20201024

✍️🇹🇷 Türkiye Cumhuriyeti bugün daha çok mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır - Şule Perinçek

İstanbul’u işgal eden İtilaf Devletleri “kanun yapma, adliye ve icra kuvvetinden ibaret olan üç kuvvetini ihlal etmiş ve bu vaziyet karşısında vazife yapmaya imkân göremediğini hükümete resmen tebliğ ederek” 18 Mart 1920’de Meclis'i Mebusan'ı dağıtmıştır.

Mustafa Kemal Heyeti Temsiliye adına, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil makamlara bir genelge gönderdi:

Hilafet ve saltanat makamının bağımsızlığının dokunulmazlığını ve Osmanlı Devleti'nin kurtarılmasını temin edecek tedbirleri düşünmek ve tatbik etmek üzere millet tarafından, “Ankara'da fevkalade salahiyete salahiyete sahip bir meclis, milletin işlerini döndürmek ve denetlemek üzere toplanacaktır.” (1)

MUSTAFA KEMAL OY HESABI YAPSAYDI

Seçimler yapılır. Meclisi Mebusan'dan 88, yeni seçilen 369 olmak üzere 437 mebus BMM üyeliğine hak kazanır. Yeni seçilen 104 ve İstanbul'dan gelen 127 üye ile 23 Nisan 1920'de Meclis açılır. 24 Nisan'da 120 mebusun katıldığı toplantıda 110 oy alan Mustafa Kemal Meclis Başkanı seçilmiştir. Atatürk'ün çok uzun, 1927 Nutuk benzeri önemli bir konuşması vardır. Bir muhasebedir. Bir dönemin kapanışıdır.

Aslında Atatürk'ün daha sonra 1927'de özellikle vurguladığı gibi İstanbul’dan çıkmadan düşündüğü ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığı memleketin içine düştüğü bu durum karşısında uygulanabilecek tek bir karar vardı:

“O da milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız yeni bir Türk Devleti kurmak.”

Bu aldığınız oya bağlı değildir. İşte Atatürk'ün ayırt edici en önemli özelliklerinden biri budur. Gelişmeyi öngörmek ve cesaretle önderlik etmek.

BUGÜNLER İÇİN DERS ÇIKARIYORUZ

Atatürk olmasa yine Cumhuriyet'imiz kurulurdu. Türkiye toprakları bu doğuma hazırlanıyordu. Belki biraz daha geç olacaktı.

Birinci Meclis, 1 Nisan 1923 tarihinde seçim kararı aldı. Son toplantısını 16 Nisan 1923’de yaptı. BMM İkinci Dönem 11 Ağustos 1923 ve 2 Ağustos 1927 yılları arasındadır. Yine bir muhasebe yapılacak, geleceğe bütün hesaplar kapatılarak yol alınacaktır.

1923 seçimleri 72 seçim çevresinde yapıldı, 286 üye Meclis'e girdi.

Seçim kararını alırken 1 Nisan 1923'te Gazi Mustafa Kemal Meclis'te İstanbul'a ve bütün cihana şöyle sesleniyordu:

“Yeni Türkiye devletinin yapısının özü milli hâkimiyettir; milletin kayıtsız şartsız hâkimiyetidir. Bir milletin hâkimiyetini idrak etmiş olabilmesi ve onu emniyetle muhafaza altında tutabilmesi, birtakım özel vasıflara ve üstün terbiyeye sahip olmasıyla mümkündür. Bir milletin ki, siyasi terbiyesinde, toplumsal terbiyesinde vatanperverlik sevgisinde noksan vardır; öyle bir millet hâkimiyetini lüzumu derecede kuvvetle elinde tutamaz.” (2)

Aslında bu bir anlamda seçilecek “milletin vekillerinin” milletimizin tanımıdır.

“Yüce Meclis’in bugün almış olduğu yüce karar ile bütün bu vasıflar, bütün bu meziyetler bilhassa milletimizin rüşt ve kemali bir kat daha yüceltilmiş ve bütün cihana, bu hakikati görmek istemeyen cihana ilan olunmuş ve gösterilmiştir. Bu kararla yeni Türkiye devletinin inkılabının temeli olan yeni ve verimli milli ilkeleri, yüce ülküleri sarsılmaz bir surette bir kere daha tespit edilmiş ve kuvvetlendirilmiştir.

“Arkadaşlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacdâr yoktur! Diktatör yoktur! (Kahrolsun tacdâr sesleri.) Tacdâr yoktur ve olmayacaktır! Çünkü olamaz. (Şiddetli alkışlar.) (Bravo sesleri.)  

“Ben, yüksek heyetiniz içinde bir üye ve bir arkadaş bulunmakla fevkalade memnun ve mesudum. Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır: O da milli hâkimiyettir. Yalnız bir makam vardır: O da, milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. (Alkışlar.)” (3) 

ARTIK ADI KONULUYOR TARTIŞMA BAŞLIYOR

Ve artık adının konulması gerektiği zaman gelmiştir. Zaten bir süredir basında yer almaktadır.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 22 Eylül 1923'te Neue Freie Presse muhabiri Joseph Hans Lazar'a Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun ilk maddelerinin bir kelimede özetleneceğini söyler: “Cumhuriyet!”

“Yeni Türkiye'nin yenileşme işinde yolun sonuna kadar gidilmelidir!” (4) 

Tartışmalar başladı. İki gemi farklı kapsamda olsa da, o zaman da vardı.

Atatürk'ün liderliği devreye girer.

28 Ekim akşamı Mustafa Kemal, yakın çevresinden yedi kişiyi Çankaya'ya yemeğe davet eder ve kararı açıklar:


https://aydinlik.com.tr/turkiye-cumhuriyeti-bugun-daha-cok-mesut-muvaffak-ve-muzaffer-olacaktir-221585-1#2