20251005

🎞️ Göklerden Gelen Yemin | Epik Türk Müziği #TURAN

 


Geçmişin yasını ve dirilişin ruhunu taşıyan bu ezgi, yapay zekâ destekli olarak hazırlandı. 'TURAN: Göklerden Gelen Yemin' yalnızca bir ezgi değil; yedi soyun ortak sesi, asırlık bir çağrının yankısıdır. Epik müziğin sinematik anlatımı, Türk dünyasının kültürel hafızasında yankılanıyor. 🐺Turan: Göklerden Gelen Yemin 1. Kıta – Gökkurt’un Çağrısı Gece çöker bozkıra,ulur kurt yıldızlara.Sürü dağda uyanır,köz parlar toprağında. 🇹🇷 Türkiye Türkçesi – Nakarat:Uyan ey kurdun soyu!Atsız Türk kalmasın.Diril ey kutlu sürü!Gökbayrak solmasın. 2. Kıta – Ataların Mirası Taşa yazdı Orhunlar,göğe baktı hakanlar.Yedi soy bir yeminle,düştü yola bozkurtlar. 🇦🇿 Azerbaycan Türkçesi – Nakarat:Oyan ey qurdun nəsli! Adsız Türk qalmasın.Diril ey müqəddəs sürü!Göybayraq solmasın. 3. Kıta – Nevruz Vakti Bozkurt ulur: “Ey Türk kalk!”Sarsılır yer, gök, zaman.Kır zinciri, yurt kuran.Koş otağa, bir olan. 🇹🇲 Türkmen Türkçesi – Nakarat:Oýan, eý gurt nesli!Atsyz türkmen bolmaň.Diril, mübärek sürü!Gök baýdag solmasyn. 4. Kıta – Sancak Yemini Kanla yazdık sancağı, birledik yedi dağı. Ezeli bir kan bağı. Geldi Turan’ın çağı. 🇰🇿 Kazak Türkçesi – Nakarat:Оян, ей бөрі ұрпағы!Атсыз Түрік қалмасын.Тұр, қасиетті тобым!Көк туым солмасын. 5. Kıta – Gök Buyruğu Karanlıkta doğarız, ateşi biz yakarız.Buyruğu gökten alır, çağ kapar, çağ yazarız. 🇰🇬 Kırgız Türkçesi – Nakarat:Ойгон, Бөрү тукуму!Атсыз түрк калбасын.Тирил, ыйык оторум!Көк байрак солбосун. 6. Kıta – Eren’in Dönüşü Toprak örter düşeni,köz tutar her bedeni.Köktürk'ün küllerinden, doğar yine ereni! 🇺🇿 Özbek Türkçesi – Nakarat:Uygʻon, ey boʻri zoti!Nomsiz turk qolmasin.Tiril, muqaddas toʻda!Koʻk bayroq soʻlmasin. 7. Kıta – Kızıl Elma Bir sancak, bir gök dilek.Yedi koldan tek yürek.Kızıl elma peşinde,kesilmez er nefesi! 🇨🇳 Uygur Türkçesi – Nakarat:Ойған, ей бөрә зәди!Намсиз түрк қалмисун.Тирил, муқәддәс топ!Көк байрақ солмисун. 📀 Müzik: Yapay zekâ ile bestelenmiş; özgün melodiler, geleneksel motiflerle harmanlanmıştır. Bu parça, 7 farklı versiyondan oluşan büyük “TURAN” projesinin ikinci halkasıdır. 🎬Görsel: Klipteki tüm sahneler, AI desteğiyle sinematik bir anlatımla kurgulanmıştır. 📜 Tarihten gelen bu ses, bugün yeniden cihana sesleniyor. “TURAN” sadece bir müzik eseri değil; bir milletin hafızası, birliğin haykırışıdır.

20251004

📖 Vatansever Devlet Sanatçısı Levent Kırca ve Siyasetçi-Devletadamı Süleyman Demirel

Levent Kırca anlatıyor ;

