Karşıyaka’nın bağrında yaşayan “Ana”
“Bu da Mustafa’nın olsun.”
Bu sözleri, Zübeyde Hanım; Karşıyaka’da Latife Hanım’ın köşkünde kaldığı günlerden birinde
söyledi. Kendini iyi hissetmeyince İzmir Valisi Abdülhalik (Renda) Bey ile İzmir Müftüsü
Rahmetullah Efendi’yi köşke çağırmıştı. Onlara daha İstanbul’dayken hazırlattığı vasiyetnamesini verirken elinde tuttuğu elmas yüzüğü uzattı ve “Bu da Mustafa’nın olsun.” dedi.
Balkan savaşlarından sonra İstanbul’da Beşiktaş Akaretler’de bir evde yaşamaya başlayan Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal’in Samsun’a doğru yola çıktığı günlerden birinde oğlunun emir eri Halit’i karşısında görünce oğlunun ölüm haberinin kendisine getirildiğini sanarak felç geçirmişti. Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal tarafından 24 Haziran 1922 tarihinde Ankara’ya getirilerek Çankaya’da bir bağ evine yerleştirildi. Ayaklarındaki ağrılar dayanılmaz acılar veriyordu kendisine. Diğer yandan da şeker hastalığı gözlerini etkilemişti.
İzmir’e yolculuk
Doktorların hava değişimi tavsiyesini annesinin, evlenmeyi düşündüğü kızla tanışma fırsatına çevirmek isteyen Mustafa Kemal, Zübeyde Hanım’a
“Doktorlar senin iyi olman için deniz kıyısında oturmanı tavsiye ediyorlar. İzmir deniz kıyısıdır, seni İzmir’e göndersem ne dersin?”
diye sordu.
Mustafa Kemal, Salih (Bozok) Bey’i İzmir’e göndererek annesinin kalabileceği bir yer bulunmasını istedi. Onu Karşıyaka istasyonunda Uşakizade Latife Hanım’ın çalışanlarından Ahmet Ağa karşıladı.
Ertesi gün Salih Bey ve Latife Hanım, Vali Abdülhalik (Renda) Bey’i ziyaret ettiler. Latife Hanım
“Karşıyaka’da tren istasyonu yakınında sanatoryum gibi bir evimiz var. Bu köşkte kimse oturmuyor. Orayı Paşa’nın annesinin ikametine ayırabiliriz.”
dedi. 1860'larda yapıldığı düşünülen Uşakizade Köşkü, ailenin yazlığı olarak kullanılıyordu. İki katlı köşkün bahçesi içinde çam ve palmiye ağaçları ile havuzu vardı.
Zübeyde Hanım, 17 Aralık 1922 günü özel bir trenle İzmir’e beyaz bir çarşafla ve peçesiz olarak
geldi. Yanında Doktor Asım Bey, Zübeyde Hanım’ın evlatlığı Fatma ve Mustafa Kemal’in manevi oğlu Abdurrahim (Tuncak) Bey vardı. Onu istasyonda Yaver Salih Bey ve Latife Hanım karşıladı. Köşk’te Zübeyde Hanım’la birlikte Salih Bey ve eşi ile Doktor Asım Bey kaldılar.
Siyah mantolu mor pelerinli genç kız İzmir’in tanınmış ailelerinden olup kısa bir süre belediye başkanlığı yapmış olan Muammer (Uşaklıgil) Bey’in kızı olan Latife Hanım, 17 Haziran 1898 tarihinde İzmir’de doğmuştu. Latife Hanım, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nde okumuş ve daha sonra Paris’te Sarbonne Üniversitesi’nde hukuk eğitimi görmüştü. Bu arada Londra’da dil öğrenimine de devam etmişti. Fransızcayı çok iyi konuşuyordu.
Latife Hanım, Fransa’da sürdürdüğü hukuk eğitimini yarıda bırakıp, 17 Haziran 1922’de İzmir’e
dönmüştü. 10 Eylül 1922 günü İzmir’e gelen Mustafa Kemal’i, Hükümet Konağı’nda 23 yaşlarında siyah mantolu, mor pelerinli, peçesiz, şık, zarif bir genç kız olarak ziyaret ederken Paşa’ya Göztepe’deki Uşakizade Köşkü’nü karargah olarak kullanmasını önermişti.
