Altyapının Türk futbolunda ne kadar sihirli bir kelime olduğunu bilmeyen kalmadı. Biz de yazmıştık. Öyle ki, kulüp yöneticilerinin mazbatalarını almadan kurdukları ilk cümle “Alt yapı çok önemli” iken, sonrasında unuttukları ilk cümle de o olur.
Hemen asıp kesmeyelim. Aslında içinde bulunduğumuz futbol kültürüne baktığımızda her şeyin bir sebebi olduğunu görebiliriz. En başta, belirli süreyle göreve gelen yönetim kurullarının ilk konsantrasyonları doğal olarak uzun dönemli bir yatırım olan altyapılar olamıyor. Kendilerinden en önce beklenenin sportif başarı olduğunu bilerek göreve geliyorlar. Diğer yandan teknik direktörlerin olası bir başarısızlıkta feda edilecek ilk kişi olmaları artık genlerine işlemiş bir durum. Taraftarsa “Takım hem başarılı olsun, hem altyapıdan yetenekli gençler gelsin” diye başlayarak, ‘hem… hem de’ bağlacının arasını uzatıyor da uzatıyor…
Bir konu hakkında yeteri kadar bilgisi olmayan insanlar bir başarı ya da başarısızlığı sadece bir nedene bağlar. Gelin, biz onu yapmayalım. Futbol özelinde konuşursak, Türk futbolunun sorunlarını, bitmek tükenmek bilmeyen klişeler üzerinden yorumlamaya çalışmak büyük bir zaman ve enerji kaybı olur. ‘Türkiye’de genç futbolcuların yetişmesinin önündeki engeller’ konusunaysa önceki yazılarda değinmiştik. Dönüp dolaşıp sorunu sadece yabancı sayısı veya altyapı antrenörlerinin maaşı üzerinden okumak da bizi hiçbir yere götürmez. O zaman işin uzmanları ne diyor, ona bakalım…
Avrupa Kulüpler Birliği (ECA) Altyapı Çalışma Grubu toplantısının üçüncüsünü geçtiğimiz hafta Münih’teki Allianz Arena’da gerçekleştirdi. Biz de ordaydık. Toplantıda ideal bir Akademi’yi tanımlarken bakılacak kalite alanları belirlendi.
İşte o liste…
1. TESİSLER
• Zemin kalitesi (çim, suni çim veya toprak),• Zeminin iklime uygunluğu,• Saha sayısı, büyüklüğü ve kalitesinin antrenmana yansıması,• Tesisin oyuncuların konaklamasına ve sağlıklı bir eğitim almasına uygunluğu…
2. FİNANS
• Kulüp bütçesin yüzde kaçının akademiye ayrıldığı,• Gelir üretim mekanizmasının oluşturulması (pazarlama, ticari aktiviteler, oyuncu transferleri),• Yıllık akademi bütçesinin yapısının oluşturulması,• Finansal gelecek planlaması…
3. BİLİŞSEL ÖZEN
• Okul ve futbol eğitiminin entegrasyonu,• Oyuncuların tesislere ulaşımının iyileştirilmesi,• Eğitim desteği,• Fiziksel gelişim ve özen,• Futbol ve farklı spor branşlarının entegrasyonu,• Bireysel antrenmanlar,• Duygusal ve psikolojik destek,• Oyuncuların bireysel sosyal gelişimi (medya eğitimi vb.),• Aidiyet ve sosyal sorumluluk bilincinin geliştirilmesi…
4. FİZİKSEL ÖZEN
• Tıbbi özen,• Sahaya dönüş çalışmalarının kalitesi,• Rehabilitasyon bakımı,• Beslenme…
5. YETENEK SEÇİMİ
• Planlama,• Yetenek havuzlarının uygunluğu,• Oyuncu izleme yazılımı kullanımı,• Oyuncu izleme ofisinin iyileştirilmesi,• İlişkilerin ve bağlantıların güçlendirilmesi,• Futbol okullarının kalitesinin arttırılması…
6. STRATEJİK ÖNEM
• Kulüp yapısı içerisinde Akademi’nin önemi,• Akademi direktörünün kulüp içerisindeki rolünün belirlenmesi (Kulübün futbol stratejisi içerisinde etkin bir rolü mü olacak, yoksa sadece uygulayıcı mı olacak!),• Akademinin finansal sorumluluğunun belirlenmesi…
7. ÜRETKENLİK
• Akademinin ürettiği profesyonel oyuncu sayısı,• Liglere göre oyuncuların dağılımı (uluslararası ve ulusal ligler),• Oyuncuların ortalama kulüpte kalma süreleri,• Maçların %50’sinden fazlasında oynama şansı bulan oyuncuların yüzdesi,• Akademiden profesyonel takıma geçişler;➢ A takım ve Akademi arası geçişlerinde kullanılan yöntemin belirlenmesi,➢ Partner kulüpler, piramit yapısı…,➢ B takımı…
