Ya İstiklal Ya Ölüm 5 -6. Bölüm Özet:
İtilaf devletlerince işgale uğrayan İstanbul’daki Mebusan Meclisi mebuslarının, Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal’in de talimatına uyarak yeni kurulacak meclis için Ankara’ya olan yolculukları ve de milli mücadeleye destek sağlamak için Anadolu’ya silah sevkiyatını başlatan halkın mücadelesi anlatılacak... 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri askerlerince işgal edilen İstanbul’daki milli mücadelenin kilit isimleri ve Mebusan Meclisi’ndeki mebuslar, Mustafa Kemal’in önderliğinde Ankara’da kurulacak meclis için çok zorlu ve önemli bir yolculuğa çıkıyor… Halide Hanım, Adnan Bey, Cami Bey ve Hüsrev Bey oldukça zor koşullarda, düşmanın nefesini adeta enselerinde hisseder bir şekilde yol almaktadırlar. Geçtikleri köylerde kısa süre dinlenen ve yollarına devam eden grup için Ankara’ya ulaşmak düşündüklerinden daha da zor bir hal alır.
Düşman kuvvetlerinin Ankara’da Meclisi açmaya niyetli Mustafa Kemal’i suikastle ortadan kaldırma planları da usul usul işlemektedir. Suikast için görevlendirdikleri Mustafa Sagir, Fatih’te bir eve yerleşir. Sagir, cami cemaati arasında, kahvelerde dolaşıp, sempatik ve sıcak tavırlarla insanlarla diyalog kurup, kendini Hint Hilafet Komitesi üyesi olarak tanıtır. Milli Mücadeleyi över, Hintli Müslüman kardeşlerini temsilen desteğini ve katkısını vermek üzere geldiğini söyler, fakat asıl amacı Mustafa Kemal’e suikast düzenleyip Anadolu’daki direnişi kırmak ve meclisin açılmasını engellemektir.
Milli mücadeleye katılan herkes gibi üzerine düşen görevi üstlenen Galip de kendisine verilen Damat Ferit Paşa’nın yalısına gizlice sızma görevini başarıyla tamamlamak istemektedir. Nazan’ın babası ve aynı zamanda Damat Ferit Paşa’nın sır katibi olan Hikmet Bey, bu sızma girişiminin en kilit rolündeki kişidir. İşgalden dolayı okulunu yarıda bırakması, iş arıyor olması ve İngilizce ve Fransızca’yı çok bilmesi, gibi unsurlar birleşince, Galip için yalıya girmenin şartları da oluşmuştur, ama öncelikli olarak Hikmet Bey’in güvenini kazanması gerekmektedir.
Anadolu’daki direniş ve milli mücadele için İstanbul’daki silah ve cephane de Topkapılı Mehmet ve beraberindekiler sayesinde aktarılmaya çalışılmaktadır. Topkapılı Mehmet, Hüsamettin Bey, Hafız Kemal, şeyhin oğlu Nazım Ceylan Efendi, Ethem Pehlivan ve Osman Kahya bir aradadırlar ve silah deposu soygunu ile büyük bir risk almaktadırlar. Başarılı olurlarsa, düşmana karşı mücadelede önemli bir eşik aşılacaktır… Sevkiyat sırasında bir grup İngiliz askerini taşıyan araba limanın başında durur. Arabadan inen askerler, limanda bağlı taka ve gemilere yönelmeye başlarlarken, bunu gören Topkapılı “işi hemen bitirmek” için diğerleriyle birlikte hızı artırır… Ancak o sırada Topkapılı’nın en son karşılaşmak istediği kişi karşısına çıkacaktır…