20230625

Türkler, Bizans, Hıristiyanlık ve Türk Kültürü

●Suyla vaftiz etme, Tanrı dininin önemli bir merasimidir. ●Bu bir Altay töresidir : Çünkü kadim Altaylarda yeni doğmuş bebekler buzlu suya batırıp çıkartılıyordu. ●Böylece, insanoğlu bu merasimle Sonsuz Mavi Gökyüzü dünyasına giriyordu. Türklerde “arıg” kelimesi kullanılmaktaydı. ●Bu kelime, manevî açıdan “temiz”, “taze” anlamına geliyordu. Kutsal arınma töreninden geçen insan “arıd” diye adlandırılıyordu. ●İlk Hıristiyanlarda böyle bir dinî merasimin olması hiç mümkün değildi. Avrupa, bu merasimi ancak Kıpçakların Avrupa’ya gelişinden sonra öğrenmişti. ●Hıristiyanların vaftiz için kullandıkları havuzları, Avrupalılar ancak IV. asırda inşa etmeye başlamışlardır! ●Tanrı inancının bugün bile muhafaza edildiği Tibet’te, eskiden olduğu gibi arıalkın ve arı-sili töreleri hâlâ da mevcuttur!

●Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra Avrupa’ya yerleşen Hıristiyan kültürünün doğuşunun temelinde Türkler vardır. ●Putperest Roma Hristiyanlıkla tanışmıyordu bile! ●Türk milletinin tarihini kasten değiştirdiler. Buna Kıpçaklara karşı asırlar boyu süren Batı Kilisesi’nin oluşturduğu siyaset sebep olmuştur… ●Türklerin mukaddeslerinden sayılan Ejderha Efsanesini bile değiştirip kendilerine mal edip Türklere unutturdular çoktan! ●Yunan Hıristiyanlar Derbent’te 311 yılında ortaya çıkmıştır. ●Onlar oraya hayırlı bir iş için gelmemişlerdir. ●Yunanlar, izleri bugüne kadar dahi ustalıkla gizlenmiş ve inanılması zor bir oyunu plânlamışlardı.

●Putperest Romanın Türkler ile ve Hristiyanlıkla tanışması, Bizans'ın kuruluşunda Türkleriin yer alması, Türklerin Roma'da etkin görev almaları 310'lu yıllara kadar uzanır! ●Roma İmparatorluğu topraklarında büyük bir kargaşa yaşanıyordu. Taht için yedi aday savaşıyordu.

●Soyut paganizm, Helen tanrıcılığı ve mitolojisi, Hint, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu putperestliği ile birleşerek, Roma Dini'ni oluşturdu. ●Senatörlerden oluşan din adamları sınıfı, tapınaklar ve putlar da, böylece ortaya çıktı.

●Helen topraklarının, MÖ 146'da ele geçirilmesiyle; Yunan tanrıcılığı, felsefe ve kültürü, Roma'yı etkilemiştir. ●Yunan putperestliği ve felsefesi, Roma elit tabakası ve halkı arasında hızla yayılmıştır.

●Romalılar Tanrıları’nın güçsüzlüğünü açıkça dile getiriyorlardı. Her yerde kaos hakimdi. ●Avrupalılar arasında siyasetin en eski ve en önemli bir kaidesini ilk olarak Yunanlar hatırlamışlardı: ●Tanrı kimde ise veya başka bir deyişle Tanrı kimin ise, hakimiyet onundur!

●Yunanlar bu şuurla ve kurnazlıkla Gök Tanrı’yı çalmak ve böylece Avrupa üzerinde hakimiyetlerini kurmak maksadıyla Türklere gittiler. ●Yedi imparator adayından biri Yunan Konstantin idi.

●Konstantin de, diğerleri gibi bir “çıplak” imparator idi. ●Askeri yoktu, ancak bir unvana sahipti. ●Akdeniz’e, Macsentsius hakim durumda idi, yani gerçek imparator. 

●Macsentsius’un Roma’ da askeri vardı.

