Cüneyt Öztürk tarafından kaleme alınan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın efsane liderlerinden Kenan Çoygun Paşa’nın hayatının anlatıldığı bu eseri şiddetle tavsiye ederiz. Kahraman komutanımızın vefat haberini Hürriyet Gazetesi manşetten tam sayfa vermişti. Aziz ruhu şad olsun.Kıbrıs Tarihi @KibrisTarihi
Kıbrıs Barış Harekatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kıbrıs Barış Harekatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20250223
📚📖 Türk Mukavemet Teşkilatı’nın efsane liderlerinden Kenan Çoygun Paşa’nın hayatı
Cüneyt Öztürk tarafından kaleme alınan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın efsane liderlerinden Kenan Çoygun Paşa’nın hayatının anlatıldığı bu eseri şiddetle tavsiye ederiz. Kahraman komutanımızın vefat haberini Hürriyet Gazetesi manşetten tam sayfa vermişti. Aziz ruhu şad olsun.Kıbrıs Tarihi @KibrisTarihi
20240720
20200501
🎞 Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel ve Erenköy Destanı (Tarihi Belgesel)
''(Tarih Belgeseli) Kıbrıs Erenköy'de 8 Ağustos 1964 günü neler yaşandı? Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel'in uçağı nasıl düştü ve Topel nasıl şehit oldu? O gün Türkiye yardıma gelmeseydi, Kıbrıslı Türklerin aylardır süren şanlı Erenköy Direnişi nasıl sonlanacaktı? Türk Kartalları'nın göğü adeta yırtan sesleri duyulduğunda neler oldu? O gün ve takip eden günlerde yaşananları, konuyla ilgili kayıt ve araştırmaları inceleyerek bu videoda kısaca özetledim.''
Kenan Acar Kenan Acar
20200113
20191114
📰 ✍️ KKTC'nin kuruluşunun 36. yılı kutlu olsun
Kıbrıs’ta Denktaş ruhu
İsmet Özçelik
Bugün 15 Kasım. KKTC’nin kuruluşunun 36. yılı. Kıbrıs’a her gidişimde halkla sohbet ederim. Özellikle de 1960’lı yılları yaşayanlarla.
Çok acılar çekmişler.
Kayıplar vermişler.
Evleri Rum kesiminde kalmış olanları dinledim.
Türk tarafına nasıl kaçtıklarını anlattılar.
Araba bagajında, yatakların içinde...
45 YILDIR KAN AKMADI
Derken 1974 müdahalesi geldi.
Kıbrıslı Türkler rahatladı.
Can güvenliği sorunları kalmadı.
Aradan 45 yıl geçti.
45 yılda dökülen bir damla kan yok.
ABD, AB bu gerçeği görmüyor.
Sürekli fitne peşinde.
ANNAN PLANI
Annan Planı gündeme geldi.
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş karşı çıktı.
“Emekler boşa gider.
Ada Rumların egemenliğine girer” dedi.
Ama inandıramadı.
Referanduma gidildi.
Amerikancılar, AB’ciler, FETÖ’cüler, liboşlar, ...
Hepsi destekledi.
Ak Parti de Annancıydı.
Türkiye’den giden ekipler “Yes be annem” diye dolaştı.
“Denktaş’ı bitirmekten” söz edildi.
Türkiye’nin desteğiyle “evet” çıktı.
ALLAH RUSLARDAN RAZI OLSUN
Rumlar “evet” demek için BM’den karar istedi.
Daha fazlasını istiyorlardı.
BM Rumların istediği kararı aldı.
Rusya kararı veto etti.
Bunun üzerine Rumlar “hayır” oyu kullandı.
Annan Planı hayata geçmedi.
Denktaş sonucu, “Allah Ruslardan razı olsun” diye yorumladı.
AB RÜZGARI
Kıbrıs’ta oyun bitmiyor.
Annan Planı olmadı, AB rüzgarı başlattılar.
Kıbrıs’ın tamamı AB’ye girecek;
Kıbrıslı Türkler zengin olacaktı.
Reklamdan sonra devam ediyor
Kimse yemedi...
ESER KALMAMIŞ
Kasım ayı başında yine KKTC’deydim.
Başbakan Ersin Tatar’la görüştüm.
Kıbrıslılarla bir araya geldim.
Annan Planı’nı ağzına alan yok.
AB havucuna da kimse inanmıyor.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sözleri tartışılıyor.
Tepki çok.
“Yes be annem”den eser kalmamış...
ÇÖZÜM
Çözüm konusunda kafalar net.
Kıbrıs’ta iki halk var.
Türkler ve Rumlar.
İki de devlet.
Bütün hesaplar bu gerçeğe göre yapılmalı.
İki devletli dostluk.
Başka yolu da yok.
TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ
Eskiden Türkiye’nin KKTC’nin güvenliğini sağladığı konuşulurdu. Şimdi KKTC’nin Türkiye’nin güvenliği açısından önemi konuşuluyor.
Adanın tamamının Rumların kontrolüne geçmesi durumunda Türkiye’nin güvenliğinde ortaya çıkacak zafiyete vurgu yapılıyor.
