İslâmla Araplaşarak Kaybolan Uygarlıklar!
''Iraklılar Arap değil Sümerlerin, Akadların, Babillilerin, Asurların torunlarıdır..,Araplaştı
Mısırlılar Arap değil Antik Mısır medeniyetinin mirasçılarıdır, Araplaştılar,
Köklü bir kültürü olan Farslar Arap değildir…,Araplaştı,
Pakistanlılar Afganlar Arap değildir… Araplaştı,
Suriyeliler Arap değil Süryanidir…, Araplaştı
Kürtler Arap değildir…, Araplaştı,
Savaşçı Çeçenler Arap değildir…, Araplaştılar,
Tunus Arap değil Kartacalı Anibal’in torunlarıdır.., Araplaştılar.
Cezayirliler, Libyalılar, Faslılar Arap değildir Tuareg ya da Berberidir…, Araplaştılar.
Lübnanlılar Arap değil, tarihin gördüğü en iyi denizciler olan Fenikelilerin torunlarıdır..,
Araplaştılar.
Boşnaklar Arap değildir islamı kabul etmiş Sırplardır, Araplaştılar,
Osmanlılar Arap değildir… Araplaştılar.
Türkler Arap değildir... Atatürk özüne döndürdü ancak hızla Araplaşıyorlar.''
Nursultan Nazarbayev
''Bizde kadınlar kapatılmaz, okutulur. Çünkü biz Arap değil Türk'üz.''
12.11.15
“İslâm'ı resmi din olarak kabul ediyor ve bundan gurur duyuyoruz fakat Müslümanlığımızı konu ederek bir yerlere gelemeyiz. Diğer Müslümandevletlere ve İslam’ı yaşama biçimlerine saygımız sonsuz fakat biz Arap değiliz. Biz göçebe ve Türkî bir halkız. Araplar gibi kızlarımızı dini, kültürel veya toplumsal baskılarla kapatıp bunu Müslüman devlet imajı olarak kullanamayız. Onları çarşaflara bürüyerek eve hapsetmek bizim yolumuz değil.Nursultan Nazarbayev
Tekrarlıyorum!Herkese saygımız sonsuz fakat giyim kuşam insanların kendi özelindedir.Biz Kazak'ız, halkımız göçebe hayatı süresince at üzerinde bugünlere kadar kadın erkek ayrımı yapmadan geldi. Kadınlarımız, erlerinin yanında veya ardında değil aksine önünde yürürdü. İslam öncesi dönemlerde kadınlarımız nasıl isterse öyle giyinirlerdi ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları hiç olmadı. O nedenle bu konu özelinde tarih boyunca hiçbir sorun yaşamadık. Bugün ise bir sorun olması bizim halkımız için mümkün değil.Müslüman ve Sünni bir halk olmamız insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir.”
Kazakistan Cumhurbaşkanı
''Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türk milleti, bir kelimesinin manasını bilmediği halde, Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabitaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir arap milleti siyasetine münçer oluyordu. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak, başka hiçbir zaman yapamayız. Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Ta ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!''
(Kaynak: Medeni Bilgiler, M. Kemal Atatürk El yazması Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1969, s 364-365.)