Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz'ın yürek burkan hikayesi...
Şanlıurfa’dan memleketi Gümüşhane’ye dönerken Tunceli-Pülümür karayolunda 16 Haziran tarihinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından yolu kesilip aracı yakılan öğretmen Necmettin Yılmaz’ın (23) doğduğu topraklarda hüzün hakim.
Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyünde doğup büyüyen, ilkokulu da burada okuyan öğretmen Yılmaz, geçtiğimiz Ekim ayında atandığı Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çifçibaşı köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Okulların kapanmasının ardından ata toprağına kavuşmak için aracıyla yola çıkan Yılmaz’ın önü Tunceli-Pülümür karayolunda kesilmiş, aracı yakılmış ve o günden beri kayıptı. Geçtiğimiz günlerde Pülümür deresinde bulunan erkek cesedinin ardından aile bireylerinden alınan kan örnekleriyle DNA uyuşması yaşanınca umutlar tükenmiş ve öğretmen Yılmaz’ın şehit edildiği anlaşılmıştı.
'Vatan görevi nedeye gitsek yapacağız'
Ortaokul ve liseyi Gümüşhane’de okuduktan sonra Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olan ve bir yıl sonra görevine atanan Yılmaz, buraya giderken çevresindekilerin tüm ısrarlarına rağmen “Vatan görevi, nereye gitsek yapacağız” diyerek Siverek’e gitti.
İnşaatlarda çalışarak çocuklarını büyüttü
Dört çocuğuna inşaatlarda çalışarak bakan ve onları okutan baba Hamit Yılmaz, il merkezine 46, Torul ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Demirkapı köyü Merkez Mahallesindeki evinde taziyeleri kabul ediyor. Etrafı Türk bayraklarıyla donatılan evin önünde 112 Acil Servis görevlileri hazır bekletilirken, köyden ağıt sesleri yükseliyor.
15 Ekim'de göreve başlamıştı
Oğlu sınıf öğretmen Necmettin Yılmaz’ın mezun olduktan bir yıl sonra 15 Ekim’de Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Çiftçibaşı köyüne atandığını kaydeden baba Yılmaz, “Allah’a teslim ettik, o da bize böyle nasip etti. Rabbim böyle diledi. Yapacak bir şey yok. İlk görev yeriydi” dedi.
'Sık sık şehit olacağım derdi'
Öğretmen Yılmaz’ın sık sık “şehit olacağım” ifadelerini kullandığını ifade eden Yılmaz, “İnançlı birisiydi. Şehit olacağını en az 3 kez bana söyledi. Baba ben şehit olacağım derdi devamlı. Ben öyle bir çocuk yetiştirdiğim için çok gururluyum, Allah’a hamd ediyorum. Vatanımıza bağışladım, vatanım sağolsun, devletimiz var olsun. Benim de bayrağımızda bir damla kanım oldu. Allah böyle diledi, böyle de oldu” diye konuştu.
'Çocuğumu görür görmez tanıdım'
Geçtiğimiz günlerce Pülümür çayında bulunan erkek cesedini teşhis için gittiğinde çocuğunu görür görmez tanıdığını anlatan baba Yılmaz, “Otopsi sürecinde çocuğumu görür görmez tanıdım. Dişinde de beyazlık vardı. Onu da gördük. Ben kendimden emindim. Savcı bey DNA sonuçlarını beklememiz istedi. Bizde döndük geldik. Bizler ümitliydik, belirli girişimlerde bulunduk. 27 gündür İstanbul, Ankara, Tunceli hatta Erzincan’dan girişimlerde bulunduk” ifadelerini kullandı.
'Bu yaz nişan yapacaktık'
Öğretmen Yılmaz’ın Adıyaman’da sevdiği ve görüştüğü bir kız arkadaşı olduğunu, bu yaz tatilinde gidip nişan yapacaklarını ifade eden Yılmaz, “Nasip değilmiş” diyerek şunları söyledi: “Ben çocuğumu inançlı bir çocuk olarak yetiştirdim. Rabbime şükrolsun ki o inancını sağlam bir şekilde teslim etti. Duası da kabul edildi.”
Olaydan bir kaç saat önce telefonda görüştük
Öğretmen Yılmaz’ın annesini 27 gündür oyaladığını sürekli “gelecek” diye teselli ettiğini kaydeden Yılmaz, Necmettin öğretmenin olaydan birkaç saat önce kendisi, ağabeyi ve yengesiyle konuştuğunu da sözlerine ekledi.
Alıntı/ Kaynak: http://www.gazetevatan.com/sehit-ogretmen-necmettin-yilmaz-in-yurek-burkan-hikayesi--1085020-gundem/