NEREDEN NEREYE
1963 olayları.
Johnson’un İnönü’ye mektubu.
İnönü’nün, “Yeni şartlarla yeni bir dünya kurulur. Türkiye de bu dünyada yerini bulur” sözleri...
1974 müdahalesi.
1983’de KKTC’nin kuruluşunun ilanı.
Üzerinden 36 yıl geçti.
Osman Kutup.
Mağosalı bir esnaf.
Yaşamı, Kıbrıs Türkü’nün mücadelesi.
Dükkanında görüşürken sık sık geçmişe daldı.
Zaman zaman gözleri doldu, konuşamadı.
Sohbetin sonunda;
“Çok sıkıntı çektik, ama umudumuzu hiç yitirmedik” dedi.
Kıbrıs sancılı günlerden geçerek bugüne geldi.
Bazı yanlışlar oldu, ama dönüldü.
Şu anda Ada’da Denktaş’ın ruhu hakim.
Ankara, Lefkoşa da yan yana.
Şimdi hedef belli:
KKTC’yi tanıtma zamanı..!
İsmet Özçelik
Bugün 15 Kasım. KKTC’nin kuruluşunun 36. yılı. Kıbrıs’a her gidişimde halkla sohbet ederim. Özellikle de 1960’lı yılları yaşayanlarla.
Çok acılar çekmişler.
Kayıplar vermişler.
Evleri Rum kesiminde kalmış olanları dinledim.
Türk tarafına nasıl kaçtıklarını anlattılar.
Araba bagajında, yatakların içinde...
45 YILDIR KAN AKMADI
Derken 1974 müdahalesi geldi.
Kıbrıslı Türkler rahatladı.
Can güvenliği sorunları kalmadı.
Aradan 45 yıl geçti.
45 yılda dökülen bir damla kan yok.
ABD, AB bu gerçeği görmüyor.
Sürekli fitne peşinde.
ANNAN PLANI
Annan Planı gündeme geldi.
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş karşı çıktı.
“Emekler boşa gider.
Ada Rumların egemenliğine girer” dedi.
Ama inandıramadı.
Referanduma gidildi.
Amerikancılar, AB’ciler, FETÖ’cüler, liboşlar, ...
Hepsi destekledi.
Ak Parti de Annancıydı.
Türkiye’den giden ekipler “Yes be annem” diye dolaştı.
“Denktaş’ı bitirmekten” söz edildi.
Türkiye’nin desteğiyle “evet” çıktı.
ALLAH RUSLARDAN RAZI OLSUN
Rumlar “evet” demek için BM’den karar istedi.
Daha fazlasını istiyorlardı.
BM Rumların istediği kararı aldı.
Rusya kararı veto etti.
Bunun üzerine Rumlar “hayır” oyu kullandı.
Annan Planı hayata geçmedi.
Denktaş sonucu, “Allah Ruslardan razı olsun” diye yorumladı.
AB RÜZGARI
Kıbrıs’ta oyun bitmiyor.
Annan Planı olmadı, AB rüzgarı başlattılar.
Kıbrıs’ın tamamı AB’ye girecek;
Kıbrıslı Türkler zengin olacaktı.
Reklamdan sonra devam ediyor
Kimse yemedi...
ESER KALMAMIŞ
Kasım ayı başında yine KKTC’deydim.
Başbakan Ersin Tatar’la görüştüm.
Kıbrıslılarla bir araya geldim.
Annan Planı’nı ağzına alan yok.
AB havucuna da kimse inanmıyor.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sözleri tartışılıyor.
Tepki çok.
“Yes be annem”den eser kalmamış...
ÇÖZÜM
Çözüm konusunda kafalar net.
Kıbrıs’ta iki halk var.
Türkler ve Rumlar.
İki de devlet.
Bütün hesaplar bu gerçeğe göre yapılmalı.
İki devletli dostluk.
Başka yolu da yok.
TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ
Eskiden Türkiye’nin KKTC’nin güvenliğini sağladığı konuşulurdu. Şimdi KKTC’nin Türkiye’nin güvenliği açısından önemi konuşuluyor.
Adanın tamamının Rumların kontrolüne geçmesi durumunda Türkiye’nin güvenliğinde ortaya çıkacak zafiyete vurgu yapılıyor.
NEREDEN NEREYE
1963 olayları.
Johnson’un İnönü’ye mektubu.
İnönü’nün, “Yeni şartlarla yeni bir dünya kurulur. Türkiye de bu dünyada yerini bulur” sözleri...
1974 müdahalesi.
1983’de KKTC’nin kuruluşunun ilanı.
Üzerinden 36 yıl geçti.
Osman Kutup.
Mağosalı bir esnaf.
Yaşamı, Kıbrıs Türkü’nün mücadelesi.
Dükkanında görüşürken sık sık geçmişe daldı.
Zaman zaman gözleri doldu, konuşamadı.
Sohbetin sonunda;
“Çok sıkıntı çektik, ama umudumuzu hiç yitirmedik” dedi.
Kıbrıs sancılı günlerden geçerek bugüne geldi.
Bazı yanlışlar oldu, ama dönüldü.
