Cumhuriyet sevdalısı bilim insanı ve yazarımız Muazzez İlmiye Çığ: "Avrupa'nın 400 yılda yaptığı yenileşmeyi 80 yılda yaptık"
Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr
Bilim dünyasının asırlık çınarı Profesör Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk dönemi için “90 yıllık enkazı kaldırdık” diyenlere bu tarih dersini verdi ve ekledi: Atatürk tarih boyunca eşi bulunmayan bir kumandan, siyasetçi, sevgi dolu bir baba, bir önder…
102 yıllık bir Cumhuriyet çınarı, Sümeroloji denince akıllara ilk gelen isim Muazzez İlmiye Çığ. Cumhuriyetle büyüyen modern Türk kadınına en güzel ve çok kıymetli bir örnek oluşturan bilim insanı ve yazarımız…
20 Haziran 1914’te Bursa’da doğan Çığ, 1931’de Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdi ve 4, 5 yıl ilkokul öğretmeni olarak Eskişehir’de çalıştı. Atatürk’ün emriyle Ankara’da kurulan Dil ve tarih Coğrafya fakültesi’nin Hititoloji Bölümü’ne, 15 Şubat 1936’da kaydolan Çığ, Almanya’daki Nazi zulmünden kaçan ve Atatürk Türkiye’sine sığınan Prof. Dr. Hans Gustav Gülerbock’tan Hitit Dili ve Kültürü, Prof. Dr. Benno Landsberger’den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopatamya Kültürü üzerine dersler aldı.
1940 yılında, İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne uzman olarak atandı. O zamana kadar tasnifi yapılmamış binlerce tablet üzerinde, Dr. F. Kraus ve yakın arkadaşı, meslektaşı Hatice Kızılyay ile çalışarak, İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni Paris ‘Louvre’, Londra ‘ British Museum’, Berlin ‘Vorderasiatisches Museum’ gibi bir Eski Ön-Asya dilleri araştırma merkezi haline getirdi. Arşivdeki tabletleri, bilim alemine tanıtmaya başladı. Amerika’dan Almanya’dan Finlandiya’dan gelen uzmanlarla birlikte her biri Sümerololji literatüründe birer kilometre taşı olan yayınlar yaptı.
Cumhuriyetle büyüyen modern Türk kadınına en güzel ve çok kıymetli bir örnek oluşturan bilim insanı ve yazar Muazzez İlmiye Çığ ile Cumhuriyet’ten bugüne Eğitim’i ve ‘Sanat’ı konuştuk.
İŞTE O RÖPORTAJ:
Bu kez Atatürk'ün istediği doğrultuda Sümerliler hakkında öğrendiklerimi halka dönük kitaplar halinde yazdım. Son olarak Atatürk'ün istediği şekilde Sümerlilerin Türklerin bir kolu olduğunu kanıtlayan bir kitap yazarak bu işi sonlandırdım. Çağrılan her yerde konuşmalar yaptım ve yapıyorum. Dış ülkelere pek çok gezi yaptım. İş gezilerim oldu. Bu arada çocuklarımın ve kendi giyeceklerimi, diktim, örgüler yaptım. Yüzyıl dopdolu geçti. Sıkılmaya bile vaktim olmadı…
Cumhuriyetle büyüyen modern Türk kadınına en güzel ve çok kıymetli bir örnek oluşturuyorsunuz. Kadınlarımız Cumhuriyetin değerini biliyor mu sizce?
– Muazzez İlmiye Çığ: Atatürk’ün Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini kurmasının nedeni, o zamana kadar hiç araştırılmamış bir konuyu Türk tarihi, dili ve kültürünü araştıracak uzmanlar yetiştirmek içindi. Bunların araştıracağı Türklerle ilgili bütün milletlerin dilini ve kültürünü bu fakülteye bölüm olarak koydu. Bunlar: Çin, Hind, İran, Rus, Macar. Arap, Yunan, Latin, Hitit, Sumer , Arkeloji, Antropoloji , Genel Tarih ve Coğrafya Bölümleri.
Ayrıca burada yetişeceklere destek olacak Tarih ve Dil Kurumları ile Türklük üzerinde çalışacaklara paket bir program hazırlanmıştı.
