20171228

Toplum bilim açısından - Türklerde komşuluk




Komşuluk, Türk kültür hayatının ve toplum yapısının önemli bir unsurudur. 
Gündelik hayatın işleyişinde en çok ihtiyaç duyulan ve etkilerine maruz kalınan komşuluk üzerine yazılı kültürde yeterli araştırmaların varlığından söz etmek güçtür. Sosyal dinamiğin önemli unsuru olan komşuluk bölgeden bölgeye, toplumdan topluma çeşitli yönleriyle farklılık gösteren bir tarihselliğe sahiptir. Değişen dünya koşullarında yapısal ve işlevsel bakımdan da hızla değişmektedir. Bu değişimin tespit edilebilmesi için konunun kültürel tarih içindeki yeri geniş biçimde araştırılmalıdır. Bu çalışmada, komşuluğun Türk kültüründeki ve toplumsal yapısındaki yerine, önemine, işlevine ve yazılı kaynaklardaki ele alınış biçimine değinilmiştir. 

Anahtar Terimler: Komşu, komşuluk, Türk yazılı kültürü, toplumsal yapı, âdet, gelenek ve görenek. 

Giriş 

İnsanın ontolojik gereksinimlerinden biri, toplum içinde yaşamaya mecbur olması ve hemcinslerine mutlak anlamda ihtiyacının olmasıdır. İnsan, hayatını sürdürebilmek için şu ya da bu biçimde diğer insanlar ile bir arada olmaya mahkûmdur. Bu bakımdan Robenson türü fiktif edebî eserler, ancak hayal dünyasında yaratılabilecek bir sahneden öteye geçemez. İnsanların diğer insanlar ile bir arada yaşama mecburiyeti, ruhî ve psikolojik ihtiyaçların giderilmesi ve temini için olduğu kadar, neslin devamı, maddî ihtiyaçların giderilmesi, daha mutlu bir hayatın temini için de vazgeçilmezdir. İnsanlığın mecbur olduğu bu birliktelik; ilişkilerin biçimi, zaman ve mekâna göre farklılaştığı gibi, bu nedenler çerçevesinde farklı kurumlar ve oluşumlar da ortaya çıkarmıştır. Bunlardan bazıları bilinçli birliktelikler olmakla birlikte, bazıları kendiliğinden meydana gelir. İşte bu kurumlardan biri de komşuluktur. 



Komşuluk dünya üzerindeki bütün insan topluluklarında şu ya da bu biçimde işleyen, görev ve sorumlulukları değişen işlevi ile vardır. İnsanların sağlıklı biçimde yaşayabilmesi için toplumsallaşmaya gereksinimi vardır. Bu gereksinimin sağlanmasında aile, okul, sokak, arkadaş çevresi, meslek çevreleri, eğlence mekânları, dernekler, lokaller ve kutlama mekânlarının yanında en önemlilerinden biri komşulardır. Şu halde komşu ve komşuluk, toplumsal hayatın işleyişini anlamak için üzerinde durulması ve incelenmesi gereken temel ilişki biçimlerinden ve yapılardan biridir. Genelde bütün toplumlar, özelde Türk toplum hayatı dikkate alındığında komşuluğun ne kadar önem ve işlev sahibi olduğu görülebilir. Buna karşın Türkiye de, toplumun işleyişi, sorunları ve yapısı konularında araştırmaları kendisine görev bilen sosyolojide bu konu üzerine gereken genişlik ve derinlikte durulmadığı görülmektedir. 

Özellikle son elli yılın en çok ilgi ve itibar gören, ders kitabı ve kaynak eser olarak kabul edilen sosyoloji araştırmalarına bakıldığında komşuluk konusuna hiç değinmeyenlerin çoğunlukta olduğu görülür. Hatta çoğunluğunda komşuluk kavramı hiç ele alınmamıştır. Komşuluk konusuna son elli-atmış yılda Türk sosyologlarının nasıl baktığına ve nasıl araştırma yaptıklarına yönelik olarak tarafımızdan yapılan literatür taramasında nerede ise hiçbir veriye ulaşılamamıştır. Öncelikle çeşitli sosyoloji bölümlerince ders kitabı olarak okutulan ve kaynak kitap olarak görülen sosyoloji ders ve konu kitapları incelenmiştir. Bu amaçla, Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Hilmi Ziya Ülken, Tahir Çağatay, Barlas Tolan, Sulhi Dönmezer, Nurettin Topçu, İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, Baykan Sezer, Nihat Nirun, Mahmut Tezcan, Mustafa Erkal, İsmail Doğan ve daha birçok sosyologun sosyolojiyi kavram ve olgular çerçevesinde ele alan sosyoloji ya da içtimaiyat başlıklı kitaplarında komşuluk kavramı bir bütünlük içinde ela alınıp incelenmemiştir. Bu neticenin Türkiye de sosyoloji yazımı, araştırma metotları ve kavramsal kullanım konularında çeşitli sebepleri vardır. Toplumsal hayatın bu önemli kurum ve olgusunun sosyolojik araştırmalara konu edilmemesi, bu yazının temel problematiğini oluşturmuştur. Dolayısıyla bu yazıda, komşuluğun tanımına, komşuluk çeşitlerine, temel işlevlerine değinildikten sonra, Türk yazılı kültüründe bu konuya değinen araştırmalar incelenecektir. 



Komşu ve Komşuluk Nedir? 

Türk toplum hayatında yeri, unsurları, işlevi ve ortaya çıkardığı neticeleri bakımından önemli yere sahip olan komşuluk, günlük hayatın vazgeçilmez bir toplumsal yaşam alanı ve olgusudur. Türklerde komşuluğun önemi, bir atasözünde söyle dile getirilir: Ev alma, komşu al. Çünkü bir evin ev olabilmesi için çevredeki komşular en az ev kadar, ama aslında evden bile önemlidir. Komşu, yakın hatta bitişik konutlarda oturan kimselerin birbirine göre durumuna denir. Komşuluk ise, komşu olma hali ve komşularla olan ilişkidir. 

Komşuluğun toplumsal hayatta ne kadar önemli bir yer tuttuğunu, konuyla ilgili deyim, atasözü ve 124 yargılardan anlamak mümkündür. Komşulukla ilgili literatürde hatırı sayılır ölçüde kavram, atasözü ve deyim bulunmaktadır. Komşu hatırı (komşular arası saygı), komşu kapısı (birbirine çok yakın iki yerden biri), komşu kapısına çevirmek (yakın olmayan bir yere sık sık gidip gelmek), kapı komşu (yan yana kapılardan veya aynı kapıdan işleyen komşular) gibi deyimler dilimizde sık sık geçer. 

Alıntı Kaynak: Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi Electronic Journal of Social Sciences Yaz-2008 C.7 S.25 ( ) ISSN: Summer-2008 V.7 N.25 TÜRK YAZILI KÜLTÜRÜNDE KOMŞULUK



📰✍️🇹🇷Milli Devlet Devrimci İradeyle korunur ve güçlenir -Ercan Dolapçı

Milli devlet devrimci iradeyle korunur ve güçlenir İşgale uğradık, ordumuzu örgütledik, emperyalizmi yendik, Cumhuriyetimizi, millî devletim...