Şu anda Ada’da Denktaş’ın ruhu hakim.
Ankara, Lefkoşa da yan yana.
Şimdi hedef belli:
KKTC’yi tanıtma zamanı..!
Alıntı/Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/kibris-ta-denktas-ruhu-ismet-ozcelik-kose-yazilari-kasim-2019
20191013
🇹🇷 KKTC Kahraman Kurucu Lideri ve İlk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı çok özlüyor
#KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı Özlem ve rahmetle anıyoruz. #Denktaş #BarışPınarıHarekatı #RaufDenktaş 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 #OperationPeaceSpring pic.twitter.com/42AVoaMK80— TRT Bakü (@trt_baku) October 13, 2019
— Dr.M.Hidayet Vahapoğlu (@HVahapoglu) January 13, 2019
20190808
🛬 🇹🇷 Şehit pilot Cengiz Topel
Cengiz Topel kimdir? İşte Cengiz Topel'in hayatı hakkında bilinenler
Cengiz Topel kimdir sorusu birçok kişi tarafından oldukça merak edilen ve araştırılan konular arasında yer almaya başladı. Kıbrıs Harekatı sırasında Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Cengiz Topel kimdir? İşte hayatı hakkında merak edilenler
Cengiz Topel, 2 Eylül 1934, İzmit doğumlu - 8 Ağustos 1964 yılında hayatını kaybeden , Türk pilot yüzbaşıdır. 1964'te Türk Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği uyarı uçuşunda, uçağı Rum uçaksavarlar tarafından vurulunca paraşütle atladı ve esir düştü. Rumlar tarafından hastanede öldüğü belirtilen Topel'in naaşı iade edildi. Türk Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'taki ilk pilot kaybıdır.
Trabzonlu Tekel tütün eksperi Hakkı Bey’in oğludur. Babasının görevli olduğu İzmit'te 2 Eylül 1934 tarihinde doğdu. Annesi Mebuse Hanım’dır. Ailede dört kardeşin üçüncüsüdür.
İlkokula Bandırma II. İlkokulu'nda başladı, babasının Gönen, Balıkesir’e tayini ile Ömer Seyfettin İlkokulu’nda öğrenimine devam etti. Babasını kaybettikten sonra ailesi Kadıköy, İstanbul'a yerleşti. Kadıköy Yeldeğirmeni Okulu’nda ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimine, Haydarpaşa Lisesi'nde başlayıp Kuleli Askeri Lisesi’ne devam ederek 1953 yılında bitirdi. 1955 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirip asteğmen olarak ordu saflarına katıldı.
Küçük yaşlardan beri havacılığa olan merakı sonucu hava sınıfına ayrıldı. Pilotaj eğitimi için Kanada’ya gönderildi. Kanada’daki eğitimini başarıyla tamamlayarak 1957 yılında yurda dönüp Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda göreve başladı. 1961 yılında Eskişehir 1. Hava Ana Jet Üssü’ne atandı. 1963 yılında yüzbaşılığa terfi etti.
Kıbrıs Barış harekatı
8 Ağustos 1964 tarihinde Kıbrıs Harekatı sırasında Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderildi. F-100 uçağıyla uçuş esnasında uçağı yerden isabet alarak düşürüldü. Paraşütle atlamayı başardı, fakat Rumlar tarafından esir alındı. Uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu öldüğü iddia edilir.
Kıbrıs'taki ilk Türk hava harp kaybı olan Cengiz Topel'in hastanede öldüğü açıklandı, ancak naaşı ısrarlı girişimler sonucu 12 Ağustos 1964 tarihinde Rumlar’dan alınabildi.
Cenaze töreni
Kıbrıs'ta, Adana'da, Ankara ve İstanbul'da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos 1964 tarihinde Edirnekapı'daki Sakızağacı Hava Şehitliği'nde toprağa verildi.
Anısına
Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki yerleşim yerlerinde birçok park, cadde ve sokağa adı verilmiştir.
Cenaze töreni
Kıbrıs'ta, Adana'da, Ankara ve İstanbul'da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos 1964 tarihinde Edirnekapı'daki Sakızağacı Hava Şehitliği'nde toprağa verildi.
Anısına
Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki yerleşim yerlerinde birçok park, cadde ve sokağa adı verilmiştir.
Gaziantep ve Kayseri'de birer semt, Ankara'nın Mamak, Çubuk ilçelerinde ve İzmir'in Konak ilçesinde birer mahalle , İstanbul'un Gaziosmanpaşa, Eyüp ve Kartal ilçesinde, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, Kocaeli'nin İzmit ilçesi Karabaş mahallesinde ve Balıkesir'in Hasan Basri Çantay ve Gündoğan mahallelerini ayıran ve şehir merkezinden 9. Ana Jet Üssü'ne ulaşımı sağlayan caddeye, babasının tayini ile Ömer Seyfettin İlkokulu'na devam ettiği Gönen (Balıkesir)'deki bir ana caddeye; Malatya, Kırıkkale, Sorgun ve Eskişehir'de en büyük caddelerden birisine, Tekirdağ merkezindeki bir meydana adı verilmiştir.
