20191206

✍️ 🗣''Türkçeyi dünya dillerinden çıkartırsanız, geriye dünyada dil, diye bir şey kalmaz.”

Alacahöyük kazılarından çıkan buluntulara göre Anadolu'ya Türkler geldiğinde, Anadolu'da ne Yunan diye bir millet vardı, ne Ermeni ne Kürt ne Arap vardır (tarihte bile yoktular). 
Hattiler'den beri binlerce yıldır Anadolu'dayız. Sümerlerin dili  Medlerin yazıtları bile Türkçedir.

“Türkçeyi dünya dillerinden çıkartırsanız, geriye dünyada dil, diye bir şey kalmaz.”

Kenger-Sümer Uygarlığı’nın ilk 1500 yıllık döneminde (MÖ 4000-2500) Kengerce'den başka dünyada yazılı dil yoktur. Düşünün ki; İlk İngilizce sözlük MS 1604’te görülür.

Ed. Norris, Medlerin dil bakımından Türk soylu olduğunu, Medlerin diliyle yazılmış olan Behistun Yazıtı'nın orta kısmındaki üç sütun halindeki yazıtın N.L.Westergaard, H.C.Rawlinson ve E.Hincks gibi "SAKACA -Tatarca-Türkçe olarak adlandırıp okumuştur.

----------

 Persler..
İmparatorluğun başkenti Persepolis, M.Ö. 515 yılında kuruldu. Bu dönemde, imparatorluğun toprakları Pakistan'dan Bulgaristan'a uzanan geniş bir alanı kaplıyordu. Dünya nüfusunun %55'i bu topraklarda yaşıyordu. Persopolis, Bisutun Yazıtları, Sakaca, Tatarca, Türkçeydi.

Yaşam standartlarının oldukça yüksek olduğu imparatorlukta, kölelik yasadışıydı.
Persepolis'te Serhas Kapısı'ndan geçerek yürümek ve görkemli Apadana Sarayı'nı görmek mümkündü. Ahamenidlerin ardılı da  Medlerdi.

Görsel:
Pers, Achaemenid,  İmparatorluğundan,
M.Ö 500 -330 Dilbilimci ve tarihçi olan Edwin Norris, 24 Ekim 1795 günü İngiltere'nin Tauton şehrinde doğmuştur. Batı Hindistan Evi (East İndia House) kuruluşunun katipliğini yapmıştır. 1830'larda Kraliyet Asya Cemiyetinin( The Royal Asiatic Society) sek.yard. görevinde bulunmuş Asurologtur

Bu önemli Asurolog ülkemizde yeterince tanınmaz, tanıtmazlar, çünkü?...Aktarayım anlayacaksınız.
Devam; özellikle Asurca çalışmaları, Asurlular hakkında batıdaki çalışmalarda bir dönüm noktası oluşturmuştur.
10 Eylül 1872 günü ölümü nedeniyle yazmakta olduğu Asurca Sözlük, (Assyrian Dictionary) tamamlanamamıştır. Asya ve Afrika'nın eski dillerinde bir otorite kabul edilen E.Norris'in bir çok eseri arasından bizim açımızdan önemli çalışması, Bisutun (Behistun) Yazıtı'nın ortadaki ikinci kısmının dilinin çözümlenmesi olan:
"Memoir on the Scythic Vevsion of the Behistun lnscription" (London 1853)
adlı eseridir.

E. Norris, çalışmasını önce, the Royal Asiatic Society'de 1852 yılında okuyup tartışmaya açmıştır. Aynı yıl cemiyetin dergisinde makale olarak yayımlamıştır. Bir yıl sonra kitap olarak neşredilmiştir.

Ed. Norris, Medlerin dil bakımından Türk soylu olduğunu, Medlerin diliyle yazılmış olan Behistun Yazıtı'nın orta kısmındaki üç sütun halindeki yazıtın N.L.Westergaard, H.C.Rawlinson ve E.Hincks gibi "SAKACA" olarak adlandırmıştır.

Sakacanın da Türkçe, Sakacanın da Türkçe, Moğolca, Macarca, Fince, Tatarca gibi Ural-Altay dil sınıfından bir dil olduğunu, hatta TATARCA ile aynı olduğunu göstermiştir.

