SEKA: Türkiye’nin ilk, dünyanın en büyük kağıt müzesi
Hasret Gültekin KOZANKocaeli
Hasret Gültekin KOZANKocaeli
Temelleri 1934 yılında atılan, 1936’da ilk yerli kağıt üretimini gerçekleştiren, 1997 yılında özelleştirme kapsamına alınan ve 2005 yılında büyük bir direniş sonrası kapatılan Türkiye’nin ilk kağıt fabrikası SEKA, kuruluşunun 80. yılında müzeye dönüştürüldü. O dönem kapatılarak aktarıldığı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından müze haline getirilen SEKA, 6 Kasım Pazar günü Türkiye’nin ilk, dünyanın en büyük kağıt müzesi olarak kapılarını ziyaretçilere açtı.
O dönem İsmet İnönü tarafından 1934’te temeli atılan, 1936’da ise dönemin İktisat Bakanı Celal Bayar tarafından açılışı yapılan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi kuruluşlarından Kocaeli’deki SEKA Kağıt Fabrikası, “SEKA Mehmet Ali Kağıtçı” adını taşıyan müzeye dönüştürüldü. 5 yıl süren yenileme çalışmaları kapsamında, üretimde kullanılan tarihi makinelerin de onarıldığı fabrika müze oldu. O zamanlar küçük bir kasaba görünümünde olan İzmit’in büyük bir sanayi kentine dönüşmesinin en önemli simgelerinden olan SEKA, şehre ve insana her anlamda büyük katkılar sağlıyordu. Müzeyi gezerken şehrin o tarihini de yaşıyorsunuz. Bize müzeyi gezdiren ekip, SEKA’nın ve fabrikanın İzmit’e katkısını bir bir anlattı.
70 YIL HİÇ DURMADAN ÇALIŞMIŞ MAKİNE
Bu arada SEKA Kağıt Müzesi, Pazartesileri hariç haftanın her günü mesai saatleri içerisinde açık. Müzeyi en az 10 kişilik grup olarak gezdiğinizde size bir de rehber eşlik ediyor, ayrıca kulaklık aracılığıyla SEKA’nın tarihini gezerken dinleyebiliyorsunuz. 12 bin 345 metrekare alan üzerine kurulan ve 19 farklı salondan oluşan müzede ziyaretçiler, Cumhuriyet Dönemi sanayileşme sürecinde önemli bir yere sahip olan fabrikanın kuruluş sürecinden başlayıp, Kocaeli’den Türkiye’ye yayılan kağıdın hayat hikayesini görüntüler eşliğinde de izleyebiliyor. Müzede 5 adet matbaa makinesi de sergilenmek üzere bakım ve onarımı yapılarak çalışır hale getirilmiş. Korunan makineler içerisinde en önemli olanı 1936 yılında açılan SEKA 1’inci Kâğıt Fabrikasına ait 2 No’lu kağıt makinesi. Bu makinenin en önemli özelliği, fabrikanın kurulduğu günden itibaren 70 yıl boyunca hiç durdurulmadan sürekli olarak çalışmış olması.
ÇOCUKLAR KENDİ KAĞIDINI YAPABİLECEK
Müzede ayrıca, geleneksel yöntemle kağıt yapma atölyeleri, ebru gibi kağıt sanatlarına ilişkin atölye ve sergiler yer alıyor. Müze içerisinde düzenlenecek olan atölye çalışmaları ile çocuklar kağıtla nelerin yapılabileceğini görebilecek ve kağıdın oluşum süreçlerine tanıklık etme şansı yakalayacak. Çocuklar, özel olarak ayrılan etkinlik bölümüyle “El yapımı Kâğıt Atölyesi”nde kendi kağıdını yapabilecek, origami, kirigami, kağıt boyama, hüsn-i hat, minyatür, tezhip ve ebru gibi kağıt sanatları ile buluşabilecek.
115 VİTRİNDE 443 BELGE VE 337 OBJE
Müzede bugüne kadar kağıt üretim sürecinde kullanılan makine ve ekipmanların yanı sıra on binlerce fotoğraf, belge ve obje sergileniyor. Sergide, Roma Dönemi sikkeleri, SEKA tarihine ait belgesel videolar, kağıttan ve geri dönüşüm malzemelerinden üretilen heykeller yer alıyor. Müze koleksiyon ve arşivi, devam eden bağışlarla giderek genişliyor. Ayrıca, müze arşiv ve koleksiyonuna online olarak erişim sağlanabiliyor.
