Güdül’deki bin kadar kurgandan sonra İstanbul (Beşiktaş) metro kazısında bulunan 35 Türk kurganının 3500 yıllık olduğunun saptanması yurdumuzdaki Türk nüfus varlığının, 1071’ten çok eski olduğunu kanıtlar.
KAĞAN PANOSU
Salihler’deki Kağan Pano’sunun hemen doğusunda bir Kağan Kurganı araziye serpilmiş bin kadar kurganın arasında kendisini belli eder. Bölgedeki kaya resim ve yazıtları ile kurganların tescil edilmesi çalışmasında görev alan Prof. Dr. Yücel Şenyurt “Türk töresine göre kimin olursa olsun, mezarlar kutsal ve dokunulmazdır” der ve devamla “Genellikle kurganların etrafına taşlarla bir iç ve bir de dış daire yapılır. Orada yatan kişinin ruhunun mezarın etrafını koruyacağına inanılarak güvenli bir yer olduğu düşünülür. Korkmadan yanında konaklanılır. Aynı kurgan aradan yüzlerce yıl geçse de ölen akrabaların gömütleriyle büyüyebilir. İlk incelemelere göre tek ve aynı kültür, binlerce yıl, sürekli Güdül çevresindeki yaşamıştır. Çizenlerin “Dağ”, “Atalar” ve “Kurban” inançlı oldukları anlaşılır. Burası Türklerin yuğ törenlerini yaptığı inanç ve ibadet yeridir. Kağan Panosu’nun hemen altındaki yığma taştan Büyük Kurgan’ın çevresi 17 m, yüksekliği 4,5 m. ve mezar girişi doğudadır. Buluntular tarım ve hayvancılığa geçilen Neolitik Dönem’den (MÖ 8000) önceki avcı-toplayıcı insanları yansıtır. Aynı dönemde, İngiliz arkeolog Prof. Dr. Colin Renfrew’a göre sondan bitişken (Türkçe) konuşan Konya Çatalhöyük’ün (MÖ. 9400 - 7200) toprak evlerinde renkli duvar resimleri yapılır. Diğer taraftan TRT’den Servet Somuncuoğlu; Deliklikaya - Gögelidere’deki Yazıtlı Pano üzerinde “Tarihi Türk Alfabesi” ile yazılmış üç satıra “Anadolu’nun Tapusudur” der. Ancak bu kayalar onarılmalıdır. “Kamlar Panosu” iki yanındaki kırıklar nedeniyle düşmek üzeredir” (Ergenekon, 2018).
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yücel Şenyurt’a göre gerekli izin ve ödenek çıktıktan sonra bir kurgan üç şekilde kazılır: “Birincisi merkezden bir delik açmak, ikincisi yarım daire şeklinde açma yapmak, üçüncüsü ise artı (+) şeklinde bir koridor açmaktır. Ama taş kurgan kaldırılmadan önce bir vaziyet planı çizilir. Sonra üçüncü yönteme göre tasarlanan açmalar doğu-batı ve kuzey-güney olarak şeritlerle işaretlenir. Sonra her tabakada çizim yapılır, fotoğraf çekilir ta ki mezar odasına ulaşılana kadar. Çıkartılan malzemeler özenle kayıt edilir ve saklanır. Sistemli bir kazıda geçmiş yaşantıya ait bırakılan izlerin kaybolmaması için gerekli sabır, süre ve özen gösterilmelidir. Türbenin yapılması ve ziyareti sırasındaki olaylara ait maddi kalıntılara çok dikkat edilir. Örneğin Ata Gömüt’ü ziyaret edilince kesilen kurban izlerine ait bilgi zayi edilmez. Bin yıllık bir zaman diliminde varsıl bir kişinin mezarına yüzer yıl arayla başkaları da gömülür. Ruhlarca korunan bu yerler güvenli kabul edildiği için konaklamalara ait eski izler bulunur. Mezar odasının üstüne yığılmış her taş teker teker kaldırılır.” Şu anda binlerce yıllık Güdül kurganları, kaya resim ve Türkçe yazıtları korunaksızdır. Tescil edildikten bu yana yıllarca kazı izni ve ödeneği beklenmiş olmasına rağmen bölgedeki Roma kazısına öncelik verilmiştir. Duyulduğu üzere Kağan Kurganı Kasım 2018 başında Anadolu Medeniyetleri Müzesi öncülüğünde bir çırpıda dozerle açılmıştır.
Alıntı/ Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/turklerin-kutsal-mezarlari-begumsen-ergenekon-kose-yazilari-kasim-2018
KAĞAN PANOSU
Salihler’deki Kağan Pano’sunun hemen doğusunda bir Kağan Kurganı araziye serpilmiş bin kadar kurganın arasında kendisini belli eder. Bölgedeki kaya resim ve yazıtları ile kurganların tescil edilmesi çalışmasında görev alan Prof. Dr. Yücel Şenyurt “Türk töresine göre kimin olursa olsun, mezarlar kutsal ve dokunulmazdır” der ve devamla “Genellikle kurganların etrafına taşlarla bir iç ve bir de dış daire yapılır. Orada yatan kişinin ruhunun mezarın etrafını koruyacağına inanılarak güvenli bir yer olduğu düşünülür. Korkmadan yanında konaklanılır. Aynı kurgan aradan yüzlerce yıl geçse de ölen akrabaların gömütleriyle büyüyebilir. İlk incelemelere göre tek ve aynı kültür, binlerce yıl, sürekli Güdül çevresindeki yaşamıştır. Çizenlerin “Dağ”, “Atalar” ve “Kurban” inançlı oldukları anlaşılır. Burası Türklerin yuğ törenlerini yaptığı inanç ve ibadet yeridir. Kağan Panosu’nun hemen altındaki yığma taştan Büyük Kurgan’ın çevresi 17 m, yüksekliği 4,5 m. ve mezar girişi doğudadır. Buluntular tarım ve hayvancılığa geçilen Neolitik Dönem’den (MÖ 8000) önceki avcı-toplayıcı insanları yansıtır. Aynı dönemde, İngiliz arkeolog Prof. Dr. Colin Renfrew’a göre sondan bitişken (Türkçe) konuşan Konya Çatalhöyük’ün (MÖ. 9400 - 7200) toprak evlerinde renkli duvar resimleri yapılır. Diğer taraftan TRT’den Servet Somuncuoğlu; Deliklikaya - Gögelidere’deki Yazıtlı Pano üzerinde “Tarihi Türk Alfabesi” ile yazılmış üç satıra “Anadolu’nun Tapusudur” der. Ancak bu kayalar onarılmalıdır. “Kamlar Panosu” iki yanındaki kırıklar nedeniyle düşmek üzeredir” (Ergenekon, 2018).
BİR KURGAN KAZISI
Alıntı/ Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/turklerin-kutsal-mezarlari-begumsen-ergenekon-kose-yazilari-kasim-2018