20200229

🎞 Yıkılması gereken 500 hasarlı bina... 29’u ağır hasarlı. Ama hepsinde hâlâ hayat var.

🇹🇷 Şehit düşen askerleri anmak ve Türk ordusuna destek olmak

🎞🇹🇷''Bugün, yarın ve her gün hep birlikte, tek yüreğiz! ''

20200228

🇹🇷Türk Bayrağı🧿

✍️🎙🎶 'Yalan Dünya' - Neşet Ertaş

🎞 Binlerce düzensiz göçmen Avrupa'ya akın ediyor

İlham Veren Mühendislik ödülünü kazanan Türk kızı

'Çocuk Gelinler' ile ilgili bir yazı

Annem 13 yaşında evlendirilmiş.
Derdi ki: "Ahırda yeni doğmuş buzağıyla oynuyordum.
Alnında bir tutam saç vardı hiç unutmuyorum...
Kemik tarağını çalmıştım yengemin, buzağının saçlarını tarıyordum.
Abim geldi bir küfür etti sonra ensemden tuttu. Koca kadın oldun oyun mu oynuyorsun hala? Yürü seni verdik dedi.
Verilecek bir şey miydim ben?
Yengemden tarağını istesem vermezdi.
Ben neden bu kadar kolay verildim...?"
30 koyun,1 hamile at.. 11 Reşadiye karşılığı verilmiş.. Anneannemin tek kızı üstelik 8 erkekten sonra...
7 yaşına kadar emzirdiği kızı.
Eski Ford minibüse bindirdiklerinde aklında kalan tek şey arabanın önünde süsledikleri oyuncak bebekmiş.
Dönüp arkaya baktığında yerde baygın annesini görmüş.
11 kisilik bir ailenin en buyuk oğlu ile evlenmiş. Büyük derken lise 2 öğrencisi.
Kazanla yemek pişermiş.
Derki:"benle görümcem kazana girip denizcilik oynardık.
Bursa'da deniz var üzerinde gemiler var diye üzerine de hayal gücümden ekleyerek tuhaf hikayeler anlatırdım benden küçük görümcelerime".
Bir suç işlense evde sıra dayağından geçermiş.
Çocuklar bardak kırdı onuda döverlermiş..
Evdeki küçük bebeler ona anne dermiş...
Çok sevinirmiş.
Evcilik oynadığını düşünürmüş.
Karnı büyümüş...
Karnında bir şey varmış...
Demet ablam.
Sonra 6 aylıkken kucağında bir burun deliğinden kan gelen ardından "çok şükür uyudu" dediği ama hiç uyanmayacak olan maviş kızı Demet.
Yaş 14...
Artık farkında, bir evlat ve bir çocukluk kaybettiğinin.
Yaş 15...
Artık farkında tekrar hamile olduğunun ve bakımsızlıktan böbreklerini kaybetme raddesine geldiğinin.
Yaş 16...
Artık farkında cılız ve sürekli hasta bir kızının olduğunun...
Adı Özlem...
Çünkü kocası asker, çekiyor dibine kadar özlem...
Ve karnında ben...
Yaş 18...
Dizinde Ben...
Göğsünde Özlem...
Bu da kız...
Beceriksiz...
Hem beceriksiz hem hastalıklı...
Baba evine bırak gel denilerek biniyor trene babamla...
O günden sonra ne babam bırakıyor annemi nede Bursa onları...
İlk iş hastaneye gitmek...
Doktor kızıyor babama "öldürüyorsunuz sonra can ver diyorsunuz...
Ben ne yapayım bu çocuğa şimdi böbrekleri sırf iltihap?"
Babam çıkarıyor askerlik kağıdını...
4 gün önce terhisim...
Bilmiyordum diyor...
Sonra Umut doğuyor sonra yeni bir yasam başlıyor umudumuz olsun diye...
Maviş Umut...
Tıpkı Demet ablası...
Yaş 22....
İnsan annesinin 22 yaşını hatırlar mı?
Ben hatırlıyorum...
Karnı burnunda...
Karnında Fatih var. Siyah uzun saçlarını yemyeşil gözlerini...
Sonra o cılız yeşil gözlü Özlem çok hastalanıyor...
Doktor demiş bu daha anne karnında hastaymış...
Kronik böbrek yetmezliği...
Bitmek bilmeyen diyaliz seansları...
Annem çok vakur durdu...
İçten çürüdü...
Çocuk bedenine yüklenen ağırlıklar 46 yaşında bir kalp krizi ile patlak verdi...
"Kalbi çatlamış" demişti doktoru hiç unutmuyorum...
Kalp kapakçıkları değişti...
Ama çocuk gelinler hala değişmedi...
Hala var.
BİR ÇOCUĞUN ÇIKARAMADIĞI SES OLMAK ZORUNDASIN!
"O SUSAR, SEN SUSMA."
Alıntı

20200227

Boğarık Hatun: Türk tarihinin bilinen ikinci kadın hükümdarı



BOĞARIK HATUN 
#Türk tarihinin bilinen ikinci kadın hükümdarı.
Sibir (sabar) Türklerinin kadın hükümdarıdır. 469-576
sabar hükümdarı BALAK Han 520 yılında öldükten sonra yerine Boarık (Buğarık).Katun geçti.Emrinde yüz bin kişilik ordu vardı.Doğu Roma imparatoru 1.Justinianus 528 yılında Boarık’ ile ittifak kurabilmek için kıymetli eşyalar ve mücevherler yolladı ve ittifak kurmayı başardı. Böylece uzun süredir devam eden Roma-Sasani savaşında Roma, Sabar Türklerini kendi tarafına çekerek büyük bir müttefik kazandı .
Koskoca Bizans imparatorluğu ordusu 40 veya 50 bin civarındaydı.
Bağarık Katun Bizansa saldırsa alması iki günü bulmazdı, galiba, ama Justinianus bu büyük gücü bir kurnazlık ile yanına çekti ve dost oldu.
Bogarık Katun Türk tarihinde Tomris Khatun'dan sonra bir ordunun başına geçtiği bilinen ikinci kadın Hükümdardır...

TARİHİMİZE SAHİP ÇIKALIM BAŞKA DESTANLARA İHTİYACIMIZ YOK

Kaynak Bizanslı tarihçi Prokopios / Laszlo Rasonyi
Kaynak Sümeroloji.

20200226

Hocalı Katliamı'nın üzerinden 28. yıl geçti...



