20210131

🎞Sistem gençleri nasıl şekillendiriyor?


Yeni Ufuklar - 31 Ocak 2021 - Şule Perinçek - Ulusal Kanal
Konuklar: Furkan Kaplan  ve Rüveyda Mankan
  • Gençliğe dayatılan özentiler
  • Sistem gençleri nasıl şekillendirmek istiyor?
  • Dilde özenti ve bozulma
  • Gençliğe dayatılan özentiler
  • Gençlerin bağımlılık sorunu

Etkileyici yüzleriyle "Kuzeyin Atlı Beyleri"; Turushka'lar

 




📸 🇹🇷 Türkiye'nin güzelliklerinden





Ord. Prof. Dr. Ata Nutku kimdi? Türk gemi inşasının mihenk taşı

 








🎞 10 yaşında Türk müziğiyle tanışan Amerikalı Jesse Manno, 37 yıldır Türkçe şarkılar söylüyor


Anıl Sural @AnilSural

37 yıllık hikayenin devamını merak edenler için röportajımız  

Aşağıyı işaret etmek

https://oncevatan.com.tr/37-yildir-turk 


20210128

Kazak Türkçesi Ağızlarının Tasnifi Çalışmalarına Bir Bakış - Emine Atmaca (2016)

ATMACA, E. (2016)
Kazak Türkçesi Ağızlarının Tasnifi кalışmalarına Bir Bakış
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 5
(2), 589-625.













Alıntı/ Kaynak: https://www.academia.edu/34499280/14_Kazak_Türkçesi_tasnif_pdf

🇰🇿Kazakistan’ın Latin harflerine uyarlanan yeni alfabesi tanıtıldı



Kazakistan Ulusal Alfabe Komisyonu, 2023 - 2031 döneminde ülkede kademeli olarak kullanılma girecek Latin harflerine uyarlanan yeni Kazak alfabesini tanıttı.Kazakistan Ulusal Alfabe Komisyonu, Başbakan Askar Mamin başkanlığında toplandı. Toplantıda, komisyon üyelerince 2023 - 2031 yılları arasında ülkede kademeli olarak kullanılmaya başlanacak Latin harflerine uyarlanan yeni Kazak alfabesinin tanıtımı yapıldı. 

Ahmet Baytursunov Dil Bilimi Enstitüsü tarafından geliştirilen alfabe “bir ses-bir harf” ilkesine göre hazırlandı. Latin harflerine uyarlanan yeni Kazak alfabesinde, 9’u ünlü 31 temel harf bulunuyor. Ancak alfabede yer almayan x,w gibi harfler ise yabancı kökenli kelimelerde kullanılacak. Ayrıca Kazakistan Türkçesi'ne ait bazı sesler çift nokta imi, uzatma imi, çengel imi ve kısaltma imi gibi işaretlerle belirlenecek. 

Başbakan Mamin, toplantıda yaptığı konuşmada “Alfabenin geliştirilmiş nüshası, Kazak dilinin yaygınlaşmasına yeni bir ivme kazandıracak ve modernleşmesine katkıda bulunacaktır.” ifadesini kullandı. Söz konusu alfabeyi geliştirme sürecinde 40’tan fazla nüshanın incelendiği ve eğitim kurumlarında yeni alfabe ile yazma ve okumaya ilişkin anket çalışmaları gerçekleştirildiği belirtiliyor. 1940’tan itibaren Kiril alfabesini kullanan Kazakistan, 2017’de kademeli olarak Latin alfabesine geçme kararı almıştı.

Alıntı/Kaynak: https://aydinlik.com.tr/haber/kazakistan-in-latin-harflerine-uyarlanan-yeni-alfabesi-tanitildi-230997

🎞 Bozkurt- Zafer Anıtı, Ulus, Ankara

 

20210127

✍️Şiir: Yaşamaya Dair - Nazım Hikmet Ran


Yaşamaya Dair

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi meselâ,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani, o derecede, öylesine ki,

meselâ, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel, en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.


Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin,

hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

yaşamak, yani ağır bastığından.


Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,

yani, beyaz masadan,

bir daha kalkmamak ihtimali de var.

Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini

biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,

hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,

yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğin son ajans haberlerini


Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,

diyelim ki, cephedeyiz.

Daha orda ilk hücumda, daha o gün

yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.

Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,

fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz

belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.


Diyelim ki, hapisteyiz,

yaşımız da elliye yakın,

daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.

Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,

insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgârıyla

yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım

hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…


Bu dünya soğuyacak,

yıldızların arasında bir yıldız,

hem de en ufacıklarından,

mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,

yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,

hattâ bir buz yığını

yahut ölü bir bulut gibi de değil,

boş bir ceviz gibi yuvarlanacak

zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,

duyulacak mahzunluğu şimdiden.

Böylesine sevilecek bu dünya

“Yaşadım” diyebilmen için…


Nâzım Hikmet


Nazım Oratoryosu için tıklayınız.

