Türk TV dizileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk TV dizileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20250731

🎞️ 🇷🇺🇹🇷🎥 Türkiye'deki Rusların Türk dizileryle ilgili yorumları

🎞️🇷🇺🇹🇷🎥 Ruslar Türk dizilerine bağımlı oldu

  

🎞️🇷🇺🇹🇷🎥 Ruslar iki gözü iki çeşme

  

 🎞️🇷🇺🇹🇷🎥 Rus çocuklar bile Türk dizisine hayran 


 

 🎞️🇷🇺🇹🇷🎥 Ruslar Türk dizi klişeleri diyerek paylaşım yapmış 

20220330

🎞Akça Hatun ve Alparslan'dan Zeybek! I Alparslan Büyük Selçuklu 5. Bölüm



Alparslan’ın, atabeyi Hasan’ı küffarın elinden kurtarması Selçuklu tarafında sevinçle karşılanırken; Yannis’in Alparslan sayesinde uğradığı akıbet, Vaspurakan’daki iç gerilimin etkisini daha da yükseltir. Alparslan, ablası Şehver ve yeğeni Mesud’un Büst’te uğradığı darbe girişimini öğrenince, olayı etraflıca araştırmak üzere Büst’e gider. Obaya döndüğünde, Kekavmenos’un beklenmedik bir hamle yaptığını ve bu yüzden toy toplandığını öğrenir. Alparslan’la Akça arasında yaşanacaklar ise, aralarındaki bağı farklı bir noktaya taşır. Tüm bunlar yaşanırken, Kekavmenos Akça’yı köşeye sıkıştıracak bir emir verir. Alparslan ve Kekavmenos arasında had safhaya çıkan gerilim, nasıl bir noktaya varacak?

20220110

🎞 ⚔️ 🇹🇷TV Dizisi: ‘Destan' (1. Bölüm)

Destan 1. Bölüm Özeti:

8. yüzyılda, Orta Asya’da, İslam’ın henüz kucaklamadığı topraklarda vahşi bir çağ hüküm sürmektedir. Çin sivri dişlerini Türk budununa doğrultmuştur, Rus Varegler, Moğollar, Sogdlar, Persler tuzakta beklemektedir. Yetmezmiş gibi, aynı kana atam diyen Türk boyları birbirine düşmüştür. İkisi de Türk olan Gök Hanlığı ile Dağ Hanlığı arasında ise çok büyük bir düşmanlık vardır.

Bu siyasi şartlarda, Gök Hanlığı’nın ulu kağanı Alpagu Han, başkaldırmasından kuşkulandığı kardeşi Balamir Yabgu’nun kızını, çolak ve topal oğlu Batuga’ya gelin almaya karar verir. Ailesini toplayıp kız istemek üzere Batı Gök Kağanlığı’na doğru yola çıkar. Yolda onları çok büyük bir tehlike beklemektedir: Çocukluğundan beri intikam ateşi ile yanan Dağ savaşçısı Akkız!

Yapım ve proje tasarımı Mehmet Bozdağ’a ait; yönetmenliğini Emir Khalilzadeh’in yaptığı, senaryosunu Ayşe Ferda Eryılmaz ve Nehir Erdem’in kaleme aldığı ‘Destan’ın başrollerini Ebru Şahin, Edip Tepeli ve Selim Bayraktar üstleniyor.


Oyuncular:


Ebru Şahin (Akkız), Edip Tepeli (Batuga), Selim Bayraktar (Alpagu Han),

Deniz Barut (Ulu Ece), Teoman Kumbaracıbaşı (Balamir Beg),

Kanbolat Görkem Arslan (Saltuk Beg), İpek Karapınar (Çolpan Hatun),

Burak Tozkoparan (Temur Tegin), Elif Doğan (Tutkun),Burak Berkay Akgül (Kaya Tegin),

Ahmet Olgun Sünear (Yaman), Buse Meral (Sırma), Ecem Sena Bayır (Günseli Hatun),

Esra Kılıç (Mei Jin), Bilgi Aydoğmuş (Kırçiçek), Osman Albayrak (Vargı Beg),

Alper Düzen (Danış Ata), Şahin Ergüney (Kün Ata), Meltem Pamirtan (Yibek Kadın),
Evren Erler(Çalayır)

🎞 Barbaroslardan Mavi Vatan’a (Böl. 2)



