20180814

✍️ Cüneyt Arkın destanı / Mehmet Akkaya

 

Cüneyt Arkın destanı
Mehmet Akkaya

Aydınlık Gazetesi, 8.8.2018 

Araştırdıkça Cüneyt Arkın’ı, koca bir devle karşılaştım. Alçakgönüllü bir deryaydı gördüğüm. Daldıkça deryaya, utandım.

Eminim tanıdıkça, zenginliklerine dokundukça siz de mahcup olacaksınız. Sadece sinemacılığını bildiğimiz, mahrum kaldığımız diğer zenginlikleri... Zenginlik dediysem para pul sanmayın sakın. Aslında gelin hep beraber mahcup olalım. Çünkü hak ediyor Cüneyt Arkın.

1963’te Artist mecmuasının sinema artisti yarışmasında birinciliği kazanarak sinemaya adım atan, daha çok kahramanlık filmleriyle hatırladığımız Arkın’ın, dram, macera, bilim kurgu, fantastik, polisiye, komedi, politik ve sosyal içerikli tam 286 filmi varmış meğer.
1969’da 6. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde İnsanlar Yaşadıkça filmi ile, 1972’de 4. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde Yaralı Kurt filmi ile, 1976’da 13. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Mağlup Edilemeyenler filmi ile, tam üç kez en iyi erkek oyuncu ödülü almış meğer.

1999’da 36. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Yaşam Boyu Onur Ödülü veriliyor kendisine.


Yüzlerce toplantı, konferans ve etkinlikte verilen ayrıca yüzlerce ödül...


Kim mi Cüneyt Arkın:

Öyküleriyle büyüdüğü Köroğlu’dur, Battal Gazi’dir. Gençlik yıllarından sonra Cemal Süreya’dır. Ve bizimle buluşturan, Malkoçoğlu yapan Halit Refiğ’dir. Ama Cüneyt Arkın en çok da babasıdır. Kendisine “memleketim” diyen, o İstiklal Savaşı Gazisidir.

Cemal Süreya’ya göre “İpek Yolu’ndaki Süpermen. Ulysseus’un doğudaki karşılığı olan Denizci Sinbad’dır.”

Gurbet Kuşları filmi ile sinemaya adım atmasını sağlayan Halit Refiğ’e göre, “Ancak John Wayne, Burt Lancaster, Toshiro Mifune ve Alain Delon ile kıyaslanabilecek, Türk sinema tarihinin en önemli ve başka benzeri bulunmayan bir ‘sinema’ oyuncusudur.



Fahrettin Cüreklibatur’un nasıl Cüneyt Arkın olduğunu da Cemal Süreya’dan öğreniyoruz: “Cüneyt’, Cüneyt Gökçer’in adından, Arkın’ da Ramazan Arkın’ınkinden alınmış. Böylece genç Fahrettin’deki tiyatro ve edebiyat tutkusu sinemada biraraya getirilmek istenmiş.”

Cüneyt Arkın’ı sadece sinema oyuncusu sanıyordur çoğumuz. Ben de öyle sanırdım. Ta ki son rahatsızlığının verdiği dürtü ile araştırmaya kalkıncaya kadar. Büyük ustaya acil şifalar diliyorum.

Oysa şairdir Arkın. Yüzlerce şiir yazmıştır. Cemal Süreya tadındadır romantik şiirleri. Savaşçı şiirlerine ne demeli? Zaloğlu Rüstem’dir, Köroğlu’dur her biri. Nazım’ın Kurtuluş Savaşı Destanı’nda bulursunuz kendinizi çoğunda.



Ve öykücüdür Arkın. Daha lise yıllarında yazmaya başlar. Okul arkadaşlarıyla aralarında topladıkları parayla Erek adlı dergi çıkarırlar. Cemal Süreya ile tanışması bu yıllardadır. Gönderdiği şiirlerini beğenen Süreya Vatan gazetesinde yayınlanmasına yardımcı olur.

Şiire başladığı lise yılları, öykü yıllarıdır aynı zamanda. Sadece okul mecmuasında yayınlamakla kalmaz. Vatan gazetesinde kendisi gibi eli kalem tutan gençlere sayfa verilir. Şiirleri, öyküleri buradadır artık.

Çocukluk yıllarında destanlarıyla uyuduğu, onlarla kılıç çalıp ok attığı, onlarla zalime “aman” dedirttiği Battal Gazi, Hazreti Ali, Köroğlu’nun destansı öyküleri, lise yıllarında Cemal Süreya, Erdal Öz, Muzaffer Buyrukçu, Kemal Özer ile tanışmaya götürür. Onlarla tanışmış, sohbetlerinde bulunmuş, onlardan da beslenmeye başlamıştır artık. Bu toplumcu şair ve yazarların katında, geleceğin edebiyatçısıdır artık.


Bu kadar mı?
Hayır, dahası, dahası var. Araştırdıkça başka zenginliklerle karşılaştım. Değişen başkalık değil, derinleşen, çeşitlenerek derinleşen başkalıkla.
Arkın, sadece şair ve öykücü değil, ressamdır da aynı zamanda. Öyle uyduruk resimler sanmayın sakın. Örneğin benim lise yıllarındaki resimlerime hiç benzemez. Gerçek ressamların eserlerinin katında yer alacak resimler... Doğa resimleri, portreler... O yaşlı köylülerimizin, amcaların, teyzelerin ellerindeki gerçeklik... Yüzlerindeki kırışıklıklarda, toprağın çilesini, kıtlığı, bolluğu, hüznü, neşesi, umudu ve inancı bir arada... Hepsi bir arada olabilir mi demeyin. Oluyormuş. Sinemacıyı, Malkoçoğlu’nu tanıdıkça, yüreğinize bir sızı oturuyor. Daha önce bilmemenin sızısı...


Ya makaleleri! Malkoçoğlu’nun en üst evresidir bunlar. Yüksek gözlem gücü, on ikiden vuran analizler ve sapına kadar vatanseverlik...
Bir yere ayrılmayın, yarın bazı örnekler sunacağım.



Alıntı/ Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/cuneyt-arkin-destani-mehmet-akkaya-kose-yazilari-agustos-2018

📖 Hakas tarihi, gelenekleri ve Türk runik alfabesi

Hakas Devlet Üniversitesi Tarih 1. sınıf öğrencileri için Sibirya Türklerinden Hakasların atalarının MÖ 7.yy'da inşa ettiği kurganların ...