20190331

Marmaris’e bir Fransız mayın gemisi...



Yıl 1915. Marmarisli bir çoban keçilerini otlatırken, denizde boncuk gibi dizili karartılar görür.. Muhtara haber verir, oradan Kaymakama, oradan komutana giden haber İstanbul’a ulaşır. Bu karartılar bir Fransız gemisinin, limanda gördüğü Alman denizaltısına karşı döşediği mayınlardır. İstanbul’dan mayınları toplamak üzere bir deniz subayı ve üç asker gelir. . Mayınlar uzmanlar ve Marmarisli sünger avcılarınca sahile çıkarılır. Uçaklar görmesin diye üzerleri ağaç dalları ile örtülür. Mayınları taşımak için “lök” denilen develer bulunur. Ancak mayınlar develere nasıl yüklenecektir ?

Görgü tanığı İsmail Hakkı Kutay anlatıyor ;
“Çözümü Marmaris'li denizciler buldu. Mayının tepesine halattan bir simit yaptılar. Bir de altına aynından yaptılar. Aşağıdaki simitle yukarıdakini birbirine bağladılar. Develere yüklediler. “
Mayın kervanı uzun bir yolculukla Gökova’ya gelir. Arabalara yüklenir, Aydın’a götürülür, oradan trene yüklenir ve İstanbulun yolunu tutar. Doğru Haydarpaşa. Haydarpaşa’dan mayın gemisine yüklenir rota Çanakkale’dir.. O mayınların öyküsü orada bitmez.

"Ne Batı cephesindeki Alman topu, zehirli gazı, ne de onların dahiyane planları bize o kadar tesir etmedi. Nispetine göre en etkili şey neydi bilir misiniz : Türklerin Çanakkale Boğazı'na attıkları ve demir bir tel üzerinde sallanan 20 adet mayın.. Bu, bize yüz binlere mal oldu.." (Churchill)

Winston Churchill ‘in şikayet ettiği bu mayınları döşeyen gemi bilindiği gibi Nusret veya diğer adı ile Nusrat gemisidir. 17 Mart günü Nusrat ,müttefik savaş gemileri boğaza girmek için beklerken, mayınlarını serin sulara çoktan bırakmıştır. Bırakmıştır bırakmasına ama ;
Akşama doğru bir uçak geçer boğazın üstünden. Bu uçak “Ertuğrul” isimli bir Türk keşif uçağıdır. Uçakta iki kişi vardır. Pilot Yüzbaşı Cemal Bey ve yanında yer alan makinist-montör Mehmet Bey . Çok önemli bir tespit yaparlar. Boğaza döşenen mayınlar yoktur.. Boğaz temizdir. Müttefik mayın tarama gemileri boğaza dökülen mayınları temizlemiştir !

Hemen harekete geçilir ve Nusrat gece yarısı ikinci defa boğaza sessizce süzülür ve yirmi altı kadar mayını sulara bırakır. İşte boğaza giren İngiliz ve Fransız zırhlılarını birer alev topuna dönüştürüp Çanakkale Boğazının derinliklerine gönderen mayınlar Marmaris’ten gelen o mayınlar dır ve Ordu’nun elindeki son mayınlardır. Bunca eziyet ve emek yerini bulmuş, Marmaris’e bir Fransız gemisinden dökülen o mayınlar dönüp dolaşıp Çanakkale boğazına giren kendi zırhlılarını onlara mezar etmiştir..


Bu keşifi yapan uçak Kaz dağlarında düşüp hurdaya dönen ama Pilot Cemal ve yardımcısı Mehmet Bey tarafından büyük bir gayretle onarılıp hurdadan uçar hale getirilen ve onların koyduğu isimle “Ertuğrul “ adını alan iki kişilik bir pırpırdır.. Onlar, mayınların temizlendiğini görmeselerdi savaşın kaderi çok farklı olacaktı. Pilot Cemal Bey ve Rasıt (gözlemci) Mehmet Bey’e rahmet ve minnet dualarımız ulaşsın.. Rasıt Mehmet Bey diğer adı ile Vahran Bey. .Evet Rasıt Mehmet Bey’in asıl adı Vahran’dır ve Ermeni bir Osmanlı vatandaşıdır.. Ruhları şad olsun.. (Öyküler Sunay Akın’ın Geyikli Park Kitabından.)

