ATATÜRK FOTOĞRAFLARINDA TAHRİFAT..
Son zamanlarda bir moda iyice aldı yürüdü: Canı isteyen, Atatürk'ün bir fotoğrafını istediği gibi montajlayıp piyasaya sürüyor. Bir süre sonra o montajlı fotoğraf, orijinalinin yerini alıyor, ve artık gerçekmiş gibi algılanmaya başlıyor.
Bunlardan bir kısmını karşılaştırmalı olarak derledim.
1- En çirkini, ve kasıtlı olarak yapıldığını düşündüğüm, üzerinde "İngiliz Kralı Atatürk'ün elini öperken" diye paylaşılan fotoğraf... Fotoğraftaki kişi İngiliz Kralı değil, herhangi bir vatandaş. Israrla Atatürk'ün elini öpmeye, ve Atatürk de elini kaçırmaya çalışıyor. Böyle saçma sapan bir başlıkla fotoğraf paylaşmak Atatürk'ü yüceltmek filan değil, düpedüz Atatürk düşmanlarının eline koz vermektir. Onlar da bu fotoğrafı "Atatürkçülerin yalanı" diye paylaşıp akılları sıra çok önemli bir açık yakalamış oluyorlar. [Atatürk İngilizlere Çanakkale'den itibaren kök söktürmüş, Anadolu'yu işgal eden Yunan ordularının arkasındaki güç olarak kendilerini de İzmir'de denize dökmüş, İzmir'de yaşadıkları panikle Atatürk'ün sadece "İstanbul'a geliyorum!" ihtarını duymaları bile işgal ettikleri İstanbul'u apar topar terk etmelerine yetmiştir. Kısacası, İng. Kralının el öpmesine (!) filan gerek kalmadan yeterince büyüktür zaten!]
2- Atatürk'ü "kucağında çocuk", "yanında kurt", "karnında kedi", "çocuklarla satranç", "kafasında sarık".. ile gösteren fotoğraflar, montajdır. Atatürk'e bunlar eklenince değeri mi artıyor, ne oluyor, ne amaçlanıyor, anlamak mümkün değil? Tahrifat tahrifattır. İyi niyetle yapılanı da kötü niyetle yapılanı kadar tahrifattır...
Ayrıca, "32 kral vs ile birlikte" diye paylaşılan fotoğrafın da gerçekle ilgisi yoktur; o fotoğrafta Atatürk, Sovyet Elçiliği'nin verdiği yemek davetinde görülmektedir.
3- "Gülerken" diye paylaşılan fotoğrafı -özellikle orijinalinin çekildiği dönem itibariyle- son derece saçma bir "shoplama"dır. Ülke işgal altında ve kan gövdeyi götürürken, Atatürk'ün "başkomutan" sıfatıyla verdiği böyle laylaylom havasında bir pozu yoktur. [O dönem sadece 1-2 tane, "tebessüm ederken" çekilmiş fotoğrafı vardır.]
4- "Atatürk'ün bebekliği" diye paylaşılan fotoğrafın gerçekle ilgisi yoktur. Atatürk'ün değil bebeklik, çocukluk fotoğrafı bile yoktur. [ "Bebekliği" diye makaslanan fotoğrafın orijinalini daha önce de paylaşmıştım, tekrar ekliyorum.] "Çocukluğu" diye paylaşılan fotoğraf da, Lev Troçki'ye aittir; Atatürk'e değil.
5 - Atatürk'ü güya "inadına rakı içerken gösteren" fotoğraf da çok ciddi ve vahim bir tahrifattır. [Fotoğrafın orijinalini yanına ekledim.] Çiftlik'te, yanında Yunus Nadi ile, ikram edilen ayranı içiyorlar... Evet, Atatürk rakı içerdi, fakat asla bu şekilde görgüsüzce verilmiş bir pozu olmadığı gibi, din adamlarının -ki fotoğrafta önde bir din adamı var- yanında içmesi söz konusu değildi. [Mesela çok sevip saydığı, "Hoca" lakaplı Gn. Kur. Başkanı Fevzi Çakmak'ın da içkiye hassasiyetini bildiği için, saygı gösterir, yanında o varken içmezdi.] Ayrıca o dönemde rakı böyle büyük bardaklarda değil, kahve fincanı boyutunda orijinal küçük kadehlerde içilirdi. [Hazır başlamışken ekleyeyim: Atatürk'ün rakısı "Kulüp Rakısı" değil, şişenin etiketindeki papyonlu kişi de Atatürk değildir. (O kişi, bizzat resmi yapan İhap Hulusi'nin kendisidir.) Atatürk'ün rakısı "Dimitrakopulo" idi, meşe fıçıda sarartılmış özel bir rakı idi. Şimdi benzerini, bir marka "altın seri" diye üretiyor. Mezesi de beyaz leblebi değil "sarı leblebi" idi. İllâ paylaşım yapılacaksa, bari doğru yapılsın!]