Mustafa Kemal bu öneriyi geri çevirince odadan çıkarken da başyaver Salih Bey’e adres ve telefon numarasını bırakarak
“Paşa hazretlerine de arz ettim. Babam Muammer Bey’in evi Paşamıza iyi bir karargah olacak vasıftadır. Her türlü konfora sahiptir. Evde yeterli personel vardır. Ne zaman emrederlerse kendilerini misafir etmekten şeref duyarız.”
demişti.
Büyük İzmir yangını başlayınca karargah Kordon’dan Göztepe’deki Uşakizade Köşkü’ne taşındı. Karargah olarak kullanılan Uşakizade Köşkü’nde Latife Hanım, Mustafa Kemal’e Fransızca çevirilerde yardım ediyordu. Aralarındaki yakınlaşma bir süre sonra evlenme aşamasına kadar gelmişti.
Zübeyde Hanım, oğlunun Latife Hanım’a ilgi duyduğunu ve hatta onunla evlenmeyi düşündüğünü Mustafa Kemal’in yaveri Salih (Bozok) Bey’den öğrenmişti.
Latife Hanım, hayranı olduğu kurtarıcıya evinin kapılarını üç ay arayla iki kez açtı. Göztepe’deki evini Mustafa Kemal’e karargah olarak, üç ay sonra ikinci kez Karşıyaka’daki evinin kapılarını bu kez Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım’a açıyordu.
Latife Hanım Köşkü’nde
Köşk, ileriki yıllarda adliye binası ve dershane olarak kullanıldı. 2005'te Karşıyaka Belediyesi
tarafından kamulaştırıldı. 11 Ekim 2007'de restore edilmeye başlandı. Köşkteki mobilyalar, kullanılan eşyalar yenilendi. Bazı eşyalar bağış ve satın alma yolu ile temin edildi. Müzede sergilenmek üzere Yılmaz Büyükerşen tarafından Eskişehir'de Atatürk, Latife Hanım ve Zübeyde Hanım'ın balmumu heykelleri yapıldı ve İzmir'e getirildi. 19 Mayıs 2008'de “Latife Hanım Anı Evi” olarak ziyarete açıldı.
Resmî açılışı 9 Temmuz 2008'de gerçekleştirildi. Müze, 2016'da Kültür ve Turizm Bakanlığı
tarafından "özel müze" olarak tescillendi Zübeyde Hanım’ın bu köşkteki konukluğu 28 gün sürdü. 14 Ocak 1923 tarihinde 66 yaşında vefat etti. Cenazesi Ferik Osman Paşa Camii avlusuna defnedildi.
Karşıyaka’nın bağrında Zübeyde Hanım için bir anıt-mezar yaptırmak amacıyla 1938 yılında devrin İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz bir proje hazırlattı. Bu projeyi Dolmabahçe Sarayı'nda hasta yatağında ziyaret ettiği Atatürk'e gösterdiğinde Atatürk projeyi çok süslü ve masraflı buldu. Mezarın başına sadece ağır bir taş parçası konmasını ve üstüne
“Atatürk’ün anası Zübeyde burada gömülüdür. Ölümü: 1923”
yazdırılmasını; Zübeyde Hanım çocukları çok sevdiği için de etrafının bir çocuk parkı ile süslenmesini istedi.
Mezarın üstüne Küçük yamanlar Dağı’ndan getirilen dört metre yüksekliğinde, on ton ağırlığında bir kaya oturtuldu. Kaya parçasına Zübeyde Hanım’ın kabartma bir büstü yerleştirildi.
Anıt mezarın yapımından önce Zübeyde Hanım’ın mezarında bulunan mezar taşı, anıt mezar yapıldığı sırada müze olarak hizmet veren Basmane semtindeki Ayavukla Kilisesi'ne kaldırılmış; 1955'te de İzmir Arkeoloji Müzesi'nin deposunda koruma altına alınmıştır. Orijinal mezar taşı, 2005'ten beri İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.