Teferruat - 12 Kasım 2021
Barbaroslardan Mavi Vatan’a
Halil Nebiler - E. Kurmay Albay Halil Özsaraç -Ulusal Kanal

🎞 Barbaroslardan Mavi Vatan’a (Böl. 1)


Teferruat - 5 Kasım 2021 
Barbaroslardan Mavi Vatan’a 
Halil Nebiler - E. Kurmay Albay Halil Özsaraç -Ulusal Kanal

20200419

🎞 Ya İstiklal Ya Ölüm (3. ve 4. Bölüm)






Ya İstiklal Ya Ölüm 3-4. Bölüm Özet:

İşgal Kuvvetleri karşılarında gitgide direnen bir halk, Anadolu’ya geçip Milli Mücadele’ye katılma eğilimleri artan Mebuslar ve giderek güçlenen bir Kuva-yı Milliye hareketini bulacaklardır.

16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri’nin askerlerince işgal edilen İstanbul’da moraller bozuk olmasına rağmen kurtuluş yolları aranmaktadır… İşgal sonrası Meclis-i Mebusan’ın kapatılması; Mustafa Kemal’in Anadolu’da kurmayı planladığı meclisin açılması adına önemli bir adımın başlangıcı olur… Mebusan Meclisi’ndeki mebusların bazıları işgal güçleri tarafından tutuklanırken bazıları da kendi imkanları ile Mustafa Kemal’in çağrısına uyarak Anadolu’ya geçmeye çalışmaktadırlar. 

Tutuklanan mebuslara karşılık Mustafa Kemal’in de işgal güçlerinden önemli kişilerin tutuklanması fikrini ortaya atması, İtilaf Devletleri’nin kumandanlarında şaşkınlık yaratır. İşgal karşısında alınan tedbirlerden biri de, Osmanlı vilayetlerindeki mülki ve askeri memurların “Heyet-i Temsiliye” ile irtibat kurmalarının kararı alınması olacaktır.

Dünya’ya “medeniyet taşıma misyonuna” sahip olduklarını iddia eden işgal kuvvetleri askerleri ise gerçek yüzlerini göstermiştir… Sokaklarda, caddelerde insanları rastgele çevirip, üstlerini aramaya, silah bulurlarsa darp edip tutuklamaya, hatta paralarına, saatlerine el koymaya başlamışlardır. Buna karşılık Anadolu’nun çeşitli yerlerinde ise işgal kuvvetlerinin elçiliklerine, hükümetlerine, protesto telgrafları çekilmektedir. İşgale karşı kadın erkek geniş katılımlı mitingler düzenlenmekte; kürsülerden de halk direnişe ve Kuva-yı Milliye’ye katılmaya çağırılmaktadır.

İşgal güçleri, işgal karşısındaki tepkilerden ve Mustafa Kemal’in Ankara’da yeni bir meclis kurma fikrinden son derecede rahatsızlardır… İstanbul’da yakalayamadıkları mebuslar ve milli mücadeleye destek verecek diğer kişiler, Anadolu’ya geçip teşkilatlanma çalışmalarına destek verecektir. İşgal güçleri ise bu direnişi kırmak ve Anadolu’da kurulacak yeni bir Meclis’in açılışını engellemek için milli mücadelenin başında yer alan Mustafa Kemal’i suikast ile ortadan kaldırmak için harekete geçerler.

✍️ 🎥 Dizinin kahramanı: senaryo yazarı Funda Çetin - Doğu Perinçek



'Ya İstiklâl Ya Ölüm' dizisinin son iki bölümünü bugün saat 20.00’de TRT–1’de izleyeceğiz. Hepimiz ekran başındayız. 


FUNDA ÇETİN

Bazı sanat eserleri vardır, bitmesini istemezsiniz. Bu Dizi de öyle. Yönetmeniyle, oyuncularıyla, kamerasıyla, ışığıyla çok başarılı, mükemmel bir çalışma. Bu köşede 30 Mart 2020 günü yazmıştık. Daha sonraki bölümleri izledikten sonra daha büyük bir heyecanla alkışlıyoruz. 

Artık dizinin kahramanından da söz edebiliriz. Emek veren herkese helâl olsun. Ancak senaryoyu yazan Funda Çetin, bu ortak başarının temelini kurmuş. Dizinin bütün kahramanlarında, en sonunda O’nun birikimi ve duruşu var. 