●Konstantin Kıpçaklar ile anlaşarak Kıpçak askerlerini yanına almıştı. ●Konstantin ve Macsentsius 312'de Milvan Köprüsünde karşı karşıya geldiler. ●Haçlı bayraklı olan Kıpçak süvarilerinden oluşan Konstantin ordusu savaşı kazandı!

masculineepic.com/index.php/2021/03/28/battle-of-milvian-bridge-312/



●9-Savaşı Türk süvarileri kazanmış, ama zafer, askeri bile olmayan Yunanlara mal olmuştu. ●Haçlı bayraklar taşıyan Kıpçak askerleri Roma ordusunu çok kolay yenmişti. 
●Bunu da Gökyüzü’nün, yani Tanrı’nın bir işareti olarak kabul etmişlerdir.


●10-Konstantin çok kurnaz bir siyasetçiydi. ●O, hemen yeni Tanrı inancını da kendi üzerine almasının, O’nu ve Türkleri de kendisine ait olarak göstermesinin çok önemli olduğunu anlamıştır.


Konstantin, Litsinius’ dan hemen sonra, Kafkasya’da yeni doğmuş olan Hıristiyanlığı kabul etmek istediğini bildirdi. ●Bizans, demir sikkelerinin üzerine Güneş amblemi basıyordu, daha doğrusu “güneş” amblemli eşit kenarlı haçlar… “Güneş işaretleri”.


Konstantin hakkında ise, sadece “güneş gücüne tapan” biri olduğu söyleniyordu. ●Dahası var : Türk dili uzun zamanlar boyunca Bizans ordusunun kullandığı dil idi : bu dili “asker” dili olarak adlandırıyorlardı. Binlerce Bozkır ailesi Yunan eline taşınmışlardır. yıl 320ler

●Onlara en iyi yerler veriliyordu. Onların taşınması için Deşti Kıpçak hanlarına büyük miktarda altın veriliyordu.

●Avrupa’nın doğusundaki en güçlü devlet olan Bizans’ı zaten Kıpçaklar kurmuşlardır. ●Üç nesilden sonra burada, iki halkın birliğinin meyvesi sayılan Bizans kültürü oluşmuştur. ●Ancak bir fark vardı : Bizans hükümdarları Türkler değil, Yunanlardı.


Konstantin, kolay inanan ve ikna edilebilen Kıpçakları kullanmaya devam ediyordu; bunun için hiçbir fedakârlıktan çekinmiyordu. ●İmparator, 324 yılında yeni başkentin, yani Konstantinopolis’in temelini atmıştı. 
●Bu işi de Türk ustalarına havale etmişti.

Yeni başkenti Roma’nın aksine doğu usulünde inşa etmelerini istedi… ●Kurnaz Konstantin, olabilecek her şeyi tahmin edebilmişti. ●Böylece Bizans doğdu.

Konstantin 325 yılında Nikea (İznik) şehrinde bütün Hıristiyan din adamlarını toplamıştır. Bu I. Ruhban Toplantısı idi. Bu toplantı İznik Konsülü olarak bilinmektedir. Konsül’ün tek bir gayesi ardı, bu hedef gizlenmiyordu.


İmparator Konstantin, Hıristiyan Kilisesi’nin Türk usulüyle değil, Yunan inanç usulüne göre tanzim edilmesini istiyordu. Konstantin’in hedef ve planına göre, Yunan tarzı Kilisede, Tanrı ve Hristos aynı sıfatla, daha doğrusu tek Tanrı olarak birleştirilecekti…


Yunanlar kendi kiliselerini kurup Tanrı inancını benimserken, Türklerin dualarını, törelerini, tapınaklarını ve Türklere ait bütün manevî değerleri de sahiplendi. Türklerin asırlar boyunca biriktirdikleri miras bu yeni teşebbüsle Bizans’a ve Bizans Kilisesi’ne geçti.

●20-Tanrı’yı ve insanı karıştırmak, bir araya koymak ve eşit görmek mukaddesatı tahkir etmek ve günümüzde bu değerleri tepe tepe kullanan devşirme kültürü yani kökenleri Bizans olan Bizansın çocuklarıdır! ●Çünkü Onlar Hep yönetti!!

