20170606

HAKAS HALKI : SOYU, AİLE YAPISI, YAŞADIKLARI YERLER

HAKAS HALKI : SOYU, AİLE YAPISI, YAŞADIKLARI YERLER


Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : 



Geçmişte Hakaslar’da seoklar denilen geleneksel sosyal etnik mensubiyet şekli yaygındı. Seoklar (Hakasça ‘kemik’) genellikle soylarla ile özdeşleştirilirdi. Hakasya’nın nüfusu 150’den fazla seok’tan ibaretti. Bu seokların fazla büyük olması halinde onların temelinde idari birimler oluşturulurdu.
Seoklardan başka Hakas halkı Kaç, Sagay, Beltir, Birüsin, Koybal ve Kızılkaya olan altı ana etnik gruptan ibarettir.
Kendini ‘Haaş’ ya da ‘Haas’ şeklinde adlandıran Kaçlar Sayan dağlarından kuzey denizine doğru Yenisey Irmağı boyunca uzanan ve Kaça Irmağı’nın aktığı bölgede oturuyordu. Rus kökenli ‘Kaçlar’ ismi XVII. yüzyılda onların en büyük seoku olan Haşha’dan meydana geldi. Aynı şekilde Kızılkayalar Kızıl Seoku, Sagaylar – Sagay Seoku’nun ismine göre adlandırıldı. Koyballar Kaçlar ve Sagaylar tarafından hemen hemen asimile edilmiş durumunda.
Hakaslar arasında XIX. yüzyılda seokların yerine gelen yaklaşık 1350 çeşitli soyadı yaygındır. Onlar XVIII. yüzyılın ortasına kadar yani Hakasların Rusya’nın içine girmesine kadar Hakasya topraklarında yaşayan Hakas atalarının adlarından kaynaklanıyor. O dönemde Hakasya’da yaklaşık 1200-1300 aile yaşıyordu.
Bütün Hakas etnik gruplarına özgü olan seokların renge göre ayrımı (beyaz-siyah) onların Türk kökenlerinin göstergesi. Seokların nehirli ve dağlı olanlarına ayrımına sadece Birüsin ve Beltirler’de rastlanır. Tarih boyunca oluşan bu özellikler etnik grupların yerel özelliklerini gösteriyor.

Hakasların yaşadıkları yer

Hakas meskun yerleri genellikle akraba bağlantıları olan aal isimli 10-15 göçebe çadırından ibaretti. Hakaslarda, Sibirya’nın başka Türk dili konuşan halklarında olduğu gibi ne şehir, ne de köy veya kasabalar vardı.
Aallar’a genellikle onun muhtarının ismi veya soyadı verilirdi. Yeni muhtarın seçilmesi halinde aalın adı da ona göre değiştirilirdi.
XVII-XIX yüzyıllarında Hakasların ana ev türü ib isimli çadırlardı. Hakas dilinde ib sözcüğü sadece ‘çadır’ değil, ev gibi daha geniş anlama geliyordu. Bu sözcüğe bir sürü başka kelimelerde de rastlanır, bu arada ipçi – kadın (evli ), tiprib – kilise ( gök evi), harib – hapishane (Hakasça siyah ev) v.s.
Yurt çadırları göçebe yaşam tarzına en uygun bir ev türüdür. XIX. yüzyılın ortasına kadar Hakaslar arasında en yaygın çadır şekli taşınabilir kubbe çadırdı. Bu çadırın taşınması için 3’ten 6’ya kadar at gerekiyordu, 3-4 insan onu yaklaşık yarım saatte kurardı.
Hakaslar’da çarça isimli sabit silindrik ahşap kafes işi keçe kaplamalı çadırlar da yaygındı. XIX. yüzyılın ortasından itibaren Hakaslar arasında aas ib adlandırılan sabit ahşap çadırlar yayılmaya başladı. Bu çadırların 6’dan 14’e kadar köşesi olabilirdi. Çadırın ortalama yüksekliği 3,5 metreya kadar, çapı 6-8 metre’ydi.

Hakas ailesinde annebaba-çocuk ilişkileri

İÇERİK RESİMLERİ

Hakas ailesindeki ilişkiler küçüklerin büyüklere itaat ilkesine dayanır. Çocuklar anne babalarına tamamen bağlılar.

Çocuklar reşit yaşına girdikten veya evlendikten sonra bile anne babasının hayatına etkisi bitmez. Çocuklar hayatının sonuna kadar anne babaya itaat etmeli ve saygı göstermelidirler.
Hakaslar uzun tarih boyunca ‘Küçükleri büyüklerine saygı göstermeyen millete yazık olsun’ ilkesine dayanan bir sürü kuralları geliştirmiş oldular.
Anne ve babanın çocuklarından itaat isteme, emeklerinden faydalanma, her türlü itaatsızlık nedeniyle cezalandırma hakkına sahipler.
Çocukların anne babasından eğitim alma ve 18 yaşına girene kadar beslenme hakkına sahip. Mesela bekar kızların çeyiz alma hakkı vardı. Bekar erkeğe ise dünya evine girerken başlık parası verilirdi.
Anne babaya yapılan hakaret dayak ve herkesin önünde utandırma ile cezalandırılırdı.
Evli oğul ayrı bir evin sahibiydi, ama yardıma muhtaç olan babası oğlunun onu evine alması ve yedirip içermesini her zaman isteyebilirdi. Annesinin de aynı hakkı vardı. Çocukların anne babası ile kavga etmesi söz konusu bile değildi.
Kız sadece evlenene kadar ailenin üyesi kalırdı. Evlendikten sonra ailesiyle bağları hemen hemen kopardı. Hakaslar, ‘Kızları boşuna yediriyoruz, insan için büyütüyoruz’ derlerdi.
Oğlanın doğumu modern ve eski Türk dili konuşan halklarda anne babanın toplumsal öneminin arttığı anlamına gelir. Yine de kızın dünyaya gelmesi mutsuzluk olarak algılanmazdı. Kızlara şefkatli bir yaklaşım geleneği Güney Sibirya’da yaşayan Türklerde günümüze kadar gelmiştir.
Yardıma muhtaç olan baba sadece damadın izniyle, anne ise evine alabilecek oğullarının olmaması halinde kızının evine taşınabilir.
Ailedeki ilişkiler yüzyıllar boyunca zor bir yaşam koşullarında şekilleniyordu. Bu koşullarda Hakas ailesinin bütün üyelerine güvenmeli, ona zor bir durumda yardım edeceklerini bilmeli. Bu yüzden Hakas aileleri çok sağlamdır.

Hakasya Haritası (Kırmızı Yer)