20240319

✍️ Çanakkale’de 26 mayın tesadüfen dökülmedi! Ercan Dolapçı



Çanakkale’de 26 mayın tesadüfen dökülmedi!

ERCAN DOLAPÇI

Çanakkale Deniz Zaferinde önemli rol oynayan 26 mayının tesadüfen son anda döşenmediği, aksine iyi bir planlamayla 10 gün önceden döşendiği ortaya çıktı. 18 Mart 1915 günü gerçekleşen Deniz Savaşında 18 ağır zırhlıdan 3’ünü mayın batırırken, 3’ünü de topçular ağır şekilde yaraladı. Deniz Savaşı tam manasıyla mayıncıların ve topçuların müşterek zaferi oldu.

Çanakkale Deniz Savaşı üzerine araştırma yapan Prof. Dr. Figen Atabey, Türk, İngiliz ve Fransız arşivlerinden yararlanarak hazırladığı “Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi” isimli kitabında deniz savaşına ilişkin önemli bilgilere ulaştı ve bunları yayımladı. Atabey, Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey komutasındaki Nusret mayın gemisinin bilinenin aksine 17/18 Mart 1915 gecesi değil. 10 gün önceden 7/8 Mart gecesi 11. Mayın Hattı olarak 26 adet mayını plan dahilinde döşediğini ortaya koydu.

TAM MANEVRA YAPTIKLARI YERE

Erenköy’deki Karanlık Liman’a mayınların döşenmesinin nedeni ise, 3 Kasım günü düşman donanmasının Çanakkale önüne yığınak yapması ve tabyaları bombalayarak mayın tarama faaliyetlerine başlaması… Bu sırada gemiler Karanlık Liman önünde manevra yaparak geri döner. Burayı sık sık kullanırlar. İşte bu kritik nokta tespit edilir.

Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasında durum değerlendirilir ve buraya diğer 10 hattın aksine dikey değil, yatay olarak mayınların döşenmesi kararlaştırılır. 8 Mart sabaha karşı 07.00’de havanın sisli olması ve düşman karakol gemilerinin bu nedenle geri dönmesinden yararlanılarak 80 kilo şarjlı 26 karbonit Alman mayını Kıdemli Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey komutasındaki Nusret mayın gemisi tarafından 100’er metre aralıklarla 4-5 metre derinlikte döşenir. Düşman donanması, 18 Mart günü bu bölgenin mayından temizlendiğini sandığı için aynı şekilde manevra yaparken mayınlara çarptı. Bu esnada Fransız savaş gemisi Bouvet ile İngiliz savaş gemileri Irresistible ve Ocean mayına çarparak battı. O gün 800’e yakın subay ve asker hayatını kaybetti. Boğazın dar bölgesine ilerleyen donanmadan Inflexible, Agamemnon, Goulois, Souffren ise ağır yara alarak saf dışı kaldı.

KAPTANIN NOTU

Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey günlüğüne 8 Mart 1915 Pazartesi günü şu notu düşer: “Murahhaslıktan alınan emir üzerine 05.30'da Nusret vapuru ile akıntı üzerinde ve Paleo Kastro'dan başlayarak Erenköy hizasında bitmek üzere 26 karbonik mayın ile bir hat oluşturulmuş ve yerleştirilmiştir. Düşman görememiştir. Mayınların aralıkları 100 ile 150 metre; su yüzeyinden derinlikleri dört buçuk metredir. Düşman, istihkâmları hafif şekilde bombardıman etmiştir.” (Çanakkale Deniz Savaşları Günlüğü (1914-1922), Deniz Mayınları Grup Komutanı Binbaşı Nazmi Bey, Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı, İzmir, 2004.)

MANEVRA YAPARKEN TUZAĞA DÜŞTÜLER

Prof. Dr. Atabey bu durumu şöyle değerlendiriyor: “18 Mart 1915 günü deniz topçu bataryalarının yoğun ve etkili atışları sonucu İngiliz ve Fransız gemilerinin almış oldukları isabetler, onları çeşitli sakınma ve dönüş manevraları yapmaya zorlamıştır. Gemiler, Boğaz'ın manevra yapılacak tek alanı olan ve nispeten daha geniş deniz sahasını kapsayan Erenköy Koyu önlerindeki Karanlık Limanı'na dönüş yapmaya başlamışlardır. Ancak, bu bölgeye Nusret mayın gemisinin gizli bir şekilde dökmüş olduğu ve hiçbir şekilde hesaba katılmayan 26 mayın, İtilaf Donanması'nın İstanbul'u ele geçirme düşlerine kesin bir nokta koymuştur.” (Figen Atabey, Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi, TTK Yayınları, Ankara, 2014, s.277.)