1453 ÖNCESİ TÜRKLERİN HIRİSTİYANLIĞA HİZMET EDEN OĞULLARI; ●TURKOPOLLER! Bizans’ın Türk askerleri; Turcopoles, Turcoples, Turcopoli, Turcopolier Haçlı Seferleri döneminde , turkopoller (aynı zamanda “turcoples” veya “turcopoli”; kelimenin tam anlamıyla “Türklerin oğulları”) ●Bizans İmparatorluğu ve Haçlılar tarafından istihdam edilen yerel atlı okçular ve hafif süvarilerdi, daha sonra Tapınak Şövalyeleri’nde kıdemli bir subaya ve Rodos ve Malta’nın kıyı savunmasından sorumlu Kudüs Aziz John Hastanesi Nişanı’na verilen bir unvan olan Turcopolier olarak belirlendi.


■1-XIV. Yüzyılın başında Osman Bey"in bağımsızlığını ilân etmesiyle Osmanlı devleti kuruldu. ■Yeni devlet, Bizans topraklarını ele geçirip genişledikçe, gerek kılıç altında zorla, gerek Türklerin gücünü ve adaletini görerek gönül hoşluğuyla Müslüman olanların sayısı arttı.

■2-Bunların birçoğu dinlerini değiştirip Türk savaşçıları arasına katıldıktan sonra eski benliğini unuttu; toplum içinde eriyip gitti. ■Kişilik kazanıp sivrilenlerin bir bölüğü ise, eski benliğini bir türlü unutamadı.

■3-Kaynaşmış görünmekle birlikte, kendi ırkını dize getiren Türklere karşı beslediği düşmanlık duygusunu gizlice sürdürdü. ■Bunun sonucu olarak "kötü Türk, kaba Türk" gibi deyimlerle içini boşaltmaktan kendini alamadı.

■4-Anadolu"dan Rumeli yakasına geçiş, Müslüman olanların sayısını artırdı. ■Din bağlılığını ulus sevgisinden üstün tutmağa başlayan Türkler, Müslüman olan Hıristiyanları kendilerinden saydıkları halde, dinlerini bırakan Hıristiyanlar, Türklere bir türlü alışamadılar.

■5-Daha sonraları, Türk toplumu içinde kişilik kazanmış olan öteki Müslüman ırklar da, kendilerine gösterilen saygınlığa omuz silkerek, Türkleri hor görenlere katıldılar. ■Böylece Türklük, büyük bir hıyanet şebekesinin kurduğu ağa düşmüş oldu.

Kaynaklar:
1- Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi Murat Adji 
2- Agâh Sırrı Levend, Türklüğü Hor Görenler ve Türk Diline İhanet Edenler, Türk Dili, sayı 241, Ekim 1971, sh. 105-Taner Ünal arşivi 

Romalılar henüz Demir ile tanışmamıştı. Türk halkına demiri hediye eden Tanrı’ya inanma Avrupalılar için ulaşılmaz bir değer olmuştu Hunlar Roma sınırlarına dayandığında! ●Yeni gelenler yani HUNLAR çok farklı idi; demirden yapılmış zırhları ve silâhları, onları adeta Avrupalıların gözünde başka bir gezegenden gelmiş kişiler olarak gösteriyordu. ●Onlar, Tanrı’ya ait yüksek ve sonsuz Gökyüzü altında yaşayan aydın bir dünyadan gelmişti.


●Bu sözlerin anlamını kavramak için basit bir örnek yeterli olabilir. ●Demir kılıçla yapılan iyi bir vuruş tunçtan yapılmış kılıcı kolayca ikiye bölüyordu! ●Roma askerleri Kıpçakların karşısında sopalı yabaniler gibi kalıyordu! ●Türk Tanrısı demiri, Roma Tanrısı Jüpiter ise tuncu simgeliyordu! ●Roma İmparatorluğu yıkılmaya mahkûmdu! ● Romanın Ortaçağ savaş anlayışını Türk Süvariler bitirmiştir.




Alıntı: Sosyal Medya










📰✍️🇹🇷Milli Devlet Devrimci İradeyle korunur ve güçlenir -Ercan Dolapçı

Milli devlet devrimci iradeyle korunur ve güçlenir İşgale uğradık, ordumuzu örgütledik, emperyalizmi yendik, Cumhuriyetimizi, millî devletim...