arkeolojik kazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arkeolojik kazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20250827

📰 Türkiye'nin en batısında 8 bin 800 yıllık 5 mimari yapı ortaya çıkarıldı


 Çanakkale

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 2009'dan bu yana Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burçin Erdoğu başkanlığındaki ekip tarafından kazılan höyükteki çalışmalar, Türkiye'nin en batısında eski dönemlere ışık tutuyor.

Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Erdoğu, AA muhabirine, kazıların adanın en batısındaki Uğurlu köyünün yaklaşık bir kilometre kuzeydoğusunda yer alan höyükte devam ettiğini söyledi.

Bu yıl kazılarda önemli bulgulara ulaştıklarını belirten Erdoğu, elde edilen verilerin Gökçeada'nın ve Ege Adaları'nın geçmişine ışık tutacağını ifade etti.

Adadaki insan varlığının 8 bin 800 yıl öncesine tarihlendiğini dile getiren Erdoğu, şöyle konuştu:

"Burası Ege Adaları'nın en erken yerleşmesi, yani milattan önce 6800'lere kadar giden bir yerleşim söz konusu. Bölgede, Ege Adaları içinde besin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı ilk köy yerleşiminin olduğunu, en erken çanak çömlek yapımını, metalürji ve anıtsal mimarinin ortaya çıktığını görüyoruz. İlk defa şehircilik anlayışının burada başladığını görüyoruz. Gökçeada'daki bu kazı bir ilkleri temsil ediyor. O yüzden bura, Ege Adaları içinde çok önemli bir ada."


"Gökçeada'ya ilk gelen tarımcı toplulukların mimarisine ulaştık"

Burçin Erdoğu, 2009'dan bu yana her kazı döneminde adada farklı bulgulara ulaştıklarını dile getirdi.

Bu seneki çalışmalarda daha çok erken tabakalara yoğunlaştıklarına işaret eden Erdoğu, şunları kaydetti:

"Mimari anlamda önemli bulgular elde ettik. Bu dönem yaptığımız çalışmalarda, günümüzden 8 bin 800 yıl öncesine tarihlendirilen erken dönemler için diğer bir deyişle Gökçeada'ya ilk gelen tarımcı topluluklarına ait 5 konut yapısına ulaştık. Böyle bir mimari Ege Adaları'nda ilk defa rastlandığı için bizim için çok değerli. Yuvarlak planlı, çukur tabanlı, saz örgü tekniği dediğimiz bir teknikle yapılmış bir mimari anlayış söz konusu. Uğurlu yerleşmesi, Girit Adası'ndaki Knossos yerleşmesi ile tüm Ege Adaları'nın en erken tarımcı topluluklarına ait tek yerleşim. Bu bağlamda, Ege Adaları'nda en erken tarımcı topluluklara ait mimariyi ilk defa ortaya çıkarttık diyebilirim."


"Yerleşim düzeni ve mimarinin değişim gösterdiğini gözlemledik"
Kazı heyetinde görevli Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Erkan Gürçal da doktora ve yüksek lisans çalışmalarını höyükle ilgili yaptığını söyledi.

Doktora çalışmasında özellikle milattan önce 5500 ila 4900 yılları arasındaki sosyal organizasyon yapısını mimari üzerinden değerlendirdiğini ifade eden Gürçal, şunları kaydetti:
"Özellikle burada yaklaşık olarak milattan önce 5800'lere doğru yerleşimde büyüme gerçekleşiyor. Daha önce küçük bir alanda yaklaşık 9-10 civarında konutun bulunduğu bir yerleşim varken, birden yerleşim büyüyor, adanın farklı yerlerine doğru yayılım göstermeye başlıyor ancak milattan önce 5800 ila 5500 arasındaki verilerimiz sınırlı. Mimari anlamda ve yerleşim organizasyonunda özellikle milattan önce 5300'lere gelindiğinde bir değişim süreci var. Bu değişimi tüm materyal kültüründe gözlemleyebiliyoruz."
Gürçal, milattan önce 5300'lere gelindiğinde ise dönemin özelliklerine göre gelişmiş bir mimariyi görmeye başladıklarını kaydetti.

Kaynak/ Alıntı: https://www.aa.com.tr/tr/kultur/turkiyenin-en-batisinda-8-bin-800-yillik-5-mimari-yapi-ortaya-cikarildi/3670431


20250811

🗺️ Urartu uygarlığı aydınlanıyor! Van'da Ayanis Kalesi'ndeki önemli keşif

Urartu uygarlığı aydınlanıyor! Van'da önemli keşif

Urartu'nun mühürlü kalesi Ayanis'te, 38 yıldır süren kazılarda, arkeolojik açıdan önemli buluntular gün yüzüne çıkarılıyor. Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı, Ayanis ve Garibin Tepe'de elde edilen buluntuların bölge tarihine ışık tuttuğunu söyledi.