Ed. Norris şöyle der: 
"Albay Rawlinson'dan (H.C. Rawlinson) sonra, bu yazıtların dilini SAKACA olarak adlandırdım. Bunun, Tatarca, Sakaca, Tschudis veya Moğolcanın baskın olduğu sınıfın bir dili olduğunu gösterebileceğimi ümit ediyorum...Kendisiyle karşılaştırmak istediğim dil sınıfının özel bölümü, Macarcayı(Magyar), Osedceyi(Ostiak), Permianca, Zirianca, Keremizceyi (Cheremise) ve Volga'da ve civarındaki küçük kabilelerin konuştuğu diğerlerini içine alan özellikle Ugrian diye adlandırılan bir dildir. Türkçe ve Moğolcaya bazen daha yakın olabilen benzerlikleri vardır. Diğer bazı Asya dilleriyle de bütün tahminlerimizi bir çırpıda sonuçlandırabilecek daha yakın benzerliklerinin bulunabileceği imkansız değildir." 275

Yazıtın metnini, alfabe ve dilbilgisi kuralları ile sözcüklerin telaffuzu ve anlamları bakımından uzun tahlillere tabi tutan Ed. Norris,
Yazıtın her yönden ancak Ural-Altay dilleriyle açıklanabileceğini göstermiştir.
Ayrıca bunu da şöyle ifade etmiştir: 
"Dilin tamamen SAKACA olduğunu söylemeliyim." 276
(l may say that l believe the language to be wbolly Scyhic.)

Ed. Norris'in bizim açımızdan vurgulanması gereken başka bir özelliği daha vardır. Buda, daha önce izah ettiğimiz gibi Van, Hamedan, Elvand ve Nemrud yazıtlarını dil bakımından SAKA Yazıtları kabul etmesidir. 277

***
Kaynak: (275-76-77)
Ed. Norris: Memoir on the Scythic Version of the Behistun lnscription, London, Harrison and Sons, 1853, s.1-2-3-146

Şimdi Félix de Saulcy'yi tanıyalım.

a) hayatı: Fransız Nümizmatikçisi, arkeoloğu ve asuroloğudur. Fransa'nın Lille şehrinde 19 Mart 1807 günü doğmuş, 4 Kasım 1880 de Paris de vefat etmiştir.

Bizim açımızdan iki önemli eseri vardır. Bunlara geçmeden önce; ..Metz Politeknik okulunda makine mühendisliği eğitimi görmüş olan F. de Saulcy, nimuzmatik çalışmalarıyla öne çıkınca 1842 yılı Fransız Akademisi'ne üye seçilmiş ve Louvre Müzesi'nin müdürlüğüne atanmıştır. 1845-50 yıllarında Türkiye, Suriye, Filistin ve Mısır'da arkeolojik çalışmalar yapmıştır.

Louis Napoléon kendisini 1859 yılında senatör seçmiştir. 1863 de tekrar Filistin'e giderek bilimsel çalışmalarını, 73 yaşında ölümüne kadar sürdürmüştür.

Bizi ilgilendiren eserlerinin, 

  • Birincisi, " Recherches Analytiques sur les lnscriptions Cunéiformes du Systéme Médique" tir. (Paris, 1850)
  • İkincisi, "Recherches sur la Chronologie des Empires de Ninive, de Bobylone et d'Ecbatane" dir. (Paris, 1850).


b) Medlerin Türklüğü:
Behistun Yazıtı'nın orta sırasındaki yazının Medce olduğunu kabul eden F. de Saulcy, yazıt üzerine yaptığı analitik inceleme sonucu Medcenin Türkçe olduğunu kabul etmiştir.

Medce metinde Farsça, Moğolca, Gürcüce ve Ermenice gibi bazı dillere ait deyimler olduğunu söyledikten sonra şöyle diyor: "Türkçe, diğer türdaş dillerden daha fazla olarak, Medlerin eski dillerinin oldukça tanınabilen izlerini sunmaktadır." 278 (Que le turk, plus que les autres langues congénêres, présente des dépris fort reconnaissables de l'ancienne langue des Mêdes;)

Saulcy, Medcenin, Türkçe gibi, ince ve kalın sesli harfleri olduğunu söyler.279
Medcenin de Türkçe gibi eklemli hece dili olduğunu kabul etmiştir.

