Türklük Kültürel anlamda nedir ?
‘Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran Halka Türk Denir’
M.Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş Felsefesini çok iyi açıklamaktadır. İnsanların Etnik kökenine bakılmaksızın herkes anayasal ve kültürel anlamda Türk’tür. Laiklik ile de hangi dini inanca sahip olunursa olunsun herkesin eşit vatandaşlık bileşkesi Türk olmaktır.
Türk olmak bir ırmağın kolları gibidir. Bu ırmağın ana kolu Türk olanlardan, ikinci önemli kol Kürt olanlardan oluşmaktadır. Diğer kollar Arap, Çerkez, Zaza, Gürcü, Abaza, Çeçen, Romen, Boşnak, Arnavut, Laz, Rum, Ermeni, Pomak, Yahudi, Süryani olanlardan oluşmaktadır. Her kolun ayrı renkleri olsa da ırmağın ana kolu olan Türk kolunda birleşerek hepsinin bileşkesi ortak karışımı olan renge bürünerek akmaya devam eder; işte biz buna Türkiye’ de yaşayan tüm halkın ortak rengine kültürel anlamda Türkiye Cumhuriyet’i halkına Türk diyoruz.
Bu aynı zamanda anayasal anlamda Türkiye’de yaşayan herkesin hukuksal anlamda Türk olarak adlandırılması ve kanun önünde eşit olmasını sağlayan bir toplum mühendisliğini anlatmaktadır. Yani ırmağın ana koluna Kızıl Irmak ( Türk) dersek, yan kolları da diğerleri olarak görürsek ana kolla birleşen diğer kollar kendi adları ile değil, ana kol olan Türk adıyla anılacaktır. Türkiye’de oluşturduğumuz binlerce yıllık birlikteliğimizin ürünü olan yaşama, yeme, giyim kuşam, müzik, mimari, batıl inançlar topluluğu bizi bir birimize benzer kıldığı gibi , bir birimizle kurduğumuz hısımlıklarda bizi irsiyet anlamında büyük bir aile kılar. Aramızda dini, milli, etniksiye, örf adet konusunda farklılıklarımız olsa da, benzerliklerimiz farklılıklarımızdan daha fazla olduğunu rahatlıkla görürüz. O zaman farklılıklarımızı değil benzerliklerimizi ön plana çıkarmalıyız. Farklılıklar noktasından bir birimize bakarsak ayrışır, benzerlikler noktasından bakarsak kaynaşırız.
Osmanlı Coğrafyasında ve Dünya coğrafyasında kimin başı sıkışmışsa bu ortak kültürel değerlerimiz olan Türk rengine rahatlıkla sığınır. Diyarbakır’lı Ziya Gökalp Türkleşmek ve Muasırlaşmak üzerine adlı yapıtında kültürel anlamda Türkçülüğü çok açık olarak anlatmaktadır.
Ruslardan kaçan Çerkezler, Abazalar, Çeçenler, Don Kazakları (Rus asıllı) , Polonyalılar, Macarlar, Kırım Tatar Türkleri, Çin zulmünden kaçan Uygur Türkleri, Afganistan Türkleri, İran’dan kaçan Fars ve Türk grupları, Bulgaristan’da etnik ayrımcılığa uğrayan Bulgaristan Türkleri ve Pomaklar, Sıpların zulmünden kaçan Boşnaklar, Saddam’ın zulmünden kaçan Kürt ve Türkmenler, Ruslardan kaçan Gürcüler, Fatih döneminde İspanya’dan kaçan Eşkinazi Yahudileri, Hitlerin Zulmünden kaçan Avrupalı Yahudiler, yoksulluktan ve savaştan kaçan Afrikalı Zenciler, ülkemizde ırkçı ayrımcılığa uğramadan rahatlıkla ortak kültürel Türk oluşumunun içine sığınabilmişlerdir. Osmanlı Döneminde de devşirme ve hısımlık kurma nedeniyle çok sayıda gayri Müslim Rum, Ermeni, Sırp, Bulgar, Macar bu oluşumun içine katıldığı gibi, bir çok Türkmen aşireti Kürtleşmiş, aynı zamanda bir çok Kürt’te Türkleşmiştir.
Avrupa’da Osmanlı döneminde bir kişi Müslüman olursa Türk oldu denirdi. Yine Osmanlı coğrafyasından Amerika kıtasına göç edenlere aslına bakılmaksızın kültürel benzerlikten dolayı El Türko denmiştir.
Türk kültürünün izlerini tüm dünya coğrafyasında bulmak olasıdır. Dünyada bulunan yaklaşık 10 bin yıllık kaya yazıtlarının Avrupa ( Ertürks, Finlandıya, Macaristan, Belçika, İngiltere) , Anadolu ( Amasya ), Asya ( Kaya yazıtları ve Orhun yazıtları) ve Ortadoğu (Sümercenin) ve Amerika kıtasındakilerin, Türkçe olarak olarak okunduğunu başta Çin'ce olmak üzere 11 dil bilen Kazım Mirşan ( you Tube bakınız) iddia etmektedir. Dünya üzerindeki halı ve kilimlerin üzerindeki motif ve sembollerin çoğunlukla Türk sembolü olduğu söylenmektedir. Doğu Türkistan (Çin) de bulunan Mısır piramitlerinden eski davası piramitlerin Türklere ait olduğu söylenmektedir. Kazım Mirşan Türk Kültürünün dünyada kurucu kültür olduğunu anlatmaktadır. Yine ABD’li bir bilim adamı dünyadaki genetik( Asya, Avrupa, Afrika, Amerika)kodların Türkler üzerinde bulunması yanında, Türk kültürel yaygınlıktan da yola çıkarak ‘ilk insan Adem şayet bir dil konuşuyorsa Türkçe konuşurdu ‘demektir.
Sonuç olarak Türk olmak etnik tarafı bulunsa dahi, etniksiyeden daha çok kültürel anlam ifade ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Atatürk'ün deyişiyle ' Ne Mutlu Türküm Diyene ' diyorum...
Alıntı Kaynak: Osman Yada, Emekli Uzman Öğretmen