- Süleyman Demirel Başbakan. ‘Gereği Düşünüldü’ isimli bir müzikal oynuyoruz. Yer yerinden oynuyor. İnanılmaz ilgi görüyor. Yenikapı'daki Hürriyet çadırında günde 3.500 kişiye oynuyoruz. Sert bir kış, çok kar yağdı. Çadırın bir kısmı çöktü. Oyunlar durdu. Çadırı onarıp yeniden başlamam lazım.! Ancak para gerekiyor. Kredileri de bankalar bu kadar kolay vermiyor.’ Başbakan Süleyman Demirel'den randevu aldım. Kendisiyle Başbakanlık konutunda buluştuk. Durumu anlattım. 'Yardımcı olun da bir bankadan kredi çekeyim’ dedim.! Dedi ki, ‘Kredi çekersen ezilirsin, üzülürsün. Müsaade edersen bu parayı sana ben ödeyeyim. Geri vermene de gerek yok.’ Telefonu kaldırdı, Kalem-i Mahsus Müdürü'ne ‘Bana çek defterimi getir’ dedi. Söz konusu paranın miktarı, o günkü 1 trilyon, ( bu günün 1 milyonu) civarında İdi. Süleyman Bey'le karşılıklı oturuyoruz. Çaylarımızı yudumluyoruz ve çek defterinin gelmesini bekliyoruz. Ben düşünüyorum.! Ve kararımı verdim Süleyman Demirel'e dedim ki,; ‘Eğer darılmazsanız ben bu parayı sizden alamam.' dedim "Neden?’ dedi. ‘Ben sizinle aynı görüşte değilim. Üstelik böyle bir para sizi eleştirmeme mani olur..! dedim. Demirel bana, ‘Bugüne kadar oynadın. Beni yerin dibine soktun beni, sana mani mi olduk? Al parayı git gene oyna’ dedi. Nezaketine teşekkür ettim. Parayı almadan Başbakanlık konutunu terk ettim. Kardeşi Hacı Ali Demirel'i arayıp bu davranışımdan ötürü, bana hayran kaldığını belirtmiş. Daha sonraki yıllarda eşi Nazmiye Hanım'la gelip bütün oyunlarımızı seyretti. Açtığım tiyatroların açılışlarını yapıp, kurdelesini kesti. Farklı bir hoşgörüye sahipti. Birkaç kez hastalanıp hastaneye yattım. Beni ilk arayan o oldu. Oynadıklarım, ona karşı eleştirilerim nedeniyle ne bana dokundu ne de yasaklama getirdi. Dahası Cumhurbaşkanıyken, ‘Olacak O Kadar’ programı için ‘Türkiye'nin gerçeklerini yansıttı ve ülke gündemine katkı sağladı’ diyerek beni ‘Devlet Sanatçısı’ yaptı. Sözün Özü.; İnsanlar birbirlerine, fikirlerine, düşüncelerine karşı olsa da sanatta birleşebilirler. Alıntı

Bu iki değerli şahsiyeti rahmet ve saygıyla anıyorum...
A.İ.

🎞️ 🇹🇷Türk dünyası gençleri ''Ben Türküm''


 

🎞️ Rus psikolog Raushan Birmagambetova, Türkiye’deki ahlaki çöküntü ve yozlaşmanın nedenlerini anlatmış

 


''Türkiye’de yayınlanan diziler ve bir takım programlar, artık sadece vakit geçirmek için ya da güncel olaylar hakkında bilgi almak için değil, toplumun ahlâkını çökertmek için bilinçli bir araç haline gelmiştir.
Ekranlarda her akşam zina, ihanet, yalan ve şiddet meşrulaştırılıyor, rezillik adeta “özgürlük” adıyla parlatılıyor. Aile yapısı yerle bir edilirken, gençler yozlaştırılıyor, değerler ayaklar altına alınıyor.
Bu diziler yalnızca kültürel değil, aynı zamanda ahlâkî bir işgaldir. Kimse “sadece dizi” demesin!
Bu rezil içerikler derhal durdurulmalı, toplumun ruhunu çürüten bu zehir yayından kaldırılmalıdır.''

Oktay SARAL
@oktay_saral
T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı


---SOSYAL MEDYADA GELEN YORUMLARDAN BAZILARI---

''Diziler,müge anlı, esra erol gibilerin yaptığı programlar, gelin kaynana programları,magazin, yemek programları gibi ahlak, edepten yoksun kültürümüzü yozlaştırıp çürüten işgal yayınları kaldırılsın. Çok geç olmadan acil bu saçma sapan yayınlara bir son verilsin.''

''Kesinlikle katılıyorum. Üstelik bir çok dizide gerçek hayat hikayesinden kurgulanmıştır esinlenilmiştir gibi etiketleniyor. Mafia, şiddet, küfür, saygısızca diyaloglar, etik dışı her türlü davranış özendiriliyor. Hiçbir zeka kırıntısı yok.Ben izlemesem de milyonlar izliyor.''