Türkçe ile Medcenin diğer benzerliklerini Saulcy şöyle sıralar:
1-İsmin "den" (dan) hali eki ile karşılaştırma eki (den) Medce ve Türkçe de aynıdır.2812-İsimlerin çoğul eki "ler" (lar), Türkçe ve Medcede aynıdır.2823-İsim tamlamasındaki "in" (ın) tamlama eki Medce ve Türkçe aynıdır.2834-Sadece Türkçe ile açıklanabilen birçok Medce sözcük vardır.
F. de Saulcy 'nin verdiği örneklerden bir-ikisini buraya aktarayım:

  • Medce "RaCHA" veya "LaCHA" Türkçe Yahşi'dir.284
  • Medce "AKHouKh", Türkçe Gökyüzü'dür.285
  • Medce "KeiOLUaRa", Türkçe Tengri'dir. 286


Kaynak:(278...286)
F. de Saulcy: Recherches Analytigues sur les lnscriptions Cunéiformes du Systéme Médique, Paris, İmprimerie Nationale, 1850, sayfalar;10-11-20-31-33-38-48-67-85-119-250.


Şimdi Sir Henri C. Rawlinson'u tanıyalım,

a) Hayatı: Bir İngiliz generalidir; fakat aynı zamanda büyük bir dilci ve tarihçidir. "Asurolojinin Babası" olarak kabul edilir.

Oxford bölgesindeki Chadlington kasabasında 5 Nisan 1810 da doğmuştur.

Abraham Tyacle Rawlinson'ın 2. Oğlu ve aşağıda bahsedeceğimiz George Rawlinson'un büyük kardeşidir. Asker olarak 1827 de Doğu Hindistan Britanya Kumpanyası'na bağlı bir harp okulu öğrencisi olarak Hindistan'a gönderilir. Orada Farsça ve Arapça öğrenir.

1840'da Kandahar'a siyasi ve askeri ajan olarak atanır.
Daha sonra "Arap Osmanlı" ajanı olarak 1844 de Bağdat'a gelir.
Bağdat'ta çivi yazısı ve özellikle Bisütun (Behistun) Yazıtları hakkında geniş incelemeler yapar.

1850 de Kraliyet Cemiyeti'ne üye seçilir. 1850-51 yıllarını İngiltere de geçirir ve 1851 de Bisütun Yazıtları çözümüyle ilgili eserini yayınlar. Burada Albaylık rutbesine atanır, 1851 yılı sonu tekrar Bağdat'a giderek bilimsel çalışmalarını sürdürür. 1855 de attan düşerek, geçirdiği kaza sonucu İngiltere'ye geri döner.
Bu tarihten sonra bir çok önemli göreve atanır; birara İngiliz Meclisine milletvekili olarak atanır.

Bilimsel hizmetleri arasında Kraliyet Coğrafya Cemiyeti'nin başkanlığı(1874-75) ve Kraliyet Asya Cemiyeti'nin başkanlığı (1878-1881) gibi görevleri vardır. H. Rawlinson arkasında bir çok bilimsel çalışma bırakarak 31 Ekim 1894 de 84 yaşında vefat eder.

Birçok eseri ve makalesi yanında bizim açımızdan en önemli iki uzun makalesi " The Persian Cuneiform lnscription at Behistun"
ve  "Memoir on Persian Cuneiform lnscriptions" adlı makaleleridir.
Bu iki makale ile birlikte 1846 da tek ciltte kitap olarak yayınlamıştır.

b) Medlerin Türklüğü:

H.C. Rawlinson da, Medlerin dil ve köken bakımından Türklüğüne işaret etmiştir.
Konuyu Rawlinson'a göre ele almadan önce Medlerin tarihini ve coğrafyasını düşünün, sonrada Anadolu'ya 1071de geldiniz sakızını çiğneyen mankurtlarımızı düşünün..

Medlerin Türklüğü konusuna devam edelim.

1-Dil Bakımından;

H.C. Rawlinson, Med tabletleri dediği tabletlerin, yani Behistun ve Persepolis yazıtlarındaki orta sıradaki Medce yazıların SAKACA olduğunu söyleyerek özellikle dil açısından Medlerin Turânî olduğunu göstermiştir.

Kendinden önceki bazı batılı tarihçiler ve dilciler gibi H.C.Rawlinson da tabletlerdeki yazının diline önce Medce demiştir; fakat daha sonra edindiği yeni bulgularla olacak, MEDCE deme yerine "SAKACA" demeyi tercih etmiştir.

Bazı alıntılar yapalım:
"Çivi yazılarının ikinci sırasını Medceden ziyade SAKACA adlandırmanın daha uygun olacağını düşünüyorum. 287
(l am inclined to think, also, that Scythic would be a more appropriate appellation than Median for the second class of Cuneiform writings...)