Çanakkale savaşı milyonlarca öykü barındırır. Bir kahramanlık savaşıdır. Askerlerce ve askerce yapılan bir savaştır. Askerlik mesleğinin bütün özelliklerini taşır. Cesaret ve asalet ve onur. Yaraladığı askere su veren , yaralı düşman askerini sırtında cephe gerisine taşıyan , siperler arasında zaman zaman samimiyet ve sonra kıyasıya savaş. Onlar gerçek askerlerdir. .
Çanakkale Savaşı sonuç itibarı ile Osmanlıyı kurtaramadı. Ama emperyalizmin esas yenilgisi orada başladı. Bize Mustafa Kemal Paşa'yı ,o büyük kahramanı hediye etti..Tüm dünya o’nun bir askeri deha olduğunu orada farketti. Mustafa Kemal'siz Çanakkale savaşını anlatamazsınız.

Çanakkale bizim “Son Samurai” savaşımızdır… 


(İlhan Ertürk)

📷 Türkiye'nin ilk kadın muhtarı Gül Esin

Türkiye'nin ilk kadın muhtarı Gül Esin'in, renklendirilmiş bir fotoğrafı. Aydın'ın Karpuzlu köyünden muhtar olan Gül Esin'in muhtarlığı, Halkevi Gazetesi'nde "Büyük inkılabın ilk kadın muhtarı, vazifen kutlu ve mutlu olsun" manşetiyle haber olmuştu. Renklendirme: @Tongarts

20190329

🎞 ⚽️ 🇹🇷 Milli Maçta "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"🇹🇷🧿

Türkiye 4 - 0 Moldova 25 Mart 2019 Eskişehir Yeni ATATÜRK Stadyumu


🎞 ⚽️ 🇹🇷 Tribündeki Taraftarlar Hep Birlikte Çanakkale Türküsü Söyledi

🎞 Aşık Veysel Şatıroğlu

📷 İzmir, Kordon boyu... 1930’lu yıllar.

🎞 Eğitim gönüllüsü Memduh dede

🎞 Martı, kedilerin ekmeğine ortak oldu

Denizi olmayan kentin martısı, kedilerin ekmeğine ortak oldu. Ardahan'a yaklaşık 3 ay önce giden martı, kentteki bir kasap tarafından etle besleniyor. Kedilerin yanı sıra kendisine düşen et ve ciğeri yedikten sonra bölgeden uzaklaşıyor.

📷 Atatürk'ün Bursalı gençlere Hitabı

~ 26 Mart,1937 ~
Atatürk'ün, Bursalı gençlerin Ankara Halkevi'nde tertipledikleri geceyi şereflendirmesi ve gençlere hitabı: 
"...Gençler, benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum. Buna cidden sevinmekteyim. Fakat, beraber yaşadığımız müddetçe benim hedefime yürümenizi hepinizden istemek, yasal bir hakkım olarak tanınmalıdır."

Alıntı/Kaynak: 
Atatürk Society of America

📷 1940’ların zarafeti...

Alıntı: Sosyal Medya

Büyük önder....

Alıntı: Sosyal Medya

Havalimanlarındaki pistlerin güvenliği yerli radara emanet



Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, havalimanlarında pist güvenliğini, yerli ve milli olarak geliştirilen FOD radarı ve gelişmiş kamera sistemleriyle sağlayacaklarını, ilk olarak Antalya Havalimanı'nda kullanılacak radarla pist üzerindeki en küçük nesnelerin anında tespit edileceğini bildirdi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, havalimanlarında uçuş emniyet seviyesini üst düzeye taşımak amacıyla 2014'te FOD radarı geliştirilmesi için Ar-Ge çalışmalarının başlatıldığını söyledi.

Bu çerçevede milimetre dalga radarının optik sistemle desteklenmesiyle milli FOD tespit sisteminin geliştirildiğini dile getiren Turhan, 2018 yılı itibarıyla sistemin üretim çalışmalarının tamamlandığını ve Antalya Havalimanı'na kurulduğunu ifade etti.