''Yurtdışı satışları var diye,döviz girdisi oldugu için bugüne kadar ses etmediniz toplumun genelinde Ahlak ,edep bir şey bırakılmadı evlerde her gece zina ,aldatma,hile her türlü rezillik İnsanların üzerine boca ediliyor ve bu kanallar sizin kontörlünuzde bizim değil .''

''Devletimizden acil çözüm/tedbirler bekliyoruz. Bir de şu Netflix sapkın kanalı ile ilgili acilen tedbir alınmalıdır.''

''Hepsi birer kanalizasyon.''

''Biz biliyoruz. Siz yeni mi farkettiniz. Öyleyse bir şeyler yapın lütfen''

''2025 aile yılı ilan edilmişti oysa 🙄🧐''


📖 Berlin’in Kreuzberg semtinde sıcak kalpli bir Frieda hanım vardı...


Berlin’in Kreuzberg semtinde, tadilata ihtiyacı olan bir apartmanın 4. katında yaşıyorduk. İki odalı, çinili bir sobayla ısınan evimizde, banyo ve tuvalet yoktu. Tuvalet, apartman merdivenlerinin altında ve ortaktı. Yıkanmak içinse bir tekneyi taşıma suyla doldurur, ardından boşaltırdık. Mahremiyet nadir bir ayrıcalıktı. 

Komşumuz Frieda tam karşımızdaki dairede tek başına yaşıyordu. O zamanlar 67 yaşındaydı, 16 Temmuz 1903 doğumluydu. Anne ve babam çalıştığında genellikle bize o bakıyordu. Ödevlerimize sabırla yardımcı oldu, bizimle yazma, okuma ve aritmetik alıştırmaları yaptı ve iyi karnelerimizi 5 markla ödüllendirdi. Bizi okuldan almaya geldiğinde bizi görür görmez kollarını açardı. Sonra onun evine giderdik ve bizim için yaptığı yemeklerden yerdik. Ve tabi çikolatalı pasta da. 

Düşersem ya da canım yanarsa beni kucağına alır ve her zamanki sıcak kalpliliğiyle beni sakinleştirirdi. Bize peri masalları okur ya da kütüphaneye götürürdü. Onun sayesinde Almanca benim ikinci ana dilim oldu…❝
DiasporaTürk.  
@diaspora_turk




20250927

Kazak halkının cömert misafirperverliği,

Kazak halkının cömert misafirperverliği, bozkırdaki güneş ışığının sıcaklığını çağrıştırarak, başkaları için dost canlısı ve misafirperver bir atmosfer yaratır. #xinjiang #Kazakh


 

🎞️ UYGUR TÜRKLERİ: Ulusal bir bayram öncesi sokaklar


 

🎞️UYGUR TÜRKLERİ: Uygur mutfağından Sincan pilavı / Kazak mutfağı

 


 

🎞️ Come take a look at the making of Xinjiang Kazakh cuisine—it's so therapeutic to watch! 

🎞️ UYGUR TÜRKLERİ: Bir Uygur düğün töreni

 


 

🎞️ Çin'in Sincan kentindeki bir Uygur düğününde - her şey durmadan dans etmekle ilgiliydi... ve bunu yaparken nakit hediyeler kazanmak! 💕

UYGUR TÜRKLERİ: Semaver Dansı

Başının üstünde birkaç kilogram ağırlığındaki bronz bir tencereyi dengelerken zarafetle dans etmek mümkün mü? #Sincan, Çin'den Samawar dansı sanatı, cevabı olarak yankılanan bir "evet" sunuyor. 2.000 yıldan daha uzun bir süre önce ortaya çıkan Samawar #dansı, şarkı söylemeyi, dans etmeyi ve akrobasiyi birleştiriyor. Hem eğlenceli hem de rekabetçi. Samawar dansı, eski Qiuci #halkı arasında misafirleri karşılama töreninden gelişti. Yerel halk arasında çok popüler olan Sincan'da misafirleri ağırlamak için en yüksek görgü kurallarıdır.

Alıntı: Qiushi Journal @QiushiJournal





📍 Çanakkale'deki Troya kazılarında 4500 yıllık altın halkalı broş ve son derece ender bir yeşim taşı bulundu.

