ANKARA
Bugün 13 Ekim. Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne başkent oluşunun 96. yılı. Ankara'mıza kutlu olsun, Ankara'da yaşayan dostlarıma da kutlarım.
Seçim öncesi her gittiğimde içim acırdı, modern başkentin, sıradan Arap kentlerine bezetildiğini gördükçe. Bu yıl gidişimde havası bile değişmiş. Öyle sevindim ki...
Cumhuriyet'in ilk kurulduğu yıllar. Ankara yeniden yaratılmakta. Yurdun çeşitli yerlerinden görmeye gelen bir vatandaşımız. Ankara'yı gezer, köyüne döner. Köylüleri, "Yediğin içtiğin senin olsun. Ankara'nın neresini beğendin?"
Köylü vatandaşımız büyük bir gururla "Mürşid'in evini beğendim." mutlu güler.
Mürşid'in evi Ankara dil Tarih Coğrafya fakültesinin kapı girişinin alınlığında "Hayatta en hakiki mürşit bilimdir" yazısının olduğu binadır en beğendiği.
Bilimin, aklın dışında murşid (yol gösterici) arayanların gagası moktan çıkmaz. Atamız bizlere, "Bilimi ve aklı Türk milletine miras bıraktı. Söylediklerim, bilime akla uymuyorsa her şeyi terk edin" diyecek kadar önemliydi bu ikisi onun için. Cumhuriyetin temeli de bilim ve akıl ve de geçmiş deneyimlerin birlikte karılmış o harç vardır , temeli çok sağlamdır. Atamızın Ankara'yı seçmesi de tesadüf değildir. Ankara'mız Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olarak, sonsuzca var olması en büyük dileğimdir. Ankaradaki dostlarıma selamlar Datça'dan.
Emine Azboz
Öğretmen Yazar