İlk olarak Antalya Havalimanı'nda kullanılacak

Yerli ve milli olarak geliştirilen radar sisteminin, havalimanlarında uçuş pisti üzerindeki yabancı madde kalıntılarını tespit ederek operatöre uyarı yolladığını anlatan Turhan, "Havalimanlarında pist güvenliğini yerli ve milli olarak geliştirilen FOD radarı ve gelişmiş kamera sistemleriyle sağlayacağız. İlk olarak Antalya Havalimanı'nda kullanılacak radarla pist üzerindeki en küçük nesneleri anında tespit edeceğiz" diye konuştu.

Turhan, milimetre dalga radar sisteminin, kalıntıların ve yabancı cisimlerin pist üzerindeki konumunun ve kamera görüntüsünün gerçek zamanlı gösterimini yaptığını dile getirerek, "Sistem bünyesinde pist başına tipik olarak 4 milimetre Dalga Radar ile 4 gece/gündüz görüşlü optik sistem bulunmakta. 7/24 sürekli otomatik gözetleme yapan ve tek merkezden kumanda, izleme olanağı sağlayan sistem, istatistiksel bilgileri kaydetmekte ve gerekli raporları üretmekte" ifadesini kullandı.


DHMİ'nin, FOD Radarı'nın yanı sıra Milli Gözetim Radarı, Hava Trafik Kontrol Simülatörü, Kuş Radarı, Hava Aracı Takip Sistemi gibi TÜBİTAK iş birliğiyle geliştirdiği çok sayıda önemli yerli ve milli Ar-Ge projeleri bulunduğunu belirten Turhan, bu projelerin hem yurt içi hem de yurt dışına satışlarıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Bakan Turhan, yerli ve milli sistemlerin yaygınlaştırılmasının dışa bağımlılığın azaltılması açısından önemini vurguladı.
Kaynak: AA

🎞 Yusufeli Barajı yapımından gövde betonu döküm aşaması görüntüleri -Şubat 2019

🎞 Yusufeli Barajı -Türkiye'nin en yüksek barajı yapımının son aşamasının görüntüleri - Kasım 2018

📰 🎞 Yusufeli Barajı - Artvin🧿


Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Mevlüt Aydın, Artvin'deki Yusufeli Barajı'nın 275 metre yüksekliğiyle çift eğrilikli beton kemer kategorisinde Türkiye'nin en yüksek ve dünyanın 3. yüksek barajı olacağını söyledi.

Ülkenin vizyon projelerinden olan barajda inşa çalışmalarının yoğun şekilde devam ettiğini belirten Aydın, baraj ve hidroelektrik santral tesisinin kurulu gücünün 558 megavat ve yıllık enerji üretiminin ise 1 milyar 888 milyon kilovatsaat olacağını dile getirdi.

Aydın, santral binası ve enerji yapılarında betonlama çalışmalarının planladığı gibi sürdüğünü ifade ederek, "Ayrıca enerji santralinde elektromekanik parçalarının montajlarına da başlandı. Toplam 4 milyon metreküp gövde hacmine sahip barajda günde 7 bin, ayda 200 bin metreküp beton dökümü planlanıyor. Baraj yükseldikçe beton dökülen alanın büyümesinden istifade ederek günlük beton hızını artırmaya başladık. Günlük 6 bin metreküp beton döküm hızına ulaşılmış olup en kısa zamanda bu mertebe 7-8 bin metreküplere çıkarılacak" dedi.

 

'Eyfel Kulesi'nden sadece 25 metre kısa olacak'

Yapılan programlamaya göre gövde betonunun 2 yılda tamamlanmasının hedeflendiğini söyleyen Aydın, "Barajda 800 bin metreküp beton dökerek gövde betonunda yüzde 20 gerçekleşme sağlandı. Barajımız 79 metre yükselmiş durumda. Bu seviyeye 8 ay gibi kısa bir sürede ulaşıldı" diye konuştu.