Neden Sümerler? Sümerlerde sizi en çok etkileyen ne oldu?
– Muazzez İlmiye Çığ: Çünkü Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesine ilk başvurumda bu bölüm önerildi, ne olduğunu bilmeden kabul ettim ve Alman öğretmenlerin önderliğinde yaptığım çalışmalar bana bugünleri kazandırdı. Ben daha çok Sümer kültürü üzerinde çalıştım.
Beni en çok etkileyen Sümer kültürü ile Türk kültürü arasında yazılı belge bakımından büyük bir zaman aralığı ve yer bakımından aralarında uzun bir açıklık olmasına karşılık yer adları, efsaneler ve geleneklerdeki büyük benzerlikler yanında bir çok kelimelerin anlam ve ses bakımından Türkçeye uyması.
“SÜMEROLOJİ BÖLÜMÜNDEN 70 YILDAN BERİ SES YOK”
Son Sümer Kraliçesi olarak anılıyorsunuz. Bu konuda yetişen isimler arasında çalışmalarıyla sizin takdirinizi kazanan başka Sümerologlar var mı?
– Muazzez İlmiye Çığ: Sümer Kraliçesi adı bir belgeselde söylendi, ben asla istemedim ama söylüyorlar. Ne yazık ki, Sümeroloji bölümünden 70 yıldan beri bir ses yok. Ne yaptıklarını bilmiyorum. Benimle de hiçbir ilişkileri yok.
Türkmenistan’da, İran ve Azerbaycan’da çalışanlar var. Türkiye'de de oldu ama Sümeroloji bölümünden değildi. Biri Türkolog Prof. Osman Nedim Tuna, diğeri mühendis Ünal Mutlu idi, ikisi de rahmetli oldu. Ben son kitabımda bu çalışmalardan örnekler verdim.
Başarınızı neye borçlusunuz, itici gücünüz ne oldu?
– Muazzez İlmiye Çığ: Başarımı, önce çalışmama ve ilgime, sonra da babam öğretmen Zekeriya İtil ve annem Hamide İtil ile eşim değerli insan Kemal Çığ'ın yardımları, hoşgörülerine borçluyum.
Günümüz eğitim sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Muazzez İlmiye Çığ: Okullarda karma eğitimin kalkmasına çok karşıyım. Karma eğitim ile kız ve erkek birbiriyle arkadaş olmaya alışıyorlar. ayrıldıklarında birbirini daha çok ister duruma düşüyorlar. O zaman anormal arkadaşlık ve anormal düşmanlık başlıyor iki cins arasında. Başörtüsü konusuna gelince ben bu konu hakkında çok yazdım, mektuplar gönderdim , ama para etmedi. Ne yazık ki, bütün okumuş kadınlarımız buna karşı sustu. Bu bir din kuralı değil, ama aydınlığa karşı olan siyasetçilerin kadınlar üzerinden amaçlarına erişmek için buldukları bir yol. Kıyafet kanunumuzda laik devletin kurumlarında din kıyafeti ile okuyamaz, çalışamaz. Ama bunu dinleyen kim?Anayasa maddeleri bile hiçe sayılırken…
– Muazzez İlmiye Çığ: Bizim zamanımızda öğretmen okulları vardı. Orada çocuk psikolojisi okutulurdu, Son sınıfta civar okullara gider, oralarda çocuklara ders verir , ders alırdık. Kanımca öğretmenlik mesleği çok zor. Öğretmen, çocukları sevmeli, öğretmeyi bilmeli. Bu ikisine sahip olmayan öğretmen iyi bir öğretmen değildir. Bir çocuğun başarılı ve başarısız olması genellikle öğretmenin elindedir. O bir insan mühendisidir.
– Muazzez İlmiye Çığ: Benim gözümle Atatürk: Tarih boyunca bir eşi bulunmayan bir kumandan, bir siyasetçi , devrimci, sevgi dolu bir baba, bir kardeş,bir arkadaş, bir önder. Bize öyle bir devrim yaptırdı ki, Avrupa'nın 400 yılda yaptığı yenileşmeyi 80 yılda başardık. Aslında Atatürk'ü kelimelerle anlatmak olanaksız bence.
