerimiz için de Türkçe hazırlık sınıfımız vardır. Okul Öncesi Eğitim ve 1.sınıflar için öncelikli amacımız, Türkçe okuma-yazmayı öğretmek.
Masallar, oyunlar, müzik ve bilgi yarışmaları saatleri ile de öğrencilerimizin severek büyük istekle Türkçe öğrenmelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın öğrenmesi için, milli günlerimizi, belirli günler ve haftaları, dini, milli bayramları da, arkadaşlık ortamı içinde hep birlikte coşku içinde kutluyoruz. Müzik ve halk dansları dersleri de mesleğinde çok tecrübeli uzman öğretmenlerimiz tarafından verilmektedir.
2018-2019 Öğretim Yılı Atatürk Okulu Eğitim Kurulu Öğretmenlerimiz:
Nuran Kuçur, Necmiye Kacaroğlu, Neriman Yılmaz, Dilek Özhan, Aynur İşcan, Hilal Açikel, Ayseli Turgut, Sultan Çıkar, Müge Çılıngır, Nedim Katgi, Halil Kanol, Gülizar Kısa, Hülya Işıktır.
1972 Yılından beri Atatürk okulundan yaklaşık 550 öğrenci mezun olmuştur.
Amerikan Türk Kadınlar Birliği | ATKB
17 Eylül 1958 yılında, New York şehrinde Non profit bir organizasyon olarak kurulan Amerikan Türk Kadınlar Birliği, Türk dili ve kültürünü yaymak için kurulmuştur. En büyük aktivitesi Atatürk okulunu devamiyeti sağlamaktır. Birliğin misyonu Amerikalı ve Türk kadınlar arasında dostluk ve anlayışın gelişmesine imkan verecek gerekli faaliyetler de bulunmak ve benzeri çalışmaları desteklemektir. Bugünkü mevcut üye sayısı 110 olan Amerikan Türk Kadınlar Birliği aynı zamanda, üyeleri için sosyal ve kültürel toplantılar ,seminerler ve diğer programlar organize etmektedir.Derneğin suan ki başkanlığını Şermin Özcilingir hanımefendi yapmaktadır. Kendileri 14 yıldır derneğin yönetiminde olup. Bunun son on yılını dernek başkanı olarak yürütmektedir. 25 yıldan beri New York ta kendisi yaşamaktadır.
Amerika Türk Kadınlar Birliği tamamen gönüllü çalışan değerli arkadaşlarımız tarafından yönetilmektedir.
Kadromuz: Başkan Şermin Özcilingir; Fatma Aldaş, Başkan Yardımcısı; Vaside Güler Ünal-Haznedar, İlknur Mısırlıoğlu Hüyük, Tutanak Sekreteri; Nevin Osman Sarı, İletişim ve Haberleşme Sekreteri; Songül Yıldız Gastriğer, Berna Gürdal ve Halide Ekingen Eser, Yönetim Kurulu Üyeleri.
• Gelişim ve değişim süreçlerine ayak uydurabilen,
• Ulusal kültürümüzle evrensel kültüre ve bilimselliğe varabilen,
• Atatürk ilke ve düşüncelerini özümseyen,
• Okuyan, sorgulayan ve çözüm üretebilen,
• Özgüveni gelişmiş, dürüst, duyarlı, sorumluluklarını bilen,
• İnsan haklarına dayanan, farklılıklara saygılı,
• Kendisi ve çevresiyle barışık, iletişimi güçlü,
• Spora ve sanata yaşamında yer veren, doğayı seven,
• Birden fazla yabancı dil becerisini etkin bir şekilde kullanabilen,
ve
• Üst eğitim kurumları için gerekli bilgi ve becerileri kazanmış aktif bireyler yetiştiren Atatürk okulumuzun devamlılığını sağlamaktır.
• Ulusal kültürümüzle evrensel kültüre ve bilimselliğe varabilen,
• Atatürk ilke ve düşüncelerini özümseyen,
• Okuyan, sorgulayan ve çözüm üretebilen,
• Özgüveni gelişmiş, dürüst, duyarlı, sorumluluklarını bilen,
• İnsan haklarına dayanan, farklılıklara saygılı,
• Kendisi ve çevresiyle barışık, iletişimi güçlü,
• Spora ve sanata yaşamında yer veren, doğayı seven,
• Birden fazla yabancı dil becerisini etkin bir şekilde kullanabilen,
ve
• Üst eğitim kurumları için gerekli bilgi ve becerileri kazanmış aktif bireyler yetiştiren Atatürk okulumuzun devamlılığını sağlamaktır.