Aydın, Yusufeli Barajı'nın tamamlandığında 275 metre gövde yüksekliğiyle Eyfel Kulesi'nden 25 metre kısa olacağına dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Barajın gövdesi 100 katlı bir gökdelen yüksekliğinde. Yusufeli Barajı'nın gövdesinde kullanılacak 4 milyon metreküp betonla Artvin'den Edirne'ye 13 metre platform genişliğinde beton yol yapılabilir. Bu beton miktarıyla her biri 120 metrekarelik 5 katlı 10 bin konut inşa edilebilir. Yusufeli Barajı milli bütçeye yıllık 600 milyon lira katkı sağlayacak. Proje ile yaklaşık 600 bin kişinin enerji ihtiyacı karşılanacak. Yusufeli Barajı, üreteceği enerjinin yanı sıra diğer barajlara da su kaynağı olacak. Çoruh Nehri'nin getireceği rüsubatı önemli ölçüde tutarak diğer barajların ömrünün uzamasına katkı sağlayacak ve nehirde oluşabilecek taşkın riskini de azaltacak."

Kaynak: AA


Yusufeli Barajı Projesi 2016 İnşa Öncesi


Büyük düşünür Atatürk’ün eşsiz liderlik vasıfları, tüm dünyaya ışık tutmaya devam ediyor!


"Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” 
- M.Kemal Atatürk
Türk Milletinin gururu, sönmez ışığı büyük düşünür Atatürk’ün eşsiz liderlik vasıfları, tüm dünyaya ışık tutmaya devam ediyor! 

Bu hafta, 26 Mart 2019'da piyasaya cıkan, Filozof ve bilim tarihçisi Robert P. Crease'in "The Workshop and the World: What Ten Thinkers Can Teach Us About Science and Authority (Atölye ve Dünya: On Düşünür, Bilim ve Otorite Hakkında Bize Ne Öğretebilir?" başlıklı kitabı, bu soruları, bilimsel altyapımızın kökenlerini (“atölye çalışması”) ve dünyanın en büyük düşünürlerinden on tanesinin dünyayı şekillendirmedeki rolünü tanımlayarak cevaplıyor. Yazar, halkını uyandıran bir lider ve düşünür olarak M.Kemal Atatürk’ün derin bir güvensizlik döneminde bilim topluluğu ile halk arasındaki ilişkiyi nasıl ele aldığının hikayesini anlatıyor.

New York’ta, uluslararası kabul görmüş bir araştırma kurumu olan Stony Brook Üniversitesinin Felsefe bölümü başkanı olan tarihci yazar Crease, kitabında konuya Francis Bacon, Galileo Galilei, and René Descartes örnekleriyle girerek, bilimin ilk olarak dini ve siyasi otoriteye nasıl meydan okuduğunu gösteriyor. Daha sonra, 17., 18. ve 19. yüzyıllarda bilimsel otoritenin sınırlarını araştırmak için Giambattista Vico, Mary Shelley ve Auguste Comte'e geçen yazar; Max Weber, Kemal Atatürk, ve Edmund Husserl'in bilim topluluğu -“atölye” ile dış dünya arasındaki ilişkiyi, derin güvensizlik ve kaos dönemlerinde nasıl gerçekleştirdiklerini ele alıyor.

Kitap Eleştirmenlerine göre, The Workshop and the World iki önemli konuyu anlamamıza yardımcı oluyor: "şu andaki bilim karşıtı söylemlerin kökeni, ve modern dünyanın dağılmaması için neler yapabileceğimiz."


ALINTI: SOSYAL MEDYA
Atatürk Society of America

20190328

Anadolu'da İskit ve Saka Türkleri ve Şamanizm


MÖ.9 ve 7. yy'larda yaşamış ve hatta Anadolu'ya da gelip yerleşen İskit ve Saka'ların da gelenek ve inanışları Şamandı. Şamanlık eski Türk halklarının geleneğidir, bugün Alevilikte hala yaşatılır. 
Prof.Dr.Zeki Velidi Togan (Şaman, sf.59)
 

Alıntı: Sosyal Medya:
Sakalar -İskitler (Gizlenen Eski Anadolu Halkı)
 @n_devra

📷 Üsküdar yamacından Kız Kulesi

Üsküdar yamacından Kız Kulesi (Tarih: ?), 
Yapı Kredi, Selahattin Giz Kolleksiyonu 

Amatör tiyatrocu Umut Tezerer: ''Tiyatro toplumun aynası değil, kendisi...''




