“””
Türk Milleti'nin esaretten kurtulmasında kritik süreç, 100 yıl önce Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla başladı.
Birinci Dünya Savaşı boyunca Çanakkale’de, Doğu Anadolu’da, Suriye’de savaşmış, büyük zaferler kazanmış bir Osmanlı generaliydi.
Kasım 1918’de İstanbul’a döndüğünde, karşısında teslim olmuş bir şehir gördü. Kabul etmedi!
Haftalarca toplantı üstüne toplantı yaptı. Hükümeti, devleti işgale karşı direnmeye çağırdı. Fayda etmedi!
Teslim olmak, boyun eğmek onun için ölmek demekti. Bu yüzden “Ya İstiklal Ya Ölüm” dedi.
Mustafa Kemal Paşa’nın Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a çıkmasının üstünden 100 yıl geçti.
Samsun’dan Amasya’ya, Erzurum’dan Sivas’a, Ankara’dan Sakarya’ya, Dumlupınar’dan, İzmir’e uzanan büyük mücadele 19 Mayıs’ta başladı.
Milli Kongrelerle halkı örgütleyen ve Türk milletinin tutsaklığı kabul etmeyeceğini ilan eden Mustafa Kemal Paşa, Sivas’ta birleştirdiği direnişçileri, Ankara’da topladı ve Kurtuluş Savaşı’nın silahlı safhasını başlattı.
İnönü’de iki defa durdurulan işgalci Yunan Kuvvetleri, sonraki büyük saldırıda Eskişehir’i işgal etti, Ankara sınırına dayandı.
En karanlık günlerde, “gerekirse bir tepe bulur, o tepeye çıkar ve ölünceye kadar direniriz” diyen Mustafa Kemal Paşa ordunun başına geçti. Sakarya kıyılarına püskürtülen Yunan Ordusu, Büyük Taaruz’da tamamen yok edildi.
Türk orduları İzmir’e ilerlerken, 19 Mayıs’ta şaha kalkan milli direniş ruhu en büyük zaferini de kazanmış oldu.
Mustafa Kemal Paşa, “doğum günümdür” dediği 19 Mayıs’ı Cumhuriyeti ve Devrimleri emanet ettiği gençlere armağan etti.
Bu armağan, 19 Mayıs’ın Genel Türk Devrimi’nin ve bağımsızlık mücadelesinin başlangıcı olduğunu tescilledi.
19 Mayıs ruhu; tüm Dünya’da bağımsızlığın, anti emperyalizmin, ulusal birlik ve beraberliğin en büyük sembollerinden birisi.
Yalnızca işgalci emperyalistlere karşı değil, onların işbirlikçilerine karşı da verilen büyük mücadele, yüzüncü yılında Türk milletinin yüreğinde yaşamaya devam ediyor”””
...Ali Yagız Baltacı...