Doğukan Şahin

Eşsiz Buluntular Sergileniyor



Ayanis'teki Haldi tapınağından çıkarılan, mitolojik figürlerle süslü bronz bir miğfer ve mimari kaplama levhası, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde açılan "Arkeolojinin Altın Çağı" sergisinde sergileniyor. Prof. Dr. Işıklı, bu eserlerin Urartu arkeolojisi için benzersiz örnekler olduğunu ve sergide yer almaktan gurur duyduklarını ifade etti.

"Kazılar Yüzlerce Yıl Sürebilir"

Işıklı, Ayanis kazılarının, ülkenin en uzun soluklu kazılarından biri olduğunu belirterek, bir arkeolojik çalışmaya ömür biçmenin zor olduğunu söyledi. Kazıların yüzlerce yıl daha devam edebileceğini düşündüğünü ifade eden Işıklı, teknoloji ve yaklaşımlardaki gelişmelerin süreci daha da zenginleştireceğini belirtti.

Kazı çalışmalarının hızlanmasında yerel yönetimlerin ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğinin büyük önem taşıdığını ekledi. Bu yıl içerisinde tapınak alanının bazı kısımlarının ziyarete açılması hedefleniyor.



Ayanis'in Korunmuş Hazine Değeri

Prof. Dr. Işıklı, Ayanis Kalesi'nin tarih boyunca yaşanan tahribat ve yağmalardan şans eseri korunmuş olduğunu belirtti. 

"Kalenin adeta mühürlenerek yıkılması sayesinde altındaki Urartu dönemi olduğu gibi korunmuş durumda," diyen Işıklı, bu sayede yaklaşık 10-15 bin civarında eserin ortaya çıkarıldığını ve bu eserlerin Van Arkeoloji Müzesi'ndeki envantere kazandırıldığını söyledi. 

Van Arkeoloji Müzesi'nin, dünya üzerindeki en zengin Urartu eserlerine ev sahipliği yaptığını da sözlerine ekledi. 


Alıntı: https://www.aydinlik.com.tr/fotogaleri/urartu-uygarligi-aydinlaniyor-vanda-onemli-kesif-540696

20240823

Kahramanmaraş’ta Yassıhöyük'te yapılan kazılardaki yeni buluntular

 📍 Kahramanmaraş’ta Yassıhöyük'te yapılan kazılarda 2800 yıllık karbonlaşmış nohut, buğday, kayısı çekirdeği, üzüm ve sarımsak taneleri bulundu.

21 kilogramlık bu bulgular, Afşin ve çevresinin Orta Demir Çağ sonlarındaki tarımsal çeşitliliğini ve potansiyelini gözler önüne seriyor. Kazı çalışmaları sırasında Demir Çağlarına ait önemli verilerin ele geçtiğini, özellikle Geç Demir Çağı tabakasında tespit ettikleri mermer tabaklar gibi prestij objeleri ile mimarinin genel özelliklerinin, Yassıhöyük'ün bu süreçte yerel bir yönetime ait idari merkez olabileceğine dair güçlü ipuçları sunduğunu dile getiren Kazı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Elif Baştürk, "Geç Demir Çağı'nın başları, Orta Demir Çağı'nın sonlarıyla tarihleyebileceğimiz daha alt dönem tabakalarda ise işlik ve depolama alanlarıyla bağlantılı bazı çukurlar ve silik bir mimari tespit ettik. Bu çukurlardan birinin içinden de 21 kilogram kadar karbonlaşmış nohut örneği açığa çıkarıldı. Bu nohut tohumlarının içerisinde aynı zamanda buğday kalıntıları, üzüm çekirdekleri, kabukları üzerinde kurumuş üzüm taneleri, kayısı çekirdekleri ve sarımsak taneleri çıktı. Bu bitkisel kalıntılar, bölgenin hem tarımsal potansiyelini hem çeşitliliğini göstermesi açısından önemli veriler. Bu tür bulgular pek çok kazıda taneyle, avuçla, gramla gibi bulunabilir. Ancak böylesine 21 kilogram ve daha fazlasının olduğu bulgular çok nadir” dedi. 

Kaynak: AA


🎞️ I am not Turkish but 🇹🇷 ( Ben Türk değilim ama..) akımından... 🇹🇷Türkçe sözlü şarkılar

“Türk değilim ama…” akımı büyük ilgi görüyor -  Son zamanlarda sosyal medyada "I am not Turkish but" yani "Türk değilim ama...