Yazının başlığı dünkü Aydınlık'taki haberden
alınmıştır. Erzincan'daki Keşiş Dağı'nın yamacına 1982 yılında yapılan
Atatürk resminin giderek silinmesi hatta yok olmasına ilişkin kaygıları
dile getiriyor Aydınlık'taki haber. Gerçekten çok ilgi çekici haber ve
güzel bir gazetecilik örneği. Atatürk'ün başı ve imzasından oluşan
resim, o günlerde Erzincan'da kısa dönem askerlik yapan Mustafa Aydemir
tarafından projelendirilip, onun tarafından belirlenen bir ekibin
olağanüstü emeği sonucunda başarılmış. Haberi okurken yaklaşık 35 yıl
öncesine dalıp gittim.
Erzincan, etrafı dağlarla çevrili ortası ise bağlık güzel kentlerimizden biri. 1983 yılında dört aylık kısa dönem askerlik görevimi yapmak için Mart ayının altıncı günü batıdaki dağları aşıp Erzincan ovasına girdiğimde, doğudaki Keşiş Dağı'nın yamacında gördüğüm o olağanüstü Atatürk resmi Erzincan'a ilişkin ilk gözlemimim ve en güzel anım olarak belleğime yerleşti. Eğitim alanından Keşiş Dağı'nı bir tablo güzelliğinde görür, bu dağın en özel yerinde Atatürk resmi de bütün canlılığı ile bizlere bakardı. 140 metre genişliğinde, 180 metre yüksekliğinde, uzaydan görünen eşsiz, benzersiz bir Atatürk resmi düşünün...
HAYDİ ATATÜRK'E KOŞALIM
Yemin töreninden sonra Tabur Takımı seçmeleri yapılmış ve ben takımın bir elemanı olmak bir yana bizim Batarya komutanı Kıdemli Üsteğmen Özgen Altıparmak tarafından hoca olarak da atanmıştım. Zaten askere, o günlerde bugünkü birinci ligde olan Beykoz'un hocası olarak gitmiştim. Spora çok mereklı hemen hemen her branşta hakemliği, antrenörlük belgesi olan Özgen Üsteğmen takımı bana teslim etmiş, bize özel bir de koğuş vermişti. Hergün Işıkpınar Köyü'ne koşar, orada kahvaltı ederdik. Bazen hızımızı alamaz "haydi arkadaşlar Atatürk'e koşalım" derdim ki, o sırada Keşiş Dağı'nın yamacına da varmış olurduk.
Biz antrenmanları yapıp, çekişme (rekabet) düzeyi çok yüksek olan taburlararası maçları oynadığımız sırada 59. Topçu Tugayı'nın Kenan Evren tarafından ziyaret edileceği söylendi. Böyle bir durumda, Tugay binalarının boyanmasının yanısıra daha önemlisi Atatürk resminin de boyanması, yenilenme çalışmalarının başlatılmasıydı. Her gün bir grup asker Keşiş Dağı'na çıkartılır, akşam siyah beyaz boyaya boyanmış bir durumda Tugay'a dönerlerdi. Biz "topçular" ise onlara takılır "sizin askerliğiniz zor biter" dediğimizde bir kovalamaca başlardı. Günlerce süren onarım çalışmaları sonucunda Atatürk resmi pırıl pırıl olurdu. Ancak her nedense Kenan Evren gelmedi. Dolayısıyla Tugay'ın konumu Selamsız Bandosu'nun durumuna düştü. Bizim Halil Halit Toker'in oynadığı Uçaksavar Taburu finalde benim tabur olan Orta Ağır'ı 2-0 yenerek şampiyon oldu, gollerin ikisini de Halit attı.
ERZİNCAN'A YOLUM DÜŞMEDİ
Hayatın koşturmasının içinde bir daha Erzincan'a yolum düşmedi. Depremde Urartu Otel'in yıkıldığını, akademiden sınıf arkadaşım, Erzincanspor'un hocası Veysel Mallı'nın depremde öldüğünü üzüntüyle öğrendim. Askerlerimize ve ordumuza yapılanlardan sonra Erzincan'daki 3. Ordu ve 59.Topçu Tugay'ının bugünkü durumu nedir bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var: Büyük Öke (bilge kişi) Atatürk'ü halkımızın kalbinden sökmeye kimsenin gücü yetmez. O zaman, silinen Türk mührüne de askerler sahip çıksın...
Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/kose-yazilari/metin-tukenmez/2017-agustos/turk-muhru-siliniyor
Erzincan, etrafı dağlarla çevrili ortası ise bağlık güzel kentlerimizden biri. 1983 yılında dört aylık kısa dönem askerlik görevimi yapmak için Mart ayının altıncı günü batıdaki dağları aşıp Erzincan ovasına girdiğimde, doğudaki Keşiş Dağı'nın yamacında gördüğüm o olağanüstü Atatürk resmi Erzincan'a ilişkin ilk gözlemimim ve en güzel anım olarak belleğime yerleşti. Eğitim alanından Keşiş Dağı'nı bir tablo güzelliğinde görür, bu dağın en özel yerinde Atatürk resmi de bütün canlılığı ile bizlere bakardı. 140 metre genişliğinde, 180 metre yüksekliğinde, uzaydan görünen eşsiz, benzersiz bir Atatürk resmi düşünün...
HAYDİ ATATÜRK'E KOŞALIM
Yemin töreninden sonra Tabur Takımı seçmeleri yapılmış ve ben takımın bir elemanı olmak bir yana bizim Batarya komutanı Kıdemli Üsteğmen Özgen Altıparmak tarafından hoca olarak da atanmıştım. Zaten askere, o günlerde bugünkü birinci ligde olan Beykoz'un hocası olarak gitmiştim. Spora çok mereklı hemen hemen her branşta hakemliği, antrenörlük belgesi olan Özgen Üsteğmen takımı bana teslim etmiş, bize özel bir de koğuş vermişti. Hergün Işıkpınar Köyü'ne koşar, orada kahvaltı ederdik. Bazen hızımızı alamaz "haydi arkadaşlar Atatürk'e koşalım" derdim ki, o sırada Keşiş Dağı'nın yamacına da varmış olurduk.
Biz antrenmanları yapıp, çekişme (rekabet) düzeyi çok yüksek olan taburlararası maçları oynadığımız sırada 59. Topçu Tugayı'nın Kenan Evren tarafından ziyaret edileceği söylendi. Böyle bir durumda, Tugay binalarının boyanmasının yanısıra daha önemlisi Atatürk resminin de boyanması, yenilenme çalışmalarının başlatılmasıydı. Her gün bir grup asker Keşiş Dağı'na çıkartılır, akşam siyah beyaz boyaya boyanmış bir durumda Tugay'a dönerlerdi. Biz "topçular" ise onlara takılır "sizin askerliğiniz zor biter" dediğimizde bir kovalamaca başlardı. Günlerce süren onarım çalışmaları sonucunda Atatürk resmi pırıl pırıl olurdu. Ancak her nedense Kenan Evren gelmedi. Dolayısıyla Tugay'ın konumu Selamsız Bandosu'nun durumuna düştü. Bizim Halil Halit Toker'in oynadığı Uçaksavar Taburu finalde benim tabur olan Orta Ağır'ı 2-0 yenerek şampiyon oldu, gollerin ikisini de Halit attı.
ERZİNCAN'A YOLUM DÜŞMEDİ
Hayatın koşturmasının içinde bir daha Erzincan'a yolum düşmedi. Depremde Urartu Otel'in yıkıldığını, akademiden sınıf arkadaşım, Erzincanspor'un hocası Veysel Mallı'nın depremde öldüğünü üzüntüyle öğrendim. Askerlerimize ve ordumuza yapılanlardan sonra Erzincan'daki 3. Ordu ve 59.Topçu Tugay'ının bugünkü durumu nedir bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var: Büyük Öke (bilge kişi) Atatürk'ü halkımızın kalbinden sökmeye kimsenin gücü yetmez. O zaman, silinen Türk mührüne de askerler sahip çıksın...
Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/kose-yazilari/metin-tukenmez/2017-agustos/turk-muhru-siliniyor