H.C.Rawlinson daha sonra Medcenin Türkçe ile olan bağını şöyle vurgular:
" Med organizasyonu diye adlandırılan dilin özsel karakteristiklerinin birçoğunda, sadece SAKA tipini gözlemleyebiliyorum.
Son eklerin ve zamirsel aidiyet, son eklerin kullanımlarındaki uygunluk oldukça çarpıcıdır; isimlerin çekiminde sadece sona ekli takılar, hal çekimlerinin yerini almaz; fakat takılar sürekli olarak modern Türkçede kullanılanlarla tamamen aynıdır...Osmanlı Türkçesinde olduğu gibi relatif zamirlerin bu dile yabancı olduğunu bazen düşünmüştüm.

Bununla birlikte eğer yukarıda teferruatlı bir şekilde anlattığım yapı ve ortagrafının, her ikisinin ortak özellikleri varsa, filolojistler muhtemelen Medce denilen yazıtların SAKA ailesinden olduğunu kabul edeceklerdir." 288

2-Köken Bakımından

H.C.Rawlinson, MEDLERİN ırkî köken bakımından da TÜRK soylu olduklarına işaret etmiştir:

"Şimdi Medlerin Aryan(Arian) kökenli oldukları evrensel olarak kabul edilmesine, bize Yunanlılar tarafından ulaştırılan veya yazıtlarda görüldüğü şekliyle, Med krallarının isimlerinin açıkça Aryan etimolojisinden olmasına rağmen, ne var ki ülkenin (MED ÜLKESİNİN) SAKA ırkıyla bağlantısı yeterli yakınlıktadır ve belki yabancı terimlerin bolca girişinin ve hatta dilin ilk yapısındaki bir değişimin devamlılığını da hesaba katmak gerekir. 289

Ve yine; H.C. Rawlinson, Medlerin ve Aryanların soydaş olduğu görüşünü dillendiren yeterli ve doğrudan kanıtlar olmadığını düşünür.

Bunu kendisi gibi düşünen HEEREN'e gönderme yaparak şöyle der;
"Heeren, Medlerin ve Perslerin soydaşlığı görüşünün doğrudan kanıta ihtiyaç duyduğunu düşünür." 290

*

Şimdi soralım; Medler Kürtlerin atasıydı diyenler nerede? yine Sakalara Pers diyenler kim? Bunları yazan kim?.

Görüldüğü gibi başta bu üç bilgin olmak üzere başka diğer bilginlere, tarihçilere göre, MEDLERİN İRANLI OLDUĞU İDDİASININ GERÇEK TARİHİ KANITLARI YOKTUR.

Medlerin İranlı olduklarının altında siyaset yatar.

Başta İngiliz hükümeti olmak üzere batının 18. ve 19. y.y, larda Osmanlıya karşı İranlıları ortaya çıkarmak gibi bir siyasetleri vardı; işte bunun için de İran tarihine olmadığı kadar eskilik ve tarihi önem atfederek kurgusal bir İran tarihi oluşturma yoluna gitmişlerdir.

Kaynak: 287-88-89-290
H.C. Rawlinson, Memoir,
sayfa 20-34-35-36.

***
Buraya kadar özetlersek; görüldüğü gibi Türkler 1071 de Anadolu'ya gelmişlerdir diyenler fena halde üfürüyorlar. MEDLER, SAKALAR, TURUKKULAR binlece yıldır bu coğrafyadadır diyen İngiliz, Fransız bilginler.

Yukarıda aktardığımız dünyaca ünlü bilgin tarihçiler yetmediyse;
-Neil Ludvig Westergaard ile,
-François Lenormant ile,
-İsac Taylor ile,
-Jules Oppert ile
-M.S.Zaborowski 'den de aktarayım
'İçimizdeki İrlandalılar iyice kudursun'.

Neil Ludvig Westergaard
Tanımamız gereken önemli bir bilginde Danimarkalı ünlü tarihçi ve ASUROLOG N.L. Westergaard'tır.
Kopenhag'ta 1815 de doğmuş ve orada 1878 de ölmüştür.
Kopenhag ünv. Öğretim üyesiydi.
Danimarka Kralı, Westergaard'ı 1848 de kurucu meclis üyesi yapmıştı.

