20240530

🎞️ Giritli mübadillerin anıları unutulmasın diye dijital arşiv oluşturdu

 

 


 Giritli mübadillerin anıları unutulmasın diye dijital arşiv oluşturdu

Bursa'nın Mudanya ilçesinde yaşayan serbest muhasebeci ve mali müşavir Emir Doğan Savaş, yaptığı sözlü tarih çalışmasıyla doğdukları topraklardan ayrılarak Türkiye'ye gelen Giritli mübadillerin anılarını kaydetti.

Büşra Nur Yılmaz  | 30.05.2024

Giritli mübadillerin anıları unutulmasın diye dijital arşiv oluşturdu

Fotoğraf: Büşra Nur Yılmaz/AA

Bursa

Mübadillerin anılarının unutulmaması için çalışma başlatan 65 yaşındaki Savaş, Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923'te imzalanan mübadele sözleşmesinin ardından 1924'ten 1933'e kadar Girit Adası'ndan Mudanya'ya gemiyle gelenler ve ikinci kuşakta Türkiye'de doğan çocuklarından oluşan 30 kişinin hikayelerini kayda aldı.               

Giritli mübadillerle söyleşi yaparak kamerasıyla binlerce dakikalık video kaydı alan ve ses kayıtlarının dökümlerini çıkaran Savaş, fotoğraflarını çektiği mübadillerin gençlik yıllarını, hüzünlerini, sevinçlerini, şu anda hayatta olmayan bu kişilerin ilginç hikayelerini topladı.

Savaş, biri ikinci, diğerleri üçüncü kuşak mübadil 12 kişiyle yapacağı söyleşileri de tamamlayarak tüm anıları kitaplaştırmayı hedefliyor.

Emir Doğan Savaş'ın Lozan Mübadilleri Vakfı Mudanya Temsilciliğinde muhafaza edilen video ve ses kayıtlarının çözümlerinden oluşan arşivi, mübadeleyle ilgili akademik çalışma yapanlarla da paylaşılıyor.

"Her yaptığım söyleşinin kaydını ailelerine hediye ettim"

Kendisi de ikinci kuşak mübadil olan Emir Doğan Savaş, AA muhabirine, sözlü tarih çalışmasında kaynak kişilerle görüşürken duygusal anlar yaşadıklarını söyledi.

Savaş, 2-2,5 saatlik söyleşilerde mübadillerin o günleri yeniden yaşadığını dile getirerek, "Şu anda 30 kişiyle çalışmam var ve maalesef hiçbiri hayatta değil. Onlar, çok ilginç hikayelerini, gençlik yıllarını, aşklarını, hüzünlerini bana anlattılar. Tabii bu, beni çok mutlu etti çünkü onları kayıt altına almak, bir tarihçi değilim, ona rağmen böyle bir işi, Mudanya'da yaşayan mübadilleri kayıt altına alma işini gerçekleştirdiğim için çok huzurluyum. Vicdanen de çok rahatım." diye konuştu.

O yıllarda birinci kuşak mübadillerin 80'li, 90'lı yaşlarda olduğunu, onları söyleşiye zor ikna ettiğini belirten Savaş, bu kişilerle baba oğul, anne oğul gibi saatlerce sohbet ettiklerini dile getirdi.

Bazı anıların, kayda alınmaması şartıyla kendisine anlatıldığını aktaran Savaş, şöyle devam etti:

"Zaman zaman ağlayanlar, hüzünlenenler oldu elbette ama sonuçta onlar da çok mutlu oldular. Böyle bir ömrün kayıt alınması çok önemliydi. Her yaptığım söyleşinin kaydını ailelerine hediye ettim. Çoğu farkında bile değildi ama ölümlerinden sonra aileler için de çok kıymetli bir hediye oldu. Planımda 12 söyleşi daha var. Bu kişilerden biri, ikinci kuşak mübadil. Onun da yaşı 90'ın üzerinde. Çok arzu ediyorum, inşallah imkanım doğar. O insanın da sağlığı yerinde. Onunla bir söyleşi gerçekleştirebilirsem çok mutlu olacağım. Kalanları en kısa zamanda bitirip kayıt altına almak zorundayım çünkü kitabıma bunları da dahil etmek istiyorum."

Evlatlık verilen halasından haber alamadılar

Savaş, yaptığı çalışmalarla bilgi, belge ve veriler elde ederek mübadele bilinci oluşturmayı amaçladığını, Mudanya'da kimliğini yitirmeyen, mutfağından, düşüncesinden hayat biçimine kadar farklı olan ve halen yaşayan mübadele kültürünün farkında olunması gerektiğini vurguladı.

