Türk modernitesinin altın yılları 1930'lardır. Devrim, emperyalizme ve saltanata karşı kazandığı siyasi zaferi bilim, ideoloji ve kültür alanında bu yıllarda sürdürmüştür. Hem de Avrupamerkezcilik ve oryantalizmle dişe diş mücadele ederek!
Bu yıllarda ırkçı antropoloji reddedilmiş, dünyayı Avrupa ve Amerika'dan ibaret gören tarih anlayışı kenara koyulmuş, Anadolu bir kültür coğrafyası olarak kucaklanmış, uygarlığın kökleri Avrasya'da aranmaya başlanmıştır.
Türk modernitesi, moderniteye ve onun Aydınlanma, hümanizm ideallerine ihanet eden Avrupa emperyalizmine karşı ideoloji ve siyasette bağımsızlıkçılığı, ekonomide devletçiliği, kültür alanında insancıllığı ve kendi köklerini arama eğilimini benimsemiştir.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Dergisi