Ahilik nedir?
Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır
Ahilik sözcüğünün kökeni
Bu konuda esas olarak iki iddia mevcuttur. İlk iddiaya göre kelime Arapça kökenlidir. Buna göre "Ahi" kelimesi Ahiyye’nin tekili olan "ah&" kelimesine birinci tekil "ya"sı ilave olunarak &ahi" şeklinde telaffuz olunmuş halidir. Bu fikre göre ahi’nin sözlük manası "kardeşim" demektir. Bu iddianın güçlü yanı, Ahiliğin ilk olarak Araplarda Fütüvvet Teşkilatı adıyla çıkması, dolayısıyla Ahilik ile ilgili terimlerin Arapça olması gereğidir. Ancak bu kanıt yeterli değildir. İkinci iddiaya göre Ahi kelimesi Türkçe Akı kelimesinin zamanla değişimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu görüşün haklılık payı oldukça yüksektir. Zira bu kelimenin Ahi birlikleri içinde zaman zaman Ahi Baba şeklinde ifade edildiğini görüyoruz. Buna göre kelimenin Arapça manası ile düşünüldüğünde "Kardeşim Baba" diye bir tabir uygun düşmüyor. Fakat Divânu Lügati’t-Türk’te akı, eli açık, koçak, selek, cömert, yiğit, delikanlı gibi manalar ifade eden Akı kelimesiyle düşünüldüğünde "Ahi Baba" tabiri daha mantıklı görünüyor.
Ahi Evran ve Ahilik Teşkilatı’nın kuruluşu
Orta Asya’da hüküm süren Oğuz Yabgu Devleti yıkılınca, Oğuz Türkleri yavaş yavaş Selçuklu egemenliği altına girerek Anadolu’ya göç etmeye başladı. Ekseriyeti göçebe olan Oğuzlar, kopup geldikleri Orta Asya steplerine benzediği için daha çok Orta Anadolu kırsalını mesken olarak tercih ediyorlardı. Dolayısıyla Orta Anadolu’nun Türkleşip İslamlaşması hızlı olurken, şehirlerde bu dönüşüm yavaştı. İslam dini de, yerleşik hayatı gerekli kılıyordu. İşte bu sebeple, göçebe Türkmenlerin İslamlaşma sürecini hızlandırmak, Anadolu’yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tacirleriyle rekabet edebilmek amacıyla ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle Ahi teşkilatı Anadolu’da kuruldu. Kısacası Anadolu’da Ahiliğin şekillenmesi ve köylere kadar teşkilatlanması politik ve sosyo ekonomik bir mecburiyetin ürünüdür.
Ahiliğin kuruluşu ve Anadolu’da yayılışı
Bazı araştırmalar Ahiliğin Kırşehir’de ortaya çıktığını ileri sürer. Diğer bir görüşe göre, Bağdat’ta büyük üstadlardan ders alan Ahi Evran, Arapların kurduğu Fütüvvet Teşkilatı’ndan etkilenerek, 1205’te Anadolu’ya gelmesinden kısa bir süre sonra ilk olarak Kayseri’de Ahilik Teşkilatını kurmuştur. Ahiliğin kuruluşu ve Anadolu’da yayılışı Bazı araştırmalar Ahiliğin Kırşehir’de ortaya çıktığını ileri sürer. Diğer bir görüşe göre, Bağdat’ta büyük üstadlardan ders alan Ahi Evran, Arapların kurduğu Fütüvvet Teşkilatı’ndan etkilenerek, 1205’te Anadolu’ya gelmesinden kısa bir süre sonra ilk olarak Kayseri’de Ahilik Teşkilatını kurmuştur.
Ahilik Teşkilatı"nın sonuçları
Ahilik, Anadolu’da köylere kadar yayılarak Anadolu’nun daha kısa sürede Türkleşip İslamlaşmasını sağlamıştır. Göçebe Türkmenler yerleşik hayata geçirilerek hem İslami uyum kolaylaşmış, hem de Türk şehirciliği hız kazanmıştır. 13. yüzyılın ikinci yarısına kadar çoğunlukla Türk olmayan yerli halkın elindeki sanat ve ticaret işlerine Müslüman Türkler de katılmış ve hızlanma kazandırmıştır. Türk esnaf ve sanatkarları arasında sağlanan dayanışma ve yardımlaşma sayesinde Ahilik önemli bir güç haline gelmiş, hız kazanmış, asayişin bozulduğu zamanlarda kendi otoritesini yürütmüştür.