🎞 'Türkler Arap Değildir'





''Also there is more I want to say, of course there will be culture similarities between countries because arabia and turkey is really close to each other. Words,names, even foods are similiar. This is like this all around the world. No one can deny it. 

I don't mean anything to Arabia or Arab people in this video, but Turks are not same with Arab people, that's all I meant. Please don't cause misunderstandings.


Beyler dediğim gibi çok sinir olmuştum geçen izlediğim videoya, böyle bir video çekmek istedim valla paylaşırsanız çok iyi olur.''

Video Maker

🧿🇹🇷Özel sporcu Esra Bayrak 60 metrede 🥇dünya şampiyonu oldu

🗣Ebulfez Elçibey, Hocalı'da yaşananları ve Azerbaycan'ın nasıl yalnız kaldığını anlatıyor:

🗣Ebulfez Elçibey, Hocalı'da yaşananları ve Azerbaycan'ın nasıl yalnız kaldığını anlatıyor:

💬''Türkiye’den Hocalı'daki kadınları ve çocukları kurtarmak için dört tane helikopter istedim, vermediler. Ben daha ne isteyeceğim?''

Türklerin Anayurdu konusunda...


 
 
 
 

Alıntı/ Kaynak: http://www.turkosfer.com/turklerin-anayurdu/

🇹🇷📚Hasan Ali Yücel vefatının 59. yıldönümü...

🗺 Türk Tarihi Kısa Kronolojisi

Alıntı/Kaynak: www.turkosfer.com

Türk Tarihi Kısa Kronolojisi

Eski Çağ / Ön Türkler

M.Ö. 3’ncü Yüzyıl

M.Ö.240 Türklere karşı Çin’in duvar inşası Çin Seddi
M.Ö.220 Büyük Hun İmparatorluğu’nun Teoman tarafından kurulması
M.Ö.209 Oğuz Kağan’ın (Mete) ilk Türk Ordusunu kurması
M.Ö.209 Teoman’ın ölümü
M.Ö.201 Kırgız halkından ilk kez söz edilmesi

M.Ö. 2’nci Yüzyıl

M.Ö.187 Çin’in Hunlar üzerine Peteng seferi ve Hunların muhteşem zaferi
M.Ö.177 – M.Ö.165 Yue-çilerin Hunlar tarafından Kansu’dan Baktriane’ye sürülmeleri ve oradaki Helen krallığını ortadan kaldırmaları
M.Ö.177 – M.Ö.165 Hunların Çin’e akınları

M.Ö. 1’nci Yüzyıl

M.Ö.65 Yılında Türkler 
M.Ö.58 Büyük Hun İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesi ve yıkılması

1’nci Yüzyıl

1'nci Yüzyılda Türkler
48 Doğu Hunlarının ikiye bölünmeleri (Kuzey ve Güney)
48 Güney Hunlarının başındaki Panu’nun Batı Hun İmparatorluğu’nu kurması

2’nci Yüzyıl

2'inci Yüzyılda Türkler
156 Kuzey Hunlarının Siyenpiler tarafından yıkılması
Aşağı İtil’de (Hazar Denizi’nin kuzeyi) Hun varlığı

3’ncü Yüzyıl

300 Yılında Türkler
260 Şan-şi’nin kuzeyinde Tabgaçlar

4’ncü Yüzyıl

400 Yılında Türkler

304 – 351 Çin’in kuzeyinde Hun krallıkları (Han Zhao, Hou Zhao)
388 – 392 Çin’in kuzeyinde Ding ling krallığı (Wei)
375 Avrupa Hun İmparatorluğu’nun Balamir tarafından kurulması
375 Kavimler Göçü’nün başlaması
386 – 409 Tabgaçlar Kuzey Çin’de (Kuzey Vey)

5’nci Yüzyıl

451 Yılında Türkler

402 Rouran’ın kuruluşu (Juan Juan / Avarlar?)
407 – 431 Çin’in kuzeyinde Hiung-nu krallığı (Xia)
420 Ak Hun İmparatorluğu’nun Aksuvar tarafından kurulması
422 Lo-yang’ın Tabgaçlar tarafından alınışı
427 Romalılar ve Hunların ittifakı
434 Bizans ile Hunlar arasında Margos Antlaşması
440 Ak Hun (Eftalit) istilalarının başlaması
451 Attila Galya’da (bugün Fransa)
452 Attila’nın Roma seferi ve Papa I. Leo ile görüşmesi
453 Attila’nın ölümü
454 Avrupa Hun İmparatorluğu’nun yıkılması.
480 Hazar denizi ile Tuna nehri arasında Ön Bulgarlar
480 Mazdek İsyanları’nda Sasanilere Ak Hunların yardım etmesi

Orta Çağ/Türkler

6’ncı Yüzyıl

500 Yılında Türkler
565 Yılında Türkler

531 – 578 Kafkas Surları’nın İranlı Hüsrev tarafından dikilmesi
534 Tabgaçların (Vey Hanedanlığı) dağılması
552 Göktürk İmparatorluğu’nun Bumin Kağan tarafından kurulması.
562 Ak Hun İmparatorluğu’nun Göktürk İmparatorluğu tarafından yıkılması
565 Avar İmparatorluğu’nun Bayan Kağan tarafından kurulması
582 Göktürk İmparatorluğu’nun bölünmesi

7’nci Yüzyıl

600 Yılında Türkler

619 Avarların İstanbul’u I. kuşatması.
626 Avarların İstanbul’u II. kuşatması.
626 – 627 Doğu Roma İmparatoru Herakleios’un Hazarlar’dan yardım istemesi
630 Hazar İmparatorluğu’nun Hazar Kağan tarafından kurulması
639 Göktürk prensi Kürşad’ın ihtilal denemesi.
642 Güneydoğu Avrupa’da (Karadeniz’in kuzeyi’nde) Büyük Bulgarya Hanlığı’nın bölünmesi
673 – 674 Arapların Maveraünnehir’e ulaşması ve Göktürk şehri Buhara’yı kuşatması.
674 Paralı Türk askerlerinin İslam topraklarında varlığı
680 Ön Bulgarlar Balkan’da
681 – 744 İkinci Göktürk Kağanlığı’nın kuruluşu

8’nci Yüzyıl

700 Yılında Türkler 

720 – 735 Orhun Kitâbeleri’nin dikilmesi
743 Göktürk İmparatorluğu’nun diğer Türk boyları tarafından yıkılması
744 Uygur Devleti’nin Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından kurulması
751 Çinlerin Orta Asya’ya girişi, Talas Savaşı
755 Paralı Türk askerlerin Ngan Lu-Şan’ın Çin’deki isyanı
762 – 770 Uygurların Mani dini’ni benimsemeleri
780 İtil Bulgar Hanlığı’nın kuruluşu