Cengiz Topel ismi, Antalya'nın Muratpaşa ve Finike ilçelerinde, Ağrı'nin Patnos ilçesinde, Adıyaman'da Eskişehir'de, Batman'da, Sakarya'da,Tokat Turhal'da Samsun'da, Şanlıurfa'da, Isparta'da, İstanbul'un Bakırköy ve Zonguldak'ın Kozlu, Manisa'nın Demirci, Mersin'in Akdeniz, Tarsus, Silifke ve Anamur, Osmaniye'nin Kadirli, Adana'nın Yüreğir, Konya'nın Karatay, Afyonkarahisar ilinin Dinar, Trabzon'un Of ve Sinop'un Boyabat,Gaziantep'in Şahinbey, İzmir'in Buca ve Güzelbahçe ilçesinde, Gönen (Balıkesir)'de okullara verilmiştir.
Ayrıca Konya'da Cengiz Topel'in adını alan "Şehit Topel Polis Merkezi", İzmit'te "Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı" ve Kocaeli Cengiz Topel Havalimanı bulunmaktadır.
İstanbul-Şirinevler'de, Kâğıthane'nin Çağlayan mahallesinde ve Maltepe Gülsuyu Mahallesi'nde adını taşıyan bir cami vardır.
Eskişehir'in merkezinde ve Bursa’nın Gürsu ilçesinde heykeli bulunmaktadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ise anıtı dikilmiş, bir köye ve bir hastaneye ismi verilmiştir.
İzmir-Karşıyaka'da ve Düzce merkezde bir sokağa ismi verilmiştir.
Cengiz Topel ismi, Antalya'nın Muratpaşa ve Finike ilçelerinde, Ağrı'nin Patnos ilçesinde, Adıyaman'da Eskişehir'de, Batman'da, Sakarya'da,Tokat Turhal'da Samsun'da, Şanlıurfa'da, Isparta'da, İstanbul'un Bakırköy ve Zonguldak'ın Kozlu, Manisa'nın Demirci, Mersin'in Akdeniz, Tarsus, Silifke ve Anamur, Osmaniye'nin Kadirli, Adana'nın Yüreğir, Konya'nın Karatay, Afyonkarahisar ilinin Dinar, Trabzon'un Of ve Sinop'un Boyabat,Gaziantep'in Şahinbey, İzmir'in Buca ve Güzelbahçe ilçesinde, Gönen (Balıkesir)'de okullara verilmiştir.
Ayrıca Konya'da Cengiz Topel'in adını alan "Şehit Topel Polis Merkezi", İzmit'te "Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı" ve Kocaeli Cengiz Topel Havalimanı bulunmaktadır.
İstanbul-Şirinevler'de, Kâğıthane'nin Çağlayan mahallesinde ve Maltepe Gülsuyu Mahallesi'nde adını taşıyan bir cami vardır.
Eskişehir'in merkezinde ve Bursa’nın Gürsu ilçesinde heykeli bulunmaktadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ise anıtı dikilmiş, bir köye ve bir hastaneye ismi verilmiştir.
İzmir-Karşıyaka'da ve Düzce merkezde bir sokağa ismi verilmiştir.
20190721
✍️ 45 yıl sonra TCG Kocatepe Şehitlerini Akdeniz’de Anarken...

Mavi Vatan köşesinin zamanlama açısından belki de en anlamlı yazısını okuyorsunuz. Zira gazeteyi elinize aldığınız 21 Temmuz 2019 sabahı, yavru vatan Kıbrıs sularında Mavi Vatanımızın bağrında yatan tam 45 yıl önce hava kuvvetlerimiz ile karşılıklı müdahale sonucu kaybettiğimiz TCG Kocatepe(D 354) muhribimizin 54 şehidini anıyoruz. Gemi bugün Rum Yönetimi (GKRY) topraklarında adanın batısındaki Baf Limanı'nın karasuları içinde batmıştı. Ancak mavi vatan sınır tanımıyor. Girne açıklarında Kocatepe gazileri ve şehit yakınlarının bulunduğu gemiden anavatandan getirilen çiçek demetlerini Akdeniz’in turkuvaz sularına bırakıyoruz. Anavatan ve yavru vatandaki milyonların kalbinin derinliklerinden gelen vefa ve minnet duyguları, Kıbrıs'ın batısında, deniz dibinde yatan D354 borda numaralı, çelik mabede erişiyor ve kaybettiğimiz 3 subay, 14 astsubay ve 37 erimizin ölümsüz ruhlarını sarıyor.
KOCATEPE ŞEHİTLERİ İÇİN DENİZDE TÖREN
TCG Kocatepe şehitlerimiz 1974 yılından bu yana, 18 Mart Şehitler gününde (2002 öncesinde 4 Nisan) diğer deniz şehitlerimiz ile birlikte anılıyor. Ancak bu yıl ilk kez, hem Girne’deki deniz şehitleri anıtında hem de denizde yapılacak bir törenle KKTC’de anılıyorlar. Her iki törene TCG Kocatepe gazileri ile şehit aileleri katılıyor. Sayın Levent Karataş Başkanlığındaki Boğaziçi Deniz, Çevre ve Spor Kültürü Platformu ile Kıbrıs Türk Şehitlikleri ve Mili Parklar Vakfı işbirliği ve eşgüdümü ile icra edilen bu törene anavatandan 22 şehit yakını ile 22 gazi davet edildi.