N.L.Westergaard; özellikle AVESTA metinlerine, PERSOPOLİS veya kendi adlandırmasıyla AHAMENİDLERİN YAZITLARINA ve VEDALARA ilgi duymuştur; bu amaçla Hindistan ve İran'a giderek etraflı çalışmalar yapmıştır.

N.L. Westergaard'ın Eserleri arasında bizim için önemli olanı BİSUTUN YAZITI'nın ikinci dili yani MEDCE hakkındaki" çalışmasıdır.

N.L. Westergaard, Bihustun Yazıtı'nın ve Ahamenidler döneminde yazılan üç dilli yazıtlarının orta sırasındaki yazıtın dilini Medce olarak adlandırır:
"Müteakip sayfalar, ikinci Ahamenidî, veya ok-başlı olarak adlandırdığım Medce türü yazıtı çözümlemeye ayrılmıştır. 291
(to the deciphering of the second Achaemenian, or, as l call it, the Median species of arrow-headed writing, the folloving pages will be devoted)

Westergaard da Ahamenid yazıtlarının orta sırasında yer alan yazının dilini F. de Saulcy, J.Oppert ve diğerleri gibi Medce sayar.

Westergaard; Strabo'nun Pers ve Med dillerinin aynı ve benzer dilleri olduğunu söylediği iddiasıyla Medlerin İranlı olduğunu iddia eden C. Rawlinson'dan A.-J.Delattre'a kadarki bazı batılıların bu görüşlerine karşı çıkıp çürütmüştür.

( Daha önce Strabo'nun aslında onların anladığı anlamda bir iddia da bulunmadığını da göstermiştim)

"Ve özellikle Ahamenid türü yazıtların ikincisini Medlere atfetmekle, bize açıkça Medlerin ve Perslerin neredeyse bir ve aynı dili konuşmuşlardır diyen Strabo'nun şehadetini göz ardı etmeye ve artık değer vermemeye mecburuz." 292

(.....and especially in ascribing the second Achaemenian species to Media, we are obliged to overlook and disregard the testimony of Strabo, who plainly tells us that the Medes and Persians spoke nearly one and the same language.)

Anlaşılacağı gibi, Westergaard bu sözleriyle Strabo'ya dayanan Medlerin İran asıllı olduğunu iddia eden batılılara meydan okumuştur.

291/Westergaard :"On the Deciphering of the Second Achaemenian or Median Species of Arrow-Headed Writing" Mémoires de la Société Royale des Antiquaires du Nord, Copenhague, 1840-1844,
s.275. 292/ Agy: s.272-272

François Lenormant

a) Hayatı: Ünlü Fransız Asuoloğu
ve tarihçisi Fr.Lenormant 17 Ocak 1837 günü Paris'te doğmuştur ve aynı şehirde 9 Aralık 1888 günü ölmüştür. Bilgin olan babası Charles, yetişmesinde büyük rol oynamıştır. Daha 14 yaşında, 1851 de Arkeoloji Dergisinde, Memphis'te bulduğu Yunanca tabletler üzerine yazdığı bir makaleyle dikkat çekmiştir.

Eski paralarla da ilgilenen Fr.Lenormant, konuyla ilgili çalışmalarından dolayı 1857 yılında nümizmatik ödülüne layık görülmüştür.

1859'dan 1870 tarihine kadar Ortadoğu'da yaşamış eski milletler üzerine, 11 yıl arkeolojik ve tarihsel çalışmalar yapmıştır. 1874 yılında Arkeoloji Profesörü unvanı verilmiştir. Baron Jean de Witte ile " Gazette Archéologique" adlı dergiyi kurmuştur.

Fr.Lenormant, Sümer çivi yazısını ilk çözenlerden ve bu yazının semitik olmadığını ilk ispatlayanlardan birisidir. Bir çok kitabı ve makalesi vardır.
Burada Türk tarihi ve özellikle de Medler açısından önemli olan eserlerini hatırlatacağım.

ESERLERİ:

La Langue Primitive de Chaldée et les Idiomes Touraniens, Paris, 1875.

Manuel d'Histoire Ancienne de l'Orient jusqu'aux Guerres Médiques, 3 cilt, Paris, 1868.

Lettres Assyriologiques sur l'Histoire et les Antiquités de l'Asie Antérieure, Premiére lettre sur la Monarchie des Medés, c.l, Paris, 1871.