“Geleceğe Miras" projesi kapsamında sürdürülen çalışmalarda gün yüzüne çıkan Broş çok yakında Troya Müzesi’nde sergilenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada broşun Troya II tabakalarında bulunmasının ise uzun yıllar süren Troya II'nin başlangıç tarihine ilişkin tartışmalara da son verdiği belirtildi. Öte yandan, toplumsal statü ve güç sembolü olarak kullanılan broşun yanı sıra aynı tabakada bronz iğne ile ender rastlanan bir yeşim taşının da bulunduğu aktarıldı.




Kaynak: TRT Haber (27.09.2025)

20250925

📰✍️ Atatürk'ün Araplar konusundaki çok önemli düşünceleri - Şule Perinçek

Araplar bizim d ü ş m a n ı m ı z mıdır?

Yayınlanma: 26 Kasım 2023

Şule Perinçek

AYDINLIK GAZETESİ


Biliyorsunuz CHP de dahil bazı çevrelerde müthiş bir Arap, hatta Asya düşmanlığı var.
Hem Atatürk’ün adını ağzınıza alacaksınız hem de Filistin, emperyalizme karşı varını yoğunu ortaya koymuş savaşırken karşı cephede yer alacaksınız.
Kuşkusuz bilmezlik değil. Bilinçli bir saf belirleme. Hatta bazıları için de şöyle söylenebilir: Belirlenen safta yer alma… Verilen bir görevi yerine getirme.


HEM ATATÜRK DİYECEKSİNİZ O ZAMAN BUNU HAK EDECEKSİNİZ


Atatürk, Türk Devrimin yönünü şu sözleriyle açık bir şekilde çizer:


“Biz Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı muhafaza etmekle yetinmiyoruz. Aynı zamanda Batı emperyalistlerinin kuvvetleri ve malum olan her vasıtaları ile Türk milletini emperyalizme vasıta yapmak istemelerine de mâni oluyoruz. Bu suretle bütün insanlığa hizmet ettiğimize kaniyiz.”


Bu sözleri izleyen cümle de safların nasıl belirlendiğinin bir işaretidir ve yine bugüne ışık tutmaktadır:


“Rus ve Türk milletlerini birleştirecek sağlam dostluk esaslarının ameli ve maddi bir surette semerelerini gösterebileceğinden ümitvar olmakla bahtiyar bulunuyorum.”1


İşte bu nedenle Türkiye şimdiye kadar mevcut tarih kitaplarının icaplarını değil, tarihin hakiki icaplarını takip etmektedir. Gerçekten mevcut tarihlerin kaydettiği olaylar milletlerin hakiki fikirleri ve emelleri değildir.2


Bu emelleri doğru saptamak bilimsel bilgi ve öngörüye dayanır.


İşte bu nedenle de Türkiye'nin kurtuluş ve kuruluş mücadelesiyle mazlum ülkelerin bu emelleri tarih sahnesine çıkmıştır. Başarı yolunu tayin edici en önemli ve ayırt edici fark, emperyalizme karşı alınan kararlı, açık tutum ve ilk önce milli iradeyi yaratacak ve bu mücadeleye önderlik edecek, milli bir idarenin kurulması olmuştur.
Atatürk’ü Atatürk yapan budur.
Adını anmayı hak etmek gerekir. 




ARAP DÜNYASININ DİRENİŞİNİN TÜRK DEVRİMİ İÇİN ÖNEMİ


O zaman da Arap dünyasında aynı bugün bizde olduğu gibi emperyalizmin dur dediği yerde saf tutanlar vardı, Türkiye’de Millî Mücadelenin karşısındaydı. Yine aynı şekilde Mustafa Kemal’i bayrak yapan, alanlara çıkan Batılıların merkezlerine gönderdiği raporlarda taktığı sıfatla söylersek “Jön Araplar” vardı. Onların emperyalistlere karşı attığı her adım, yükselttiği her ses Ankara’dan büyük sevinçle karşılanıyor, daha da yüksek sesle Anadolu’nun mücadele cephelerine duyuruluyordu.3 Arap dünyasının direnişi, Türkiye Devrimi için de tayin edicidir.


Emperyalistler bunu pek güzel görüyordu. Vızır vızır raporlar merkeze akıyordu. Irak'ta bir İngiliz istihbarat subayı Eylül 1920 tarihli raporunda "Irak ihtilalinin milletlerarası bir komplonun parçası olduğunu, işin içinde Kemalistlerin bulunduğunu," İngiliz hâkim Arnold Wilson da "Kerbela'daki ihtilalcilerin Türklerden mayıs haziran aylarında yedi bin altın Türk lirası yardım gördüğünü, Kemalist ajanların Irak'ta milli heyecanın oluşmasında etkili olduklarını" belirtmektedirler.4


TARİHİN İCAPLARINI GÖRMEK KEHANET DEĞİLDİR


Ortaçağ İmparatorluklarının süresi dolmuştu. Millî devletlerin sahneye çıkışı “tarihin icaplarını” yerine getirmesi kaçınılmazdı.