Anne ve babasının çocuk yaşta Girit'ten Mudanya'ya geldiğini, babasının ölünceye kadar sürekli ağladığını anlatan Savaş, şu bilgileri paylaştı:

"Babam, babası ve iki ablasıyla gelmiş. Ablalarından Hatice Hanım, yoksulluktan dolayı bir subaya evlatlık veriliyor. Bir daha da babam, ablasına kavuşamıyor. İzini kaybettiler. Yıllarca aradılar, soruşturdular fakat hiçbir şey elde edemediler. Babam, 2003 yılında vefat etti, 83 yaşındaydı. Ölünceye kadar sürekli ablasını ağlayarak yad etmiştir. Halen de halama ulaşamadık. Tabii ki de ölmüştür ama çocukları var mıdır yok mudur, ben de çok aradım fakat bir sonuç elde edemedim. Ne annem ne de babam mübadeleyle ilgili bir şeyler anlattı. Onlar sürekli suskunluğu, bir hafıza kaybı yaşamayı tercih ettiler. Sadece gözyaşlarıyla duygularını ifade ettiler. Bir film izlediğimizde, böyle bir konu olduğunda sürekli ağlarlardı. 'Anne, babam niye ağlıyor?' diye sorardım. Annem hiçbir şey söylemezdi."

Mübadillerin bir taraflarının hep eksik kaldığını ifade eden Savaş, "Bu insanlar, maalesef doğdukları topraklarda ölemediler. Onlar, her zaman yüreklerinde iki vatan sevdasını taşıyan insanlardı; yeni topraklara ekilen tohumlardı adeta. Çünkü orada bir yaşamdan koparıldılar. Hemen hemen hepsi, geri döneceğine dair umut içinde öldüler. Maalesef kimi anahtarını saksısının içine koydu, kimi komşusuna bıraktı ve buraya geldi. Göç çok zor, ağır bir travmadır." değerlendirmesinde bulundu.

Emir Doğan Savaş, Yunanistan'ın birçok bölgesini gezdiğini, rehberlik yaptığını, Girit'e 3 kez gittiğini belirtti.

Mübadele döneminde Türkiye'den Girit'e giden Rumlarla onların çocuklarıyla konuştuğunu ifade eden Savaş, şunları kaydetti:

"Onlar da aynı duygu içinde çünkü onlar da kimi Manisa'dan kimi İzmir'den kimi işte Kapadokya'dan gelmiş insanlardı ve hepsinde bir ortak hüzün sezdim. Tanıştıkça ellerimizi nasıl tuttuklarını size anlatamam. Girit'te karşılaştığımız bir kadıncağız, Manisalıymış, 'Biz Türkiye'den geldik' deyince bize kapısını açtı. Bize Rumca 'Nereden geliyorsun?' deyince, annemler de 'Türkiye'den' diye karşılık verince kadın, ağladı. Kendisinin de Manisalı olduğunu söyledi. Bizi içeri aldı, ikramlarda bulundu. Biz de hediyeler verdik ve 1 saate yakın annemle hüngür hüngür ağladılar, anlattılar. Kadın 85 yaşının üzerindeydi. İster Rum ister Türk olsun aynı yoğun duygu içinde. Hiçbir pişmanlık, nefret ve kin olmaksızın içi tamamen insani duygularla birbirleriyle kucaklaştılar, söyleştiler. Biz oradan zor ayrıldık."

Kaynak / Alıntı: https://www.aa.com.tr/tr/kultur/giritli-mubadillerin-anilari-unutulmasin-diye-dijital-arsiv-olusturdu/3235054


20240525

İlk Yolcu Uçağımız

 

İLK YOLCU UÇAĞIMIZ

25 Mayıs 1944 günü Türkiye Cumhuriyeti için bir ilk yaşandı.

Türk Havacılığının en önemli isimlerinden Nuri Demirağ, fabrikasında imal ettiği ilk yolcu uçağı ile uçuşunu gerçekleştirdi.

Nu.D.38 ismindeki uçak, yolcu ve ihtiyaç halinde bombardıman için de kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştı. Uçak iki mürettebat ve altı yolcu kapasiteliydi.

Uçak saat 09.45’te Yeşilköy'den havalandı saat 11.30 civarında Ankara Etimesgut'a indi. 

Nu.D.38, ilk uçuşundan sonra Bursa, İzmir, Atina, Selanik, Sakarya, Eskişehir, Kayseri ve Sivas'a uçtu. Uçak, 20 Ağustos 1944 tarihinde İzmir Milli Fuarı’na getirildi. Fuar boyunca diğer modeller ile birlikte sergilenerek yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğradı.