''Tiyatro aslında yaşamın sanatsal bir yansıması ve yaşam boyu her insan istese de, istemese de kendine düşen rolü oynuyor. Kimileri elindeki replikten, kimileri ezberden kimileri de doğaçlama ile oynuyor bu rolünü. Kimileri sahnede kendini oynarken, kimileri de gerçek yaşam tiyatrosundaki başka bir kişiliğe bürünüyor. Bu arada, bazen rolleri karıştıranların ve unutanların sayısı da az değil...''
Alp Icoz ✍️

🤡 Karikatür: 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü

''O beyazlığın❄️ üzerine 🇹🇷bayrağımız çok yakıştı''🧿

 

20190326

🇦🇿Azerbaycan'ın işgal altındaki Krabağ topraklarında 🇹🇷 Türk anıtlarına saldırılar

📚 📖 "Dağın Kralı" King of tte Mountain" : 20. Yüzyıl'ın en büyük devlet adamı


Hayatında hiç Türkiye'ye gelmemiş, Amerikalı bir psikiyatri profesörü, Adı Arnold Ludwig, bir kitap yazıyor. Adı "Dağın Kralı" King of te Mountain" Dünyada ülke yönetmiş politikacılarla ilgili bu kitap, 20. Yüzyıl'da dünya liderleri ile ilgili bir seri araştırmayı kapsıyor...

Bu çalışması 18 yıl sürüyor. Dünyadaki tüm liderler arasında 2000 kişi değerlendiriliyor.Örneğin, en çok Roosvelt ve Mao 30'ar puan almışken, Nehru'ya 25, Churchill'e 22, Kennedy'ye 15 puan veriliyor. Sadece bir tek lider 31 puanla ilk sırayı alıyor.
Bu kapsamlı araştırma sonunda öne çıkan 377 devlet adamı belli ölçütlere göre tekrar değerlendiriliyor. Öne çıkan liderlerin hepsine aynı olmak üzere 200 kadar değişik kıstas uygulanıyor.


Bu kıstaslara göre 1'den 31'e kadar değişen puanlar verilip değerlendiriliyor. Uygulanan testin tam adı “Political Greatness Scale” olarak tanımlanıyor ve buna göre sıralama yapılıyor.


Bu lider “Visionary” (ileriyi gören, öngörülü, büyük görüş gücü olan) sıfatıyla, 20. Yüzyıl'ın en büyük devlet adamı unvanına layık görülüyor. Evet, işte o lider devlet adamı "Mustafa Kemal Atatürk'tür."


Mektubu bize yazan Prof. Vural Cengiz;“En ilginç olan husus, yazılı ve görüntülü Türk medyasının bu haberi hak ettiği gibi duyurmamış olması” diyor ve ekliyor: 

“Türk halkı, gurur duyduğu Ata'sı hakkındaki bu güzel haberden mahrum bırakıldı.
Bizlerin ilk görevi insanlarımızdan gizlenen bu gerçek bilgileri tüm millete iletmek. Saygıyla.”
 


Prof. Vural Cengiz, Atatürkçü Bilim Adamları Derneği

Hak yemeyen Anadolu insanı: vatan, emek, namus...

🎞 🇰🇿Kazak 🇹🇷Türklerinin (düğün) toyu🧿

🎞 🗣-Mustafa Kemal'i gördün mü?

