Göbeklitepe'den daha eski! Tüm tarihi değiştirecek
30.12.2021
Bilecik İnhisar'da bulunan Gedikkaya Mağarası'nda yapılan kazılarda arkeoloji tarihi için önemli ipuçlarına ulaşıldı. Mağaradan çıkan ve tarihi Göbeklitepe'den daha eski olduğu belirlenen Kalkolitik Çağa ait mermerden yapılan kilya tipi figürünün tüm tarihi değiştireceği belirtildi.
Bilecik İnhisar'da bulunan Gedikkaya Mağarası'nda tarihi değiştirecek bulgulara ulaşıldı. 2019 yılında başlayan kazılarda çıkan bulguların Göbeklitepe'den daha eski olduğu belirtildi. İnhisar Belediye Başkanı Mehmet Kepez "Mağarada günümüzden önce 16 bin 500 yıl öncesi Epi Paleolitik Dönem'de ilk yerleşimler olmuş. İnsanlar dünya üzerinde dolaşmaya başladığı ve yerleşik düzene geçtikleri ilk yerlerden" açıklamasını yaptı.
ÖNEMLİ İPUÇLARINA ULAŞILDI
Başkan Kepez, ilçelerinde yer alan 2019 yılında Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Deniz Sarı’nın bilimsel danışmanlığında kazıların başlatıldığını, arkeolojisi için önemli ipuçlarına ulaşıldı söyledi. Gedikkaya Mağarasında 3 yıl süren kurtarma kazıların son bulduğu anlatan Kepez, "Gedikkaya Mağarası, Bilecik’in, İnhisar İlçesi’nin yaklaşık 1 kilometre güneydoğusunda Gedikkaya (İnkaya) olarak adlandırılan kayalık tepenin kuzeye bakan yamacında yer alır. İn Mağarası olarak tescillenmiş olan mağara, tamamen Sakarya Vadisine hâkim bir konumda yer alır. Kabaca 65 hektarlık bir alanı kapsayan ve tescilli olan Gedikkaya (İnkaya) tepesi ve kuzey yamaçları üzerinde yoğun olarak Klasik Dönemlere ve Ortaçağ’a ait yapı kalıntıları ve Nekropol alanı yer almaktadır. Mağara ağzı kuzeye bakar ve güney yönünde dağın içine girer. Mağaranın deniz seviyesinden yüksekliği 354 metredir. Bu mağarada çıkan bulgular Göbeklitepe'den daha eski olduğu gösteriyor. Mağarada günümüzden önce 16 bin 500 yıl öncesi Epi Paleolitik Dönem'de ilk yerleşimler olmuş. İnsanlar dünya üzerinde dolaşmaya başladığı ve yerleşik düzene geçtikleri ilk yerlerden" dedi.
İLK KAZI 2019'DA BAŞLADI
Kepez, açıklamasının devamında, "2019 yılından itibaren T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilecik Müzesi'nin başkanlığında ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Deniz Sarı’nın bilimsel danışmanlığında Bilecik Müzesi uzmanları ve BŞEÜ uzman ve öğrencilerinden oluşan bir ekip tarafından yürütülen kazı çalışmaları başlanmıştır.2019-2021 yılları arasında gerçekleştirilen üç kazı sezonunun sonucunda Gedikkaya Mağarası’nın bugüne dek Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik olmak üzere üç farklı dönemde yerleşime sahne olduğu anlaşılmıştır" dedi.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Deniz Sarı ise, mağarada Hellenistik ve Roma dönemlerine ait çok az sayıda ele geçen malzeme olduğunu anlatarak, "Mağaranın yer aldığı kayalık tepenin eteklerinde yer alan yerleşim yerinin sakinlerinin zaman zaman belli amaçlarla mağarayı ziyaret ettiğine işaret etmektedir. TÜBİTAK MAM laboratuvarında yapılan karbon 14 yaş tayini analizlerinin sonuçlarına göre mağarada bilinen ilk yerleşim günümüzden 16 bin 500 yıl önce başlamıştır (MÖ 14500). Pleistosen olarak tanımlanan Son buzul Çağı’nın sonlarına denk gelen bu tarihe ait yerleşim izleri ve buluntuları büyük oranda mağara duvarları boyunca saptanmıştır. Söz konusu Dönem Anadolu’da bugüne dek çok az bilinen Epipaleolitik Dönem kültürleri hakkında yeni bulgular ortaya koymaktadır" dedi.
"FARKLI ÖĞELER İÇERMEKTEDİR"
M.Ö. 7700-7100 yıllarında Gedikkaya’nın Neolitik Dönem’de de yoğun bir iskâna sahne olduğu anlaşıldığı anlatan Doç. Dr. Deniz Sarı, "Neolitik tabakalarında saptanan buluntu grupları şaşırtıcı bir şekilde bilinen Kuzeybatı Anadolu Fikirtepe ve Fikirtepe öncesi Neolitik kültürlerinden farklı öğeler içermektedir. Bunlar içerisinde Balkanlar, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu kültürleri ile ilişkilendirebileceğimiz çanak çömlek yer almaktadır. Çoğunluğu dioritten yassı baltalar, vurgu taşları, öğütme taşları, el taşları, dilgiler, kazıyıcılar, ok ve mızrak uçları, aşı boyaları, ağırşaklar, delikli keramikler, tığ, delici, mablak gibi çeşitli kemik aletler mağarada gerçekleştirilen taş işçiliği, ahşap işçiliği, dokumacılık gibi zanaat kollarıyla ilgili önemli veriler sağlar" dedi.
Öte yandan ele geçirilen bir diğer buluntu grubu ise bir sonraki Kalkolitik Çağ’a (M.Ö. 5500-3500) tarihlendirilen mermer kap parçaları ve bunların stalagmitten taklitleri ve yine mermerden kilya tipi bir figurin gövde parçası buradaki toplulukların bu defa Ege dünyası ile ilişkilendirmektedir.
Kaynak: İHA