➢ A takım ve Akademi arası geçişlerinde kullanılan yöntemin belirlenmesi,➢ Partner kulüpler, piramit yapısı…,➢ B takımı…
8. MÜSABAKALAR
• Ülkedeki yerel rakiplerin kalitesi,
• Ulusal ve uluslararası turnuvalara katılabilmek…
9. İNSAN KAYNAKLARI
• Antrenör kalitesi,
• Eğitici kalitesi,• Oyuncu başına düşen antrenör oranı,• İdari kadronun kalitesi,• İzleyici antrenörlerin kalitesi,• Antrenörlere ve tüm çalışanlara hizmet içi eğitim verilmesi…
10. AKADEMİ’NİN İLETİŞİM BECERİLERİ
• Tüm çalışanların birbirleriyle olan iletişim ve ilişkilerinin güçlendirilmesi,
• Tüm çalışanların aidiyet ve sosyal sorumluluk bilincinin arttırılması,• Akademi çalışanlarının amatör dünyadaki etkinliği…
11. PROFESYONEL İLİŞKİLER
• Akademinin ulusal ve uluslararası arenada bulunması ve doğru temsil edilmesi,
• Akademi’de bilimsel üretkenlik,• Diğer kulüp ve yapılarla ilişki geliştirmek,• Akademi çalışanlarının konferans ve eğitimlere katılımı,• Bilgi paylaşımı için farklı kulüplerin ziyaret edilmesi,• Futbol Federasyonu ile güçlü iş birliği…
12. GELECEK YATIRIMI
• A takımı, Akademi takımları gibi oynuyor mu?
• Akademi tarihi ve oyuncuların gelişimi takip edilip, saklanıyor mu?• Kulüp yönetimi Akademi ile ilgili vaatlerini yerine getiriyor mu?
Ama ne liste! Siz okurken yoruldunuz, biz yazarken…
Uzatmayayım, söylemek istediğim; Akademi organizasyonu her biri ayrı ayrı uzmanlık gerektiren birçok bileşenden oluşuyor. Az önce okuduğunuz o uzun listede yer alan başlık ve maddelerin birçoğu ülkenin futbol kültürüne, federasyon ve kulüplerin bakış açısına göre şekilleniyor. Türkiye’deki genç oyuncu gelişimini eleştirirken, bir de bu perspektiften bakarsak, “altyapı önemli” klişesine belki biraz derinlik kazandırabiliriz.
Yeni Başlayanlar İçin Futbol Altyapı
Emrah Bayraktar
Futbolcuların favori klişe cümlesi ‘önümüzdeki maçlara bakacağız’ ise Teknik Direktörlerin klişe cümlesi de ‘puan ya da puanlar almak istiyoruzdur’. Yöneticilerin olmazsa olmaz klişe cümlesi ise yıllardır değişmedi ‘’Altyapı çok önemli ‘’. Bu yazımızda farklı metot izleyip altyapıyı klişeler üzerinden anlatmaya çalışacağız. İşte o klişeler ve bu alandaki başarı için yerine konması gereken önermeler.
**********
Ülkede kime sorsanız futbolu çok iyi bilir, "Bu iş bu hocayla olmaz, o oyuncuyu yanlış değiştirdi bir kere" gibi cümlelerle de bilgisini konuşturmaktan geri kalmaz. Zaten kendisi de az 'top koşturmamıştır' gençliğinde... Bir kere bu konuda bir anlaşalım; futbolu çok sevmek veya sıkı takip etmek, sizi bu mesleğin profesyoneli yapmıyor. Bakmakla olsaydı kedi de ciğerci dükkanı açardı, değil mi? Bu yüzdendir ki, parası veya makamı sayesinde kulüplere yönetici olanların gelir gelmez profesyonellere işlerini öğretmeye kalktıkları bir spor dalıdır futbol. Herkesin, altyapıdan neden oyuncu yetişmediğini anlatabileceğini sandığı ve sıkı sıkıya sarıldığı bir iki klişe cümlesi var. Sanki bir düğme var, basıyorsunuz ve altyapı denen şey gerçekleşiveriyormuş gibi...
Günümüzde genç oyuncu gelişiminde bütün dünyada kabul görmüş ortak değerler bulunmaktadır. Bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bu yüzden artık oyuncu gelişiminde hangi yolların izlenmesi gerektiği büyük bir sır değil. Bu bilgiler hayata geçirildiğinde uygulamalardaki farklılıklar, insan kalitesi ve kulüplerin bakış açısı gibi detaylar başarıyı getiriyor.