9’ncu Yüzyıl

800 Yılında Türkler

811 Bulgar kralı Han Krum’un Bizans kralı I.Nikephoros’u öldürmesi
833 – 882 Samarra’da paralı Türk askerlerinin varlığı
835 Avar İmparatorluğu’nun yıkılması
840 Uygur Devleti’nin Kırgızlar tarafından yıkılması
840 Karahanlılar Devleti’nin Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulması
851 – 863 Aziz Kyrillos’un Hazarlara gelişi
864 – 865 Bulgar kralı I. Boris’in Hıristiyanlığı kabul etmesi. Ön Bulgarların İslavlaşması.
868 – 884 Kahire’de Tolunoğulları
880 Raşid el-Türki’nin Yukarı Mısır seferi
883 Çin’deki Şa-t’o Türkleri

10’ncu Yüzyıl

900 Yılında Türkler

905 Mısır valisi İhşid
921 İbn Fadlan’ın henüz Müslümanlaşmış İdil bulgarlarını elçi olarak ziyareti
923 – 946 Çin’in kuzeyinde Şa-t’o egemenliği (Hou Tang, Hou Jin)
924 Moğol Hitayların Kırgız Devletini yıkması
932 Satuk Buğra Han ilk Müslüman Türk Hakanı olarak tarihe geçer
944 – 1090 Peçeneklerin ardı kesilmeyen Bizans saldırıları
962 Gazneliler Devleti’nin Alp Tegin tarından kurulması
965 Hazar İmparatorluğu’nun Ruslar tarafından yıkılması
985 Siri Derya’da Selçuklular
995 Harezmşahlar’ın tek bir çatı altında birleşmeleri
999 Karahanlıların (Uygurlar + Karluklar) Buhara’yı alışı. Karahanlıların Müslümanlaşması.

11’nci Yüzyıl

1000 Yılında Türkler

1016 Rus ve Bizanslıların Hazarları ortadan kaldırması
1026 – 1090 Bizans’a karşı Peçenek saldırıları
1037 Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kurulması (İlk hükümdarı Tuğrul Bey)
1040 Selçukluların Dandanakan Savaşı’nda Gaznelileri yenmesi
1041 Karahanlılar Devleti’nin Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılıp yıkılması
1059 İsfahan’ın Selçuklular tarafından alınışı
1071 Malazgirt Meydan Savaşı’nda Selçukluların Bizanslıları yenmesi
1071 – 1076 Türklerin Antakya, Şam ve Kudüs’e gelişi
1081 Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşu
1090 – 1091 Peçeneklerin ve Çaka Bey’in İstanbul’u kuşatması
1091 Kıpçakların Bizanslıların yardımına koşup Peçenekleri bozguna uğratışı.
1096 Haçlıların Anadolu’ya girişi
1097 Harezmşahlar Devleti’nin Muhammed Harezmşah tarafından kurulması
1099 Kudüs’ün haçlılar tarafından alınışı

12’nci Yüzyıl

1100 Yılında Türkler

1130 – 1135 Moğol Hitayların Tunguz Curcenler (Jin) tarafından batıya doğru kaçırılmaları, ve Hitayların Orta Asya’da Kara Hıtay’ı kurmaları
1157 Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun Oğuzlar tarafından yıkılması
1176 Miryakefalon Savaşı Bizanslıların Selçuklular tarafından bozguna uğratılmaları
1187 Gazneliler Devleti’nin Gurlular tarafından yıkılması

13’ncü Yüzyıl

1200 Yılında Türkler

1200 – 1220 Harezmşahlar Devleti’nin altın çağı
1206 Cengiz Han’ın Büyük Han ilan edilişi
1206 – 1209 Delhi Sultanlığı’nın kuruluşu
1211 Karahıtay Kağanlığının Moğollar tarafından ortadan kaldırılması
1223 Doğu Avrupa’ya Moğol akınları
1230 Yassı Çemen Savaşı Harezmşahlar / Anadolu Selçuklu – Eyyubi ittifakı arasında savaş
1231 Harezmşahlar Devleti’nin Moğollar tarafından yıkılması
1236 Altınordu Devleti’nin Batu Han tarafından kurulması
1241 – 1242 Moğolların Polonya, Macaristan, Avusturya ve Adriyatik’e gelişi
1243 Kösedağ Savaşı Anadolu Selçukları ve Moğol İmparatorluğu arasında savaş
1250 Memlûk Devleti Kahire’de iktidarı ele geçiriyor
1255 – 1260 Moğollar Viyana, Yun-nan, Tonkin, Suriye ve Rusya’da
1290 – 1320 Delhi Halaci Hanedanlığı
1299 Osmanlı İmparatorluğu’nun Osman Gâzi tarafından kurulması

14’ncü Yüzyıl

1300 Yılında Türkler

1320 – 1424 Delhi’de Tuğluk Hanedanlığı
1346 Osmanlıların Avrupa’ya geçişi
1361 Edirne’nin Osmanlılar tarafından alınışı
1368 Büyük Timur İmparatorluğu’nun Timur tarafından kurulması
1382 Toktamış’ın Altınordu’nun başına geçmesi ve Moskova’yı ateşe vermesi
1389 Kosova: Osmanlıların Balkanlar’da egemenlik sağlaması
1389 – 1403 I. Bayezid hükümdarlığı
1398 Timur’un Hindistan seferi

15’nci Yüzyıl

1400 Yılında Türkler

Delhi Sultanlığı'nın Sınırları

1402 Ankara Savaşı: Timur ile Yıldırım Bayezid arasında
1405 Timur’un ölümü
1405 – 1447 Şahruh’un Herat’a gelişi
1406 Akkoyunlular ile Karakoyunluların tekrar tarih sahnesine çıkışı
1412 – 1460 Ebu’l Hayr’ın Özbek gücünü kuruşu
1414 – 1517 İranileşmiş Türk Hanedanlığı Delhi Seyyidleri
1430 Kırım Hanlığı’nın kuruluşu
1445 Kazan Hanlığı’nın kuruluşu
1447 – 1449 Uluğ Bey
1453 Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethi
1453 – 1504 Akkoyunlu Devleti’nin altın çağı
1462 – 1505 Astrahan Hanlığı’nın kuruluşu
1473 Hüseyin Baykara: Timur Rönesansı

