20191027

✍️ 🗺 🇨🇳Çin’in başarı sırrını Sinciang’da gördük - Tunç Akkoç

Çin’in başarı sırrını Sinciang’da gördük

Aydınlık Gazetesi 28.7.2019 02:00

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşananları anlamak için bölgenin son yıllardaki kalkınma hızını iyi kavramak gerekir. Aydınlanma seferberliği, ekonomik gelişmeyle birlikte yürütülüyor. İşte Çin’in son yıllardaki başarısının en büyük sırrı bu...

TUNÇ AKKOÇ

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi, hızla gelişmekte olan Çin’in az gelişmiş bir bölgesi. Fakat Sinciang, Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ndeki çekirdek bölge. Bir açıdan Avrasya’nın merkezi, Çin’in dış dünyaya açılan kapısı, ticaretin kavşak noktası. Dolayısıyla Sinciang’ın istikrarı, Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin istikrarına sıkı sıkıya bağlı. Ulaştırma, finans, eğitim ve kültür hayatı, sağlık, bilgi yönetimi alanlarında Sinciang, büyük bir atılımın eşiğinde. Dokuz günlük ziyaret boyunca gördüklerimiz, dinlediklerimiz bize şunu gösteriyor: Önümüzdeki yıllarda Sinciang Uygur Özerk Bölgesi hızla kalkınacak ve bambaşka bir yer olacak. Bunun için seferberlik, çoktan başlatılmış durumda.Dikkat çeken yerlerden biri tarım fuarı. Tarımsal üretimin yanında bilimsel araştırma faaliyetler de burada yapılıyor. Fuara geziler düzenleniyor.


BÖLGEDE YATIRIMLAR TEKNOLOJİ VE SANAYİYE

Bölgede yatırımlar özellikle teknoloji ve sanayi alanına yapılıyor. Sinciang Rival Bilim ve Teknoloji Fabrikası Aralık 2012’de Urumçi’de kurulmuş. 33 yıllık Çinli dev firma yeni tesisini, Kuşak-Yol İnisiyatifi’nin yol haritasına uygun olarak, Urumçi’nin Yüksek Teknoloji ve Sınaî Gelişim Bölgesi’nde açmış. Rival, dünyanın ilk 500’ünde yer alan DowDupont, BASF, ExxonMobil gibi şirketlerle de işbirliği yapıyor. Yılda 50 bin ton akıllı tarımsal ambalaj malzemesi üreten firma, 20 bin ton da çevre dostu endüstriyel ambalaj malzemesi üretiyor. Ürünün yüzde 80’i ihraç ediliyor. En yeni yüksek teknolojik donanımla üretim yapan tesis, sıfır emisyonla çalışıyor.

Ziyaret ettiğimiz diğer bir Çinli dev ise Jinsheng firması. Yüksek teknolojik makinalar üreten fabrikada yapay zeka kullanılıyor. 35 ülkede faaliyet yürüten, sadece Almanya’da 20 fabrikası ve 4 bin 300 çalışanı olan grup, toplamda 14 bin kişiyi istihdam ediyor.

Sinciang Rival Bilim ve Teknoloji Fabrikası Aralık 2012’de Urumçi’de kurulmuş.

DÜNYA KETÇABININ YÜZDE 40’INI ÜRETİYOR

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde tarımsal ekonomi büyük yer tutuyor. Çin’deki domates üretiminin yüzde 70’i, dünya ketçap üretiminin yüzde 40’ı Sinciang’da. Çeşitli meyveler ve şarap üretimi de büyük kalemlerden. Bu bağlamda Urumçi’ye 30 kilometre mesafede Changji’de Sinciang Tarım Fuarı’nı ziyaret ediyoruz. En yeni ve modern yöntemlerin uygulandığı bir tarım alanı burası. Tarımsal üretimin yanında bilimsel araştırma faaliyetleri, kongre ve sergiler, uygulamalı bilim-teknik gösterileri ve geziler düzenleniyor fuar alanında. Bize eşlik eden rehber şunları ifade ediyor: “Tarım ürünlerinin ve gübrenin e-ticaretini geliştirmeye çalışıyoruz. Çiftçilerin maliyetlerini düşürmeyi hedefliyoruz. Toplam olarak İpek Yolu’nda, tarımsal bilişimin, yani tarımsal datanın hizmet platformunu oluşturuyoruz.”