– Muazzez İlmiye Çığ: Bugünkü iktidar elinden gelse bütün sanatları ortadan kaldıracak. Ama yavaş yavaş… Biliyor ki, birden kaldırsa tepki çok büyük olacak.
-Herkesin imrendiği oldukça güçlü bir hafızaya sahipsiniz. Bunun sırrı nedir?
– Muazzez İlmiye Çığ: 2 yıl önce kaybettiğim çok sevdiğim kardeşim Prof.Turan İtil''in Amerika'da yaptığı büyük hafıza araştırması çalışmasına girmiştim. Hafıza güçlendirici ilaçlar vermişti. Belki onun yararı oldu, belki de kendiliğinden iyi idi.
“GENÇLER ÇOK ÇALIŞSIN VE ÇOK OKUSUN”
Sözcü Eğitim aracılığıyla öğretmenlere ve öğrencilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
– Muazzez İlmiye Çığ: Öğretmenler, çocukları sevsinler, onlara saygı göstersinler, sabırlı olsunlar, Gençlerimiz de öğretmenlerine saygı göstersinler, Onlardan gerekli bilgileri alabilmek için çok çalışsın ve çok okusunlar…
Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr
Alıntı kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2016/egitim/muazzez-ilmiye-cig-imam-hatipler-aydinlanmaya-karsi-ama-onun-nimetleriyle-yasiyor-1079123/
Bilim dünyasının asırlık çınarı Profesör Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk dönemi için “90 yıllık enkazı kaldırdık” diyenlere bu tarih dersini verdi ve ekledi: Atatürk tarih boyunca eşi bulunmayan bir kumandan, siyasetçi, sevgi dolu bir baba, bir önder…
102 yıllık bir Cumhuriyet çınarı, Sümeroloji denince akıllara ilk gelen isim Muazzez İlmiye Çığ. Cumhuriyetle büyüyen modern Türk kadınına en güzel ve çok kıymetli bir örnek oluşturan bilim insanı ve yazarımız…
20 Haziran 1914’te Bursa’da doğan Çığ, 1931’de Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdi ve 4, 5 yıl ilkokul öğretmeni olarak Eskişehir’de çalıştı. Atatürk’ün emriyle Ankara’da kurulan Dil ve tarih Coğrafya fakültesi’nin Hititoloji Bölümü’ne, 15 Şubat 1936’da kaydolan Çığ, Almanya’daki Nazi zulmünden kaçan ve Atatürk Türkiye’sine sığınan Prof. Dr. Hans Gustav Gülerbock’tan Hitit Dili ve Kültürü, Prof. Dr. Benno Landsberger’den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopatamya Kültürü üzerine dersler aldı.
1940 yılında, İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne uzman olarak atandı. O zamana kadar tasnifi yapılmamış binlerce tablet üzerinde, Dr. F. Kraus ve yakın arkadaşı, meslektaşı Hatice Kızılyay ile çalışarak, İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni Paris ‘Louvre’, Londra ‘ British Museum’, Berlin ‘Vorderasiatisches Museum’ gibi bir Eski Ön-Asya dilleri araştırma merkezi haline getirdi. Arşivdeki tabletleri, bilim alemine tanıtmaya başladı. Amerika’dan Almanya’dan Finlandiya’dan gelen uzmanlarla birlikte her biri Sümerololji literatüründe birer kilometre taşı olan yayınlar yaptı.
Cumhuriyetle büyüyen modern Türk kadınına en güzel ve çok kıymetli bir örnek oluşturan bilim insanı ve yazar Muazzez İlmiye Çığ ile Cumhuriyet’ten bugüne Eğitim’i ve ‘Sanat’ı konuştuk.
İŞTE O RÖPORTAJ:
Bir yüzyıla neler sığdırdı Muazzez İlmiye Çığ?
