Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK'ın baş ve boyun kanserlerinin tedavisinde kullanılmak üzere başlattığı yerli ilaç çalışmalarını yerinde inceledi. Ziyarette yerli biyobenzer kanser ilaç geliştirme çalışmaları laboratuvar ortamında ilk kez görüntülendi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Bakan Varank, Gebze'de bulunan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'ni (MAM) ziyaret etti.
KanserTedavisine Yönelik Yerli Biyobenzer İlaç Geliştirilmesi ve Üretimi (BİOSİM) Projesi ile ilgili bilgi alan Bakan Varank, Gen Merkezi laboratuvarlarında ilacın tüm üretim aşamalarını inceledi.
Projeye verdiği önemi göstermek ve çalışmalara destek vermek amacıyla bu laboratuvarı ziyaret ettiğini belirten Bakan Varank, şu bilgileri verdi:
"BİOSİM, biyobenzer baş ve boyun kanserine karşı bir ilacın geliştirilmesi projesi. Buradaki çalışmaları ve yürütücü arkadaşları ziyaret edip onlardan bilgi aldık. Bu çok önemli bir teknoloji. Bunun gibi başka 180 farklı biyobenzer olarak üretebileceğimiz ilacımız var.
İnşallah burada geliştirdiğimiz teknoloji ve altyapıyla bu ilaçları da Türkiye'de üretip, paranın ülkemizde kalmasını istiyoruz. BİOSİM kanser ilacı laboratuvar ortamında üretildi. Mayıs 2019'da firmaya teslim edilecek. Kamu-sanayi iş birliği ve Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle geliştirilen bu ilacın eczanelerde yerini alması ve hastalarımıza şifa olabilmesi için preklinik ve klinik çalışmalarının tamamlanıp bazı süreçlerden daha geçmesi gerekiyor."
"Kilogram değeri 1 milyon dolar"
TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin de "BİOSİM kapsamında geliştirdiğimiz ilaç, baş ve boyun kanseri tedavisinde kullanılıyor. Biz de genden itibaren hücreyi geliştiriyoruz. Antikor üreten hücreyi geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz hücre, proje yürütücüsü olan firmaya teslim edilecek. Onlar da preklinik ve klinik çalışmalardan sonra ilacın ruhsat başvurusu ve ticarileştirme işlemini gerçekleştirecekler." ifadesini kullandı.
Prof. Tekin, biyobenzerinin yapıldığı referans ilacın 100 mg'lık formunun 500 lira olduğunu belirterek, "Kilogram değeri 1 milyon dolar. O kadar katma değerli ürün bunlar. Türkiye bu teknolojiyi öğreniyor artık." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Varank'ın TÜBİTAK MAM ziyaretine Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, TÜBİTAK MAM Başkanı İbrahim Kılıçarslan ve Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy da eşlik etti.
Tamamı ithal
Açıklamaya göre, kanser tedavisinde ağırlıklı olarak kimyasal kemoterapi ilaçları kullanılıyor ancak son yıllarda bu ilaçların yerini biyoteknolojik ilaçlar almaya başladı. Bu ilaçlar yüksek teknoloji gerektiren moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği yöntemleriyle canlı hücreler kullanılarak geliştirilip üretiliyor. Kanser tedavisinde kullanılan biyoteknolojik ilaçların başında Rekombinant Antikorlar geliyor. Bu antikor yapısındaki biyoteknolojik ilaçlar vücutta sadece kanser hücrelerini seçici olarak hedef alıyor, onlara bağlanarak bu hücrelerinin gelişip çoğalmasını engelliyor.
Dünya ilaç endüstrisi, en yüksek Ar-Ge potansiyeline sahip sektör olmasıyla dikkati çekiyor. "Milli Teknoloji Hamlesi" ile her alanda yerli ve milli ürünlere ağırlık veren Türkiye, ilaç endüstrisindeki Ar-Ge yatırımlarını da hızlandırıyor. Türkiye'deki ilaç piyasasının yüzde 20'sini biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor. Türkiye, ileri teknoloji ürünler olarak tanımlanan biyoteknolojik ilaçların tamamını ithal ediyor.
İhracatı da mümkün olacak
1,2 trilyon dolarlık dünya ilaç pazarının 260 milyar dolarlık kısmını biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor. Ağustos 2018 itibariyle Türkiye biyoteknolojik ilaç pazarı yaklaşık 5 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Referans ilaçların bu pazardaki payı 4,8 milyar lirayken, biyobenzer ilaç pazarı 247 milyon liraya ulaşmış durumda.
Türkiye'de biyobenzeri üretilen referans kanser ilacının 2018'in ilk yarısında dünya genelindeki satış tutarı 1,3 milyar dolar. Aynı dönemde Türkiye satışı da 16 milyon dolar. Türkiye'de üretilen ve önümüzdeki yıllarda ticarileşecek ilacın fiyatı ise henüz belli değil ancak yerli üretim olduğu için referans ilaçtan daha ucuz olacak ve bu sayede yurt dışına döviz çıkışı olmayacak. Bununla beraber yerli kanser ilacının ihracatı da mümkün olacak.