ATKB VİZYONUMUZ:
Sürekli gelişen eğitim sürecinde, ulusal ve uluslarası düzeyde, üstün nitelikleri ile öncü , örnek bir kurum olmak.
ATKB Yönetim Kurulu, 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü oluşu nedeniyle başta ilk öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anarak, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyor ve başarılı bir öğretim yılı diliyoruz.
Berna Gürdal
Amerika Türk Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
Amerika Türk Kadınlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
20181127
📺 🎞 Onur Öymen'e Başöğretmen ödülü
Emekli Büyükelçi Onur Öymen "Başöğretmen Atatürk Onur Ödülün"ne layık görüldü. Antalya'da Eğitim-İş tarafından 24 Kasım Öğretmenler gününe özel olarak verilen ödülü alan Öymen
"O'nun önünde Atatürk gibi bir örnek yoktu. Ama bizim önümüzde O'nun gibi bir örnek var"
dedi.
"O'nun önünde Atatürk gibi bir örnek yoktu. Ama bizim önümüzde O'nun gibi bir örnek var"
dedi.
20181124
📺 🎞 Film: 'Dersimiz Atatürk' 🇹🇷 (2015)
(Video'da çok reklam araya girmesine rağmen izlemeye değer.) Blog editörü
İlkokul 5. sınıfta okuyan bir grup çocuğun, Atatürk’ü daha iyi anlamaları için verilen ödevle başlar. Bu ödev onlar için Atamızın yaşamına ve Ülkemizin Kurtuluş öyküsüne yapılacak uzun ve öğretici bir yolculuk olacaktır.
Bu yolculukta onlara önderlik edecek olan çocuklardan birinin ödüllü tarihçi “Dede”sidir. Ama bu “Dede” diğer tarihçilere hiç benzememektedir. O, tarihi sıkıcı bir geçmiş olarak anlatmaktan çok uzaktır sanki fantastik bir dünyanın tarihçisidir. Çocuklara Mustafa Kemal’in çocukluğunu, okul hayatını, askerlik kariyerini anlatır. Onları Kurtuluş Savaşı’nın en önemli cephelerine götürür, dünyada eşi görülmemiş bir direniş gösteren Türk halkının eşsiz kahramanlarıyla tanıştırır. Cumhuriyetin kuruluşuyla yoktan var edilen ülkenin emeklerini ve Ata’nın hayran olunası insani özelliklerini bazen canlandırmalar, bazen de tarihten gelen fotoğraf ve videolarla öğretir.
Bu film, basit bir "çocuk filmi" olmaktan öte bir film... Küçük büyük herkesin izlemesi, ders çıkarması gereken bir film. Filmin senaryosunun yazarı, büyük tarihçimiz Turgut Özakman'ı buradan bir kez daha sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.
Eray SEZER
YORUM:
Eray SEZER
20181123
🇹🇷Türk kültüründe öğrenmenin ve öğretmenin önemi
Kişi iki türlüg kişi atanur
Biri ögretigli biri ögrenür
İkide naru barca yılkı sanı
Tilese munı tut tilese anı
Biri ögretigli biri ögrenür
İkide naru barca yılkı sanı
Tilese munı tut tilese anı
Kutadgu Bilig-Yusuf Has Hacip 11.yy
(İki türlü insana insan derler:
Biri öğreten, biri öğrenen.
Bu ikisinden başkasını hep hayvan kabul et,
Hangisini istersen onu seç.)
Biri öğreten, biri öğrenen.
Bu ikisinden başkasını hep hayvan kabul et,
Hangisini istersen onu seç.)
20171130
Köy Enstitüleri Belgeseli
Müzik. "Concerto No. 1 For Piano and Orchestra In D minor, BWV 1052: I. Allegro" by Columbia Symphony Orchestra;Glenn Gould
.. Amaç; bilgili insan yetiştirmek, eğitimli toplum yetiştirmek.
''Bilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.''
Hz. Muhammed
''Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.''
Hz. Ali
''En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.''
Mustafa Kemal Atatürk