Yeni Çağ

16’ncı Yüzyıl

1500 Yılında Türkler 

1500 Muhammed Şeybani ve Maveraünnehir’de Özbekler
1502 Altınordu Devleti’nin yıkılması
1502 Şah İsmail’in İran’da Safevi Hanedanlığı’nı kurması
1507 Büyük Timur İmparatorluğu’nun Özbekler tarafından yıkılması
1510 Muhammed Şeybani’nin İsmail tarafından mağlup edilmesi
1512 – 1520 Yavuz Sultan Selim
1516 Osmanlıların Cezayir’e ayak basması
1516 – 1517 Suriye ve Mısır’ın Osmanlılar tarafından fethi
1520 – 1566 Kanuni Sultan Süleyman
1526 Babür İmparatorluğu’nun Babür Şah tarafından kurulması
1534 Osmanlıların Tunus’a girişi
1551 Osmanlıların Trablusgarp’a gelişi
1552 Kazan’ın Ruslar tarafından alınışı
1555 Astrahan’ın Ruslar tarafından alınışı
1557 Nogay Hanlığı’nın Ruslar tarafından ilhakı
1556 – 1605 Ekber Şah Babür İmparatoru
1571 İnebahtı Savaşı Osmanlılar ile birleşmiş Hıristiyan Orduları arasında dünya tarihinin en büyük deniz savaşı.
1571 Kırım Hanı’nın Moskova’yı yakması.
1572 Kasım Hanlığı’nın Ruslar tarafından yıkılması
1584 Sibiryalıların Kazakları mağlup etmesi

17’nci Yüzyıl

1600 Yılında Türkler

1600 Sibir Hanlığı’nın mağlup edilmesi
1606 Osmanlı İmparatorluğu’nun zirveye ulaşmasını simgeleyen Zikvatorok barışı
1615 – 1650 Kırgızların Ruslara karşı mücadelesi
1628 – 1658 Babür İmparatoru Şah Cihan
1630 Rusların Yakut topraklarına girişi
1658 – 1707 Babür İmparatoru Âlemgîr Şah (Evrengzib)
1683 Viyana’nın Osmanlılar tarafından kuşatılması
1699 Karlofça Antlaşması ile Osmanlıların gerilemeye başlaması.

18’nci Yüzyıl

1700 Yılında Türkler

1705 Tunus’un bağımsızlığını kazanması
1713 Kazaklar üzerinde Rus himayesi
1717 – 1730 Osmanlıların Lâle Devri
1736 – 1747 Nadir Şah akını
1742 – 1775 Rusya’da Pugaçev savaşı (Tatar ayaklanması)
1757 Sincan’ın (Doğu Türkistan) Çin tarafından ilhakı
1782 Yakut ülkesinin Ruslar tarafından ilhakı
1783 Kırım’ın Ruslar tarafından ilhakı
1794 İran’da Kaçar Hanedanlığı’nın bir Türk tarafından kuruluşu
1798 – 1799 Napoleon Bonaparte’ın Mısır seferi. Türk-Fransız mücadelesi

19’ncu Yüzyıl

1800 Yılında Türkler

1822 – 1844 Kazak hanlıklarının Ruslar tarafından ortadan kaldırılması
1828 Azerbaycan Hanlıklarının Ruslar tarafından ortadan kaldırılması
1830 Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanması
1830 Fransızların Cezayir’e gelişi
1832 Mısır valisi Mehmet Ali’nin Anadolu’ya gelişi
1839 Tanzimat dönemi
1858 Babür İmparatorluğu’nun İngilizler tarafından yıkılması
1863 Kazak topraklarında Türkistan Rus Generalliği’nin kurulması
1866 Buhara’nın Rus vasalı olması
1873 Hive’nin Ruslar tarafından ilhakı
1876 Hokand Hanlığı’ın Ruslar tarafından ilhakı
1876 İlk Türk anayasası
1878 Ayastefanos Antlaşması Sırbistan, Karadağ, Romanya ve Bulgaristan’ın bağımsızlıklarını kazanması
1882 Mısır’ın İngiltere tarafından işgali

20’nci Yüzyıl

1900 Yılında Türkler
1950 Yılında Türkler

1910 – 1920 Kazakların ve Kırgızların Alaş Orda Hükümeti
1911 – 1912 Trablusgarp’ın İtalya tarafından işgali
1912 Balkan savaşları
1914 Osmanlı İmparatorluğu’nun I.Dünya Savaşı’na girmesi
1917 Türkistan’ın özerkliğini ilan etmesi
1918 I.Dünya Savaşı’nın bitmesi ve Mondros Ateşkes Anlaşması.
1921 – 1944 Tannu Tuva Halk Cumhuriyeti
1922 Türklerin Yunanlılara karşı zaferi.
1922 Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması
1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulması
1932 – 1934 Çin’de Uygurların Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti
1938 Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı.
1944 Rus ordusunun yardımı ile kısa ömürlü bir Doğu Türkistan Cumhuriyeti ilan edilmesi.
1955 Sincan Uygur Özerk Bölgesi Sincan’ın (Doğu Türkistan’ın) özerk bölge ilan edilmesi
1971 Avrupalıların Orta Asya’dan çekilmeye başlaması
1974 Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı
1983 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan etmesi
1988 Azeri-Ermeni ihtilafının başlaması
1990 Sovyetlerin Bakü baskını
1991 SSCB’nin dağılması. BDT’nin ortaya çıkması.
1992 BDT Türk Cumhuriyetlerinin BM’ye kabülü:
Kazakistan Cumhuriyeti
Özbekistan Cumhuriyeti
Azerbaycan Cumhuriyeti
Türkmenistan Cumhuriyeti
Kırgızistan Cumhuriyeti
1992 30 Ekim 1992’de Ankara’da ilk Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi’nin yapılması.
1993 Azerbaycan’ın bir kısmının Ermeniler tarafından işgali.