Atatürk bunu daha 1905’te öngörmüştü.
“Dava” diyordu “yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan bir Türk devleti çıkarmaktır.” Osmanlı devletinin tasfiyesini büyük devletlere bırakmamak gerekirdi. Türk çoğunluğun yaşadığı topraklarda kendimiz bir millî devlet kurmamız gerekiyordu. İleriyi görmek istemeyenler İmparatorluk’tan toprak fedakârlığı yapılmasını hoş karşılamayacaktır, hatta ihanetle suçlayacaklardır; görüşündeydi.5


Nitekim 24 Ocak 1920 tarihli Hâkimiyeti Millîye gazetesindeki başyazıda bazılarının İmparatorluk sınırlarının korunması için “genel bir himaye ve vekâleti” savundukları vurgulanıyordu. “Oysa bu hürriyet ve bağımsızlığı, hayat hakkını tehlikeye sokmak anlamına geliyordu. Arabistan’la birlikte Türkiye’ye konulan himaye ya da vekâlet her iki milleti birden yabancı bir devletin özel çıkarlarına esir etmek olurdu. Emperyalist devletler kendi ekonomik ve siyasi çıkarları açısından Arabistan’ı, Irak’ı ve Anadolu’yu birbirinden ayıt etmeyeceklerdi. Demiryollarını da ekonomik merkezlerini de kendi ülkeleriyle olan ilişkiye göre ayarlayacaklardı. Arabistan ve Irak’ı içine alacak sınırlarda ısrar etmek Anadolu’nun bütün geleceğini yok etmek anlamına gelirdi.”


Bu bir kehanet ya da olağanüstü yetilere sahip olmaktan kaynaklanan ileri görüş müydü?


Tam tersine çok basit bir nedeni vardı. Mustafa Kemal Paşa daha çok gençken not defterine yazdığı gibi “maddeyi anlıyor, evvela sosyalist oluyordu”.


Onun için de bu kadarla kalmadı.


ARAPLAR KENDİ VARLIK VE KADERLERİ KONUSUNDA KARAR SAHİBİDİRLER


Şu fikirler art arda vurgulandı:


-Araplar kendi varlık ve kaderleri konusunda bizzat karar sahibidirler. Çünkü bir millet teşekkül etmiştir ve kendilerini yönetmeye yetenekleri vardır.


-Araplar bir millet teşkil etmek için icap eden şartlara sahip değildir demek, bağımsızlıkları uğrunda hâlâ mücadele eden ve eski bir medeniyete, olgun milli unsurlara sahip bir millet için gülünç olur.


-Mütarekeyle çizilen sınırın güneyinde dil, medeniyet ve hayat tarzı Arap'tır. Halep'ten aşağıda bütün Arabistan'ın milli çoğunluğunu teşkil ederler. Bu nedenle onların bağımsızlığı kabul edilen milliyet ilkelerine uygundur.6


1937'de Suriye Başvekili Cemil Mardam’ın Ankara’yı ziyaretinde yaptığı konuşmada "Bütün kabahat Osmanlı İmparatorluğu'ndadır" der ve şöyle devam eder: 


"Balkan Harbi sonunda Gelibolu'daydım. Ben Talât Paşa'ya teklif ettim. 'Suriye'ye, Irak'a istiklâl veriniz' dedim. Talât Paşa 'Bunu başkasına söyleme, seni asarlar' dedi. Fakat yapılacak şey buydu. Eğer yapılsaydı, bugün Türkiye, Suriye ve Irak ki zaten kardeştiler, bugün daha samimi kardeş olacaklardı, müstakil Suriye, Irak ve Türkiye.''