Origines de l'Histoire d'aprés la Bible et les Traditions des Peuples Orientaux, 3 cilt, Paris, 1880-1883.

b) Medlerin Türklüğü:
Daha önceki bazı eserlerinde Medlerin aryan olduğunu söyleyen Fr.Lenormant, 293 daha sonra bu görüşten,  vaz geçerek, o da, Medler ırk ve dil olarak Turânî olduğunu savunmuştur.
Bu konuda söyledikleri çok açık olduğundan hiç yoruma gitmeden onun kendi cümlelerini aktarmakla yetineceğim:

1. Köken Bakımından:

" Daha önce Turanlıların Semitikler ve Aryanların büyük göçlerden önce, dünyaya yayılan ilk ırklardan olduğunu ve Avrupa'da olduğu gibi Asya'da da çok geniş topraklara yayıldıklarını gösterdik.

Dicle'den İndüs nehrine o zamanlar Kuşhânların kuzeyine ve sonra İranlıların alacakları bütün toprakları ellerindeydi ve Hindistan'ın en büyük, kısmına sahiptiler.

Med ülkesi, sıkça düşünüldüğü gibi, sadece Hind-Avrupa ırkından olan halklardan ibaret değildir; aksine oturanların büyük çoğunluğu, bugün olduğu gibi Turan ırkına mensuptur.

Med ismi bile ülke ve bölge anlamı olan katıksız Turani bir isimdir." 294

2-Dil Bakımından:

"Anıtları yeter sayıda çok olan ve Westergaard, Mösyö de Saulcy ve Mösyö Norris'in araştırmalarıyla özsel karakterleri tespit edilen Med dili, kesinlikle bir Türk dilidir." 295

295/Lenormant: Manuel d'Histoire de l'Orient jusqu'aux Guerres Médiques, Paris.
(A. Lévy Fils, 1869, c. l, s.10.)

Gelelim lsaac Taylor 'a

a) Hayatı: lsaac Taylor, döneminin en önemli filolojistlerinden toponomistlerinden ve tarihçilerinden birisidir.
Aynı zamanda önemli bir Anglikan teoloğudur.

Kendisiyle aynı adı taşıyan ve bazı su musluğu gibi küçük ev aletlerinin mucidi olarak meşhur olan Isaac Taylor'un (1787-1865) en büyük oğludur.
2 Mayıs 1829 tarihinde İngiltere'nin Stanford Rivers kasabasında dünyaya gelmiştir. Cambridge'teki Trinity College'de yüksek, öğrenim görmüştür.

1853 de Cambridge Üniversitesi'nin matematikten girdiği şeref payesi sınavını başarıyla vererek, matematikçi olmaya hak kazanmıştır. Ancak o, daha sonra dilbilim, tarih ve arkeolojiye merak salmıştır.

İngiltere Kilisesi'ne dahil olmuş ve 1857 de ise papaz yardımcısı olarak atanmıştır. 1885 de York Anglikan Kilisesi Azizler üyesi seçilmiştir ve 1887 de aynı kiliseye dekan olarak atanmıştır. Aynı yılın kış aylarını Kahire'de geçirmiş vd İslam hakkında araştırmalar yapmıştır.

İslam hakkında mektuplar şeklinde yazdığı tarafsız notları, İngiltere'de tartışmalara yol açmıştır. Hayatının son birkaç yılını hastalıkla geçiren Taylor, 18 Ekim 1901 günü vefat etmiştir.

Isaac Taylor, bir kısmı Hıristiyanlıkla ilgili olan bir çok eser yazmıştır.
Bizim açımızdan önemli eserleri şunlardır:
-Etruscan Researches, 1874-The Alphabet, 1883,-Origin of Aryans, 1890.

b)Medlerin Turaniliği:

lsaac Taylor'ın Medleri Türk veya Turani görmesi oldukça önemlidir; çünkü o, Aryanlar ve kökenleri üzerine özel çalışmalar yapmış bir bilgindir.
Dolayısıyla Medler, İranlı veya Avrupalıların anladığı anlamda Aryanlar olsaydı, bunu herkesten önce, Taylor iddia ederdi.
Onun Medlerin Turani olduğu görüşünü kendi ağzından aktarayım:

1-Irksal Köken ve Dil Bakımından

"Fırat Nehri'nin büyük imp.ları, üç insan ailesinin temsilcilerini kapsıyordu. Persliler Aryandı. Asurlular ve Babilliler Samiydiler. 