KanserTedavisine Yönelik Yerli Biyobenzer İlaç Geliştirilmesi ve Üretimi (BİOSİM) Projesi ile ilgili bilgi alan Bakan Varank, Gen Merkezi laboratuvarlarında ilacın tüm üretim aşamalarını inceledi.
Projeye verdiği önemi göstermek ve çalışmalara destek vermek amacıyla bu laboratuvarı ziyaret ettiğini belirten Bakan Varank, şu bilgileri verdi:
"BİOSİM, biyobenzer baş ve boyun kanserine karşı bir ilacın geliştirilmesi projesi. Buradaki çalışmaları ve yürütücü arkadaşları ziyaret edip onlardan bilgi aldık. Bu çok önemli bir teknoloji. Bunun gibi başka 180 farklı biyobenzer olarak üretebileceğimiz ilacımız var.
İnşallah burada geliştirdiğimiz teknoloji ve altyapıyla bu ilaçları da Türkiye'de üretip, paranın ülkemizde kalmasını istiyoruz. BİOSİM kanser ilacı laboratuvar ortamında üretildi. Mayıs 2019'da firmaya teslim edilecek. Kamu-sanayi iş birliği ve Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle geliştirilen bu ilacın eczanelerde yerini alması ve hastalarımıza şifa olabilmesi için preklinik ve klinik çalışmalarının tamamlanıp bazı süreçlerden daha geçmesi gerekiyor."
"Kilogram değeri 1 milyon dolar"
TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin de "BİOSİM kapsamında geliştirdiğimiz ilaç, baş ve boyun kanseri tedavisinde kullanılıyor. Biz de genden itibaren hücreyi geliştiriyoruz. Antikor üreten hücreyi geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz hücre, proje yürütücüsü olan firmaya teslim edilecek. Onlar da preklinik ve klinik çalışmalardan sonra ilacın ruhsat başvurusu ve ticarileştirme işlemini gerçekleştirecekler." ifadesini kullandı.
Prof. Tekin, biyobenzerinin yapıldığı referans ilacın 100 mg'lık formunun 500 lira olduğunu belirterek, "Kilogram değeri 1 milyon dolar. O kadar katma değerli ürün bunlar. Türkiye bu teknolojiyi öğreniyor artık." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Varank'ın TÜBİTAK MAM ziyaretine Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, TÜBİTAK MAM Başkanı İbrahim Kılıçarslan ve Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy da eşlik etti.
Tamamı ithal
Açıklamaya göre, kanser tedavisinde ağırlıklı olarak kimyasal kemoterapi ilaçları kullanılıyor ancak son yıllarda bu ilaçların yerini biyoteknolojik ilaçlar almaya başladı. Bu ilaçlar yüksek teknoloji gerektiren moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği yöntemleriyle canlı hücreler kullanılarak geliştirilip üretiliyor. Kanser tedavisinde kullanılan biyoteknolojik ilaçların başında Rekombinant Antikorlar geliyor. Bu antikor yapısındaki biyoteknolojik ilaçlar vücutta sadece kanser hücrelerini seçici olarak hedef alıyor, onlara bağlanarak bu hücrelerinin gelişip çoğalmasını engelliyor.
Dünya ilaç endüstrisi, en yüksek Ar-Ge potansiyeline sahip sektör olmasıyla dikkati çekiyor. "Milli Teknoloji Hamlesi" ile her alanda yerli ve milli ürünlere ağırlık veren Türkiye, ilaç endüstrisindeki Ar-Ge yatırımlarını da hızlandırıyor. Türkiye'deki ilaç piyasasının yüzde 20'sini biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor. Türkiye, ileri teknoloji ürünler olarak tanımlanan biyoteknolojik ilaçların tamamını ithal ediyor.
İhracatı da mümkün olacak
1,2 trilyon dolarlık dünya ilaç pazarının 260 milyar dolarlık kısmını biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor. Ağustos 2018 itibariyle Türkiye biyoteknolojik ilaç pazarı yaklaşık 5 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Referans ilaçların bu pazardaki payı 4,8 milyar lirayken, biyobenzer ilaç pazarı 247 milyon liraya ulaşmış durumda.
Türkiye'de biyobenzeri üretilen referans kanser ilacının 2018'in ilk yarısında dünya genelindeki satış tutarı 1,3 milyar dolar. Aynı dönemde Türkiye satışı da 16 milyon dolar. Türkiye'de üretilen ve önümüzdeki yıllarda ticarileşecek ilacın fiyatı ise henüz belli değil ancak yerli üretim olduğu için referans ilaçtan daha ucuz olacak ve bu sayede yurt dışına döviz çıkışı olmayacak. Bununla beraber yerli kanser ilacının ihracatı da mümkün olacak.