20170609

Yusuf Akçura'nın hayatı




YUSUF AKÇURA

Kazanlı Yusuf Akçura (Tatarca: Yosıf Aqçura
2 Aralık 1876[1] Ulyanovsk, Simbir – 11 Mart 1935, İstanbul), 

Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar yazar ve siyasetçi.
  • Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyelerindendir.
  • TBMM’de 2, 3 ve 4. dönem İstanbul milletvekili, 5. dönemde 1935’te Kars milletvekili olarak mecliste yer almıştır.
  • 1904 yılında yayımladığı Üç Tarzı Siyaset adlı makalesi Türkçülük akımının manifestosu kabul edilir.
  • Akçura’nın Türkçü düşünce tarihindeki yeri, çağdaşı olan Ziya Gökalp’in gölgesinde kalmıştır fakat Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışma arkadaşı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel yapısının oluşmasında katkıları olmuştur.
  • Yusuf Akçura’nın Türkçü fikirleri, Sovyetlerin çökmesi ve Orta Asya’daki Türk Devletleri’nin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla yeniden güncellik kazanmıştır.


Hayatı


  • 2 Aralık 1876’da Moskova’nın doğusundaki Ulyanovsk’ta (eski adıyla Simbir) dünyaya geldi.


  • Kazan’a göç etmiş Kırım Türkleri’nden aristokrat bir ailenin mensubu idi.


  • Babası çuha fabrikası sahibi fabrikatör Hasan Bey, annesi Yunusoğulları’ndan Bibi Kamer Banu Hanım idi.


  • 2 yaşında iken babasını kaybetti ve annesi ile birlikte yedi yaşına gelmeden İstanbul’a göç ettiler.


  • Annesi, İstanbul’da Dağıstanlı Osman Bey ile evlendi.


  • Osman Bey, Yusuf’un eğitimi ile yakından ilgilendi, onu asker olmaya teşvik etti.


  • Kuleli Askeri Lisesi’nde öğrenim gördükten sonra 1895 yılında Harbiye Mektebi’ne girdi.


  • Harbiye yıllarında Necip Asım Yazıksız’ın, Velet Çelebi’nin, Bursalı Tahir Bey’in Türkçülüğe ait yazıları ile İsmail Gaspıralı’nın Bahçesaray’da yayımlanan ve bir ara İstanbul’da da dağıtılan Tercüman Gazetesi Türkçülük fikirlerinin oluşmasını etkiledi.


  • 1897’de Malumat Dergisi’nde yayımladığı “Şehabettin Hazret” adlı ilk makalesini Rusya Türkleri ile Osmanlı Türkleri’ni tanıştırma amacıyla kaleme aldı.




Fizan Sürgünü

  • Okulun 2. sınıfında iken Türkçülük hareketlerine katılmaktan dolayı 45 gün ceza aldı.
  • Erkân-ı Harbiye sınıfına ayrıldıktan sonra askeri mahkeme tarafından müebbet olarak Fizan’a sürgün edildi ve askerlikten uzaklaştırıldı.
  • Fizan’a sürgün edilen diğer 83 kişi ile beraber 1899’da Trablusgarp’a ulaştı.
  • Onları Fizan’a gönderecek yol parası bulunamadığından Trablusgarp’ta hapsedildiler.
  • İttihat ve Terakki Partisi’nin girişimleri sonucu bir süre sonra şehir içinde serbest dolaşma izni aldı ve bazı resmi görevler aldı.
  • Aynı yıl, kendisiyle birlikte sürgün edilmiş olan Ahmet Ferit Bey (Tek) ile Fransa’ya kaçtı.


Paris yılları

  • Akçuralı Yusuf, Paris’te üç yıl Siyasal Bilgiler Okulu’na devam etti.
  • Türkçülük fikirleri yaşamının bu döneminde olgunlaştı.
  • Okulda, Albert Sorel gibi ulus öğetisinin üzerinde ısrarla duran profesörlerden ders almıştı.
  • Eski bir Jön Türk olan Türk mülteci Dr. Şerafettin Mağmumi’nin telkinleri de Akçura’nın görüşlerinde etkili oldu.
  • “Osmanlı Devleti Kurumlarının tarihi Üstüne Bir Deneme” adlı tezini vererek okuldan, üçüncülükle mezun oldu.

Kazan yılları
  • 1903 yılında, İstanbul’a dönmesi yasak olduğu için amcasının yanına Kazan’a gitti ve dört yıl kaldı. Tarih, Coğrafya ve Osmanlı Türk Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
  • Ahmet Rıza’nın çıkardığı Şurayı Ümmet ve Meşveret gazetelerinde adsız yazıları yayımlandı.
  • Kazan’da iken yazdığı ve onu Türk siyasal hayatında meşhur eden Üç Tarzı Siyaset isimli dizi makalesi 1904 yılında Mısır (Kahire)’da yayımlanan “Türk” adlı gazetede çıktı.
  • Türkçülük akımının manifestosu olarak kabul edilen 32 sayfalık makalesinde Akçura, Osmanlı İmparatorluğu’nun tekrar toparlanabilmesi için üç ana görüşün bulunduğunu (Osmanlıcılık, İslamcılık, Türk Milliyetçiliği) ve bunlar arasında en uygununun Türk Milliyetçiliği doktrini olduğunu savundu.
  • Akçura, İstanbul’a geldiği 1908’e kadar Kazan’da siyasal ve kültürel faaliyetlerde bulundu.
  • Türkçülük fikrini yaymak üzere “Kazan Muhbiri” adlı bir gazete çıkardı.
  • Gaspıralı İsmail Bey, Alimerdan Bey, Abdürreşit Kadı İbrahimof gibi Türkçülerle birlikte 1905’te “Rusya Müslümanları İttifakı” adında büyük bir parti kurdu.
  • Kuzey Türkleri bu parti sayesinde ilk kez Rus meclisi Duma’ya temsilci gönderdi.
  • Akçura, seçimler bitene kadar hapiste tutulmuştu.