“YAŞAMA DÜNYA SAVAŞI İLE GÖZÜMÜ AÇTIM”
– Muazzez İlmiye Çığ: Bir yüzyıla neler sığmadı ki.. Bazen düşünüyorum, bu uzun yıllar içinde hiç boş geçirdiğim gün olmadı. Yaşama Dünya Savaşı ile gözümü açtım. Arkadan yokluklar, acılar, göçmenlikler, savaşın bitmesi ve Cumhuriyetin başlaması sevinci…
Çorum'da başladığım ilk okul ile Bursa'da Öğretmen okulunu bitirerek ilk eğitim devresini tamamladım, yıl 1931. 4.5 yıl Eskişehir'de ilk okul öğretmenliği. Son derece canlı, hareketli, sevinçli geçen yıllar. Çünkü bütün devrimlerimiz halkımız tarafından gürültüsüz patırtısız kabul edilmişti. Arkadan Üniversite Eğitimi Dil ve Trih-Coğrafya fakültesinde 4 yıl, İstanbul Arkeoloji Müzesine geçiş yıl 1940. Müzede hummalı çalışmalar, bir taraftan tabletler düzenleniyor, bir taraftan kitaplar makaleler yazılıyor. Bu arada iki çocuk da yapıp büyütüyorum..Müzede planladığımız iş bitiyor. 33 yıl geçmiş emeklilik başladı. Yazılara, kongrelere devam…Bu kez Atatürk'ün istediği doğrultuda Sümerliler hakkında öğrendiklerimi halka dönük kitaplar halinde yazdım. Son olarak Atatürk'ün istediği şekilde Sümerlilerin Türklerin bir kolu olduğunu kanıtlayan bir kitap yazarak bu işi sonlandırdım. Çağrılan her yerde konuşmalar yaptım ve yapıyorum. Dış ülkelere pek çok gezi yaptım. İş gezilerim oldu. Bu arada çocuklarımın ve kendi giyeceklerimi, diktim, örgüler yaptım. Yüzyıl dopdolu geçti. Sıkılmaya bile vaktim olmadı…
Cumhuriyetle büyüyen modern Türk kadınına en güzel ve çok kıymetli bir örnek oluşturuyorsunuz. Kadınlarımız Cumhuriyetin değerini biliyor mu sizce?
“TEPKİ GÖSTERİLECEK PEK ÇOK KONUDA OKUMUŞ KADINLARIMIZ SUSTU”
–Muazzez İlmiye Çığ: Kadınlarımız bu 80-90 yıl için akıl almayacak kadar bilimden, sanata, medyadan, ticarete her alanda çok büyük başarılar gösterdi, gösteriyor. Çok mutluyum. Bizlere altın tepsi içinde verilen hakların değerini pek bilemedik. En büyük eksiğimiz tepki gösteremedik. Bugüne kadar pek çok tepki gösterecek konular oldu, ne yazık ki , okumuş kadınlarımız sustu. Son zamanlarda köylü kadınlarımızın tepkisini gördükçe çok mutlu oluyorum.“TÜRKLÜK ÜZERİNDE ÇALIŞACAK UZMANLAR YETİŞTİRİLECEKTİ”
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Atatürk’ün adını koyduğu ve özel görev yüklediği bir bilim merkezi ve siz buradan mezunsunuz? Atatürk’ün buraya yüklediği özel görev neydi?– Muazzez İlmiye Çığ: Atatürk’ün Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini kurmasının nedeni, o zamana kadar hiç araştırılmamış bir konuyu Türk tarihi, dili ve kültürünü araştıracak uzmanlar yetiştirmek içindi. Bunların araştıracağı Türklerle ilgili bütün milletlerin dilini ve kültürünü bu fakülteye bölüm olarak koydu. Bunlar: Çin, Hind, İran, Rus, Macar. Arap, Yunan, Latin, Hitit, Sumer , Arkeloji, Antropoloji , Genel Tarih ve Coğrafya Bölümleri.
Ayrıca burada yetişeceklere destek olacak Tarih ve Dil Kurumları ile Türklük üzerinde çalışacaklara paket bir program hazırlanmıştı.
