20180929

✍️ Dil ve Kültür üzerine : 'I am Türk'🇹🇷 - Emine Azboz



I AM TÜRK

Yabancı dilim İngilizce ama pek bilmem. Orta okulda gördüm sayılmaz; tek kelime Türkçe bilmeyen "Barış Gönüllüleri" bir yıl dersime girdi, öğretmen okulunda da yabancı dil yoktu.
Hem çalışp hem okula koşulları yakalayınca , sınavda başarılı olmak için o zamanlar yabancı dil sorularını da yapmak gerekiyordu. O ana dek "Haw are you ile ne var you'dan başka bir öğrenmemiştim. Amacıma ulaşmak için bir devlet kurumunda bir yıl İngilizce dersi aldım, elime "İyi derecede İnglizce bilir"diye bir de sertifika tutuşturdular. Küçük küçük çeviriler yapmaya, küçük kitapları okumaya başladım, koyunun olmadığı yerde Abdürrahman Çelebiliğe soyunmak zorunda kalınca da bir yıl İngilizce dersine girdim. Sonra hepsi unutuluyor, yabancı dil nankördür çünkü. 

Bir yurt dışına gidişimde kırık dökük İngilizcemle yabancı bir hanımla sohbet etmeye başladık. Bazen işaret dili, bazen de tarzanca. "Nerelisin?" sorusu üzerine şeytan dürttü beni gülerek "Tahmin edin bakalım, ben nereli olabilirim?" deyince Avrupa'daki hemen hemen tüm ülkeleri saydı "Ben no... no..." dedikçe, listeyi uzattı. Saymadığı tek Türk'iye kalmıştı. Sonunda "Türk müsünüz?" deyince de "I am Türk" dememle şaşırdı. Bu kez de ben şaşırdım onun haline. Niçin şaşırdığını, sorunca "Türkiye'de senin gibiler var mı?" sorusuna "Çok. Biz Mustafa Kemal Atatürk sayesinde bir çok devrimler yaptık. Geliştik. Sizden bir farkımız yok. Yalnız bir farkla sizin 300-400 yılda yaptığınız işi, biz 15 yılda başardık. Sizden önce de seçme ve seçilme hakkı kazandık."deyince "Peçe takan var mı? Çarşaflı?" o zamanlar bunlar hayal bile edilemezdi. "Yok, biz de sizler gibi giyinir, gezeriz. Ama siz bu sorular bana sorduğunuza göre "Siz ortaçağda kalmışsınız" dedim.
Aynı olay Datça'ya yerleşmiş bir yabancı hanım, Çin'e dek gezip gördüğü uzun seyahatinin film yapmış, izlerken yaşadım. " İstanbul'u hâlâ "Kostantinapolis" diye yazdığı gibi sürekli de böyle söylüyordu. Sonunda dayanamayıp "Ortaçağda kaldı Konstantinapolisti. Orası İstanbul. Yazık sizin kafa saatiniz o çağda durmuş."diye tepki göstermek zorunda kaldım. Bunları bir bakış açısını anlatmak için yazıyorum.
Bunlar bana Andre Morova'nın "Batılı düşünce kendisi gibi birini görünce bilinçaltı kabullenmez, bunu reddeder" Karşımdaki hanım da çağdaş bir Türkiye, ve Türk insanını kabullenemiyordu ki...Bunlar dışardakiler.

Yeryüzünde üç büyük semavi din vardır; hepsinin de özü "Ahde vefa"ya dayanır. Son zamanlarda sosyal medyada "eskiden solcu olan biri, 'Ben Türk değil Arap'ım" diyor; ama orada yaşamak istemiyor nedense. Bu kişinin ya o zamanki düşüncesi sahteydi, ya da şimdiki hali. Bir hanım da " Arap'ım Türklerden nefret ediyorum" diyor, ama yine Türklerle yaşamaya devam ediyor. Bir hoca efendi de "Kur'an'da 23 kez 'Tayyip' geçiyor, bizler 2023'e dek ona oy vermeliyiz" diye buyuruyor, İki kez kur'anı hatim indim, bunu ne okudum, ne de duydum. Bir okul müdürü de iyice saçmalıyor. Bir yerlere liyakatle değil de sadakatle gelenler böyle saçmalar işte. Yeryüzünde her ulusun içinde farklı etnik kökene sahip insanlar vardır, hepsi o milleti oluşturur ve milletin vatandaşıdır. Bizde de öyle. Bunu Atatürk, ulus devleti kurarken, bir millet yaratma aşamasında "Ne mutlu Türk olana!" demiyor, "Ne mutlu Türk'üm diyene!" diyerek ümmetten bir ulus yaratıyor, kuldan vatandaş. 

Bir memlekette, ülkeyi ayakta tutan meslekler vardır: "Öğretmen, doktor, imam, ordu-polis ve Hakim" Bunlardan biri iyi yetiştirilmezse ülkede işler aksar, dirlik düzenlik ile birlikte dengeler de bozulur. Ekonomik dengeler bozulunca da ahlâk çöker; her türlü ahlaksızlık artar:Yolsuzluk, hırsızlık, sahtekarlık, yalancılık, namussuzluk... alır başını gider. Bu meslek erbabını iyi yetiştirilmeli, bunlara siyaset bulaşmamalı. Son zamanlarda birçok gariplikler yaşayıp görüyoruz, sosyal medyada okuyoruz. Kimi kez öfkeleniyor, kimi kez üzülüyor, kimi kez de çirkin karşılıklar veriyoruz el gibi. 

Oysa hangi etnik kökene sahip olursak olalım, bizler Anadolu'nun çocuklarıyız, o büyük vatan, bizleri hoşgörüye beledi, hepimizi sevgiyle besledi, etnik kökenlerimizi bir potada eriterek Türk milleti adıyla dirlik düzenliğimizi birliğimizi uluslaşmamızı sağladı. Bizim ayrımız gayrımız yok. Biz, birbirimize benzeriz, hepimiz Türk milletiyiz, ayrıca biz Anadolu'yuz.. 

Yazdıklarımı hepiniz bilirsiniz. Benim derdim, bu güzel yurtta dirlik birlik içinde rahat ve mutlu yaşamak varken, niye birbirimizi incitiyoruz? Biz düşman kardeş miyiz ki?

Emine Azboz
Öğretmen Yazar