  • 1907’de Rusya’da meclis dağıtılmış, kanunlar Rus olmayanlar aleyhine değişmişti.
  • Bu gelişmelere karşı yayın yapan Akçura tutuklanmak için arandığı sırada Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet’in ilan edildiğini öğrendi.
  • Bunun üzerine işlerini tasfiye edip 1908 yılının Ekim’inde İstanbul’a gitti.



İstanbul’da siyasi faaliyetleri

  • İstanbul’a geldikten sonra Darülfünun’da ve Mülkiye Mektebi’nde öğretmenlik tarih dersleri verdi.
  • Bütün ısrarlara rağmen İttihat ve Terakki Partisi’ne girmedi.
  • 25 Aralık 1908’de İstanbul’da, Ahmet Mithat, Emrullah Efendi, Necip Asım, Bursalı Fuat Raif, Feylesof Rıza Tevfik ve Ahmet Ferit (Tek) ile birlikte Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı.
  • Türk milliyetçilik esasına dayalı ilk dernek olan Türk Derneği’nin ömrü kısa oldu, yerine 18 Ağustos 1911 ‘de Türk Yurdu Derneği kuruldu.
  • Mehmet Emin (Yurdakul), Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzade Ali Bey, Doktor Akil Muhtar Bey ile birlikte Akçuralı Yusuf da kurucular arasında yer aldı ve derneğin yayın organı olan Türk Yurdu Dergisi’ni 17 yıl boyunca idare etti.
  • 1912’de kurulan Türk Ocağı’nın kuruluşunda da aktif rol aldı.
  • Yusuf Akçura, Rusya’daki Türklerin haklarını korumak için de büyük bir siyasi örgüt kurdu.
  • “Rusya Mahkumu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Cemiyeti” adlı örgüt, 1916’da kuruldu.
  • Çeşitli Avrupa ülkelerinde Rusya’daki Türklerin haklarını dile getiren konferanslar verdi.
  • 1918 yılında Rusya’daki Türk esirleri kurtarmak için Hilâl-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) temsilcisi olarak Rusya’ya gitti ve bir yıl kaldı.


Milli Mücadele Yılları


  • 1919 yılında yurda döndüğünde arkadaşı Ahmet Ferit (Tek) Bey’in kurduğu siyasi bir parti olan Milli Türk Fırkası’na katıldı.
  • Aynı yılın sonunda İngilizler tarafından tutuklandı.
  • 1920’de hapisten çıkınca Ahmet Ferit Bey’in eşi Müfide Ferit’in kız kardeşi Selma Hanım ile evlendi ve Milli Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçti.
  • Hariciye Vekâleti’nde (Dışişleri Bakanlığı) Genel Müdür olarak görev yaptı.
  • 1923 yılında İstanbul mebusu seçilerek meclise girdi.




Tarih Çalışmaları

  • 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi’nde siyasi tarih dersleri vermeye başlayan Yusuf Akçura, Mustafa Kemal’in kültür ve politika danışmanı olarak çalışmaktaydı.
  • 1931’de Atatürk tarafından Türk Tarih Kurumu’nun kuruluşunda görevlendirildi ve ertesi yıl kurumun başına getirildi.
  • Türk Tarih Kongresi’ni yönetti. 1933 Üniversite Reformundan sonra İstanbul Üniversitesi’nde Siyasi Tarih profesörü oldu.
  • Yusuf Akçura, Kars milletvekili iken 11 Mart 1935’te geçirdiği kalp krizi sonucunda İstanbul’da öldü.
  • Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.



Görüşleri

Birinci Türk Tarih Kongresi’nde sunduğu tebliğden:
“Tarih mücerret bir ilim değildir. Tarih hayat içindir; Tarih milletlerin, kavimlerin varlıklarını muhafaza etmek, kuvvetlerini inkişaf ettirmek içindir.”


Eserleri

  • Şurayı Ümmet’te Çıkan Makalelerim


  • Üç Tarzı Siyaset
  • Siyaset ve İktisat
  • Türkçülüğün Tarihi


Kaynaklar

Dr. Cemal Avcı, Yusuf Akçura Hayatı, Eserleri ve Etkileri Uluslararası IV. Türk Kültürü Kongresi Bildirileri (4-7 Kasım 1997), Ankara, 2000, Cilt 3, Sayfa 85-89

Sami YavrucukTürkçülüğün Teorisyeni Yusuf Akçura Yeniçağ Gazetesi

Türk Tarih Kurumu web sitesi Prof. Yusuf Akçura sayfası

Kemal Şenoğlu, “Yusuf Akçura, Kemalizmin İdeoloğu” İstanbul, Kaynak Yayınları, 2009

Türkçülüğün Tarihi, Yusuf Akçura, Kaynak Yayınları, 3. baskı, 2008.



Kaynakça
Makedonya’dan Ortaasya’ya ENVER PAŞA (1908-1914), 
Şevket Süreyya Aydemir, Mart 2005, 9.b., ISBN 975-14-0396-0, 
Cilt II, s:472 dipnot
Çankaya, Ankara, Türkiye

https://abdullahabdurrahman.wordpress.com/2015/03/29/yusuf-akcura-alintidir/

📰✍️🇹🇷Milli Devlet Devrimci İradeyle korunur ve güçlenir -Ercan Dolapçı

Milli devlet devrimci iradeyle korunur ve güçlenir İşgale uğradık, ordumuzu örgütledik, emperyalizmi yendik, Cumhuriyetimizi, millî devletim...