20191125

Çin'in Türkiye'deki iki kültür varlığı iade edildi

AA |  25 Kasım 2019 Pazartesi - 22:12 | Son Güncelleme : 25 11 2019 - 22:12
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bir İngiliz vatandaşı tarafından gönüllü olarak Fethiye Müzesi'ne verilen Çin Halk Cumhuriyeti'ne ait iki kültür varlığını törenle teslim etti.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Çin'in Ankara Büyükelçisi  Deng Li'nin katılımlarıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde eserlerin iadesi  dolayısıyla tören düzenlendi.

Ersoy, burada yaptığı konuşmada, kültür varlıklarının, geçmişi  aydınlatan, taşıdıkları sanatsal değerin yanı sıra bilim hayatına da katkıları  olan büyük eserler olduğunu söyledi.

Kültür varlıklarının, bilimsel ve sanatsal açıdan tüm insanlığın ortak  değerleri olarak düşünülmesi gerektiğini belirten Ersoy, bu eserlerin  mülkiyetinin devletlere ait olduğunu ve eserlerin mülkiyet hakkına karşı  gelinmesinin hem hukuk hem de etik dışı bulduğunu ifade etti.

Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti'nin birçok alanda işbirliği yaptığına  işaret eden Ersoy, kültür varlıklarının korunması ve kaçakçılığının önlenmesinin  de bu alanlardan biri olduğuna dikkati çekti.

Ersoy, 
"Her iki ülke de kültür varlıklarının kanunsuz ithalinin,  ihracının ve mülkiyet transferinin önlenmesiyle ilgili alınacak tedbirlere  ilişkin 1970'de UNESCO sözleşmesine taraftır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ile Çin  Halk Cumhuriyeti arasında 2009'da kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi için  ikili anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmanın 10'uncu yılına denk gelen ve bugün hep  birlikte olmamıza vesile olan konu ise hepimiz için mutluluk kaynağıdır."  
ifadesini kullandı.

Yabancı uyruklu bir kişinin iki kültür varlığını Fethiye Müzesi'ne  getirerek bunların vefat etmeden önce Fethiye'de yaşayan annesinin evinde  olduğunu ve annesinin diğer eşyalar ile kendi ülkesine götürülmesini istediğini  aktardı. Ersoy, şöyle devam etti:
"Yapılan incelemede söz konusu eserlerin Çin kültürüne ait olduğuna  ilişkin oluşan kanaatimiz sonucunda, kültür varlığı talanından çok muzdarip olmuş  bir ülke olmanın sorumluluğu ile Dışişleri Bakanlığımız kanalıyla Çin Halk  Cumhuriyeti yetkililerine, eserlerin fotoğrafları iletilerek, bunların yasal  olarak edinilmesinin mümkün olup olmadığı sorulmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti  yetkilileri eserlerden biri olan freskin, milattan sonra 618-907 yılları arasında  varlık göstermiş olan Tang Hanedanlığı'na, heykelciğin ise milattan sonra 557-618  yılları arasında hüküm sürmüş olan Sui Hanedanlığı'na ait olduğu bilgisini  bilimsel raporlarla ülkemize sunmuşlardır. Bunun üzerine, Bakanlığımızca eseri  elinde bulunduran kişi ile irtibata geçilerek, konunun ulusal ve uluslararası  boyutu açıklanmış ve bu eserlerin Çin Halk Cumhuriyeti’ne teslim edilmesi için  Bakanlığımıza emanet edilmesi önerilmiştir."
Bakan Ersoy, eserleri iade eden kişinin isminin gizli kalmasını  istediğini, sürecin başından sonuna dek hep iyi niyetle hareket ettiğini ve  hiçbir ülkenin kültür varlığının yağmalanmasına vesile olmak istemediğini ve  gönüllülük esasına dayanarak eserleri Çin Halk Cumhuriyeti'ne devretmeyi kabul  ettiğini belirtti.

Türkiye'de arkeolojik eserlerin satışının, yeri bilinip de haber  verilmemesinin ve izinsiz bulundurulmasının kanunen yasak olduğunun altını çizen  Ersoy, olayların ciddi cezalar ile yaptırıma bağlandığını kaydetti.

"Her eser kendi vatanında anlamlıdır"

Arkeolojik eserlerin satışlarının yasak olmadığı ülkelerde kültür  varlığı satın alınmak isteniyorsa özellikle arkeolojik eserler açısından çok  titiz davranılması gerektiğine işaret eden Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir eserin, köken ülkesinden yasal olarak çıktığından emin değilsek,  bu eserleri satın alarak, arkeolojik alanların talan edilmesine cesaret  vereceğini ve uluslararası terörizmin finansmanına katkı sağlayacağını aklımızda  tutmamız gerekiyor. Çin Halk Cumhuriyeti'nin yasaları da bu konuda ülkemiz  yasaları gibi oldukça açık, kültür varlıklarının ülke dışına çıkarılmasına  müsaade etmeyecek şekilde düzenlenmiştir. Türkiye'de olduğu gibi kültür  varlıklarının devlet malı olduğu Çin Halk Cumhuriyeti'ne, kanunsuz şekilde  yerlerinden edilmiş bu eserlerin iadesini gerçekleştirmekten büyük mutluluk  duyuyorum. Her eser kendi vatanında, ait olduğu yerde güzel, orada anlamlıdır. Bu  bizim kültürel varlıkların özüne olan saygımız, yaklaşım felsefemizdir."
Bakan Ersoy, Büyükelçi Deng Li'ye, Dışişleri Bakanlığına, Fethiye  Müzesi Müdürlüğüne ve iade yönünde verdiği etik karardan dolayı eseri elinde  bulunduran İngiliz aileye teşekkürlerini sundu.

Bakan Ersoy, Türkiye'den yurt dışına çok sayıda eserin götürüldüğünü,  tespit ettikleri andan itibaren çok sıkı takibe aldıklarını hem diplomatik hem de  hukuki süreçleri maliyeti ne olursa olsun sürdürdüklerini anlattı.

Ersoy, "2020 yılında Bakanlığımızın Kaçakçılıkla Mücadele Bölümünü  daire başkanlığı haline getiriyoruz. Uzman sayısını en az iki katı kadar  artıracağız. Türkiye'den izinsiz yurt dışına götürülen eserlerin takibini daha  sıkı yapacağız." dedi.

Türkiye'ye teşekkür

Büyükelçi Deng Li ise Çin ve Türkiye'nin kültür varlıklarının  korunması konusunda uzun yıllardan beri iş birliği yürüttüğünü aktardı.

Çin'e teslim edilen kültür varlıklarının Türkiye ile Çin arasındaki  başarılı iş birliğinin işareti olduğuna dikkati çeken Büyükelçi Li, "Türkiye'ye  eserlerimizin ülkemize iadesi konusundaki özverili çalışmaları için teşekkür  ederim." diye konuştu.

Konuşmaların ardından Bakan Ersoy ve Büyükelçi Li eserlerin iade  protokolünü imzaladı.

Fethiye Müzesi Müdürlüğünden bir süre önce Anadolu Medeniyetleri  Müzesine nakledilen eserler de burada müze uzmanları tarafından özel kutuya  konularak Çin Halk Cumhuriyeti'ne gönderildi.

Alıntı/Kaynak: http://www.gazetevatan.com/cin-in-turkiye-deki-iki-kultur-varligi-iade-edildi-1287053-gundem/