21’nci Yüzyılda

Alıntı/Kaynak: http://www.turkosfer.com/turk-tarihi-kisa-kronolojisi/

Ankara'da metro ve Ankaray istasyonlarında "virüs" temizliği


Önlemler arttırıldı... Başkentte metro ve Ankaray istasyonlarında "virüs" temizliği


Ankara Büyükşehir Belediyesi, virüs kaynaklı salgın hastalıkların yayılmasını önlemek amacıyla toplu ulaşım istasyonlarında dezenfeksiyon çalışması başlattı. Ankaralıların güvenli ve hijyenik bir ortamda seyahat etmelerini sağlamak amacıyla hummalı bir temizlik çalışması yürüten ekipler, daha sonra viral enfeksiyon ve virüslere karşı dezenfekte işlemi gerçekleştirdi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ekipleri ANKARAY, Metro, teleferik, EGO otobüsleri ve özel halk otobüslerinde iç ve dış temizlik çalışmalarını artırdı. Özellikle yolcu koltukları, koltukların arka ve alt kısımları, düğmeler, yolcu tutamakları, cam kenarları ve havalandırma kapakları ile ortak alanlar solunum yoluyla bulaşan hastalıklara yol açabilecek virüslere karşı dip köşe temizlenerek ilaçlandı. ATP bakteri ölçüm cihazı ile kontrol edilen otobüsler ve raylı sistemler, tespit edilen olumsuz değerler sıfırlanana kadar dezenfekte edildi. Ekipler ayrıca, Metro girişleri, AŞTİ, camiler ve gençlik merkezlerinde de aynı şekilde salgın hastalık riskine karşı temizlik ve dezenfeksiyon çalışması yaptı.

Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan, rutin temizlik çalışmalarını iki katına çıkardıklarını belirterek, "Son günlerde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de üst solunum yolları enfeksiyonu gündemde. Biz de bu konuda Başkentlilerin sağlığı ve huzuru için tedbirlerimizi bir üst seviyeye çıkardık. Halkımızın yoğun olarak kullandığı ANKARAY ve Metro istasyonlarından otobüslere, AŞTİ'den Aile Yaşam Merkezlerine, Gençlik Merkezlerinden camilere kadar temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerini iki kat artırdık. Her gece düzenli olarak çalışmalara devam edeceğiz" dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da vatandaşların sağlığını muhafaza etmek için öncelikli tedbirleri aldıklarını söyleyerek "Vatandaşlarımızı olası salgın hastalıklardan korumak amacıyla toplu taşıma araçları başta olmak üzere ortak kullanım alanlarında gerekli önlemler alınmıştır" diye konuştu. 

Laiklik devrimi ve Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Tuğrul Bey



Laikliği Fransızların icat ettiği ve Atatürk'ün laikliği Fransızlardan aldığı bir uydurmadır. Vahye dayalı dinsel toplumlarda laiklik devrimi dünyada ilk kez 1050-1060 yıllarında Türkler tarafından, Tuğrul Bey (Alparslan'ın babası) tarafından gerçekleştirilmiştir. 
(Foto:Anadolu Selçuklu Bayrağıdır)


Tuğrul Bey’in devrimi yalnızca Atatürk’ün laiklik devrimine değil, Fransız Devrimi’ne de örnek olmuştur. Yani Fransız Devrimi’nde Türk etkisi, Tuğrul Bey’in damgası var.

Başkent Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Batı’dan Alındığı İddia Edilen Atatürk Devrimlerinin Türk Tarihi’ne Dayanan Kökenleri” konulu konferansta konuşan Yazar C. Özakıncı, “Atatürk’ün Devrimleri’ni anlayabilmemiz için, o devrimlerin toplumda hangi dönüşümlere yol açtığını bilmemiz gerektiği gibi, kökenlerini de bilmemiz gerekiyor. Atatürk Devrimleri’nin Batı’da zannedilen kökenlerinin aslında pek çoğunun Türk Tarihi’nde kökleri olduğunu anlatmak istedim. der.

Atatürk’ün, devrimlerinin kökenlerini neden Türk Tarihi’ne dayandırdığını anlayabilmek için de, O’ndaki Türk tutkusunu bilmemiz gerekir.”...

1854’te Kırım Savaşı yıllarında, o güne dek Batı tarafından ‘barbar’ olarak adlandırılan Türklerin, faizle borç alarak Batı sistemine entegre olmasıyla bir anda ‘uygar’ olarak nitelendirilmiştir, lakin...

“Uygar görülen Türkler, bundan kısa süre sonra 1868’lerde, İngiltere Başbakanı W. Ewart Gladstone isimli bağnaz bir isim tarafından tekrar eski ‘barbarlık’ statüsüne evrilmeye başlandı...Padişah Abdülaziz döneminde, alınan dış borçlar ödenemeyince Türkler yeniden ‘barbar’ oldu.”

1914’te ise bir başka  İngiltere Başbakanı (ki azılı Türk düşmanıdır!) Lloyd George’un, Türklerin insanlığa hiçbir katkıda bulunmadığı iddia iddia eder! 
 Lloyd George 'un ‘Türkler insanlığın kanseridir’ biçimindeki sözlerini de unutmayalım...

DEVRİMLER TÜRK KÖKENLİ

Osmanlı adına Paris Konferansı’na katılan Damat Ferit’in galip devletlerinden taleplerine karşılık, Onlar Konseyi’nin bu taleplere yanıtını tüm gazetelerde yayımlattığını dile getiren Özakıncı, şöyle dedi:

Lloyd George’un 1914’teki Türklere hakaretlerinin bir benzerini, altına on devlet imza atmış olarak bildiri biçiminde yayımlarlar. Damat Ferit bu bildiriyle Paris’ten kovuluyor. Atatürk’ten bu bildiriye bir yanıt vermesi isteniyor. Atatürk de bu bildiriye bir yanıt veriyor.

Bu olaydan sonra, Atatürk’ün tüm etkinliklerinde, ileri atılımlarında, devrimlerinde; her birini Türk kökenine bağladığını görüyoruz. Yaptıklarının her bir açıklamasında, ‘Bizim tarihimizde şurada şu olmuştur, biz bunu tekrar dirilttik’ diyor. Asla Batı’ya bağlamıyor.

İşte Atatürk’te yaptığı devrimleri tamamen Türk kökenlere bağlama tutkusu, o galip devletlerin bildirisinin Atatürk’ün içine işlediğini ve ona yanıt vermeyi yaşamı boyunca yaptığı devrimleri ‘Bunlar da Doğu kökenli’ diye kafalarına vurarak kanıtladığını gösteriyor.”

LAİKLİK SELÇUKLU'DA BAŞLADI

Atatürk’ün en önemli kabul edilen devriminin laiklik olduğunu vurgulayan Özakıncı, Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Tuğrul Bey’in, halifenin yetki ve görev alanını sınırlandırdığı, halifenin devlet işleriyle bağını tamamen kopardığını anlatırken,

O andan itibaren İslam’da dünya-devlet işleri ile din işleri tak diye ayrılmıştır. der. 
Bugün ders kitaplarında laikliğin öncüsü diye belletilen, ‘laikliği biz icat ettik’ diye böbürlenen Fransızlar, o tarihte yazı bile yazmıyorlardı.