CUMHURİYET DEVRİMİNE GİDEN İKTİDAR SAVAŞI

Öncelikle 23 Nisan’a giden yolda başlangıç tarihi, çok doğru belirlenmiş. 16 Mart 2020 günü İstanbul’un fiilen işgali, Padişah Hükümeti ile Anadolu’daki Devrimci Hükümet seçeneklerinden ilkinin elendiği gündür. Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya çıkışındaki stratejik karar, Meclisin Anadolu’da toplanması için ısrarı, Erzurum Mebusu seçildiği halde İstanbul’daki Meclisi Mebusan toplantısına gitmeyişi, o gün doğrulanmış oldu. 

Dizi, İstiklâl Savaşını anlatmıyor, İstiklâl Savaşına önderlik eden Cumhuriyetin kuruluş sürecindeki iktidar mücadelesini anlatıyor. Bu nedenle senaryonun 15 Mayıs 1919 günü İzmir’in işgaliyle değil, 16 Mart 1920 günü İstanbul’un fiilen işgaliyle başlaması, çok yerinde. Altı hafta doğru seçilmiş.

Savaşa kim önderlik edebilirdi ve kim önderlik etti, İstanbul mu, Ankara mı? Funda Çetin, kameraları bu tarihsel soruna yanıt vermek için yönlendiriyor ve diziyi bu eksende kuruyor. Dizide Demirci Mehmet Efeler, Yörük Ali Efeler, Kuvayı Milliye kahramanları bu nedenle yok. Çünkü onların Ankara – İstanbul iktidar savaşında bir rolleri yok. Dikkat edilirse Dizide savaş sahneleri görmedik. Ama Ankara - İstanbul savaşının sahneleri çok iyi seçilmiş. Tarihsel metinler iyi incelenmiş, ayrıca bazı anılar anlamlı yerlerde çok iyi değerlendirilmiş. 

Dizi, Türkiye Cumhuriyeti nasıl kuruldu konusunu aydınlatıyor. 23 Nisan 1920, Atatürk’ün de vurguladığı üzere Cumhuriyetin fiilen kurduğu gündür. O gün saltanat sona ermiş, Cumhuriyet Meclisi ve Hükümeti kurulmuştur. Artık ülkenin yasama organı Ankara’daki Meclis’tir ve yönetim makamı, Ankara’daki Millî Hükümettir. Bu olay, bir devrimdir.  
   
Türkiye, saltanattan kurtulduğu için İstiklâl Savaşını kazanabildi. O savaş İstanbul’dan yönetilemezdi. Bu durumda Millî Devrim, kaçınılmazdı. İstiklâl Savaşı’nın zaferi, Cumhuriyet Devrimiyle kazanılan zaferdir. Toplumların hayatında devrim, böyle tarihsel anların gereğidir ve zorunluluğudur.

ÖNCÜLER ARASINDA İKİ ÇİZGİ MÜCADELESİ

Funda Çetin, bu senaryosuyla İstiklâl Savaşı’nın aynı zamanda iç cephede savaş olduğunu işliyor. Ve bakışları iç cephede topluyor. Mustafa Kemal Paşa’nın “İç cepheyi sağlam tutmak esastır” diye özetlediği büyük strateji dersi, Dizimizin de konusudur. Türk sineması ve televizyon dizileri bugüne kadar bu konuyu merak etmedi. Ama Nutuk’u inceleyelim, bize baştan sona İç Cephede savaşı, dahası Öncüler arasındaki mücadeleyi anlatır. Çünkü düşmana karşı savaşı kazanmanın anahtarı, oradadır. 

Zamanın iktidar odakları olan Ankara ile İstanbul arasında bir mücadele olduğu gibi, bu mücadeleyle bağlantılı olarak Ankara’nın ve İstanbul’un içinde de mücadele var. Funda Çetin, Millî Devrimin öncüleri içindeki farklı eğilimlere de ışık tutuyor. Anadolu’daki iktidar kampında yer alanlar içinde bile İstanbul var. Örneğin bazı komutanların tereddütleri, Mustafa Kemal Paşa ile Meclisi Mebusan Başkanı Celalettin Arif Bey arasındaki diyaloglar, Halide Edip’in duygusal gelgitleri vb, Öncüler içindeki iki çizgiyi yansıtıyor. Albay İsmet Bey’in Anadolu’ya geçtikten sonra Mustafa Kemal Paşa’nın yanındaki duruşunun göz ardı edilmemesi, günümüz koşullarında daha bir anlam kazanıyor.
  
