Noel Ağacı dünyada her zaman bir yaşam ağacı olarak kabul edilmiştir. Süslenen çam ağacının Mesih ile hiçbir ilgisi yoktu, sadece kış gündönümü zamanında “güneşin yeniden doğuşunun” şöleni idi. Türk kabileleri, yalnızca Türkistan’da yetişen beyaz bir köknar ağacını seçmişlerdi,“Geceye karşı savaşacak ışık tanrısını, karanlığın ilahiyatını temsil etmek için en güzel ağaçlardan birini alıyoruz “ diyorlardı...
Işığın zaferinin kutlaması, yani yılın ilk gününe “Nardugan Partisi “ denirdi. Türk aşiretleri bu günü “beyaz köknar ağacı” altında kutlar,kurdeleler ile süsler, ağacın altına hediyeler koyar, tanrılara adak adarlar. Daha sonra pastalarla birlikte bulacağımız festival ekmekleri, Saint-Basile çörekleri... Tüm aile yakınları olarak bir araya gelinir ve ziyafetler düzenlenirdi....
Nar, Noel zamanda her yerde bulunur. Bu bir güç ve bereket sembolü ve Ortodoks Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında bulunur. ” Noel ağacıyla ilgili haberi böyle vermiş, La Depeche gazetesi, Türk kökenli yazarın annesinden duyduklarını nakille.
-Çam ağacı süslemek eski Türklerin bir adettir.
-Türkistan'da Akçam denilen ağaç, evlere getirilip konulup altına bir önceki senenin şükrü için Tanrı'ya çeşitli hediyeler-adaklar bırakılıyordu.
-Bir sonraki senenin güzel geçmesi içinde ağaç süslenip bez ve kurdela takılıyordu.+
Nardugan, Yılbaşı, Akçam ağacı ve Noel hakkında sağlam kaynak arayanlara Türkolog Murat Acı'nın;"Avrupa, Türkler, Büyük Bozkır"adlı kitabından: "Çam ağacı Mısır'da ve Filistin'de yoktu. İlk Hıristiyanlar bu ağacı bilemezdi.
Türklerde ise bu ağaç çok önceden kutsal sayılırdı.
Noel baba değil Ayaz Ata'mız.
Ak Ayaz gibi isimlerle Türk Kültüründe yer alan, kış mevsimini getiren ve kızağa binen sembolik, mitolojik Ay Tanrısıdır...
22 Aralık'ta günlerin uzamasıyla, yeniden doğuşu ve baharın yaklaşmasını da sembolize eder...
Hıristiyanlıkta çam ağacı, geyik, Noel Baba ve Hediyeler önemli yer tutar. Bu kavram ve sembollerin tamamı eski Türk Kültüründen alınmadır.
Avrupa'da Hırıstiyan kültürünün oluşumunda Hunlar'ın etkisi yadsınamaz/yok sayılamaz/inkar edilemez/reddedilemez
Türklerin eski inanışına göre gece ile gündüz sürekli savaşırlar ve 21 Aralık günü en uzun gecedir ve ardından günler uzamaya başlarlar bu yüzden 22 Aralık günü Türkler için çok önemlidir ve bu günü takiben (Ay yılı esasına dayalı bir takvim kullandıkları için) ilk dolunayın çıktığı ilk gün yeni yılın ilk günüdür.
Bu gün içinde tüm Türkler, ölümsüzlüğün simgesi olan ve Türk Mitolojisi’ne göre tüm insanların türediği ağaç olan Akçaçam Ağaçları süslenir ve altında türlü geleneksel oyunlar oynanır, kopuz eşliğinde şarkılar söylenir,Bu geleneğin yine anayurtları Orta Asya olan ve türlü nedenlerle Mezapotamya’ya göçen Sümerler’e Türklerden geçtiği oradan da Anadolu aracılığıyla Eski Roma’ya değin uzandığı ve günümüzdeki 1 Ocak yılbaşının temelini oluşturduğu sanılmaktadır...