Türkiye’de Fransız Büyükelçiliği’nin intenet sitesinde ‘Dünya ölçüsünde laikliğin bir Fransız icadı olduğunu yazabiliriz’ deniliyor. Laikliği Fransızların icat ettiği bir uydurmadır. Semavi dinlerde laiklik tamamen Türk icadıdır. Fransız Devrimi’nde bile Tuğrul’un etkisi vardır.

Tuğrul Bey, hem din işleriyle, devlet işlerini ayırmış; hem de halifenin muhatabı olarak vezirini göstermiştir. Atatürk 1922’de saltanatla hilafeti ayırırken, Tuğrul’un 1050’li yıllardaki bu yaptığını Nutuk’ta belirtmiş, ‘İşte biz aynen böyle yapıyoruz’ diyerek, bu yaptığında Selçuklu Sultanı Tuğrul’u izlediği örneğini tüm dünyaya ilan etmiştir. Bir yandan da, ‘Siz yapmayı değil, yıkmayı bilirsiniz’ diyen o bildiriye yanıt vermiş oldu. (Tuğrul Bey, ALPARSLAN'ın babasıdır)

Fransız Devrimi’nin ünlü kuramcılarından Voltaire de, Tuğrul Bey’in yaptığı devrimi çok iyi kavramış ve Fransız Devrimi’nin öncesindeki eserlerinde yer vermiştir.

Vahye dayalı dinsel toplumlarda laiklik devrimi dünyada ilk kez 1050-1060 yıllarında Türkler tarafından, Tuğrul Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Tuğrul Bey’in devrimi yalnızca Atatürk’ün laiklik devrimine değil, Fransız Devrimi’ne de örnek olmuştur.

Fransız Devrimi’nin düşünsel temellerini kuran isimlerden Fransız doğubilimci Joseph de Guignes’in de eserlerinde övgüyle Tuğrul Bey’in yaptıklarından söz ettiğini görüyoruz. Yani Fransız Devrimi’nde Türk etkisi, Tuğrul Bey’in damgası var.”

Ata'nın akılcı ve bilimci eğitim devriminde Kutadgu Bilig’i kaynak aldığını ifade eden Özakıncı, ''Atatürk’ün, Selçuklu Devleti’nin dağılmasından sonra kurulan beyliklerden  Ankara Cumhuriyeti isimli bir bölgeyi tarih okumaları sırasında görmesiyle, bunu kaynak göstermişti.'' der.

Atatürk Cumhuriyet’in kaynağını, Batı’ya ya da Fransa’ya değil; 1343-1354 arasında Anadolu’da kurulduğunu okuduğu Ankara Cumhuriyetine dayandırdırmıştı.

Özakıncı, giyim ve şapka devrimi konusunda da kaynağın, ‘Batı tarzı giyim’ denilen ceket ve pantolon konusunda içinde Türklerin de bulunduğu Sakalar/İskitler,  Şapka konusunda ise Orta Asya olduğunu sunumundaki fotoğraf ve belgelerle anlatmıştır.

Yurttaşlık devriminin kaynağının da, İskitler'deki ‘varsayımsal kandaşlık’ olduğunun altını çizen Özakıncı, Harf devriminin de Türk kökenine dayanan bir tarihi olduğunu ifade ederken, Latin Alfabesinin Sümer ve Göktürk Abecesi’nden türediğini söylemiştir.

“Atatürk, yaptığı tüm devrimlerin kökenlerini özellikle Türk Tarihi’ne bağlayarak vurgulamıştır.
‘Batı’dan aldık, Batı’dan edindik’ yok. 

İşte bunun nedeni, Türklerin Batı tarafından ‘uygarlık yıkıcılığı’yla damgalanmış olmasına da verdiği yanıttır.”

Özakıncı, Atatürk’ü her yıl artan bir ilgi ve önemle anmak ve anlamak durumunda olduğumuzu belirtirken,  “Laikliği Fransızların icat ettiği iddiasının bir uydurma olduğunu ortaya koymuştur. 

Alıntı: Sosyal Medya
Sakalar İskitler (Gizlenen Eski Anadolu Halkı)
@Saka_larr

20200225

Hocalı 26 yıl önce bugün “Hocalı Katliamı” yapıldı…

25 Şubat 2020 
Hocalı 26 yıl önce bugün “Hocalı Katliamı” yapıldı…

İnsanlık dramı olarak görülen Hocalı katiamının gerçekleşmesinin üzerinden 26 yıl geçti. Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır. Ermeni güçlerinin 1991’in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahipti. 2 bin 605 ailenin, 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasaba olan Hocalı’da Aralık 1991’de Karabağ’ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermeniler daha sonra Hocalı’yı hedef aldı.

“Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan'ın ve 366. Motorize Piyade Alayı'nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan'ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı'nı Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir.

HOCALI KATLİAMI NASIL YAPILDI?

Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat'ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.



Kahraman Kaymakam Hamdi Bey


Kahraman Kaymakam Hamdi Bey
  •  Akbaş'a baskın yaptı binlerce silahı Kuvayı Milliye'ye ulaştırdı. Mustafa Kemal Nutuk'ta teşekkür etti
  •  Kâzım Özalp'a göre "Şiir yazıyor, resim yapıyor, keman çalıyor. Ve savaşıyor.."
  •  18 Şubat 1920'de şehit ediliyor

 İşte Hamdi Bey'in hikayesi
 Kahraman Kaymakam Hamdi Bey
Özgürlük Meydanı


23 Şubat 16:35
İsmini, işgal güçlerinin kontrolündeki Akbaş Cephaneliğini basarak duyurdu. 26/27 Ocak 1920 gecesi yaptığı baskında sekiz bin Rus tüfeği, kırk Rus mitralyözü, yirmi bin sandık cephane kaçırdı. Milli Mücadeleye hayat veren bu baskından sonra gerçekleştirilen operasyonda şehit edildi.

