20180208

Çankırı'da Yarenlik Kültürü



Çankırı'da Yarenlik Kültürü Böyle Yaşatılıyor 
Anadolu'nun Sıcak Yüzleri - TRT Avaz

YARENLİK KÜLTÜRÜ

Yarenlik Kültürü Nedir ?
Yaren kelimesi yar,dost,sevgili,tanıdık anlamındadır.Dolayısıyla yaren; dostlukları, sevgiyi ve saygıyı ifade etmektedir.Yaren sohbetleri yarenlik, yar etmek için yapılan, yani dostlar arasında yapılan eğlenceli toplantılardır. Yarenlik ayrıca toplumsal bir kurum olarakta karşımıza çıkar. Tarihte bir amaç çevresinde toplanmış yada aynı amacı paylaştıkları için bir araya gelmiş olanlara ‘’yaren’’ denilmektedir. Yaren sohbetleri geleneksel teşkilatlanma biçimi ile toplumsal yaşamda önemli roller üstlenmiştir.Yarenliğin kişinin hayatında önemli bir rolü vardır. Özelllikle yaren örgütlerinde bulunanlara güzel huylar kazandırır.

YARENLİK NASIL OLUŞMUŞTUR ?

Bunun cevabı için Ahilikten bahsetmek gerekiyor. Ahi kelimesi Arapçada kardeş anlamına gelmektedir. Divan-i Lügat’i Türk’te Ahi kelimesinin eli açık, cömert manasına aki’dan geldiği yazılıdır. Ahi birliklerin kuruluşu 8. veya 11. yüzyıllarda olduğu sanılmaktadır. 

Ahilik; Anadolu Selçuklu döneminde Bizanslılara karşı Türklerin menfaatlerini korumayı, maddi ve manevi disiplin altında... olmayı, toplum huzurunu sağlanmasına yardımcı olmayı rekabet etmeyi amaçlamıştır. Bu sebeple teşkilatın; sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik yönleri vardır. Bu anlamda Ahilikle doğrudan ilişkisi olan Yaren Meclisi bir hayat tarzını ifade etmektedir.

Anadolu Ahilerinin piri Ahi Evran (Mahmut Nurettin-Nimetullah) Horasan’da doğmuştur. İlk ciddi teşkilatlanmayı Kayseri'de yapmıştır. Moğollar Kayseri'yi zapt edip büyük bir katliam gerçekleştirmişler, bunun üzerine Ahi Evran direniş hattını Kırşehir’e çekmiştir. 1262 yılında Kırşehir’de büyük bir Moğol istilası ve katliamı vuku bulur ve Ahi Evran burada şehit olur.


Bunun üzerine Ahi Evran şeyhleri Ankara ve Çankırı’ya çekilip dağılırlar. Moğol istilasının etkileri Çankırı’da fazla hissedilmediği için Ahilik çevresinde oluşan kültürel değerler Çankırı’mızda yaren meclislerinde yaşamaya, hayat bulmaya devam etmiştir
Türklerin Çankırı ve civarını Alparslan’ın komutanlarından Emir KARATEKİN Beyin 1082 yılında fethetmesinden bu güne kadar geçen süreçte bölge işgale uğramamış, etnik yapısının temelini oluşturan ağırlıklı Türk nüfusta hiçbir değişiklik olmamış, kökleri Orta Asya’ya uzanan bir takım adet ve ananeleri yaşatmayı, gelecek kuşaklara bırakmayı başarabilmişlerdir.

Yaren Meclisi çevresinde musîkimiz, sazlı sözlü oyunlarımız (atasözü, bilmece, fıkra, mani, ağıt, şiir, tekerleme vb.) yemeklerimiz, örf ve adetlerimiz, giyim kuşamımız, mimari anlayışımız ve tarihimiz şekillenmiştir.

"Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi, oğlan babadan öğrenir sohbet etmeyi" ifadesi Çankırı’mızda bir hayat ilkesi haline gelmiştir. Kökleri Oğuz Türklerinden gelmiş olması sebebiyle Dede Korkut’un izleri devam etmiştir. "Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul atadan görmeyince sofra çekmez ifadeleri" ile benzerlik gösterir.

Genç yarenleri yetiştirmede; gündüzleri esnaf teşkilatı, akşamları da Yaren Meclisleri ile yarenlerine hakim olunur. Kendi mensuplarını bu şekilde kontrol etmiş başka bir teşkilat yoktur. Yaren Meclisi eski Türklerde 24 Oğuz Boyu’nu temsil edecek sayıda bir başağa, bir küçük başağa, 22 yaren orta işlerine bakan bir çavuş ve çalgıcılar bulunur. Akşam namazından sonra küçük başağa’nın gelmesiyle yaren ocağı açılır

En az 6-7 yüzyıllık geçmişi olan Yaren Meclisleri zamanla kıymetini yitirmeye baslamıştır. Batı medeniyetinin çekim alanına girmemiz ekonomik şartların getirdiği zorluklar, köylerden, kasabalardan büyük şehirlere göç olayları Çankırı’nın köy ve kasabalarına nüfus azalmasına yol açmış kültürel değerlerde de aşınmaya ve unutulmaya sebep olmuştur.

Alıntı kaynak: Prezi.com