KOCATEPE VE BAHRİYE AİDİYETİ
Benim Kocatepe trajedisi ile tanışmam bahriye öğrenciliğime uzanır. 21 Temmuz 1974, Pazar günü, Heybeliada’da 16 yaşında Deniz Lisesi ikinci sınıf öğrencisiydim. Kıbrıs Barış Harekatı bir gün önce başlamış, kahraman deniz piyadelerimiz Cumartesi günü öğleden sonra Girne’de Yavuz plajında kıyıbaşını tutmuştu. Bizler henüz gerçek bir savaş gemisinde bulunmuş bile değildik. Ama kalplerimiz Kıbrıs ve denizdekilerle beraberdi. O sabah aynı heyecanla uyandık. Herkes televizyondaki haberlere koştu. Ordumuzun güneye ilerlemesi devam ediyordu. Çok gururluyduk. Ama akşamüzeri tam yatakhanelerimize dönmüştük ki, bir arkadaşımız “Duydunuz mu? Kocatepe muhribi batmış” diye koşarak içeri girdi. Şok olmuştuk! Yatağıma girdim ve ağladım. O ana kadar hiçbir muhripte bulunmamıştım. Kocatepe isimli bir muhrip olduğunu okul koridorlarındaki resimlerinden biliyordum. O gemide tanıdığım hiç kimse yoktu. Ama kurumsal aidiyet bu olsa gerek, Kocatepe haberi üzerine sanki bir yakınımı kaybetmişim gibi ağlamıştım. Ertesi gün, sabah taburunda olayın detaylarını öğrendik. Kıbrıs harekatı nedeni ile üç hafta sonu izine çıkamadık. Daha sonra eve geldiğimde Kocatepe’nin kaybı nedeniyle komşularımızın ve tanıdıklarımızın baş sağlığı dilemeleri beni çok duygulandırmıştı. Demek ki bahriye artık benim ikinci ailemdi. Daha sonra gerek Kıbrıs ve gerekse Kocatepe hadisesi meslek hayatım boyunca her zaman ilgilendiğim, ders çıkardığım, çıkardığım dersler paralelinde fikir ürettiğim bir konu oldu. Deniz Lisesinden mezun olduğum 1976 yılında sınıf subayımızın, geminin SHM Subayı Gazi Üsteğmen Özhan Bakkalbaşıoğlu olması bu merakımı daha da artırdı. Hedefteki Donanma isimli 2013 yılında yayınladığım (Kırmızıkedi Yayınevi) kitabımda trajediye neden olan karşılıklı müdahaleyi sebep ve sonuçları ile analiz etmeye çalıştım. Kendi uçaklarımız tarafından bu mümtaz gemimizin batırılmasının sebep ve sonuçlarını, deniz ve hava kuvvetleri arasında bir bilek güreşi, ya da suçlu bulma saiki ile yapmadım. Dünya deniz ve hava harp tarihinde yaşanan karşılıklı müdahale ya da dost ateşi vakaları paralelinde inceledim. Üst üste gelen talihsizlikler, bilgi ve eşgüdüm eksikliği ve yanlış kararlar ile birleşince karşılıklı müdahale kaçınılmaz olmuştu. Her iki tarafta da ciddi durumsal farkındalık ve komuta kontrol zafiyeti söz konusuydu.
KIBRIS'TA DEĞİŞTİRİLEN ANADOLU JEOPOLİTİĞİ
Kıbrıs Barış Harekatı, yakın Türk tarihimizin en önemli kilometre taşlarından biridir. 15 Temmuz 1974 Nikos Sampson darbesinden kabaca 96 saat sonra Anadolu’da oluşturulan askeri güç, denizaşırı bir harekat ile Kıbrıs adasına aktarılmak üzere Mersin’den harekete geçmiş ve darbeden 120 saat sonra Türkiye, Girne'nin batısındaki Yavuz plajında kıyıbaşını tutmuştur. Bu başarı o kadar önemlidir ki, onun sayesinde tank ve zırhlı araçlarımız adaya intikal edebilmiş ve nihai askeri zafer sağlanmıştır. Diğer bir deyişle eğer çıkarma gemilerimiz ve onları koruyan donanma olmasaydı, askeri zafer kazanılamaz ve bugün bize jeopolitik güvence sunan KKTC mevcut olamazdı.