104 YIL ÖNCEKİ TALİMAT


İşte sihirli formül budur.
İster Türk ister Müslüman bağımsızların ve emperyalizme karşı mücadele edenlerin kardeşliği


Atatürk özellikle şu fikrin üzerinde durur: 


"Maksat İslamcılık ve Turancılık gibi eğilimler olmayıp, sırf Türk ve İslam kavimlerini dahi herkes gibi hür ve mevcut medeniyetten istifadeye kadir bir hale getirmek"tir. “İslam alemi üzerindeki manevi nüfuzumuz, daima aralarında barışın tesisi, nifak ve anlaşmazlığın giderilmesi, eğitimin tamimi uğrunda sarf olunacaktır. Bunlara Batı emperyalistlerinin bütün İslam kavimlerini esaret altına almaktaki hırsları etraflı izah edilip bu cereyana karşı Bolşeviklere dayanmanın lüzumu anlatılacaktır. Bu isteğin husulü için de Bolşeviklere dahi İsl2am kavimlerin âdetlerine, hukukuna, ananelerine ve hürriyetine ve bilhassa memleketlerinin iktisadi kaynaklarına sahip olmaktaki meşru hukukuna riayet edilmesinin lüzumu anlatılacaktır. Ancak bu sayede Bolşeviklere İslam âleminin Batı emperyalizmine karşı birlikte harp edebileceği iyice izah edilmelidir.”7

 
Bu 104 yıl önce, 1920’de Moskova Sefiri Fuat Paşa’ya ve Doğu Cephesi Kumandanlığına izlenecek siyasetler konusunda talimattır.

Ana hatlarıyla geçerliğini hâlâ korumaktadır.


"Türkler, Doğu ve en çok da Arap milletlerine çok teşekkür ederler, çünkü Anadolu harbinden mütevellit felaketlerin yükünü hafifletmeye iştirak etmişlerdir.

“Türkler ve Araplar Doğu’nun yükselme muhafızlarıdır.


Gazi Paşa'nın buyurduğu latif sözler Türklerin Araplara dost hatta kardeş olduklarını ve Türklere eziyet verecek şeylerin Araplara da eziyet vereceğini ve bilakis Arapların düçar oldukları felaketlerden Türklerin de müteessir olacaklarını tebyin ve tesbit etmiştir.”8


El Irak gazetesinin nitelediği gibi "Doğu'nun anası hükmünde olan Türkiye"de başarıya ulaşan milli devlet projesi mazlum milletlere bir örnek olmuş ve aralarında dostluk ve dayanışmanın da temelini atmıştır.


Bugün bu temeli dinamitleyenlerin saflarının nerede olduğu tartışmaya kapalıdır.

Zaman bu temeli doğru zeminde güçlendirerek daha yükseklere doğru inşa faaliyetidir.



NOT: Çok değerli bir büyüğümü, her zaman Türkiye’nin millî çıkarlarını yeri geldiğinde kahramanca savunan büyükelçiliği yanında, mütevazi ama bir o kadar da çalışkan bilim insanı kimliğiyle beni çok etkileyen Bilal Şimşir’i kaybettik. Saatler süren sohbetlerimizden, dertleşmelerimizden çok şey öğrendim. Türk tarih arşivine katkıları çok büyüktür.
Minnettarlık duygularımla.


1 ATABE, 20 Haziran, 1920, c.8, s.345.
2 ATABE, 7 Temmuz 1922, c13, s.136.
3 Daha geniş bilgi için, bkz. Şule Perinçek, “Doğu Arap Dünyası ve Anadolu: Dünü, Bugünü ve Yarını” Uluslararası Sempozyumu, 27-28 Şubat 2008, Dimask (Şam) Üniversitesi Edebiyat ve Beşeri İlimler Fakültesi Tarih Bölümü, Şam Suriye, tebliğ; “Atatürk ve Arap Dünyası” Teori Dergisi, Mayıs 2019, Sayı: 352, s.30-54.
4 Hâkimiyeti Milliye, 9 Mart 1921.
5 Ali Fuat Cebesoy, Sınıf Arkadaşım Atatürk, s.108, 114vd.
6 Hâkimiyeti Milliye, 24 Ocak 1920.
7 ATABE, 1 Aralık 1920, c.10, s.130, 131
8 Bilal Şimşir, Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanları, c.2, s.239.


https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/araplar-bizim-dusmanimiz-midir-436045


20250924

🎞️New York'un ünlü Times Meydanı'ndaTürk kültürünün vazgeçilmez ikililerinden simit ve çay ikramı

 


 

🎞️ Göklerden Gelen Yemin | Epik Türk Müziği #TURAN

  Geçmişin yasını ve dirilişin ruhunu taşıyan bu ezgi, yapay zekâ destekli olarak hazırlandı. 'TURAN: Göklerden Gelen Yemin' yalnız...