Bütün bu sahneler, Mustafa Kemal Paşanın önderliğinin tarihsel önemini güçlü sinema diliyle canlandırıyor. Atatürk, yalnız iradesi ve kararlılığıyla değil, programı, stratejisi ve siyasetleriyle Devrimin tartışmasız önderidir ve zaferin güvencesidir. 

TARİHİN DIŞINDAN ELEŞTİRİLER

Aydınlık gazetemiz, çok iyi yaptı, bu diziyi tartışan söyleşiler ve yazılar yayınladı. Özellikle Öncü Gençlik Genel Sekreteri Ferdi Tanhan’ın yazısı tarihsel süreci aydınlatan bir öncü yazısıydı. 

Tarihin dışından yapılan eleştiriler de oldu. Ama tartışma bütünüyle o süreci daha iyi anlamamıza hizmet etti. Aydınlık, 23 Nisan’dan yüzyıl sonra Millî Devrimin yayın organı görevini yerine getiriyor.

Funda Çetin ve arkadaşları, 23 Nisan’ın yüzüncü yılında görsel sanatımıza tarihsel bir eser kazandırdılar. Elbirliğiyle üretilen bu güzel eserin yönetmeni Yasin Uslu’yu ve dizinin bütün kahramanlarını ve emekçilerini yürekten kutluyoruz. Bilinçlerimize parlayan bir ışık, yüreklerimize sönmeyen bir ateş, gönüllerimize unutulmaz duygular armağan ettikleri için. 

Alıntı/Kaynak: https://aydinlik.com.tr/haber/dizinin-kahramani-205968


Ya İstiklal Ya Ölüm (2. Tanıtım)
Ya İstiklal Ya Ölüm, İstanbul’un işgali ve Meclis-i Mebûsan’ın İstanbul’da dağıtılmasıyla Ankara’da yeniden açılması arasında geçen 6 kritik haftayı konu alıyor. 6 hafta boyunca mebusların canları pahasına, vatan aşkıyla gizli ve tehlikeli yollarla Ankara’ya ulaşma çabaları, Milli Mücadele hareketine İstanbul’dan silah taşıma gayretleri, Atatürk’ün yeni Meclisi açma mücadelesi ve işgale karşı topyekûn karşı koyma iradesi anlatılmakta.


20200403

'Nostaljik diziler, iz bırakan filmler, uzakları yakın eden belgeseller…'

20200220

'Bazıları Helen Sever '

BAZILARI HELEN SEVER

Televizyon dizilerinde olsun, sinema filmlerinde olsun senaryo, konu ve karakterler asla değişmiyor. Ters bilinç inşasında algı mühendisliğinin en etkili silahına dönüştürülen sinema endüstrisinden bahsediyoruz. Uzak geçmişten günümüze uzanan tarihsel yolculukta kazanılan zaferlerin, uğranılan yenilgilerin, yaşanan acıların zihinsel tortusu, yön göstergesi milli bilince yönelik kültürel bombardıman günümüzde daha çok sinema sanatı üzerinden sürdürülüyor.

Bu türden psikokültürel operasyonların, Türkleri millet olmaktan çıkarıp, bilinci buharlaştırılmış, yön duygusunu yitirmiş, ulusal belleği boşaltılmış, amaçsız bir sürüye dönüştürmeye yönelik olduğu bilinmelidir. Bireysel ve toplumsal anlamda, uzun bir süreçte oluşan geleneksel duyarlılık yok edilip yerine laboratuvar ÜRÜNÜ imalatı kurgusal algı konabilmektedir. Buna, bilimsel terminolojide “Toplum Mühendisliği” ya da “Algı Mühendisliği” denilmektedir. Bir başka söylemle yapay bilinç inşası olarak adlandırılmaktadır.

Algı mühendisliğinde özellikle beyaz perde ve beyaz camın kullanılması rastlantısal değil, bilinçli bir tercihtir. Kurgulu görsellik insanları hipnoz derecesinde etkiler. Hedef toplulukta istenilen algı ve arzulanan psikoloji oluşturulur. ABD’nin ulusal çıkarlarının gerektirdiği toplumsal algının oluşturulmasında en etkili kurumun Hollywood film endüstrisi olması boşuna değildir.