Fazıl Say (feat. Genco Erkal) – Yaşamaya Dair (Live) / Nazım Oratoryosu

(Genco Erkal’dan sağlık çalışanlarına bir Nâzım Hikmet Şiiri (Yaşamaya Dair) )


Fazıl Say (feat. Genco Erkal) - Yaşamaya Dair (Live)

20210125

1933 yılında Ordu Süleyman Felek Caddesinde Halkevi önü

 


🥘 Kazan Tatarların sofra tadı Zur Beleş

 


✍️ Atatürk’ü anlamak, Atatürkçe düşünmek - Koray Gürbüz

11 Kasım 2018

Atatürk için ağlamak, Atatürk’e özlem duymak ya da onu çok sevmek ayrı şeylerken Atatürk’ü anlamak çok daha farklı bir şeydir. Onu anlamak için öncelikle yaşadığı dönemi bilmek, mücadelesinin satır başlarına bakmak ve yetim Mustafa’dan Atatürk’e kadar geçen süreci iyi analiz etmek gerekir. Bu yapıldığında görülecektir ki Atatürk sadece bir insanın adı değildir. Atatürk aynı zamanda teşkilatçılık, milliyetçilik, tam bağımsızlık, anti-emperyalizm ve halkçılık, ... da demektir. 

Atatürk, şartlar ne olursa olsun milletten ve davadan ümidi kesmemek ve gerektiğinde Elmadağ’a çıkıp son mermiye kadar savaşmayı düşünmek demektir. O halde Atatürk’ü gerçekten anlamak için Atatürkçe düşünmeyi öğrenmek ve hangi zaman diliminde yaşanıyorsa o zamanın gerekliliklerine göre birbirini tamamlayan adımlar atmak da gerekir.

ALKIŞ ALMAK İSTEYİNCE... 

Ne yazık ki bazı yurttaşlarımız Atatürk’ü anladıklarını düşünseler de Atatürk’ün eylemciliğini, devrimciliğini, stratejik bakış açısını çok iyi kavramış gibi görünmüyorlar. Bu yüzden kim televizyona çıkıp Atatürk’le ilgili birkaç güzel söz söylese onu Atatürkçü zannediyorlar. Pek çok siyasi de aynı şeyi yapıyor aslında. Örneğin HalkTV ekranlarına çıkanların ortak özelliklerinden biri bu! Ne zaman alkış almak isteseler başlıyorlar Atatürk’ü anlatmaya! Ancak alkıştan hemen sonra başlıyorlar Atatürk adına Atatürkçe düşünmeyi engellemeye. Mesela sürekli “yuvarlak cümleler” kuruyorlar. Oysa Atatürk hayatının her döneminde “köşeli düşüncelere sahip olmuş” bir liderdi. Hayatı da, siyaseti de, devrimciliği de ciddiye alırdı ve doğru bildiği sözü söylemekten çekinmezdi. Tarihe geçen yüzlerce sözün kaynağında da bu tavır vardı! O sadece inandıklarını söylerdi ve bunu tutkuyla yapardı. 

Bir de kendine Atatürkçü diyen zamane popülerlerine bakın! Aklınıza yer eden tek bir cümleleri var mı? Mesela “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak!” gibi on yıllardır hemen her gün kullanılan bir cümle söylemişler mi? Veya “Vatan Savaşı” gibi bir kavramsallaştırmanın yakınına bile yaklaşan tek bir analiz yapmışlar mı? Hadi bunları da geçtim örneğin son 5 yıl içinde herhangi bir konuda “tutarlı bir duruş” sergileyebilen kaç kişi var aralarında? 

Sanırım cevap koca bir “hayır!” Peki o zaman bu insanlar neden Atatürkçü olarak toplumun önüne sürülüyorlar? Ne yapmışlar da bugüne kadar, televizyonlarda sürekli Atatürkçü olarak tanıtılıyorlar? Gerçekten kim bunlar? Mesela HDP’ye oy verilmesini teşvik ederek nasıl Atatürkçü oluyorlar? Ya da PYD’yi şirin göstererek Atatürk’ün izinde olduklarını nasıl iddia edebiliyorlar? Veyahut son dönemlerde ortaya çıktığı gibi “Cerablus’a girilmesin, Afrin’e operasyon yapılmasın” diyerek nasıl Atatürk’ün eserine sahip çıkıyorlar?

SAHTE ATATÜRKÇÜLÜK

Bana göre cevap bir tane: Kafaların çok ama çok karıştırılmış olması! Özellikle 1980 darbesinden sonra melezlene melezlene ruhunu kaybetmiş sahte bir Atatürkçülüğün yaygınlaştırılmış olması. Atatürk’ü sadece 10 Kasımlara ve posterlere, heykellere hapseden ama onun fikirlerini itinayla bulanıklaştıran bir anlayışın Atatürkçülük olarak pazarlanması. Atatürkçü diye etnikçilerin, neo-liberallerin, mezhepçilerin ya da emperyalizmin işbirlikçilerinin sürekli ekranlara çıkarılması da cabası! Ancak umutlu olmak için de sebepler hâlâ var. Yetişen yeni nesil Atatürkçe düşünmeyi popüler ama sahte Atatürkçülerden çok daha önce öğrenmiş görünüyor. Onlar hayatın öğretmenliğini doğru kavrayarak örgütlü olmadan, mücadele etmeden Atatürkçü olunamayacağını da biliyorlar. Onları sizler de biliyorsunuz aslında!... 
...
Her yere koşuyorlar, her yere umut saçıyorlar onlar. Siz de tanıyorsunuz onları! Dün Türkiye’nin savunması Afrin’den başlar diyorlardı bugün de Türkiye’nin bekası için Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvaları dağıtılsın diye mücadele rotası çiziyorlar. Yetişen yeni gençlik, 1980 sonrası melezlenen sözde Atatürkçülere inat, Atatürkçe düşünmeyi büyük Türk milletine yeniden hatırlatıyorlar.

https://www.aydinlik.com.tr/ataturk-u-anlamak-ataturkce-dusunmek-koray-gurbuz-kose-yazilari-kasim-2018