HER SAVAŞIN KAÇINILMAZI: KARŞILIKLI MÜDAHALE
Bu savaşta her savaşta olduğu gibi kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin müşterek ya da bağımsız faaliyetleri sırasında operatif, taktik ve teknik hataları olmuştur. Şüphesiz bunların içinde en ciddisi 54 denizcimizi kaybettiğimiz Kocatepe muhribimizin batırılmasıdır. Diğer taraftan Kıbrıs’ta elde edilen ve bugüne yansımaları hayal edilenin çok ötesinde olan jeopolitik kazanımların yanında TCG Kocatepe’nin kaybı kabul edilebilir bir kayıptır. Kıbrıs Barış Harekâtı, Cumhuriyet donanmasının tarihindeki en büyük stratejik başarısıdır. Başta her iki dünya savaşı olmak üzere deniz harp tarihinde birbirine karşılıklı müdahale sonucu taarruz eden onlarca dost muhrip, denizaltı ve uçak vardır. Bunların içinde en yakını 1982 yılında yaşanan Falklands Savaşı sırasında 25 Mayıs 1982 tarihinde kendisini koruyan gemilerin hatası nedeni ile vurulan İngiliz Atlantic Conveyor gemisidir. (Geminin batmasına neden olan taktik kararı veren İngiliz Amiral ile 1998 yılında tanışma ve tartışma fırsatım olmuştu.)
CUMHURİYET DONANMASI DERSLERİNİ ÇIKARDI
Bugün için mesele denizdeki bir savaşta aynı hatanın tekrar edip etmeyeceğidir. Bugünkü teknolojik olanak ve yetenekler ile gerek deniz gerekse hava kuvvetlerimizin doktrinleri ikinci bir Kocatepe trajedisi yaşanmasına izin vermeyecek kadar ileridir. Hemen hemen her ay, iki kuvvet üç ayrı deniz harekat alanında denizde müşterek eğitimler icra etmektedirler. Türkiye’nin tanımlanmış müşterek stratejik ve taktik resim elde etme yetenekleri 1974 yeteneklerinin çok ama çok önündedir. Müşterek harekatın sevk ve idare edileceği komuta yerleri son derece gelişmiştir.
DUMLUPINAR VE KOCATEPE KARDEŞLİĞİ
Bugün Kocatepe’nin 54 deniz şehidini onları mavi vatanın sonsuzluğuna emanet ettiğimiz günün 45. yıldönümünde anıyoruz. Onları Baf’ın batısında kaybetmiştik. 45 yıl sonra bugün Baf’ın batısında neredeyse aynı enlem üzerinde Fatih sondaj gemimiz mavi vatanımızın dibine Türk bayrağını çakmıştır. Aziz Kocatepe şehitlerimiz, Kocatepe muhribimiz ile birlikte Fatih gemimizi ve onu koruyan donanmayı selamlıyor. Nasıl ki Atılay ve Dumlupınar denizaltılarımız şehitlerimiz ile birlikte Çanakkale Boğazı yaklaşma suları ve Nara’da ana vatanın giriş kapısını koruyor, Kocatepe ve şehitlerimiz de Doğu Akdeniz’de mavi vatanın güney cephesini koruyor. Ruhları şad olsun. Tüm şehitlerimizle birlikte Kocatepe şehitlerimizin aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyorum. Kocatepe gazilerimize büyük takdir hislerimle huzurlu ve sağlıklı günler diliyorum.
Alıntı/Kaynak: Aydınlık
20190720
20 Temmuz 1974 - Kıbrıs Barış Harekatı
July 20 marks 45 years since Turkey's "Cyprus Peace Operation," in 1974 under Turkey's guarantor rights after a far-right Greek Cypriot coup toppled the government in a bid to unite the island w/ Greece.— TRConsulateChicago 🇹🇷 (@TRConsulChicago) July 19, 2019
Why is Cyprus divided? Full video 👇via @trtworld https://t.co/ZEjpGCP7Qt pic.twitter.com/a9RPJscWQE
20190424
🎞 Kıbrıs’ta Türklere yapılan soykırımlar
Kıbrıs’ta Türklere yapılan soykırımlar 1963-74 arası ama öncesi de var! Bu soykırım çukurları BM askerleri gözü önünde açıldı! Soruyorum tek bir tane BM raporu var mı? Rum-Yunan’ı kınayan var mı? Utanmadan Türkiyeye populizm yapıyorlar!Türkiye’nin garantörlüğü daha da önemli oldu pic.twitter.com/Q6e4yehnUI— Asst.Prof.Dr.Emete Gözügüzelli (@EGozuguzelli) April 24, 2019
20181207
✍️ 🇹🇷 'Benim de komutanlığımı yapan Mustafa Kemal’in Askeri !' -Bingür Sönmez
Benimde komutanlığımı yapan Mustafa Kemal’in Askeri !
Korgeneral Hasan KUNDAKÇI
14 Ağustos 1996'da KKTC topraklarında Türk Bayrağını yere indirmeye çalışan Rumun başına gelen ve Türk destanı…
11 Ağustos 1996 yılında yolculuğa Batı Almanya'dan başlayan; Batı Avrupalı, Rum ve Yunanlı motosikletliler Kıbrıs'ta sınırları delip, Türk topraklarına girerek, Türk bayrağını indirip yerine Rum bayrağı çekeceklerini açıklıyorlar.
Motosikletlilere Rum-Yunan Ortodoks kiliseleri destek veriyor. ABD Büyükelçisi de iki günde bir Korgeneral Hasan Kundakçı’ya gelip, Rum bayrağını kast ederek; "Motosikletliler sınırınızı geçip bayrak direğinize bir bez parçası asacaklar, bundan bir şey olmaz" diyor.
Kundakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, "Öyleyse Rauf Denktaş Bey'den izin
alın, ben sessiz kalayım"diyerek onlara zekice bir tuzak kuruyor.
Fakat bu tuzağa düşmeyen Büyükelçi de diyor ki; "O zaman KKTC'yi
tanımış oluruz".
Bunun üzerine Kundakçı Paşa;
14 Ağustos 1996 günü 35 - 40 fanatik Rum ve Yunanlı, hududumuzu delip Bayrağımızı indirmeye kalkınca, bayrak direğine tırmanan bir Rum, Türk Bayrağına dokunamadan tek kurşunla yere indiriliyor. Bu fanatiklere destek veren iki İngiliz askeri de kalçalarından vuruluyor.
Korgeneral Hasan Kundakçı anlatır:
Olaydan on dakika sonra odamda oturuyordum, BM Barış Gücü Komutanı Tuğgeneral ve BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay geldi:
- Sayın Generalim, çok kötü şeyler oldu. Bayrak direğine çıkan bir
kişi öldü ve iki de İngiliz askeri kalçasından yaralı.
Onlara dedim ki;
- Sizi kaç gündür uyarıyorum. Bu işe mani olabilirdiniz, olmadınız, üstelik o vurulan İngiliz askerleri de motosikletli fanatiği direğe doğru yönelttiler. Engel olabilirlerdi. Olmadılar. Merak etmeyin Albayım, biz iki İngiliz askerini uyardık. İsteseydik öldürebilirdik, sadece uyardık, öldürmedik. Onun için kalçalarından kurşunladık.
BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay:
- Ölebilirlerdi Generalim, diye yüksek sesle konuştu.
İngiliz Albay küstahlaşınca, Kundakçı Paşa odadaki havalı tabancayı alır. Albaya der ki;
- Yan taraftaki hedefi yenile. Albay şaşkındır ama hedefi yeniler. Paşa, 25 metreden 5 el ateş eder,
- Oku puanları Albayım, der.
Puanlar okunur, 50 üzerinden 5 kurşun da 49'a isabet etmiştir. Biraz önce küstahça konuşan İngiliz Albay şaşırır ve susar. Korgeneral Kundakçı devam eder,
- Şimdi anladınız mı?... Türk Bayrağını indirmek isteyeni şah damarından vurup öldürmek istedik, öldürdük. Sizin iki İngiliz'i öldürmek istemedik, sadece uyardık ...
Büyük Devlet olma vizyonu gereği; sağı solu ağlama duvarı haline getirip, salya - sümük ondan bundan medet ummazsınız.
Gereğini gerektiğinde yapar, geçersiniz!...
Bingür SÖNMEZ
Kundakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, "Öyleyse Rauf Denktaş Bey'den izin
alın, ben sessiz kalayım"diyerek onlara zekice bir tuzak kuruyor.
Fakat bu tuzağa düşmeyen Büyükelçi de diyor ki; "O zaman KKTC'yi
tanımış oluruz".
Bunun üzerine Kundakçı Paşa;
"O halde bizi zorlamayın. Bizim sınırımızı geçmeye kalkan kim olursa olsun kurşunlarım. Onun için sakın sınırda bulunan bayrak direğine çıkıp Türk Bayrağı'nı indirmeye ve Rum bayrağı çekmeye yeltenmesinler" çıkışını yapıyor.
Hasan Kundakçı Paşa, Türk askerlerine şunu söylüyor;
“Eğer sınırlarımızı bir kişi geçer, Bayrağımızı indirirse ben Türkiye'ye dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiğe.”
11 Ağustos 1996 günü, işin ciddiyetini anlayan motosikletlilerden en
az yarısı bu işlerden vazgeçiyor, ortada sadece Rum ve Yunanlılar
kalıyor.
Hasan Kundakçı Paşa, Türk askerlerine şunu söylüyor;
“Eğer sınırlarımızı bir kişi geçer, Bayrağımızı indirirse ben Türkiye'ye dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiğe.”
11 Ağustos 1996 günü, işin ciddiyetini anlayan motosikletlilerden en
az yarısı bu işlerden vazgeçiyor, ortada sadece Rum ve Yunanlılar
kalıyor.
14 Ağustos 1996 günü 35 - 40 fanatik Rum ve Yunanlı, hududumuzu delip Bayrağımızı indirmeye kalkınca, bayrak direğine tırmanan bir Rum, Türk Bayrağına dokunamadan tek kurşunla yere indiriliyor. Bu fanatiklere destek veren iki İngiliz askeri de kalçalarından vuruluyor.
Korgeneral Hasan Kundakçı anlatır:
Olaydan on dakika sonra odamda oturuyordum, BM Barış Gücü Komutanı Tuğgeneral ve BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay geldi:
- Sayın Generalim, çok kötü şeyler oldu. Bayrak direğine çıkan bir
kişi öldü ve iki de İngiliz askeri kalçasından yaralı.