“EĞİTİM VERİLEN ÜRÜNLE BELLİ OLUR”
Tarihe büyük önem veren Ata’nın arzu ettiği eğitim bugün istediği şekilde veriliyor mu?– Muazzez İlmiye Çığ: Bizim zamanımızda yetişen bazı bölümlerdeki arkadaşlardan iyi kitaplar yazanlar oldu. Ama şimdi eğitimin nasıl olduğunu bilmiyorum. Eğitim verilen ürünle belli olur.. Medyanın da ilgisi olmalı yapılan ve yapılmayanlara. Bazen çok önemli doktora tezleri oluyor. Bunlar yayınlanmıyor. Ama haber olarak verilebilir, böylece hem çalışan onurlandırılır, hem de halkımızın yapılanlardan haberi olur kanısındayım.
TÜRK KÜLTÜRÜNE BENZEMESİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ
– Muazzez İlmiye Çığ: Çünkü Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesine ilk başvurumda bu bölüm önerildi, ne olduğunu bilmeden kabul ettim ve Alman öğretmenlerin önderliğinde yaptığım çalışmalar bana bugünleri kazandırdı. Ben daha çok Sümer kültürü üzerinde çalıştım.
Beni en çok etkileyen Sümer kültürü ile Türk kültürü arasında yazılı belge bakımından büyük bir zaman aralığı ve yer bakımından aralarında uzun bir açıklık olmasına karşılık yer adları, efsaneler ve geleneklerdeki büyük benzerlikler yanında bir çok kelimelerin anlam ve ses bakımından Türkçeye uyması.
“SÜMEROLOJİ BÖLÜMÜNDEN 70 YILDAN BERİ SES YOK”
Son Sümer Kraliçesi olarak anılıyorsunuz. Bu konuda yetişen isimler arasında çalışmalarıyla sizin takdirinizi kazanan başka Sümerologlar var mı?
– Muazzez İlmiye Çığ: Sümer Kraliçesi adı bir belgeselde söylendi, ben asla istemedim ama söylüyorlar. Ne yazık ki, Sümeroloji bölümünden 70 yıldan beri bir ses yok. Ne yaptıklarını bilmiyorum. Benimle de hiçbir ilişkileri yok.
Türkmenistan’da, İran ve Azerbaycan’da çalışanlar var. Türkiye'de de oldu ama Sümeroloji bölümünden değildi. Biri Türkolog Prof. Osman Nedim Tuna, diğeri mühendis Ünal Mutlu idi, ikisi de rahmetli oldu. Ben son kitabımda bu çalışmalardan örnekler verdim.
Başarınızı neye borçlusunuz, itici gücünüz ne oldu?
– Muazzez İlmiye Çığ: Başarımı, önce çalışmama ve ilgime, sonra da babam öğretmen Zekeriya İtil ve annem Hamide İtil ile eşim değerli insan Kemal Çığ'ın yardımları, hoşgörülerine borçluyum.
Günümüz eğitim sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“DİN YASAĞI İLE SANATA YETENEKLİ ÇOCUKLAR YOK OLUP GİDİYOR”
– Muazzez İlmiye Çığ: Günümüzde eğitim sistemi hakkında eğitimci dostlarımdan duyduğum; birkaç türlü eğitim sistemi olmuş: Özel okullar, devlet okulları, İmam Hatipler… İmam Hatipler, din üzerine kurulmuş, eski medreseler gibi aydınlanmaya karşı, ama onun nimetleriyle yaşıyorlar. Bunlar üniversiteye de girebiliyorlar. Üniversitelerde bilim yapılır. Bilim düşünen, araştıran kafa ister, bu gençler böyle yetiştirilmedikleri için ne kendilerine ne de insanlığa yararlı olabilirler. Üstelik bunlar arasında kimbilir ne kadar sanata yetenekli olanlar vardır ama, din yasağı ile onlar da yok olup gidecek. Diğer devlet okullarında yetişen çocukların yazıları çok çirkin, bir konuyu doğru dürüst yazamıyorlarmış, ilgisizlermiş.. Bütün derslerin İngilizce okutulmasına şiddetle karşıyım. Bu yüzden çocuklar Türkçeyi öğrenemiyor, hatta unutuyorlar. İngilizce ayrıca okutulmalı. Ama matematik, fizik gibi dersler Türkçe okutulmalı…“BAŞÖRTÜSÜ BİR DİN KURALI DEĞİL”