20190325

Manisa'da binlerce yıllık fosil ayak izleri yok oluyor

 
Binlerce yıllık fosil ayak izleri yok oluyor

Manisa'nın Salihli İlçesi Sindel Mahallesi yakınlarında bulunan, 10-15 bin yıllık olduğu tahmin edilen insan ve hayvan ayak izi fosilleri, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Manisa’da doğa tutkunları Salihli İlçesi Sindel Mahallesi’nde bulunan, Kula Yanardağı'nın patladığı ve küllerini saçtığı zamanda oluştuğu düşünülen fosil ayak izlerini görmek için yürüyüş düzenledi. 82 doğa severin katıldığı etkinlikte yaklaşık 12 bin yıllık olduğu düşünülen fosil ayak izlerinin korumasız halini görenler hayal kırıklığı yaşadı. Bölgenin sit alanı ilan edilmesine ve 12 fosil ayak izinin turizm potansiyeli taşımasına rağmen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını dile getiren vatandaşlar, biran önce fosil ayak izlerinin koruma altına alınmasını istedi. Bölgede bulunan ve halkın ‘Kanlıtaş’ ismini verdiği, mağara devri insanları tarafından çizildiği tahmin edilen kaya resimlerini de inceleyen grup, yapılacak çalışmalarla bölgenin turist çekebileceğini söyledi.

FOSİL AYAK İZLERİ ÇIKARTILIP GÖTÜRÜLMÜŞ

Fosil ayak izlerinin durumuna çok üzüldüğünü dile getiren Spilos Dağcılık Kulübü Başkanı Mehmet Güllüpınar, ayak izlerinin 100 civarında olduğunu, ancak korunmadığı için zamanla 12’ye kadar düştüğünü ifade etti. Bazı kişiler tarafından fosil ayak izlerinin çıkartılarak götürüldüğünü anlatan Güllüpınar, ayak izi fosillerinin mahallenin muhtarı tarafından korunduğunu ve gelen kişilere gösterildiğini söyledi. Güllüpınar, “Yapılan araştırmalarda ayak izlerinin 12 bin yıllık olduğu ifade ediliyor. Volkan patlaması sonucunda oluşan kül tabakasına basan insanlara ait ayak izlerinin 42 numara olduğu ve insan ayak izinin yanında bir hayvana izlerin de bulunduğunu gördük. Bu kültür mirası tamamen korumasız, yok olmaya terk edilmiş durumda. İnsanlar bu ayak izlerini söküp götürse kimsenin ruhu duymaz. Bazıları çıkarılıp müzelere götürülmüş. Hatıra olsun diye insanlar tarafından alıp götürüldüğü, bazılarının da yurt dışına kaçırıldığını duyduk” diye konuştu.

     

Araştırma: Türkiye'de Sekülerizm yayılıyor...

'SEKÜLERİZM YAYILIYOR 
Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye de 11.5 milyon insan dine inanmadığını beyan etmiş. (Nüfusun % 98'inin müslüman olduğu baskın iddiasına karşın, fikrini cesaretle söyleyebilenlerin oranı yüzde 14'e yükselmiş. Bence bu oran çok daha yukarılardadır...)'
Alıntı: Sosyal Medya 
Sakalar -İskitler (Gizlenen Eski Anadolu Halkı) 
@n_devra

''Zaman bütün gerçekleri, en geri olanlara dahi anlatacaktır.." Mustafa Kemal Atatürk

"Kudretsiz beyinler, zayıf gözler gerçeği kolaylıkla göremezler. O gibiler, büyük Türk Milleti'nin yüksek seviyesine nazaran geri adamlardır. Fakat zaman bütün gerçekleri, en geri olanlara dahi anlatacaktır.." 
( 1925 ) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Galata Köprüsü'nde Çift Katlı Otobüs 1911




Galata Köprüsü'nde Çift Katlı Otobüs 1911

📷 🏠 'Türk Evi' - Cengiz Bektaş

  

'Türkçe daktilo'

'Türkçe bilmiyorum. Türkiye’ye hiç gitmedim. O halde neden Türkçe daktilo istediğimi öğrenmek istiyorsunuzdur. Söyleyeyim: Bence dünyada var olan daktilolar arasında en büyüleyici tuş düzenlerinden birine sahip!' 

📷 Kurtuluş Savaşı’nın 100. Yılına özel bir sergi

Kurtuluş Savaşı’nın 100. Yılına özel bir sergi
 
 
 

📷 Konya Tiyatrosu ve Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki yeri