Gündüz sokaklar hareketli. Akşam ise adres gece marketleri...

‘HALKLARIN SAĞLIĞI İÇİN’

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde sağlık sigortası yerleşmiş. Her vatandaş parasız veya çok düşük ücretle sağlık hizmeti alabiliyor. Bir buçuk milyon nüfusu olan Changji ilinde Sinciang Tıp Fakültesi Hastanesi’nde incelemelerde bulunuyoruz. 2015’te kurulan Changji yerleşkesinin inşası için 600 milyon yuen bütçe ayrılmış. Kuzey Sinciang’da hizmet veren, geniş kapsamlı ve ‘akıllı’ diye tanımladıkları bu komplekste tedavi, ArGe ve eğitim aynı anda yürüyor. 788 çalışanı, 34 kliniği ve 800 yatağı ile faaliyet gösteren Sinciang Tıp Fakültesi Hastanesi’nin parolası şöyle: “Tüm etnik gruplara mensup halkların sağlığı için.” 10 hektarlık alan üzerine kurulu hastane, Çin’de 56. sırada yer alıyor, çeşitli ulusal ödüller de almış. Bize eşlik eden Başhekim şunları ifade ediyor: “Changji’nin güneyinde yaşayan iki yüz bin kişilik nüfus için bu hastane yapıldı. Yılda yüz bin kişiye hizmet veriyoruz, 10 bin ameliyat yapıyoruz. Büyük ameliyatlar için bize gelenler var. Akademik olarak da John Hopkins gibi kurumlarla işbirliği yapıyoruz. Geçen yıl yüzden fazla öğrenci mezun oldu.”

Hastaneyi gezerken “Geleneksel Çin Tıbbı”nın uygulandığı alana geliyoruz. İlgimizi çekiyor, soruyoruz, Başhekim de yanıtlıyor: “Burada uygulanan yöntemler kronik bazı hastalıkların tedavisinde iyileşme sağlıyor. Boyun fıtığı, omuz fıtığı, kadın hastalıkları, kronik ağrılar, iltihap, uyku sorunu gibi iki yüzden fazla hastalıkta akupunktur, hacamat, ateşli ejder akupunkturu gibi yöntemler uygulanıyor.”

Fabrikadaki panoda hem Çince hem Uygurca asılı olan yazı: Bir kişi iş bulursa tüm aile yoksulluktan kurtulur!

UYGUR KÜLTÜRÜYLE BEZENMİŞ KENTLER

Bütün bu kalkınma hamlelerinin yanında günlük yaşamı da gözlemleme fırsatını buluyoruz. Sinciang ziyareti süresince başkent Urumçi, Changji, Aksu, Hotan şehirlerini ve çok sayıda ilçeyi gezdik. Sokaklarda dolaştık, pazara gittik, mağazalara girdik, taksiye bindik, fırsat buldukça vatandaşlarla konuşmaya çalıştık. Şunu ifade etmek lazım ki tüm bölge Uygur kültürüyle bezenmiş. Tabelaların ve levhaların tamamına yakını çift dilli, üstte Uygurca altta Çince yazıyor. Alışveriş yaptığımız markette, mahallede, girdiğimiz pastanede, kulağımıza hiç de yabancı gelmeyen Uygur ezgileriyle karşılanıyoruz. Vatandaşlarla çat pat anlaşıyoruz. “Yahşi misiniz” diye söze giriyoruz, memnun musunuz hayatınızdan diye sohbet etmeye çalışıyoruz her gördüğümüzle. Hayat gailesi var şüphesiz. Ama genel bir memnuniyeti ve huzuru her yerde görüyoruz.