Medlerin Turanlılar olduğunu düşünmek için çok neden vardır ve üç dilli köşeli yazıtların 2. sütunu onların dilinde yazılmıştır ki, bu Finceydi. Bu sonuç, bir çok kaynaktan doğrulanmıştır. Med boylarının adlarının çoğu, Fince tipindedir. Med boylarının birisi olan Mardi. 296

Örneğin, erkekler anlamına Fince karakter mart veya murt sözcüklerini içerir.297

Bu sözcükler çok sayıdaki Fin boylarının adlarında görülür; Mord-vin ve Komi-murt adları gibi.

Başka bir Med boyunun Budii adı da, Vod ve Votiaks boylarının adlarında ve Macaristan'ın Buda adlı, kent adında görüldüğü gibi, Fince tiptedir.

Daha başka bir Med boyunun adı olan Matiani ve aynı şekilde Medlerin ulus adı, " çadır" demek olan ve Türkçe ordu sözcüğünün tam karşılığı olan ortak Ural (Ugric) boy adı MAT adını içerir." 298

2- Din Bakımından

"Medlerin inançları da onları Ural (Ugric) ırkına bağlar.
Medler sadece ateşe ve yıldızlara ibadet etmediler; aynı zamanda bir uhrevi hayata da inandılar.
Medlerin din adamı sınıfı olan Magi (Maglar), diğer Ural aşiretlerinin Şamanlarına karşılık gelir.

Aşiret teşekkülü şeklinde ayrı kentlerde yaşayan hür bir halk yaşantısına sahip olmakla Medler; diğer Ural ırklarıyla da uyuşurlar." 299

3. Etnoloji ve Tarih Bakımından

"...Biz, adın (Med ve Mag) geleneksel anlamlarını biliyoruz...
Fin dilleri bize bu anlamları vermektedir. Estoncada Tark, ihtiyat demektir; Lapp dilinde, onun karşılığı olan tjarrok, sert, haşin demektir. Sibirya beylerinin de taşımış,

80-olduğu Etrüskçe Tarquin adı da açıkça aynı köktendir ve Tark-khan gibi, " İhtiyatlı prense" olarak açıklanabilir.

O halde ihtimaldir ki, başka bir Ural halkı Rasenna'ın İtalya'ya yerleştiği dönemden daha fazla geri olmayan önceki dönemde başka bir Ural ulusu olan Medler,

Hazar Denizi'nin güney tarafını sabit yerleşim yeri ittihaz eylemeyi başardılar.

Medlerin ve Rasennaların göçünden Arpadlar ve Baberlerin zamanına kadar, 2000 yıldan çok daha fazla bir zaman zarfı içinde hızlı fetihlerin ve yerleşimlerin Ural ırkının adetleri olduğunu, görüyoruz.
Etnolojik sonuçlarımızı tarihin kanıtı desteklemektedir." 300

Turani bir halk olarak kabul ettiği Etrüskler ile Medler arasında ilişki kuran l.Taylor'ın aktardığımız görüşlerinden Medler, dil, din ve yaşam tarzı açısından Turani bir ulus olduğu anlaşılıyor.

KAYNAKLARI

296/ Yukarıda işaret ettiğimiz gibi Asurluların ve Babillilerin Medler için kullandıkları bsözcüğünün aslı "Mard" veya "Mart" dır; sözcüğün sonundaki "i", Sami dillerindeki aidiyet ve nisbet ekidir.

297/Fince 'mart' sözcüğünün karşılığı, erkek insan anlamına "Mert insan" deyiminde ve özel ad "Mert" sözcüğünde olduğu gibi Türkçede de vardır.
298/l.Taylor: Etruscan Researches, London, 1874, s.78.
299/Agy: Age: s.78-79
300/Agy: Age: s.79-80

Sonuç: 

AHAMENİDLER ve ardılı MEDLER TÜRKTÜR.
ASUR VE BABİLLİLER İSE SAMİDİR.
SAMİLER DE KÖKLERİNİ HAKASYA/ABAKAN'A BAĞLADILAR. 

Aktardıklarım,
MEDLER VE TÜRKLER kitabının 51 ile 208. sayfalarındandır.
600 sayfalık bu değerli kitap her tarih meraklısında bulunmalı artık. 

Alıntı/Kaynak: Sosyal medya
Sakalar İskitler (Gizlenen Eski Anadolu Halkı) @iskitlilerden