Önce öğretmenliği öldürdüler - İsmet Özçelik
Önce öğretmenliği öldürdüler
İsmet Özçelik
Aydınlık Gazetesi, 24.11.2017
Genç kuşaklar şimdiden gelecek derdinde.
Milli Eğitim Bakanı konuştukça, “Milli eğitimimiz kimlere emanet” diyenlerin sayısı artıyor. Hele en son ders saatlerinin kısaltılması ile ilgili açıklaması, “artık bu kadarına da pes” dedirten cinsten!
KÖY ENSTİTÜLERİ
Türk eğitim sistemi bu noktaya nasıl geldi?
Atatürk Kurtuluş Savaşı sonrasında en çok eğitim-öğretime önem verdi. Öğretmenlere, “Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyerek işlerinin değerini anlattı.
Köy enstitüleri efsaneydi. Dünyaya örnekti. Yetiştirdiği öğretmenler Türkiye’yi değiştiriyordu. Anadolu’nun en ücra köylerini bile ayağa kaldırıyorlardı.
Genç Cumhuriyet’in başarısı düşmanları rahatsız etti. Emperyalizmle ittifak halindeki gericilik el birliğiyle bu okulları kapattı. Yerine kurulan öğretmen okulları eskisi kadar olmasa da yine öğretmen yetiştirmede önemli görevler üstlendi. Ama sonra onu da yok ettiler.
Eğitimi öldürmek için önce öğretmenliği öldürdüler.
43 YIL SONRA
Öğretmen okulunda bir Eğitim Psikolojisi öğretmenimiz vardı. Ali Örs. Okul bitince haberlerini alsam da ilişkimiz kopmuştu. Bir yazımı okumuş. 43 yıl sonra telefonla da olsa konuştuk. Çok mutlu oldum.
Tabi konumuz yine eğitimdi. Bilmiyordum, konuşma sırasında öğrendim. Daha önce müfettişmiş. Müfettişlerin öğretmenliğe dönmesi pek tercih edilen bir durum değil. Ama o teftişleri sırasında öğretmenlerde bazı eksiklikler olduğunu görünce, bu eksikliğin öğretmen yetiştiren okullarda giderilmesi gerektiğini düşünmüş.
Hiç düşünmeden bir öğretmen okulunda görev istemiş. Sonra da bizim öğretmenimiz olmuş. İyi ki de olmuş.
Eskiden anlayış buydu.
NEREDEN NEREYE?
O zamanlar öğretmenler, “önder, köy önderi” olarak yetiştirilirdi. Aşı yapmasını, kiremit bağlamasını, cam takmasını, ağaç budamasını, tarımı, sanayiyi, ... bilirdi.
Mezun olduklarında kendilerine verilen tahta bavulda, ders araç gereçlerinin yanında bir takım da dünya klasikleri olurdu.
Meclis’te önemli bir ağırlıkları vardı. Şimdi onların yerine müteahhitler geldi.
24 Kasım “Öğretmenler Günü”. Bu günü anarken, köy öğretmeni Şefik Sınığ’ın “Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin” sözlerini anımsadım. Ölmeden önceki son sözleriydi.