...
21 ARALIK OĞLAK DÖNENCESİ
En Uzun Gece
N.Bilgili
Türkler (Prototürk Choular-MÖ. 1000 yıl boyunca) GÜNEŞİN mevsim döngüsü ile ilgili olan geçişlerine, “Yangı Kün” yani “Işıklı Gün” adını verir. Yangı Kün yılın 8 ayrı tarihinde kutlanır ve her birinde özel ritüeller yapılır.
Türkler Yer ve Gök için yılda iki defa büyük ayin yapar.
Gök Tanrısı için yapılan ayin 22 Haziran Yaz Gündönümünde Güneşin “Yengeç Dönencesine” geçtiği tarihte, Yer Tanrısı için yapılan ayin 22 Aralık tarihinde Güneşin “Oğlak Dönencesine” geçtiği tarihte yapılır.Prototürk Chou’larda ve Göktürk döneminde takvim, kış gündönümünde yani 22 Aralık günü başlamaktaydı. Çünkü 22 Aralık, gecenin en uzun olduğu ve fakat, günlerin uzamaya başladığı tarihti ve bundan dolayı Yangı Kün-Işıklı Gün ya da Nar Dugan-Ateş Doğan bayramı olarak anılırdı.22 Aralık Kış ayini sırasında Şamanlar maske takar, kara renkli elbise giyer ve ayı postuna bürünürlerdi. Kötü ruhları temsil eden kişilerse kara, kürklü veya tüylü hayvan kılığına girerdi. Ok atarak ocak ve ateş yakarak kötü ruhlar kovulur ve yeni yıl bu şekilde karşılanırdı.
22 Aralık Kış ayini sırasında Şamanlar maske takar, kara renkli elbise giyer ve ayı postuna bürünürlerdi. Kötü ruhları temsil eden kişilerse kara, kürklü veya tüylü hayvan kılığına girerdi. Ok atarak ocak ve ateş yakarak kötü ruhlar kovulur ve yeni yıl bu şekilde karşılanırdı.Göktürkler ateş ve tütsüyle kötü ruhları yok ederdi. Bu Şamanist ritüeller Anadolu’da maskeli kış ortası ayı oyunlarında ve Kara Koncolosların kovulması oyunlarında yaşamaktadır.
KARA KONCALOS...
21 ARALIK En Uzun Gece..
Nuray Bilgili
Türk söylencelerinde 25 Aralık'tan
5 Ocak'a kadar kötücül ruhların çıkacağına dair bir inanç vardır.
Bu kötücül Ruhlara Kara Koncaloslar adı verilir.
Kozmolojik olarak bu tarihlerin, gecenin en uzun olduğu döneme rastladığı görülebilir. Kanımca arkaik insan zihninde, gecelerin hiç bitmeyecekmiş gibi uzaması, karanlığın aydınlığa üstün gelme korkusu bu tip söylencelerin oluşmasında etkili olmuştur.
Ayrıca Astrolojik açıdan da anlamlı buluyorum. Bu dönem SATÜRN'ün dönemidir. Yani Güneşin Oğlak burcuna geçtiği dönem. Satürn Türk islam minyatürlerinde elinde kılıç ve "Kara" olarak resimlenir. Satürn kötücül, yeraltı varlıkları ile ilişkilendirilir.
"Satan" yani Şeytan kelimesinin kökeni Satürn'dür. Kozmolojik ve mevsimsel olaylar, insan hafızasında masalsı varlıklara dönüşerek yaşamaya devam eder.
Eliade'nın dediği gibi, “Simgelerin ve mitolojilerin kökeni, büyük kozmik ritimlerin beyin zarına doğrudan etkilerinin yol açtığı duyusal etkiler” mi ? onu bilmiyorum. Fakat ilk arketipler gerçekten de gökyüzündedir.
Nuray Bilgili..