ERCAN DOLAPÇI

Kurtuluş Savaşı yıllarında önemli bir Kuvvacı kahraman da Kaymakam Köprülülü Hamdi Bey’dir. İşbirlikçi Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin 6 Nisan 1919 günü görevden alana kadar çeşitli merkezlerde kaymakamlık yapan Hamdi Bey, vatansever bir insan olarak Milli Mücalede’ye omuz vermiş ve Akbaş Baskını’yla ismini tarihe yazdırmıştı. Balıkesir’in Edremit ilçesinde kaymakam iken azledilen Hamdi Bey, işgale karşı Ayvalık ve Burhaniye ilçelerinde Ali Çetinkaya ve Kâzım Özalp gibi önemli komutanlarla birlikte hareket etmiş ve eylemlere imza atmıştı. Dürüstlüğü ve dirayetiyle sevilen bir isim olan Hamdi Bey, 26/27 Ocak 1920 gecesi 150 vatansever arkadaşıyla birlikte meşhur Akbaş baskınını gerçekleştirerek, binlerce silah ve mühimmatı milli kuvvetlere intikal ettirerek çok büyük hizmet vermişti. İstanbul Hükümetinin üzerine saldığı Anzavur Birlikleri tarafından Yukarı İnova Köyü’nde yakalanarak, 18 Şubat 1920 günü (bazı kaynaklarda 17 Şubat) hunharca şehit edilmişti. Cinayetten sonra İngilizler, Anzavur’u 500 İngiliz altınıyla ödüllendirir. 

HAMDİ BEY KİMDİR?

Kaymakam Hamdi Bey 1888 yılında Makedonya’da Vardar ilçesine bağlı Köprülü kasabasında doğdu. Babası Kolağası İbrahim Bey’di. Küçük yaşta yetim kaldığından, dayısı Celalettin Bey tarafından yetiştirilir. İlk öğrenimini Köprülü kasabasında, orta öğrenimini Üsküp İdadisi’nde yapar. Yüksek öğrenim için İstanbul’a gider ve Mülkiye Mektebi’ne girer. 24 yaşında okulunu başarıyla bitirir. Türkiye’de ilk defa açılan İhtiyat Zabit Mektebi (Yedek Subay Okulu)’ne girer ve 1911 yılında Yedek Subay olarak diploma alır. Hamdi Bey, memurluk hayatına Kosova’da Maiyyet Memurluğu görevi ile başlar. 1912 yılında patlak veren Balkan Savaşı’na kadar bu görevde kalır. Balkan Savaşı sırasında Yedek Subay olarak orduya katılır ve savaş sonuna kadar askerlik görevini yerine getirir. Edirne üstüne yürüyen ordunun sol cenah erkânı harbiye subayı Kâzım Özalp (İstiklâl Harbi komutanlarımızdan, 1924-1935 TBMM Başkanı) kendisinden “Önceleri bir düşünce adamı olan, okumayı seven, şiir yazan yağlı boya, kara kalem resim yapan, ud, keman, tambur çalan, şık ve temiz giyinen her gün tıraş olmayı ihmal etmeyen titiz Maiyyet Memurundan gözünü budaktan sakınmayan, çetin bir savaşçı, yaman bir kavga adamı ortaya çıkmıştı” şeklinde söz eder. 

Hamdi Bey, Edirne’nin düşmandan geri alınmasından sonra, Edirne Polis Müdürlüğü İdari Bölüm Başkanlığına getirilir. Birkaç ay sonra da Demirköy İlçesi Kaymakamlığı’na atanır.

Birinci Dünya Savaşı çıktığı sırada, Kırklareli Demirköy Kaymakamlığı görevinde idi... Kaymakam olduğu için savaşa katılmaz. 1915 yılında Tekirdağ Malkara Kaymakamlığı, 1916 yılında da Edirne Keşan Kaymakamlığı görevine getirilir. Mart-Temmuz 1916 arası burada görev yapar, daha sonra Balıkesir’in Sındırgı ilçesi Kaymakamlığı’na atanır, oradan da 13 Temmuz 1917’de Edremit Kaymakamlığı’na getirilir. 

Hamdi Bey, Edremit Kaymakamlığı görevinde iken kasaba ileri gelenlerinin yardımlarıyla Edremit Darül Eytamı (Yetimler Yurdu)’nı kurar. Çocuk sayısı 105’i bulur. Edremit İdman Yurdu’nu kurar. Ayrıca matbaa kurarak gazete de çıkarır. Kasabaya elektrik getirtmek için etütler yaptırır, imar plânı çizdirir, kanalizasyon işini başlatır... 

Hamdi Bey, millici duruşu nedeniyle 9 Nisan 1919 günü Damat Ferit tarafından azledilir. Azlini müteakip bir süre Ayvalık’ta 172. Alay Kumanı Ali Çetinkaya’nın yanında, bir süre de Burhaniye’de kalır, daha sonra Balıkesir’de kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nde faaliyet gösterir. Bu cemiyet adına Biga ve Yenice bölgelerinde önemli çalışmalara katılır. Bunlardan Akbaş Cephaneliği baskını en önemli eylemidir. 

AKBAŞ BASKINI KAHRAMANI

Yunan işgalinin Ege’de genişlediği günlerde Kuvayı Milliye’nin silah ve cephane ihtiyacı artmaya başlar... Akbaş Cephaneliği’ndeki malzemeye el konulması fikri de böyle bir ortamda gündeme gelir. Bölgedeki 61. Tümen Komutanı Kâzım (Özalp) Bey’in de desteğini alır.

Akbaş Cephaneliği, Gelibolu Yarımadası’nın doğusunda, ancak küçük gemilerin demirlemesine uygun bir koyda bulunmaktadır. Önemli bir cephanelik olan Akbaş’ın korunması da sıkı şekilde yapılmaktadır. Hamdi Bey, baskın öncesinde gerekli incelemeleri yapması için Dramalı Rıza Bey’i görevlendirir. Rıza Bey, köylü kıyafetleri ile bölgede bir hafta kadar çalışır bütün ayrıntıları kaydeder...

Rıza Bey’in Biga’ya döndüğü gün, Hamdi Bey ile baskın plânı kesinleşir. 18 Ocak 1920 tarihinde Lâpseki’ye adamlarıyla birlikte gelen Hamdi Bey, Mülkiye’den arkadaşı olan Kaymakam Hasan Basri Bey’le görüşüp yardımını ister, böylece depodan ele geçirilecek malzemenin nakliyesi için gerekli olan kayık ve motorlar sağlanmış olur. Rıza Bey ise çevre köylerden, hem baskın, hem de sevkiyatın hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamak için adam toplar.

Baskın tarihi olarak 26/27 Ocak 1920 gecesi seçilir. Gecenin ileriki saatlerinde Rıza Bey ve 30 kadar adamı Akbaş Cephaneliği garnizonunu basar. Senegalli sömürge askerleri, hiç bir direniş göstermez. Anadolu kıyısında bekleyen vapurun çektiği mavna ve kayıklar Akbaş koyuna yanaşır ve malzeme yüklenir. İngiliz devriye gemilerine yakalanmadan Anadolu kıyısına taşınan malzeme, bu kez kara üzerinden iç kesimlere sevk edilir.