Eğlenmeyi de çok seviyorlar. Aksu’da ve Hotan’da tüm kafile, akşam yemeğini beraberce ‘Gece Marketi’nde yiyoruz. Burası gece yarısına kadar açık. Düğün salonu gibi bir alanda, yüzlerce insan, yaşlısı genci, çoluklu çocuklu, masalara oturmuşlar, yemekler ve içecekler sipariş edilmiş, büyükçe bir sahnede performans sergileyecek sanatçıları bekliyorlar. 3-4 saat sürüyor bu eğlence. Müzik ziyafetinde Tarkan’ı ve Leylim Ley’i duymak da artık şaşırtmıyor bizi.

HOTAN CAMİSİ BAŞİMAMI TURSUNİYAZ: CAMİLER YIKILMIYOR GÜZELLEŞTİRİLİYOR

Hotan Camisi’ni ziyaret ediyoruz. Narbağ Koça Başkarması denilen mahallede yer alıyor cami. Caminin Başimamı Ubli Eysen Tursuniyaz ile sohbet ediyoruz. Şunları söylüyor: Hotan Cami 1848’de yapılmış, 1997’de de restorasyon gördü. Bunun için 3 milyon yuen bütçe ayrıldı. 27 yıldır bu camide görev yapıyorum. Hükümetimiz vatandaşlarımızın inanç özgürlüğünü koruyor. İnanıp inanmama özgürlüğüne sahip herkes. İbadet imkanları da geniştir. Hükümet dini mekanlara önem veriyor. Camide elektrik ve su kullanımı ücretsiz. Hükümet din adamlarının yaşam koşullarını iyileştirmeye çalışıyor. Camiye her gün 80-100 arası vatandaşımız geliyor. Cuma namazına da yaklaşık 800 vatandaşımız katılıyor. Ramazan’da bu rakam 2 bine çıkıyor. İnanabilirsiniz inanmayabilirsiniz, kaç vakit namaz kılacağınız da size kalmış. Kur’an-ı Kerim’de de buyurduğu gibi zorlama olmaz. Yine Kur’an-ı Kerim’de yazıyor, aşırı dincilik İslamiyet’te yasaklanmıştır. Hemen her köyde ibadet yeri vardır. Camiler yıkılıyor iddialarını ben duymadım, görmedim. Tersine restorasyon ve yenileme var.

MUHTEŞEM BİR GÖSTERİ

Ziyaretimizin ikinci gününün akşamında Urumçi’de Büyük Tiyatro’da ‘1000 kez Batı Bölgeleri’ne Dönüyorum’ adlı gösteriye katılıyoruz. Büyük Tiyatro Salonu, hayatımızda gördüğümüz en muhteşem performans salonlarından. 1.1 milyar yuen bütçeyle yapılmış. Tavanda, duvarlarda dev ekranlar, hareketli ve esnek sahne düzeni, salonun çok katmanlı yapısı, seyircileri çekip gösterinin içine alıyor.

Salon dolu, bine yakın izleyici var. Gösteri binlerce yıllık kadim Çin kültür mirasını anlatıyor. Dahası, geçmişte ‘Batı Bölgeleri’ diye anılan ve Sinciang’ı da kapsayan coğrafyanın tarihi gözümüzün önünden akıyor. İnanılmaz bir dans gösterisi ve görsel efektler bizi bizden alıyor. Envaiçeşit kostümler, olağanüstü müzikler (özellikle Uygur ezgileri ve 12 Makam), hemen önümüzden dörtnala koşarak geçen atlar, salonda yağan yağmur, dağlardan süzülerek inen develer ve renk cümbüşü; bize yüzyıllar boyunca zorluklara karşı verilen mücadeleyi ve büyük uyumu anlatıyor. Sonda çıkan yazı da bunu özetliyor: “Adalet kötülüğü yenecek, sevgi kazanacak. Cesur insanlar uyum dünyasını ve bolluk toplumunu İpek Yolu’nda komşularıyla birlikte yarattılar.”