Bir oyuncunun altyapıdan üstyapıya kadar geldiği süre içerisindeki iki önemli süreçten biri altyapı eğitim dönemi, diğeri profesyonel takıma geçiş süreci. Bu iki süreci en iyi şekilde değerlendiren kulüpler, A Takıma profesyonel oyuncu yetiştirme ve bu oyunculardan ekonomik bir değer yaratma konusunda başarılı olmaktadırlar.
Dünyada kulüplerin kendi kaynaklarını kullanarak oyuncu yetiştirmelerinin temelinde iki neden bulunmaktadır. Bunlardan biri ekonomik nedenler, diğeriyse kulüp değerlerini özümsemiş, futbol takımının yapı taşı olacak futbolcular yetiştirebilmek.
Türk futbolunda sistematik bir yapı içerisinde olmasa da altyapılardan oyuncu yetişiyor. Ancak altyapılardan profesyonel takımların kadrosuna daha sistemli ve düzenli oyuncu geçişi sağlayabilmek ve altyapıyı ekonomik anlamda kendine yeter bir noktaya getirebilmek için yıllardır devam eden yapının dışında, daha farklı bir yol haritasının izlenmesi gerekiyor.
Öncelikle şu bilgiyi bir kenara not edelim... Bir altyapının, akademi haline gelmesinin temel bazı koşulları bulunuyor. Futbol akademileri 4 ana unsur üzerine inşa edilir;
- oyuncular, yani 'potansiyeli yüksek futbolcu adayları’,
- eğitmenler, yani 'antrenör ve uzman kalitesi,
- fiziki altyapı yani 'tesis,
- sağlıklı eğitim ve antrenman ortamı" ve felsefe,
- 'oyuncu gelişimine bakış açısı ve yapısal, mali, teknik ve idari anlamda sunulan tüm farklılıklar...'
Bir konu hakkında bilgi sahibi olmayan ve her konuda görüş bildirme zorunluluğu hisseden insanların can simidi, basmakalıp ve klişe cümlelerdir. Bu yazımızda genç oyuncu gelişimi konusunu işte bu klişeler üzerinden anlatalım dedik. Yazıyı daha okunur kılmak, futbol sektörü dışından okurların da kolaylıkla anlayabilmesi adına soru-cevap şeklinde hazırladık. Amacımız sağlıklı bir futbol akademisinin nasıl olması gerektiğini tarif ederken Türkiye’deki genç oyuncu gelişimine rehber olabilmek...
Klişe: "Altyapıdan oyuncu çıkmıyor, çünkü bizim çocuklar A Takıma çıkınca şımarıyor."Cevap: Doğal, değil mi? Yokluklar içerisinde ‘ya oku ya futbol oyna’ sisteminde büyümüş. Ne okulda ne sosyal çevrede ne de ailesi tarafından istenilen seviyede eğitilmemiş çocukların birden karşılaştıkları para ve şöhreti hangi olgunlukla karşılamasını bekliyorsunuz!
Önerme: Dünyada oyuncu gelişiminde söz sahibi olan kulüpler artık iyi bir oyuncunun oluşumunda sadece saha eğitiminin yeterli olmadığının bilincindeler. Bu yüzden saha içinde ve dışında ciddi bir kariyeri yönetmek zorunda olan oyuncuların farklı eğitimlerden de geçmesi gerekiyor. Bu süreci de oyuncunun 'bütünsel gelişimi’ olarak adlandırıyoruz.
Klişe: "Bizim çocuklar Avrupa’daki çocuklardan daha yetenekli ama kuvvetsizler."
Cevap: Çok yeterli bir tespit değil ama kuvvetin oyuncunun top tekniğini olumsuz etkilediği de bir gerçek. Kuvvet; beslenme, çalışma ve genetik miras ile şekillenir. Türkiye’de altyapılarda futbol oynayan çocuklar ağırlıklı olarak dar gelirli ailelerden gelmektedir. Doğal olarak beslenme alışkanlıkları yetersiz ve eksiktir. Altyapılarda çocukların kuvvetini geliştirecek yeterli ortam bulunmamaktadır, kaldı ki düzenli ve dengeli beslenmeyen sporcularda kuvvet antrenmanı yıkıma sebep olmaktadır.
Önerme: Kuvvet nispeten kolay geliştirilebilen bir değerdir ama önemli olan futbola özgü kuvvetin geliştirilmesidir! Örneğin, çocukların doğal çim sahalarda antrenman yapmaması bile, halk arasında 'yere sağlam basmak' diye tabir edilen kuvvet, denge ve koordinasyonunun gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Klişe: "Bütün altyapı takımları A takımla aynı sistemi oynuyor. Bu yüzden başarılı…"
Cevap: Tüm altyapı takımlarının A takım ile aynı sistemde oynayabilmesi için bu konuda değişmez bir kulüp kültürünün olması gerekir. Düzenli aralıklarla Teknik Direktör değiştiren kulüp yapıları içerisinde bu anlayışı oturtmak mümkün değildir.