Onlara dedim ki;
- Sizi kaç gündür uyarıyorum. Bu işe mani olabilirdiniz, olmadınız, üstelik o vurulan İngiliz askerleri de motosikletli fanatiği direğe doğru yönelttiler. Engel olabilirlerdi. Olmadılar. Merak etmeyin Albayım, biz iki İngiliz askerini uyardık. İsteseydik öldürebilirdik, sadece uyardık, öldürmedik. Onun için kalçalarından kurşunladık.
BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay:
- Ölebilirlerdi Generalim, diye yüksek sesle konuştu.
İngiliz Albay küstahlaşınca, Kundakçı Paşa odadaki havalı tabancayı alır. Albaya der ki;
- Yan taraftaki hedefi yenile. Albay şaşkındır ama hedefi yeniler. Paşa, 25 metreden 5 el ateş eder,
- Oku puanları Albayım, der.
Puanlar okunur, 50 üzerinden 5 kurşun da 49'a isabet etmiştir. Biraz önce küstahça konuşan İngiliz Albay şaşırır ve susar. Korgeneral Kundakçı devam eder,
- Şimdi anladınız mı?... Türk Bayrağını indirmek isteyeni şah damarından vurup öldürmek istedik, öldürdük. Sizin iki İngiliz'i öldürmek istemedik, sadece uyardık ...
Büyük Devlet olma vizyonu gereği; sağı solu ağlama duvarı haline getirip, salya - sümük ondan bundan medet ummazsınız.
Gereğini gerektiğinde yapar, geçersiniz!...
Bingür SÖNMEZ
Alıntı: Sosyal Medya
20180828
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44 yıl dönümü kutlu olsun!
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44 yıl dönümü kutlu olsun!— Halit İkbal (@halitikbal34) 20 Temmuz 2018
Ruhun şad olsun Bülent Ecevit
Ruhun şad olsun Rauf Denktaş
Bütün şehitlerimizin Ruhu şad olsun!
Sosuza dek var olsun yavru Vatan..!#KKTC
pic.twitter.com/d0Xbq4QoQV
20180814
📅 🎞 Tarihte Bugün:14 Ağustos1974 -İkinci Kıbrıs Barış Harekatı başladı...
— Tolga Demir (@tolgademir96) 14 Ağustos 2018
#TarihteBugün ||14Ağustos1974|| İkinci Kıbrıs Barış Harekatı başladı. Türk birlikleri Girne ve Magosa'ya doğru harekete geçti.
Bülent Ecevit Beyi rahmetle anıyorum.....pic.twitter.com/Bm1iEeJNqL
20180810
Kıbrıs Şehidi Yüz. Cengiz Topel’e yapılan insanlık dışı işkenceler Türk kamuoyunda infial yaratmıştı,
Dönemin basın küpürlerinde Şehidimiz Yüz. C.Topel’e yapılan insanlık dışı işkenceler Türk kamuoyunda infial yaratmıştı.
20180720
🇹🇷 ''Kıbrıs Vatandır!'' Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44. yıldönümü
Nasıl Yani- 20 Temmuz 2018- Ulusal Kanal
Kıbrıs'a ilk çıkan alayın komutanı Neşet İkiz anlatıyor:
Kıbrıs'a ilk çıkan alayın komutanı Neşet İkiz anlatıyor:
20180212
20180126
Yunanistan göçmeni Hamza Hamzaoğlu

Hamza Hamzaoğlu: Kıbrıs olayından sonra Yunanistan'da çok sıkıntı yaşadık. Babam kendi bayrağımız altında ve vatanımızda bizi yetiştirmek istediği için geldik. Okul çağındaydım, babamla okula gittik ama nüfus kağıdım yoktu.
Hamza Hamzaoğlu: Okulun müdür muavini ders başladığı için beni sınıfa
gönderdi. Öğretmen beni sınıfa aldı, babama ismimi sordu, 'Hamza' dedi.
Soyadımı sorduğunda söyleyemedi. Çünkü Yunanistan'da soyadı yoktu.
Öğretmenim de 'O zaman soyadın Hamzaoğlu olsun.' dedi.
Hamza Hamzaoğlu: Yunanistan'dan geldiğimiz için Türkiye'de nüfus
kağıdımız yoktu. Hocalarım beni beğeniyor ama lisans çıkmıyordu. Buna
rağmen bütün antrenmanlara bıkmadan usanmadan gittim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
🎞️ I am not Turkish but 🇹🇷 ( Ben Türk değilim ama..) akımından... 🇹🇷Türkçe sözlü şarkılar
“Türk değilim ama…” akımı büyük ilgi görüyor - Son zamanlarda sosyal medyada "I am not Turkish but" yani "Türk değilim ama...

-
Bu yazımızda Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli şairlerinden biri olan Mehmet Emin Yurdakul'un "Cenge Giderken" şii...
-
Ülkemiz yer şekilleri bakımından oldukça farklı özelliklere sahiptir. Yer şekillerindeki farklılık iklimlerin bölgelere göre değişiklik...
-
Kendilerini "trakya'nın yerlileri" olarak kabul eden, 1300'lü yıllardaki ilk osmanlı fetihleriyle birlikte trakya'ya ...