20190922

Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.

Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu. Tarihe geçmiş Cengizhan’ın eşi için söylediği “Ben sizin han’ınızım, bu da benim han’ım” sözleriyle dilimize yerleşen “hanım” kelimesi de bunu göstermektedir! Yani KADIN EVİN HANIYDI. 


 

Rabia Arapça’da “dördüncü” demektir.


Öyle sanıldığı gibi mübarek ve anlamlı bir isim değildir.
Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar isim vermez numara verirlerdi.

Vahide isim değildi, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı.

Saniye ikinci demekti, ikinci kızı olana verilen numaraydı.

Selase ve Bite isimleri üçüncü demekti, üçüncü doğan kızlara verilen numaraydı.

Rabia da dördüncü demekti, dördüncü doğan kıza verilen numaraydı.
Bizimkilerde Rabia’yı çok mübarek ve çok dini içerikli bir isim zannederler, bilmiyorlar ki Araplar, insandan saymadığı ve isim vermeye lüzum görmediği kız çocuklarına işte böyle numara takarlardı, tıpkı otomobillere takılan plakalar gibi.!

Dünya kurulduğundan beri kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardı.


Bunun esas sebebi ise, tefecilik yapan, fahiş faizlerle verdikleri paraları ödeyemeyen kişilerin kızlarına, karılarına el koyup pazarlayan insafsız ve ahlaksız, Arap egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu akıbetten koruduklarını zannederlerdi..

Peki o çağlarda Türk’ler nasıldı?

Türk’ler kız çocuklarına, hatunlarına değer veren, onları önemseyen, insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti.
Ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandı.

Eski Türkçe’de “namus” sözcüğü yoktu çünkü namussuzluk nedir bilmezlerdi!

Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, tek başına bir devletti.

Kadın dövmek malesef Türk’lerin arap kültürüyle tanıştıktan sonra başlayan bir olaydır.

Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.
Tarihe geçmiş Cengizhan’ın eşi için söylediği
“Ben sizin han’ınızım, bu da benim han’ım” sözleriyle dilimize yerleşen “hanım” kelimesi de bunu göstermektedir!
Yani KADIN EVİN HANIYDI,Kaynak kitap https://1000kitap.com/kitap/tomristen-rabiaya--78671


.......

Kazak Türklerinde akrabalık, 40 göbeğe kadar uzamakla beraber, 7. göbekten kız alınmasına müsaade edilmiştir. Kırgızlarda 5. göbekten evlenilmesine müsade vardı. Başkurt ve Al tay Türklerinde ay­nı gelenek devam etmiştir. Yakutlar’da bu yasak 9. göbeğe ka­dar çıkıyordu.

Dede Korkut hikayelerinde Oğuz Yiğitleri, başka oymak ve boylardan kız aramağa çıkarlardı. Türk aile ahlakı "Türk Töresi" nin ve Türk İçtimaî yapısının esaslarına uygun olarak sağlam bir bünye göstermektedir. Kaç-göç yoktu.

Göktürk Kitabelerinde, her törene ve şölene kadınlarında katıldığı anlatılır. Göktürk Hakanının yanında "Ha­tun" da oturmaktadır. Hakan onunda reyini alır[1]. Daha öncede belirt­tiğimiz gibi, Türklerde egzogami (Dışarıdan evlenme) sistemi cari idi, vardı

-Nitekim Göktürk’lerin ataları olan on erkek çocuğu mağaranın dışın­dan kız almak yoluyla on-ok (on-boy) ları meydanı getirdikleri bilinmektedir. Türk ailesinden evlenen oğullar hisselerini alıp yeni bir aile kurmak üzere baba evinden ayrılırlar. Baba evi en küçük oğula kalırdı.

Türk aile yapısını tüm teferruatıyla inceleyen bu makaleyi okumak lazım gelir derim.


✍️ İslâmiyet Öncesi Türklerde Kadının İçtimâî Yeri - Dr. Kadri Süreyya Özdener