20200407

✍️🦠🇹🇷 Pandeminin getirdikleri - Cenap Yener



Geçen yazımda da bahsetmiştim, bütün dünya şu an koronavirüs pandemisi ile uğraşıyor. Tabii ki, bu salgının çok boyutlu bir tsunamisi var adeta. Birincisi, şu ana kadar çok hissetmememize rağmen, bundan sonrasi için gündeme gelecek olan ekonomi. Şimdi düşünün, Avrupa ve Amerika kıtası da dahil olmak üzere dünyanın çoğu ülkesinde istenen sayıda insan çalıştırılamıyor, üretimin büyük bir kısmı durmuş vaziyette. 

Tabloya bakıldığı zaman, Türkiye de dahil olmak üzere bu devletler, vatandaşlarından nasıl vergi isteyecekler? Ev sahipleri kiracılarından nasıl kira alacaklar? Restoran ve kafeler bundan sonra nasıl müşteri bulacaklar? Ayrıca, fabrikalar, kaç ay daha dayanıp mühendis ve işçilerinin maaşlarını verebilecekler? Uçaklar ne zaman insanları yine eskisi gibi taşımaya başlayacaklar? Bunları ailelere de indirgeyebiliriz. Ailelerin de, pandemiden dolayı evlerinde oturma mecburiyetleri var. Bir yerden sonra bu insanlar elektrik, su, doğalgaz faturalarını, alışveriş masraflarını nasıl ödeyecekler? Bu, pandeminin bir yüzü. 

Pandeminin ikinci yüzü sosyal hayata dair. Biz Türklerin önemli gelenekleri olan, el sıkışmak, sarılmak, öpüşmek artık hayal gibi görünmeye başladı. Yani örf ve adetlerimiz de değişmek durumunda kalıyor. Hatta, bunu ironik olarak da söylemiyorum, gençler birbirleriyle nasıl sevgili olacaklar? Nasıl el ele tutuşacaklar, birbirleriyle öpüşüp koklaşabilecekler? Bu insanlar bir araya geldiğinde nasıl oturup bir şeyler yiyip içebilecekler? Önümüz yaz. İnsanlar yazlık yerlere, kalabalık bölgelere nasıl gidecek, aynı deniz ya da havuzlara nasıl girebilecekler? Peki, oteller tatile gelen insanlara nasıl hizmet verebilecekler? Bu da pandeminin diğer yüzü.

Koronavirüs pandemisinin sağlıkla ilgili bir yönü de var. Diş hekimleri ve kulak burun boğazla yani sekresyonla uğraşan hekimler nasıl çalışacak, insanlar tedavi olmaya nasıl gelecek? Bu şekilde bir yaşamı bütün dünya nasıl kabullenecek? Acaba, yukarıdaki, bize bir ders mi vermek istedi? Yoksa birileri bu virüsü özellikle insanlığın başına bela edip ekonomik çıkar mı devşirmeye çalıştı? Bunların hepsi gerçekleşmesi muhtemel, hayal olmayan senaryolar. 


MESLEKTAŞLARIMA ÇAĞRI


Bu arada meslektaşlarımla ilgili de birkaç kelam etmek istiyorum. Biliyorsunuz, büyük deprem felaketleri geçirmiş bir kuşağız. Deprem gerçeği de hâlâ sürüyor. Bir zamanlar yüzüne bakmadığımız jeoloji mühendisleri, depremler sonrasında tanındı, televizyonlara çıktı ve hatta bundan da önemli kazançlar elde ettiler. Meslektaşlarımla, hekimlerle ilgili kısma dönersek, hayatları boyunca hiçbir zaman bir televizyon kanalının yayına çağırmayı akıl edemediği birçok hekim, şu anda, televizyonlara davet ediliyor, şöhret basamaklarını süratle tırmanıyor. 

Sağlık alanında çalışan her bir kişiyi alnından öpüyor ve takdir ediyorum ama bazı doktorlarımız maalesef deprem profesörlerine döndüler. Çünkü devamlı olumsuz konuşarak insanların psikolojik bakımdan çok zor duruma düşmelerine sebep oluyorlar. Pandemiler, geçmişte de oldu. Gelecekte de olacaktır. Özellikle sesleniyorum, ben bile bir hekim olarak bu kadar etkileniyorsam, diğer insanlarımızı düşününüz. Pandemiler geçer ama kitlelerin ruh halini düzeltmek, çok daha uzun ve zor olacaktır. Tabii ki tedbirleri söyleyeceksiniz ancak insan sağlığı ile ilgili çok karanlık tablolar çizerseniz, bunun sonucunda psikolojisi bozulmuş bir topluluk yaratmış olursunuz. Bunu yıllar içerisinde absorbe etmemiz çok zor olabilir. 

65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLARIMIZA DEĞER VERELİM


Lütfen, bu işin arka planını da düşünerek, televizyon konuşmalarınıza biraz daha dikkat edin, iyimser tablolar çizmeye çalışın. Karamsar senaryolar sonrası 65 yaş üstünü adeta öldü kabul etmek bu yaş grubunu çok etkiledi. Çünkü bu yaş grubu bugüne kadar yaşadıkları süre içerisinde çok şeyler gördü, çok büyük tecrübeler edindi. Bundan dolayı biraz daha saygılı olalım, bu vatandaşlarımıza moral verelim, bu yaş grubu pandemiyle bitmeyecek, yaşamaya da devam edecektir. Bu ülkenin, akil adamlar olarak kendilerine ihtiyacı vardır. 

Devletimizin şu ana kadar ortaya koyduğu sağlık politikasını destekliyorum. Birkaç eksik dışında da doğru buluyorum. Hepimize Allah kolaylık versin diyorum. Evde kalın, sağlıkla kalın.

Kaynak: AYDINLIK GAZETESİ

1916'da Almanya'ya gönderilen çocuklar