Önerme: Bir oyuncun altyapı eğitimi sırasında sürekli aynı diziliş ile eğitim alması veya sürekli aynı pozisyonda oynatılması da tartışma konusudur. Farklı sistemlere veya pozisyonlara adapte olabilmesini sağlayacak çeşitli eğitimlerden geçirilmesi de bir yöntemdir. Örneğin, bazı akademiler çocukların oynadığı pozisyonları zaman içerisinde değiştirerek empati kabiliyetlerini geliştirmeye çalışmaktadır. Farklı sistemleri sezon içerisinde çalışarak, müsabakalarda bu dizilişlere geçiş yapmayı da öğretmektedirler.
Klişe: "Oyuncu yetenekliyse büyük yaş kategorilerinde oynatmak gerekir."
Cevap: Genel olarak yanlış bir yargı. Oyuncunun yaşı, gelişimi, olgunluk seviyesi ve fiziksel durumu çok önemlidir. Özellikle ergenlik öncesi bir çocuğun büyük yaş gruplarında oynatılması ise tamamen yanlıştır.
Önerme: Erkek çocukların ergenliğe ortalama 16 yaşında girdiği göz önüne alındığında bir oyuncu yeterli psikolojik ve fiziksel olgunluk seviyesine gelmiş olması şartıyla üst yaş kategorilerinde oynatılabilir. Ancak Türkiye koşullarında erkek çocuklarının ruhsal olarak geç olgunlaştığını da göz ardı etmemek gerekir. Örneğin 16-17 yaşında, U21 yaş kategorisinde oynatılmaya başlatılan bir çocuğu düşünün. 4-5 yıl boyunca bu çocuk U21’de oynatılamayacağı için mutlaka geleceğinin iyi planlanması gerekir. 16 yaşında U21 oynayan çocuk, 18 yaşına geldiğinde beklentileri farklı olacaktır.
Klişe: "İyi futbolcu çıkar ve oynar kardeşim, bakınız Sergen. Emre, Arda 18’inde çıkıp oynamadı mı?"
Cevap: Ülkemizde altyapı ve üstyapı arasındaki makas bu denli açıkken bir oyuncunun altyapıdan erken yaşlarda profesyonel takıma gelerek orada anlamlı bir fark yaratması kolay değil. Bu sebeple böyle bir durumun ülkemizde gerçekleşme sıklığı çok düşük. Bu kadar nadir ve uzun aralıklarla gerçekleşen durumları biz ancak tesadüflerle açıklayabiliyoruz.
Önerme: Genç oyuncuların altyapıdan üstyapıya adaptasyonuyla ilgili izlenmesi gereken yollara ‘Türk Futbolu neden oyuncu yetiştiremiyor’ başlıklı yazımızda yer vermiştik. Kısaca özetlemek gerekirse; her bir oyuncunun olgunlaşması büyük bir emek gerektirir. Altyapıdan oyuncu üretebilmek ancak böyle bir kulüp kültürü mevcut ise mümkündür. Hiçbir çaba sarf etmeden sadece ‘altyapıdan oyuncu gelmiyor’ cümlesini kurmak sorumluluktan kaçmaktır.
Klişe: "Tecrübesiz, pozisyon almayı bilmiyor ve kuvvetsiz" gibi teknik direktörlerin altyapıdan A takıma yeni çıkan oyuncular hakkındaki kalıplaşmış değerlendirmeleri...
Cevap: Altyapı ve üstyapı arasındaki farkın bu denli açık olduğu kulüp koşullarında, gençlerin istenilen yeterlilikte A takıma gelememesi doğal bir durum.
Önerme: Kusursuz imkanlarla donatılan altyapılarda dahi oyuncular A takıma bazı eksiklerle çıkıyor. En temelde altyapıyla A takımı yarışma koşulları bir değil. Bu yüzden altyapıdan gelen oyuncuların üstyapıda gerekli oryantasyon süresini geçirmesine mutlaka izin verilmeli ve bu süreçte oynar bir oyuncu haline getirilmesi için çalışılmalıdır.
Klişe: "Altyapıdan nasıl oyuncu çıksın? Altyapılarda torpil dönüyor!"
Cevap: Yok! Tüm olup biten sadece bu argümanla açıklanamaz. Türkiye’de her alanda olduğu kadar bazı altyapılarda da adam kayırmacılık olduğu muhakkak. Ama bu derece önemli bir sorunu tespit etmek için bu tezin ardına sığınamayız.
Önerme: Bu konu suistimale çok açık bir konu. Çocuğum futbolcu olsun diye patolojik bir saplantı içerisinde olan ailelerle, ihtiyaçtan karanlık tarafa geçen antrenörler arasında gidip gelen sevimsiz bir konudur.
(Devam edecek…)