20170907

Ziya Gökalp, 1922'de cemaatler hakkındaki düşünceleri Küçük Mecmua'da

 
Ziya Gökalp, 1922'de cemaatlerin neden sivil toplum örgütü olamayacağını Küçük Mecmua'da ayrıntılı olarak anlatır:

Şimdiye kadar Türkiye’de şehirlerin birer Komün haline girememesi sebepsiz değildir.
Her şehirde, Fransızların (komünüte) adını
verdikleri mezhebi cemaatler vardı. Her cemaat, hususi vazifeleriyle dini bir komün hayatı yaşıyordu. Zaten, cemaat demek dini bir komün demektir. İşte bu dini komünlerin birbirinden müstakil bütçelere, mekteplere, hastanelere, imaretlere malik olması, hepsinin birden müşterek bir şehir hayatı yaşamasına mani oluyordu. Filvaki, her şehirde kanunun vücuda getirdiği bir belediye teşkilatı mevcuttu. Fakat cemaatlerin hususi hayatları, şehrin hakiki bir belde (site) olmasına mani oluyordu. Hiçbir şehirde hatta İstanbul’da bile, tam manasıyla bir belediyenin vücuda gelmemesi bundan dolayıydı. 

Mesela, İstanbul’u ele alalım: su bentleri, çeşmeler, hastaneler, imaretler hülasa belediyeye taalluk eden ne kadar tesisler varsa,
hepsi evkafa yani cemaatlere aitti. Şehir emanetiyle evkaf nezareti ve patrikhaneler arasında mücadeleler hiç eksik olmazdı. Sair şehirlerde de belediyeyle vakıflar ve cemaatler arasında aynı uğraşmalar mevcuttu. "

 

Ziya Gökalp, Küçük Mecmua, 
Çeviriyazı: Şahin Filiz, Antalya, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk yayınları, 2009, cilt3, s. 393 ve devamı.