Esir alınan sömürge askerleri Akbaş garnizonuna geri gönderilir. Hamdi Bey, İngiliz komutana bir de mektup bırakır ve mektubunda garnizonu 200 kişiyle bastığını, askerlerin direnme şansı olmadığını belirtir. Amaç askerlere zarar verilmemesidir... 

MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN KAHRAMANI

Mustafa Kemal Paşa, Heyeti Temsiliye namına 29 Ocak 1920 günü Balıkesir’de bulunan 61. Tümen Komutanı Kâzım (Özalp) Bey’e gönderdiği telgrafta, Köprülülü Hamdi Bey’e Akbaş Baskını’ndan dolayı teşekkür eder: “Köprülülü Hamdi Bey’in fedakârane ve cesurane hareketle elde eylediği gıpta edilecek muvaffakiyetten hasıl olan teşekkürlerimizin kendisine tebliğine aracı olunmasını rica eder, böyle büyük bir muvaffakiyete saik olan siz biraderimizi hararetle tebrik eyleriz.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.6, 3. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2012, s.235.) 

Mustafa Kemal Paşa, aynı gün yayımladığı tamimde ise şunları belirtir: “Gelibolu civarında, Akbaş mevkiinde, Fransızların muhafazası altındaki depolarımızda bulunan silahların ve mühimmatın İtilaf devletleri tarafından Denikin ordusuna verilmesinin kararlaştırılması ve bunların nakli için dört gün evvel bir Rus vapurunun Gelibolu’ya gelmesi üzerine, Balıkesir Heyeti Merkeziye üyelerinden ve fedakâr arkadaşlarımızdan Köprülülü Hamdi Bey, Kuvayi Milliye’den bir müfreze ile Lâpseki’ye ve oradan 26/27.1.1920 gecesi sallarla Rumeli sahiline geçerek Akbaş depolarına el koyduğu ve depo muhafızı olan Fransız efradını tutuklayıp haberleşme hatlarını kestikten sonra silahları tamamen ve cephaneyi kısmen ve muhafız Fransız efradını da muhafaza altında Lâpseki’ye naklettirdiği ve silahları ve mühimmatı dahile sevkten sonra tutuklu Fransızları iade eylediği ve bir ay evvel Akbaş deposunda sekiz bin Rus tüfeği, kırk Rus mitralyözü, yirmi bin sandık cephane olduğu kayıtlı ise de geri alınan miktarın henüz tespit edilmediği bildirilmiştir.” (ATABE, C.6, s.236.) 

Mustafa Kemal Paşa, 21 Şubat 1920 günü Rauf Bey’e gönderdiği telgrafta ise düşmana bir fişek bile teslim edilmemesini ister: “Akbaş cephanesinin bir kısmının İngilizlere iadesi hakkındaki yardımınızın katiyen sarf olunmamasını arzu ederdik. Boş bir fişek kovanının bile İngilizlere iade edilmemesi daha uygun olur fikrindeyiz. Hükümet, İtilaf devletlerine karşı böyle sahte cemileler göstermekle hakkımızda merhamet uyandırmaya muvaffak olacağı ve bu riyakârane harekâtın, barış şartlarının değiştirilmesine tesir edeceği zannını besliyorsa, kendilerinin gafletine acırız.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.19, Nutuk-1, 3. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015, s.288-289.) 

Mustafa Kemal Paşa, Nutuk’ta da Akbaş baskını ve Hamdi Bey hakkında geniş açıklamalarda bulunur ve ondan “Köprülü Hamdi Bey adında kahraman bir arkadaşımız” diye söz eder. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.19, Nutuk-1, 3. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015, s.293-294.) 

İNGİLİZLER ÇILGINA DÖNDÜ

Olayın duyulması üzerine İngiliz yönetimi ve İstanbul küplere biner. Olayın faillerinin yakalanması için bölgeye Anzavur birlikleri sevk edilir... Hamdi Bey atına atlayıp Yenice nahiyesine gitmek için yola çıkar. Onun asıl amacı Yenice’de depo edilmiş silah ve cephaneyi kurtarmaktır. Yanındaki arkadaşıyla ayrıldığında, kasabadan silah sesleri gelmektedir. Hamdi Bey, İnova Köyünde Gâvur İmam’ın çete reislerinden Hacıoğlu tarafından 17 Şubat günü yakalanır. Binbir işkence ile Biga’ya getirilirken Kırkgeçit mevkinde Hacıoğlu tarafından 18 Şubat 1920 günü öldürülür. Hamdi Bey’in yakalandığında söylediği şu sözler tarihe mal olur: “Kuvayı Milliye yalnız ben değilim. Kuvayı Milliye bütün milletindir. O ölmeyecektir.”  

Hamdi Bey’in cansız bedeni 18 Şubat 1920 günü bir araba ile ilçeye getirilerek çarşı ve sokak aralarında ayaklarından ipler takılarak sürüklenir ve halka gözdağı verilir. Hamdi Bey’in cenazesi beş gün sokak ortasında kalır... Bandırma’ya giden bazı kişilerin şikayeti üzerine 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzettin Paşa, Biga’ya gelerek şehitleri eski mezarlığa defnettirir. 1941 yılında ise mezarı Biga şehitliğine nakledilir. Adına anıtlar dikilir. (http://www.balikesir-edremit.gov.tr/hamdibey) 

MAHMUT ESAT BEY'İN YAZISI

Kahraman Hamdi Bey’in katledilmesinin ardından, devrimci önderlerden Mahmut Esat (Bozkurt) Bey, Balıkesir’de çıkan İzmir’e Doğru gazetesinin 27 Şubat 1920 tarihli sayısında şunları yazar: “On gün evvel Biga’nın, hain ve katil Biga’nın evlâdı kara toprakları üstünde memleketin büyük ve fedekâr bir evladı, vatandaş kurşunuyla can verdi. Zavallı Hamdi Bey! Hayatının ne elim ve feci bir akıbeti varmış. Hamdi’nin bütün hayatı başlı başına bir destan idi.” 

Gazetenin aynı sayısında başka bir makalede ise, “İlim ve irfan, zekavet ve fetaneti, iktidar ve şecaatiyle vatanına daha pek çok hizmetler ifa edebilecek idi” denilir. (Zeki Çevik, Köprülülü Hamdi Bey ve Akbaş Cephaneliği Baskını, 2013, s.21.) 

AYDINLIK