Nu.D.38’in ilk uçuşunu gerçekleştiren pilotlarımız, Hasan Basri Alev ile Mehmet Altunbay'dır.

Nu.D.38-36 ve diğer birçok model Marshall Yardımlarının kesinleşmesi ile hurdaya ayrılarak projeleri iptal edildi. Kısa bir süre sonra hem Nuri Demirağ'ın fabrikası hem de Etimesgut Uçak Fabrikası kapatıldı.


İskitlerin Türk soyundan olduğuna dair kanıtlar

İskitlerin Türk soyundan olduğuna dair kanıtlardan biri, II. Justinianus tarafından Köktürklere elçi olarak gönderilen Zemarkhos’un Türklere eskiden İskit denildiğini ve getirdiği mektubun İskit harfleriyle yazıldığını belirtmesidir.

Başka kanıta ihtiyaç bile yok. 









20240522

Türkiye'nin ilk insansız helikopteri ALPİN

 Türk mühendisler yaptı: Türkiye'nin ilk insansız helikopteri ALPİN için sıraya girdiler

AA

Türkiye'nin ilk insansız helikopteri ALPİN'i, geliştiren Titra Teknoloji ve Airbus arasında ana yurt güvenliği fuarı SEDEC kapsamında işbirliği protokolü imzalandı. ALPHİN, deniz platformlarına iniş-kalkış yapabilme yeteneği kazanacak. Titra Teknoloji Üst Yöneticisi (CEO) Abdulkadir Şener, yaptığı açıklamada, Airbus ile proje için yaklaşık 4-5 aydır çalıştıklarını söyledi. ALPİN'in muharebe sahasında kendini kanıtlamış bir ürün olarak ilk defa Türkiye'de Kuzey Irak bölgesinde kullanıldığını ifade eden Şener, bunun yanında platformun deniz kuvvetleri tarafından kullanılmasına yönelik dünyadan ve Türkiye'den talepler aldıklarını belirtti.

ALPİN'i geliştiren Titra Teknoloji ve Airbus arasında ana yurt güvenliği fuarı SEDEC kapsamında işbirliği protokolü imzalandı.

Titra Teknoloji Üst Yöneticisi (CEO) Abdulkadir Şener, yaptığı açıklamada, Airbus ile proje için yaklaşık 4-5 aydır çalıştıklarını söyledi.

SEDEC'te beraber bir platform geliştirme anlamında imza attıklarını bildiren Şener, ALPİN'in Türkiye'nin ilk insansız helikopteri olmakla beraber dünyada da sınıfında sayılı helikopterler arasında yer aldığını bildirdi.

ALPİN'in muharebe sahasında kendini kanıtlamış bir ürün olarak ilk defa Türkiye'de Kuzey Irak bölgesinde kullanıldığını ifade eden Şener, bunun yanında platformun deniz kuvvetleri tarafından kullanılmasına yönelik dünyadan ve Türkiye'den talepler aldıklarını belirtti. Şener, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:

"Helikopterin gemiye inmesi biraz kompleks bir proje. Airbus ile projemizin fokusunda bu var. ALPİN'i gemiye inebilen bir platform haline dönüştürmek için iş birliği protokolü yaptık. Bunun sonrasında da Airbus ile farklı iş birliği projeleri yapmayı ümit ediyoruz. Deniz taşıtlarına hareket halindeyken helikopterin kalkması ve inmesi çözülmesi zor problemlerden bir tanesi. Bunu yapabilen de çok az sayıda çözüm var. ALPİN de bunlardan bir tanesi olacak önümüzdeki 6 ay içinde. Bundan sonra ALPİN'i sadece Kara Kuvvetleri'nin, Özel Kuvvetler'in değil, Deniz Kuvvetleri'nin de kullanımına sunmuş olacağız.

Platformda temelde çok büyük değişiklikler yok. Otopilotunu Titra'nın kendisinin geliştirdiği bir platform. Birtakım donanım ve yazılım entegrasyonunu içeren bir süreç. Beraber bir geliştirme yapılacak. Airbus'ın bununla ilgili bir tecrübesi var. Bu tecrübeden istifade etmek istiyoruz. Onların da bu sınıfta bir platformla şimdiye kadar bu konuda bir çözümü yoktu. Onlar da kendilerine bu kabiliyeti kazandırmış olacaklar. İki taraf da bu konuda çok heyecanlı."

