20190504

Tedavi Amaçlı Dövme Yapan Etrükslerin Sırrı - Doç. Dr. Haluk BERKMEN


TEDAVİ AMAÇLI DÖVME YAPAN ETRÜSKLERİN SIRRI  
Doç. Dr. Haluk BERKMEN 

Etrüsk denilince Altay dağlarında yaşamış olan İskitlerle aynı genetik potadan çıkmış olan ve aynı tedavi metotlarını uygulayan (bü­yük olasılıkla şaman âdetlerine inanan) Avrupalı insanlardan söz edilebilir.

Etrüsk kültürü ve dili üzerine 1927’den beri Floransa’da ciddî ve bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. 1985 yılı, ömek olarak, Etrüskolojide bir patlama yılı olmuş, Floransa’da düzenlenen uluslararası kongrede Etrüsk kültürü etraflı bir şekilde tartışılmıştır.

Etrüskler İtalya’nın şimdiki Toskana bölgesinde milâttan önce yaklaşık 1000 ile 100 yılları arasında (M.Ö. 1000 - M.Ö. 100) yaşayıp oldukça derin kültürel izler bıraktıktan sonra tarih sahnesinden çekilip Romalılara karışmışlardır.

Etrüsk ülkesi ana bölge kuzeyde Amo deresi, batıda Tiran denizi, doğu ve güneydoğuda Tiber nehri ve hemen güneylerinde de Roma şehriydi. Yine Batıda Elba ve Korsika adaları, doğu ve kuzeydoğuda Rimini, Ancona, Bologna ve Adria, güneyde ise, Napoli ve Pompei’yi kapsamakta idi.

Tarihçi Herodot'a göre, Etrüsk alfabesindeki bazı harflerin bir Anadolu kültürü olan Lidya alfabesinde aynen bulunması ve son dönem Etrüsk sanatında İyon sanatına benzer motiflerin gö­rülmesi Etrüsklerin Anadolu kökenli olduklarını tezini savunanlara güç vermektedir.

Etrüsk dilinin Indo-Avrupayi dil grubuna ait ol­mayışı ne Yunancaya ne de Lâtinceye benzemediği gibi Ural-AItay dil gru­buna ait pek çok özelliğe sahip olması ve yine; Etrüsklerin erken dönemde ölülerini aynen Asya kültürlerinin yaptıkları gibi Kurganlarda gömmeleri ayrıca Asya kültürlerinde olduğu gibi ata bir binek hayva­nına verilenden çok daha fazla önem vermeleri dikkate alınması gereken Erken-Etrüsk kültürünün özelliklerindendir. Bu özelliklerin Geç Etrüskte (M.Ö. 500- 100 arası) değişmekte oldukları hatta kayboldukları görülmektedir.

Etrüsk dili birtakım dilcinin inandığı gibi tamamen kök­süz ve bağımsız yerel bir dil de değildir. Tüm bilim dünyası tarafından Etrüskolojinin babası olarak kabul edilen Massimo Pallatino şöyle bir açıklama getir­mektedir.

Etrüsk halkının kökeni bronz çağına kadar uzanmaktadır. Belli bir dönem­de (M.Ö. 3000) Akdeniz kıyılarında yaşayanlar Etrüsk diline benzer bir dil konuşmakta idiler. Etrüsk halkını ve dilini Roma Ön­cesi Akdeniz kültürünün parçası olarak görmek ve incelemek mümkündür sanı­rım"

Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere milâttan binlerce yıl önce Akdeniz kıyıla­rına- İtalya dahil olmak üzere her yöne yayılmış olan ve Etrüskler gibi Ural-Altay dil grubuna ait bir dile sahip olan ve temelde aynı işaretleri damga olarak kabul etmiş olan bir kültür bulunmaktadır.

Dövmeler... Damgalar ön­celeri soy, boy, oba ve oymakların imgeleri olarak hem hayvan hem  de insanla­rın kol, bacak, alın, yanak gibi yerlerine, aidiyetlerini belirlemek için, dövme şeklinde kakılmış, daha sonraları yaşanılan bölgede kayalara ve taşlara kazın­mışlardır.

Çok uzun süren bir gelişimin sonucunda ise damgalar – diğer bir ifa­deyle tam-kavramlar- işarete karşılık ses özdeşliğine erişerek harfe dönüşmüşler ve bir alfabe oluşturmuşlardır.

Eski Yunan ve Roma öncesi Akdeniz halklarının, özellikle Finikelilerin, geliştirip deniz yoluyla yaydıklarına inanılan alfabenin çok benzeri nasıl oluyor da Alp dağlarının öte tarafında- İsviçre’de, Fransa’da, Danimarka’da hatta İskoçya’nın kuzey bölgelerinde- hemen hemen aynı dönemlerde belirmektedir­ler? Sadece benzer alfabeler değil aynı zamanda kutlar ve kültler de büyük bir benzerlik ve paralellik içinde tüm Avrupa’ya yayılmışlardır.

Örnek olarak İsviç­re’nin Chur (okunuşu Kur) şehri müzesinde Milâttan Öncelere dayanan yazılı taş­lar Etrüsk alfabesi ile hemen hemen aynı denilebilecek bir alfabe ile kazılı olup taşıdıkları mesajlar hâlen çözüm beklemektedirler.

Ortaya çıkan ilginç tabloya göre, Ural-Altay dil grubuna ait bir dili konuşan bir veya birkaç dalga hâlinde göç eden insanlar/çok eski çağlardan başlayarak/uzun bir zaman süresi içinde Akdeniz kıyılarında ve Avrupa’da bağımsız kü­çük şehirlerden oluşan gevşek federasyonlar kurmuşlardır. Daha sonraları bu bölgeleri ele geçiren Romalılar yıktıkları federasyonlara, Pict veya Etrüsk gibi adlar takmayı uygun bulmuşlardır.

Alıntı: Sosyal Medya İskit-Saka İmparatorluğu (İlk Turan İmp.)  @n_devra



📖 Hakas tarihi, gelenekleri ve Türk runik alfabesi

Hakas Devlet Üniversitesi Tarih 1. sınıf öğrencileri için Sibirya Türklerinden Hakasların atalarının MÖ 7.yy'da inşa ettiği kurganların ...