Uzun girişten sonra sözü hepimize birer zerresi bulaştırılmak istenen kültürel radyasyonun güncel örneğine getirmenin zamanıdır. Beyaz perdeden yayılan radyoaktif serpintinin son örneği “Aşk Tesadüfleri Sever 2” etkili bir reklam kampanyasının ardından geçtiğimiz hafta gösterime girdi. Yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın yaptığı filmde öncekilerde olduğu gibi (Yabancı Damat-Kırık Kanatlar-Yüreğine Sor-Vatanım Sensin vs.) erkek tarafı Yunan/Helen, kız tarafı Türk olarak kurgulanmış. Filmin özetine geçmeden önce yok edilen gerçekliğin yerine konulan kurgusallığın iyi anlaşılması için batılıların klasikleşmiş söylemini okurlarımıza bir kez daha hatırlatalım: “Senaryo kutsal kitap, plato kilise, yönetmen Tanrıdır.

Tarihsel deneyimlerin oluşturduğu derin bilinçaltımıza, ortak duyarlılığımıza yönelik beyaz perde hipnozunun özetine geçelim:
“İstanbul Rum’u Niko ile Türk kızı Sema arasında ilginç tesadüflerle başlayan aşk kısa zamanda alevlenir. Senaryo (Kutsal Kitap) ve yönetmen (Tanrı) seyirciyi filmin başından itibaren Niko’nun babası kumaş tüccarı, dürüst esnaf Yorgo ile iyi komşu, şefkatli anne Marika‘nın tribününe yönlendiriyor. Yönetmen ve senarist, Yorgo ve Marika’ya gösterdiği ilgiyi Sema’nın polis memuru babasından ve ev kadını annesinden her nedense esirgemiş. Niko rolü için seçilen oyuncunun Apollon misali yakışıklılığı, ortalama seyircinin dinsel ve etnik aidiyete ilişkin itirazını baştan yok ediyor! Bu tutkulu aşk hikâyesinin arka fonunda verilen 1963 Kıbrıs olayları, seyircinin bu konulardaki ortak bilincinde fay kırıkları oluşturacak bir şekilde yansıtılıyor. Film, Kıbrıs‘taki Rum EOKA saldırılarını ve Türklere yönelik katliamların anavatanda oluşturduğu duyarlılıkları abartılı çarpıtmalarla sunarak, kurgu, görüntü ve efekt olarak seyirciyi Niko ailesinin yanında yer almaya yönlendiriyor. Kıbrıs olayları nedeniyle, barbar Türklerin ve devletin baskısıyla Türkiye’yi terk edip Atina’ya yerleşmek zorunda kalan Yorgo ailesi üzerinden EOKA ve Rum saldırganlığı örtülü biçimde beraat ettiriliyor. Hasılı kelam Antik Yunan’ın, Apollon, Daphne, Hera gibi mitolojik tanrı ve tanrıçalarıyla, Kerem ile Aslı’yı bir araya getirerek oluşturulmak istenen Postmodern Helenseverlik filmin özünü oluşturuyor. 1963 İstanbul’unda filizlenen Niko–Sema aşkıyla 2011 Ankara’sında Kerem ile Defne arasında alevlenen aşkların ortak noktası filmin sonunda ortaya çıkıyor. Kerem-Aslı misali birbirine kavuşamayan Niko ile Sema’nın ikinci evliliklerinden olma çocukları Kerem ile Defne’yi sinemanın kutsal kitabı ve tanrısı tanıştırıp birbirine âşık ediyor. Her nedense ikinci evliliğini de bir Türk kızıyla yapan Niko’nun oğlu Kerem (Apollon) üvey annesi sayılacak Sema’nın ikinci evliliğinden olan kızı Defne(Daphne) ile buluşturan Sinema Tanrı’sı bu kadarla da yetinmiyor. Filmin finalinde kocası vefat etmiş Sema ile karısı vefat etmiş Niko’yu da yeniden buluşturup baş göz ediveriyor!”