İLK KAĞIT MÜHENDİSİNİN HAYALLERİ
Müzeye girer girmez sizi İzmit'in tarihi karşılıyor. SEKA’nın o dönem inşa edilmesi için kazmanın vurulduğu alanda Bizans dönemine ve hatta daha da eskiye dayanan kalıntılara da ulaşılmış. Bu kalıntıların asılları ülkenin çeşitli müzelerinde bulunuyorken, tarihi önem açısından bu kazılarda çıkan eserler müzede minyatür halleriyle sergileniyor. O dönem fabrikanın alanı konusunda fabrikanın kurucularından Türkiye'nin ilk Kağıt Mühendisi Mehmet Ali Kağıtçı, bir çok sıkıntı çekmiş, izinler verilmemiş ama o diretmiş ve büyük uğraşlar sonucu fabrikayı bu alana kurmuş.
Yaşamını kağıda ve SEKA’ya adayan Kağıtçı’nın hayatının dönüm noktaları, yazdığı çok sayıda kitap, belgeler ve bilgiler Mehmet Ali Kağıtçı Anı Salonu’nda yer alıyor.
SON KUŞAK SEKA’LI
Muzaffer Sabur son kuşak SEKA’lılardan. 1992 yılında son nesil SEKA’lı olarak işe başladığını ifade eden Sabur, “Çıraklık okulundan sonra SEKA’da çalışmaya başladım. İlerleyen yıllarda kalite sağlama laboratuvarında görev aldım. Dedem SEKA’nın ilk kurulduğu yıllarda çalışmış, Babam da SEKA’lı. SEKA’da itfaiyede çalıştı. SEKA ekmeği ile büyüdük. Ben de son kuşak olarak çalıştım SEKA’da. SEKA devredildikten sonra da Büyükşehir, bütün SEKA’lılar gibi beni de boşta bırakmadı. Büyükşehir bünyesinde çalışmaya devam ediyorum” şeklinde konuştu.
SEKA’YI KAPATARAK TÜRKİYE’NİN KÜLTÜRÜNÜ KATLETTİLER
SEKA'nın kapatılmasıyla Türkiye kağıt sanayisi katledildiğini dolayısıyla Türkiye’nin kültürünün katledildiğni belirten Muzaffer Yenişar "Dışarıdan kağıt ithal eden duruma düştük, dolayısıyla 1 liralık kağıdı dışarıdan 4 liraya aldık. Orayı bir takım sermaye kartellerine peşkeş çektiler. Sonra cinayet mahallini süsleyerek, müze yaparak bu ayıbı bir marifetmiş gibi teşhir ediyorlar. Bu beyanda bir görüntü gördüm ben müze meselesinde. Adamı öldürüyorsun, ondan sonra ben bunu 'O kadar güzel öldürdüm ki' diyerek ölüsünden bile reklam malzemesi çıkarıyorsun" dedi.
SEKA NEDEN KAPATILDI?
Yoktan var olan SEKA, kente çok büyük katkıları olan ve şehrin sanayi merkezine dönüşmesine etkisi olan fabrika neden ve nasıl kapatıldı? SEKA ilk kurulduğunda 10 bin ton üretim kapasitesine sahipti. Yatırımlarla 1980’de bu kapasite 140 bin tona ulaşmış. Ülkenin gazete kağıdı ihtiyacı da buradan karşılanıyordu. Özel sektörün kağıt sektörüne katkısı ise yaklaşık 20 bin tondu. Ancak bir dönem sonra SEKA’ya yatırım ve teknoloji yenileme çalışmaları “özelleştirme” furyasının etkisiyle durdu. Ve hemen ardından özelleştirme çalışmaları başlatıldı. 1991’den itibaren SEKA fabrikalarında üretim yavaşladı, özel sektör payı büyük oranda arttı. Ardından SEKA için; “Çağa ayak uyduramayan”, “Teknolojisini yenileyemeyen” ve “Zarar eden” fabrika tanımlamaları yapılmaya başlandı. Bu süreçte, SEKA’nın Bolu, Dalaman, Afyon, Çaycuma, Balıkesir, Aksu, Kastamonu fabrikalarıyla çeşitli ürünler imal edilen diğer tesisleri ve Ankara’daki alım satım müdürlüğü binası özelleştirme kararlarıyla yok pahasına satıldı. SEKA İzmit Fabrikasına ait Gölcük’teki fidanlığın bir bölümü ise 1995’te Ford Otosan’a hibe edilerek özelleştirmenin ilk adımları atılmaya başlandı. Deniz kenarında, kentin merkezinde ve ulaşım yollarına uygun 600 bin dönüm arazi üzerine kurulu olması birilerinin gözlerini SEKA’nın üzerine çekiyordu. Ama İzmit Fabrikasının kapatılması kolay olmadı. Bütün bir kent 52 gün direndi. Direnişin ardından Hükümet SEKA’nın satışından vazgeçildiğini, arazisinin tamamının işletme hakkıyla birlikteKocaeli Büyükşehir Belediyesine devredileceğini bildirdi. İşçiler de belediye bünyesinde çalışmaya devam edecekti. Bu öneri işçi-ler tarafından oylandı ve çoğunluk tarafından kabul edildi. 52 gün süren direniş sona erdi.