Ahiliğin 7 kuralı
Ahi olmak ve peştemal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir;
1-) Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak
2-) Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak
3-) Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak
4-) Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak
5-) Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak
6-) Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, marifet kapısını açmak
7-) Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak
Ahilik teşkilatının özellikleri
Ahilik Teşkilatı, Selçuklular döneminde ekonomik ve ticari faaliyetlerinin yanı sıra, askeri ve siyasi faaliyetlerde de bulunmuş, aynen Bektaşi ve Yeniçeri Ocaklarında olduğu gibi Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda ve güçlenmesinde de etkin rol oynamışlardır.
Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı’nın kurulmasında etkin olan dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilatı’na mensup şeyhlerdir.
Alıntı kaynak: http://www.akasyam.com/ahilik-nedir-141813/
Ahilik nedir? Ahilik Nasıl ve Neden Ortaya Çıkmıştır.
Anadolu’da Selçuklu döneminde başlayan ve Osmanlı döneminde kurumsallaşmasını tamamlayan çok önemli bir sistemdir. Anadolu’da sanat ve ticaretle uğraşan veya uğraşmak isteyen halkın mesleki açıdan yetişmesini sağlayan, ahlaki noktada disipline eden, iş yaşamında iş ahlakı sahibi ve iyi insan meziyetlerini kazanmış insanlar yetiştirmeyi ve böylelikle ekonomik hayata kalite ve standart kazandırmayı amaç edinmiş toplumsal yapının önemli unsuruydu. Kendi içinde kurum ve kuralları olan Ahi teşkilatının kurucusu Ahi Evran’dır. Ahilik sisteminin günümüzdeki karşılığı esnaf ve sanatkarlar odalarıdır. Ahilik sosyal ve ekonomik yönleri olan güzel ahlakın, doğruluk, kardeşlik ve yardımlaşma gibi meziyetlerin gelişmesine hizmet etmektedir.
Oğuzlar Orta Asya’daki gücünü kaybedip yıkılınca Anadolu’ya doğru göçe başlamışlar ve Selçuklu hakimiyetini kabul etmeye başlamışlardır. Ağırlıklı olarak Orta Anadolu’ya yerleşmişlerdir. Orta Anadolu’da yoğunlaşan ve islamlaşan Türk nüfusu İslamın’da yaşantı tarzına uygun olarak yerleşik bir hayat benimseyerek göç ebe alışkanlıklarını bıraktılar. Anadolu şehirlerinde yaşayan yerli halk olan rum ve ermeniler ile ticari hayatta mücadele edebilmek adına Ahilik Sistemini kurdular. Ahiliğin kurulup organize olması ve köylere kadar yayılması aslında bir zaruretin sonucuydu.
Ahiliğin kurucusu Ahi Evran Azerbaycan’ın hoy kasabasında doğmuştur. 1205 te Anadolu’ya gelmiş ve ilk ahilik sistemini Kayseri’de kurmuştur. Ahi Evran’a manen bağlı bu teşkilatlar Onun koyduğu kurallar doğrultusunda hareket etmiş ve teşkilatlanmışlardır. Birbirine organik bir bağla bağlı Ahilik teşkilatı Anadolu’nun her köşesini sarmış ve halka halkla hizmet etmiştir.
Ahiler Osmanlının kurulup güçlenmesinde etkili olmuşlardır. Osmanlı’nın ilk padişah ve vezirleri genellikle Ahilik sisteminin şeyhlerindendi. 17. Yüzyıla kadar ahilik Müslümanlara hizmet eden bir kuruluş olmakla birlikte bu tarihten sonra devletin sınırlarının büyümesi ve farklı azınlıkların devlet yapısına dahil olmasından sonra bu yeni oluşan yapıya gedik denmiştir. Ahilikte üç dereceli bir sistem vardır.
Yiğit kalfa halife
Yamak usta şeyh
Çırak ahi şeyh-ül meşayıh
Kişinin Ahiliğe kabul edile bilmesi için bir Ahi tarafından önerilmesi ve yedi kötü hareketten kurtulup, yedi güzel hareketi benimsemesi gerekir. Gayri müslimler, hakkında kötü zan olanlar ve kötü düşünülenler, zina yaptığı ispatla şamil olanlar, insan ve hayvana kast edenler, hırsızlık hükmü olanlar, dellal, cerrah, avcı ve vergi memurları, dolandırıcılar Ahi olamazdı. Kadınlar da Ahi olamazdı.
-Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak
-Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, bilim ve mülâyemet kapısını açmak
-Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak
-Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak
-Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak
-Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet kapısını açmak
-Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak
Alıntı kaynak: http://www.guncelsayfam.com/ahilik-nedir-ahilik-nasil-ve-neden-ortaya-cikmistir.html