BOĞAZ ÇOK İYİ TAHKİM EDİLDİ

Çanakkale Boğazının, Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa tarafından mayın hatları ve karaya yerleştirilen toplarla çok iyi tahkim edildiğini de belirten Atabey, bu durumun İngilizler tarafından da saptandığını belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:  

“İngiliz kaynakları 1914 Kasım ile 1915 Şubat ayları arasında Çanakkale Boğazı'nın savunma sisteminde büyük değişiklik meydana geldiğini, Boğaz savunmasının yeni tesis edilen top ve bataryalar ile ustaca yerleştirilmiş olan mayınlar ile çok sıkı bir şekilde tahkim edildiğini kaydetmiştir. Mayın tehlikesinden dolayı İtilaf Donanması'na ait muharebe gemileri, Boğaz'ı geçmek şöyle dursun en dar yerdeki kalelere bile yaklaşamamışlardır.

Toplar susturulmadan da mayın tarama gemileri mayın tarlalarını temizleyememişlerdir. Çanakkale Boğazı'nı zorlamak için yalnız deniz kuvvetleri ile yapılacak herhangi bir teşebbüsün karşılaşacağı problem bu iken, savaşın planlayıcısı İngiltere, hiçbir zaman bunu kavrayamamıştır. İngiltere, Çanakkale Boğazı'nı zorla geçme teşebbüsünü Boğaz'ın en dar yerinde mevzilenmiş ana bataryaların tahribine bağlı görmekte ısrar etmiş ve 18 Mart Çanakkale Boğaz yenilgisini yaşaması kaçınılmaz olmuştur.” (Age, s.69.)

TÜRK TARAFI ÖNCEDEN ÖĞRENDİ

Atabey’in çalışmasında önemli bir bilgi de Türk tarafının, İngiliz ve Fransız amirallerinin 17 Mart 1915 gün taarruz şekline ve tarihine ilişkin yaptıkları toplantının bilgisine ulaşması… Bu bilgiyi Roma’daki Türk Askeri Ataşeliği haber almış ve bize bildirmiş. Buna ilişkin bilgi de Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı ATASE arşivinde mevcut. (ATASE Arşivi, Klasör No:495, Dosya No: 595, Fihrist No: 40.)

ORTAK ZAFER

Çanakkale Deniz Zaferini mayıncılar ve topçular kazandı. Yani iki tarafın gemileri karşı karşıya gelerek savaşmadı. Türk Ordusu Boğazın savunmasında ağırlığı, döşenen 11 mayın hattına ve karaya yerleştirilen toplara verdi. Bunu kanıtlayan da batırılan ve vurulan gemilerin sayısıdır. 

Tarihçi Prof. Dr. Figen Atabey bu konuda şu bilgileri veriyor: “İngiliz arşiv belgelerinde Fransız Bouvet, İngiliz Irresistible ve Ocean zırhlılarının mayınla battığı, İngiliz Inflexible, Fransız Suffren ve Gaulois zırhlılarının Türk bataryalarının top ateşi sonucu ile görev yapamayacak şekilde ağır hasara uğradıkları, Agamemnon, Lord Nelson, Albion ve Charlemagne zırhlılarında da ufak tefek hasar olduğu bilgisine ulaşılmıştır.” (Atabey, Age, s.277-278.)

Atabey’e göre Türk gemileri fırsat buldukça düşman güçlerine de saldırdı. Buna ilişkin saptaması anlamlı:

“Çanakkale Savaşları süresince Osmanlı Donanması'na ait gemilerin büyük bir kısmının, İstanbul Boğazı'nı olası Rus işgaline karşı korumak üzere Karadeniz Cephesi'nde görevli olmasına rağmen, Çanakkale Cephesi'nde uygun fırsatlar oluştuğunda müttefik gemilerine karşı küçük hücum hareketlerinde bulunduğu tespit edilmiştir.

“Bu kapsamda 7 Mart 1915 gecesi Demirhisar torpidobotunun Kuzey Ege Denizi'nde İtilaf Kuvvetleri'nin deniz nakliyatını taciz etmeyi başardığı, yine Muavenet-i Milliye torpido muhribinin Morto Koyu'nu üs edinerek, Türk mevzilerine top ateşiyle büyük zararlar vermekte olan İngiliz Goliath zırhlısını 13 Mayıs 1915 gecesi batırdığı, Türk ve yabancı belgeler ışığında bir kez daha teyit edilmiştir.” (Age, s.279.)

KORKUDAN GEMİLERİNİ ÇEKTİLER

Türk gemileri ve müttefikimiz Alman denizaltıları düşman donanmasını rahat bırakmaz. U-21 Alman denizaltısının birer gün ara ile 25/27 Mayıs'taki taarruzları sonucu İngiliz Majestik ve Triumph zırhlıları art arda torpillenerek batırılır. Bu durum düşman üzerinde sarsıcı etki yapar ve daha büyük kayıpları göze alamayarak büyük gemileri bölgeden uzaklaştırırlar. Limni Adası'nın Mondros Limanı'na çekerler. Kayıplar Londra’da da olumsuz etki yapar ve dönemin en modern gemilerinden biri olan Queen Elizabeth'in de kaybı göze alınamayarak acilen İngiltere'ye geri çağrılır. İş daha da büyür ve İngiliz Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Amiral Lord Fisher ve Deniz Bakanı Winston Churchill görevlerinden istifa etmek zorunda kalır.



Kaynak: https://www.aydinpost.com/canakkalede-26-mayin-tesadufen-dokulmedi