Ceyhun Atıf Kansu bu sözler üzerine “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirini yazdı. İşte bu şiirden bir bölüm:
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin getirin...ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
...
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
...
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Öğretmen işte bu. Bütün öğretmenlerin “Öğretmenler Günü” kutlu olsun!
Alıntı Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/once-ogretmenligi-oldurduler-ismet-ozcelik-kose-yazilari-kasim-2017
Selda Bağcan - 'Dünyanın Bütün Çiçekleri'
20171126
En fedakâr öğretmen. Türkiye bu fedakar vatansever insanlar sayesinde ayakta duruyor
En fedakâr öğretmen.İzmir'de okuyan 16 yaşındaki Samet Karaköse kas hastalığı nedeniyle yürüyemiyor.Öğretmeni Birol Danışman, 3 yıldır Samet'i kendi aracıyla her gün evinden alıp okula getiriyor ve aynı şekilde geri götürüyor.#24KasımÖğretmenlerGünü pic.twitter.com/TnBPAuriw8— Religious Doctor (@firatklnder) 24 Kasım 2017
Gülten Dayıoğlu’ndan çocuklar için öneri

Gülten Dayıoğlu, öğretmenler gününde Hataylı öğrencilerle bir araya geldi. Çocuk edebiyatının duayen ismi, "Çocuklar hayatın içinden bilgilerle yetiştirilmeli" dedi.
Eski bir öğretmen olan ve yazdığı kitaplarla üç kuşağı büyüten Gülten Dayıoğlu, Öğretmenler Günü’nde Hatay’da öğrencilerle bir araya geldi. Günümüz çocuklarına erişebilmek için öğretmenlerin kendini her zaman güncellemesi gerektiğini vurgulayan Dayıoğlu, eğitim sisteminde ezberci yönteme karşı müfredatın esnek olması gerektiğini söyleyerek, “Çocuklar hayatın içinden bilgilerle yetiştirilmeli” dedi.
Çocuk kitaplarının psikologlar tarafından denetlenmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Dayıoğlu, şöyle dedi: “Kimse yazarın zihnine dizgin vuramaz. Bu konuda asıl sorumluluk yayınevinindir. Çocuk edebiyatının süzgecinin delikleri sık olmalı, niteliksiz kitaplar bu süzgeçten geçememeli. GDO'lu gıdaları nasıl seçiyorsak GDO'lu kitapları da seçmek, ayıklamak gerekiyor. Bu noktada ikinci büyük sorumluluk öğretmenlere ve velilere düşüyor. Çocuklarına ne okuttuklarının farkında olsunlar.”
Alıntı Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/gulten-dayioglundan-cocuklar-icin-oneri/
Onlar hem edebiyatın devleriydi, hem de öğretmen...











20171125
24 Kasım Öğretmenler Günü'nde onları anıyoruz....
Saadet Karakuş
''Neşe Alten öğretmen..
Aybüke öğretmen..
Necmettin öğretmen..
Vatan görevi yaparken Pkk teröründe canından olan tüm şehit öğretmenlerimizi saygıyla anıyor, unutmuyoruz..
Ruhunuz şad olsun.''

''Neşe Alten öğretmen..
Aybüke öğretmen..
Necmettin öğretmen..
Vatan görevi yaparken Pkk teröründe canından olan tüm şehit öğretmenlerimizi saygıyla anıyor, unutmuyoruz..
Ruhunuz şad olsun.''

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
🎞️ I am not Turkish but 🇹🇷 ( Ben Türk değilim ama..) akımından... 🇹🇷Türkçe sözlü şarkılar
“Türk değilim ama…” akımı büyük ilgi görüyor - Son zamanlarda sosyal medyada "I am not Turkish but" yani "Türk değilim ama...

-
Bu yazımızda Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli şairlerinden biri olan Mehmet Emin Yurdakul'un "Cenge Giderken" şii...
-
Ülkemiz yer şekilleri bakımından oldukça farklı özelliklere sahiptir. Yer şekillerindeki farklılık iklimlerin bölgelere göre değişiklik...
-
Kendilerini "trakya'nın yerlileri" olarak kabul eden, 1300'lü yıllardaki ilk osmanlı fetihleriyle birlikte trakya'ya ...