Yurt dışında testlere hazırlanıyor

ALPİN için hemen hemen her kıtadan birçok ülkeyle görüşmeler devam ettiğini bildiren Şener, "Gelip demolarını gören, memnun olan, fiyat isteyen, teklif isteyen çok fazla ülke var. ALPİN'in hem geliştirilmesini hem üretimiyle alakalı HAB bölgesinde yeni bir fabrika kuruyoruz, bunun altyapılarını oluşturuyoruz. Sene sonuna kadar en az birkaç ülkeyle ALPİN'le, kamikaze ürünlerimizle, ürün gruplarının tamamıyla ilgili protokoller imzalamayı hedefliyoruz. Çok fazla talep var. Açıkçası biz biraz ince eleyip sık dokuyoruz." dedi.

ALPİN Kuzey Irak'ta kullanıldıktan sonra sahadan birtakım geri bildirimler aldıklarını dile getiren Abdulkadir Şener, bunlara ilişkin geliştirme süreçlerinin devam ettiğini bildirdi. Her geçen gün platformlarının daha da ayakları yere basar hale geldiğini vurgulayan Şener, "Yurt dışında test yapacağımız ülkeler var. Platformu oralara götürüp testlerimizi yaptıktan sonra bu protokollerin hızlanacağını düşünüyoruz." diye konuştu.

ALPİN İnsansız Hava Aracı Özellikleri:

  • 840 km menzil
  • 7 saat Uçuş Süresi (20 kg faydalı yükle)
  • 1 Saati Aşan Hover Yeteneği
  • Azami 160 kg Faydalı Yük Kapasitesi
  • 15.000+ feet İrtifa Tavanı (4.785 m)
  • Gece ve Gündüz Tam Otonom Uçuş ve İniş-Kalkış Kabiliyeti
  • Güvenli Anlık Veri ve Görüntü Paylaşımı
  • Zorlu Arazi ve Hava Koşullarında Operasyon

ALPİN Faydalı Yükler:

  • EO/IR Kamera
  • SAR/GMTI Radar
  • LIDAR
  • Hyperspectral

Alpin Teknik Özellikleri:

Uzunluk: 7,05 m (23,4 ft)
Yükseklik: 2,35 m (7,7 ft)
Rotor Çapı: 6,27 m (20,5 ft)
Kuyruk Rotor Çapı: 1,02 m (3,3 ft)
İniş Alanı: 20×20 m
İniş ve Kalkış: Tam Otonom
Azami Rüzgar: 50 km
Acil Kurtarma Paraşüt Sistemi

Kullanım alanlarından bazıları;

  • Kara harekâtlarında topçu birlikleriyle hedef paylaşım desteği
  • Askeri bölgelere mühimmat ve gıda benzeri çeşitli faydalı yüklerin taşınması
  • Yüksek irtifada yüksek çözünürlüklü kamera ve gimbal sistemiyle istihbarat, hedef tespit/gözetleme/takip desteği
  • Doğal afet durumlarında keşif, gözlem, gıda, ilk yardım vb. faydalı yüklerinin transferi
  • Haritalama ve görüntüleme uygulamaları
  • Zirai görevler
  • Meteoroloji
  • Mobil baz istasyonu

ALPİN İnsansız Helikopter Sistem Özellikleri:

  • Kullanıcı dostu ara yüzü ile kullanım kolaylığı
  • Anlık rota, hız, irtifa gibi uçuş özelliklerinin atanabilmesi imkanı
  • Opsiyonlu cihazlarla görüş alanı dışında (BVLOS) uçuş
  • Havadan lazer tarama
  • Kızıl ötesi kamera ile gece ve gündüz görüntüleme
  • Gündüz ve EO/IR kamera görüntülerinin şifreli biçimde yer istasyonuna aktarımı
  • Şifreli veri haberleşme altyapısı
  • Yedekli aviyonik mimarisi ve otopilot sistemi
  • Modüler aviyonik mimarisi ile ilave sistemlerin kolay entegrasyon imkânı
  • Motor kaybı durumunda otorotasyonla güvenli/acil iniş (Autorotation)
  • Paraşüt kullanımı yoluyla belirli acil durum senaryoları için güvenli/acil iniş
  • Bölge ve durum sınırlandırmalı (link kaybı vb.) otomatik eve dönüş yeteneği
  • Hassas konumlandırma yeteneği
  • GNSS aldatmacası önleme
  • Çarpışma önleme sistemleri entegrasyonuyla güvenli uçuş
  • GNSS kaybı ve özel amaçlı uçuşlar için ataletsel navigasyon (INS) kullanarak pozisyon, hız, yönelim hesaplaması (Dead Reckoning) yoluyla navigasyon imkânı
  • Kompakt boyutlarıyla hafif yük taşıma araçlarıyla taşınma imkânı
  • Birden çok yer kontrol istasyonunun kumanda edebilme ve görüntüleme alternatifi