15 Mayıs 1919’da Yunanistan, Küçük Asya’nın fethi rüyasıyla, (Troya’yı fethe gelen çağdaş Agamemnon edasıyla) İzmir’e çıkmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı’yla Türkler, birkaç yıl içinde Yunanistan’ın Küçük Aysa Macerası“Küçük Asya Felaketi”ne çevirmişti. Geçmişten ders aldılar. Artık İzmir’e çıkmıyorlar. Milli duyarlılığı yok etmek için bilinç limanlarımıza çıkartma yapıyorlar, milli duyarlılığımıza demir atıyorlar!

Üstelik Türk senarist, Türk yönetmen ve Türk oyuncularla! Asla tesadüfen olduğunu düşünmeyin!

Av. Hüseyin ÖZBEK 

20200205

👁 📺 Netflix'e Göre Türk Dizileri, ABD'de Bir Hayli Popüler

Mustafa Cihan Yılmaz 

Türk dizileri, daha önceki yıllarda özellikle çevre ülkelerde ve Ortadoğu’da ilgi görüyordu. Dijital yayın platformları ise Türk dizilerinin okyanus ötesinden de hayranlar kazanmalarını sağlıyor. Özellikle ABD’de Türk dizilerini yakından takip eden bir topluluk oluşmaya başladı.

Netflix, Türk dizilerinin ABD’deki takipçileri ile ilgili bir açıklama yaptı. Netflix’ten yapılan açıklamada, üç kuşaktan ABD’li kadınların hikayesi paylaşıldı. Kadınların ortak noktası ise Türk dizilerine olan hayranlıkları. 

Netflix’in açıklamasında, hikayesi paylaşılan kadınlardan ilki Marlena Gibson. 34 yaşındaki Marlena Gibson, Chicago’da yaşıyor. Gibson, üniversite eğitimi sırasında film çalışmaları üzerine eğitim almış. Rehabilitasyon uzmanı olarak çalışan Gibson, Türk dizileri ile 2016 yılında tanıştığını belirtiyor. Marlena Gibson, Türk dizilerinin duygulara çok önem verdiğini söylerken, dizilerde hem iyi hem de kötü karakterlerin bütün unsuları ile var olduklarını söylüyor. 

Mississippi’de yaşayan 60 yaşındaki Pamela Hemphill ise emekli. Pamela Hemphill, Türk dizileriyle, geçirdiği bir hastalıktan sonraki rehabilitasyon sürecinde tanışmış. Hemphill, o günden bu yana 100’ün üzerinde Türk dizisi izlediğini söylüyor. Hemphill, dizileri izlerken Türkçe de öğreniyor. 60 yaşındaki kadın, Türkçe öğrenmenin kendisini mutlu ettiğini belirtiyor. 

ABD'den Türk dizisi hayranları

24 yaşındaki Adrienne Luedeking ise Türk dizilerini sıkı bir şekilde takip eden ABD’li genç kuşağın temsilcisi. Miami’de yaşayan Adrienne Luedeking, Hollywood’daki Amerikan Dramatik Sanatlar Akademisi’nde oyunculuk eğitimi almış. Luedeking, şimdi ise kadınların freelance olarak çalışabileceği bir çevrimiçi hizmeti yönetiyor. 

Adrienne Luedeking, en yakın arkadaşının tavsiyesi üzerine Türk dizilerini izlemeye başlamış. Luedeking, Türk dizileri ile tanıştığı ilk günden beri dizileri sıkı bir şekilde takip ettiğini söylüyor. Genç kadın; aile üyelerinin yanı sıra ABD, İtalya ve Nikaragua’daki akrabalarının da Türk dizileri izlemesini sağlamış. 

Luedeking, dizilerle beraber daha önce tanımadığı Türkiye’ye ilgisinin arttığını belirtiyor. Genç kadın, kendisi gibi Türk dizilerini takip eden 40 ABD’li ve İngiliz kadınla geçen ay Türkiye’yi ziyaret etmiş. Luedeking, harika zaman geçirdiği Türkiye’ye 2020 yılında da geleceğini söylüyor. 

Kaynak : https://www.yenisafak.com/ekonomi/abdde-turk-dizilerine-buyuk-ilgi-turkce-dersi-aliyorlar-3523800

🎞️ I am not Turkish but 🇹🇷 ( Ben Türk değilim ama..) akımından... 🇹🇷Türkçe sözlü şarkılar

“Türk değilim ama…” akımı büyük ilgi görüyor -  Son zamanlarda sosyal medyada "I am not Turkish but" yani "Türk değilim ama...