Okullarda başörtüsü, karma eğitim tartışmaları yine gündemde. Bu konuda neler söylemek istersiniz?– Muazzez İlmiye Çığ: Okullarda karma eğitimin kalkmasına çok karşıyım. Karma eğitim ile kız ve erkek birbiriyle arkadaş olmaya alışıyorlar. ayrıldıklarında birbirini daha çok ister duruma düşüyorlar. O zaman anormal arkadaşlık ve anormal düşmanlık başlıyor iki cins arasında. Başörtüsü konusuna gelince ben bu konu hakkında çok yazdım, mektuplar gönderdim , ama para etmedi. Ne yazık ki, bütün okumuş kadınlarımız buna karşı sustu. Bu bir din kuralı değil, ama aydınlığa karşı olan siyasetçilerin kadınlar üzerinden amaçlarına erişmek için buldukları bir yol. Kıyafet kanunumuzda laik devletin kurumlarında din kıyafeti ile okuyamaz, çalışamaz. Ama bunu dinleyen kim?Anayasa maddeleri bile hiçe sayılırken…
“ÖĞRETMEN BİR İNSAN MÜHENDİSİDİR”
Öğretmen bir babanın kızı ve Öğretmen Okulu mezunu bir öğretmen olarak günümüz öğretmen eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Öğretmenler hangi kazanımlara sahip olmalı?– Muazzez İlmiye Çığ: Bizim zamanımızda öğretmen okulları vardı. Orada çocuk psikolojisi okutulurdu, Son sınıfta civar okullara gider, oralarda çocuklara ders verir , ders alırdık. Kanımca öğretmenlik mesleği çok zor. Öğretmen, çocukları sevmeli, öğretmeyi bilmeli. Bu ikisine sahip olmayan öğretmen iyi bir öğretmen değildir. Bir çocuğun başarılı ve başarısız olması genellikle öğretmenin elindedir. O bir insan mühendisidir.
“DEVRİMLERİYLE AVRUPA’NIN 400 YILDA YAPTIĞINI 80 YILDA BAŞARDIK”
Muazzez İlmiye Çığ’ın gözüyle Atatürk’ü anlatabilir misiniz?– Muazzez İlmiye Çığ: Benim gözümle Atatürk: Tarih boyunca bir eşi bulunmayan bir kumandan, bir siyasetçi , devrimci, sevgi dolu bir baba, bir kardeş,bir arkadaş, bir önder. Bize öyle bir devrim yaptırdı ki, Avrupa'nın 400 yılda yaptığı yenileşmeyi 80 yılda başardık. Aslında Atatürk'ü kelimelerle anlatmak olanaksız bence.
“İKTİDAR ELİNDEN GELSE SANATI ORTADAN KALDIRACAK”
Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Atatürk, “Devrimler ancak sanatla yürür” diyor. Bugünkü iktidarın sanata ve sanatçıya yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?– Muazzez İlmiye Çığ: Bugünkü iktidar elinden gelse bütün sanatları ortadan kaldıracak. Ama yavaş yavaş… Biliyor ki, birden kaldırsa tepki çok büyük olacak.
-Herkesin imrendiği oldukça güçlü bir hafızaya sahipsiniz. Bunun sırrı nedir?
– Muazzez İlmiye Çığ: 2 yıl önce kaybettiğim çok sevdiğim kardeşim Prof.Turan İtil''in Amerika'da yaptığı büyük hafıza araştırması çalışmasına girmiştim. Hafıza güçlendirici ilaçlar vermişti. Belki onun yararı oldu, belki de kendiliğinden iyi idi.
“GENÇLER ÇOK ÇALIŞSIN VE ÇOK OKUSUN”
Sözcü Eğitim aracılığıyla öğretmenlere ve öğrencilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
– Muazzez İlmiye Çığ: Öğretmenler, çocukları sevsinler, onlara saygı göstersinler, sabırlı olsunlar, Gençlerimiz de öğretmenlerine saygı göstersinler, Onlardan gerekli bilgileri alabilmek için çok çalışsın ve çok okusunlar…
Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr
Alıntı kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2016/egitim/muazzez-ilmiye-cig-imam-hatipler-aydinlanmaya-karsi-ama-onun-nimetleriyle-yasiyor-1079123/