20171020

Kerkük, Anavatan Türkiye ve Irak Türkleri (Türkmenleri) için ne ifade eder? / Nefi Demirci

 Not: Yazı 2015 Şubat 6 tarihli

 
KERKÜK, ANAVATAN TÜRKİYE VE IRAK TÜRKLERİ 
(TÜRKMENLERİ) İÇİN NE İFADE EDER?

Nefi Demirci

nefidemirci@mynet.com

1 KERKÜK, 1926 Sınır ve Güvenlik anlaşmasından (Ankara anlaşması !) sonra İngiliz mandası altında ve 1.dünya savaşından önce Musul vilayetinin bir sancağı olan KERKÜK’E hep yan gözle bakılmış, topraklarında, dünya genelinin % 4-6 civarında ve başına ne geldiyse KARA ALTUNDAN gelen bir bölge veya sadece VİLAYET MERKEZİ DEĞİL:

KERKÜK denilince:
“ MEN ÖZÜM TÜRKEM” diyenlerin, inananların, tarihten önce, Sümerler, Akatlardan beri bugün Türkmeneli topraklarında yaşamış, yaşayan ÜÇ MİLYON TÜRK demektir.

2 Türklerin (Türkmenlerin) siyasi hareket yeri demektir.

Kerkük ( Telaferden Mendeliye kadar) taşıyla, toprağıyla, eserleriyle, ,mezar taşlarıyla, ERBİL’İN ATABEYLİK MÜHRÜYLA, ATALARININ kutsal kanlarıyla sulanmış, alın terleriyle yıkanmış, BABAGÜRGÜRÜN ışığı ile aydınlanmış, kutsal toprakları üzerinde DEVLETLER kurulmuş, kurmuşlar, Türk yurdunun kalbi, merkezi demektir.

Türk Dünyasının ayrılmaz koparılmaz bir parçası, Anadolu’nun Uzantısı demektir KERKÜK.

Kerkük denince, Telaferden Mendeliye kadar uzanan ATA toprağının Türklüğü, kimliği uğruna sonsuza dek kanının son damlasına kadar akıtan, akıtmaya hazır – 3 – milyonu AKINCI ruhlu TÜRK GENÇLERİ demektir.

Kerkük ULU ATATÜRK’ÜN buyurdukları gibi: Anavatanımızın Güney sınırları içersinde bulunan Türk topraklarıdır. Türk toprakları demektir.

Yüce ATATÜRK: “ Mütareke akit olunduğu gün ordularımız fiilen bu hatta hâkim bulunuyordu. Bu hat İskenderun Körfezi Cenubundan Antakya’dan Halep ile Katma İstasyonu arasında Cerabulus Köprüsü cenubunda

3 Fırat Nehri’ne mülaki olur (ulaşır, birleşir), oradan Deyrizor’a iner, ondan sonra Şarka uzanarak MUSUL

KERKÜK, SÜLEYMANİYEYİ ihtiva eder”. Tarif etmişler, belirtmişler ve üzerinde ısrarla durmuşlardır.

1933 yılında ABD’nin Genel Kurmay Başkanı General Mac. Arthur’a: Allah nasip ederse, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım, Selanik dâhil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım. Diyen Atatürk ne yazık ki ömrü vefa etmemiş. Türkmenler yok olma aşamasına gelmişken, Türkiye nelerle uğraşıyor yüce ATAM.

Türkmenler, Atatürk’ün Mac. Arthur söylediklerini, bugün içinde bulundukları siyasi gelişmeleri, Türkiye’yi yönetenlere 19 Mayıs 1919’da buyurduğu aydınlığı gösteren ışığı bir an önce görmelerini beklemektedirler.

“ Sessiz, durgun, başı eğik kalmayınız.
Uyanınız.
Milli bağımsızlığınız çiğneniyor.
Haklarınızı savunmak için birleşiniz.
Toplantılar yapınız.
Mitingler, yürüyüşler yapınız.

4 Sesinizi bütün dünyaya duyurunuz.
BEN TÜRKÜM.
Bağımsızlık bana ATALARIMDAN miras kalmış.
Onu sana ve de kimseye vermem.
Haykırınız ve sesinizi ANAVATAN ÜZERİMDEN DÜNYAYA DUYURUNUZ….”

Türkmenler yani KERKÜK sessiz kalmamalı, kalmıyor. Sünni, Şii ayırımının olmadığını, Telaferden Mendeliye kadar uzanan topraklarda Bağdat’ta toplanan KERKÜK (ÇALIŞTAYI ), yalnız dar anlamda merkezi Kerkük şehri dışındaki bütün Türk soyundan olanları tek bayrak altında toplamaya, alınan, aldıkları iyi ve bilinçli kararın bütün dünyaya duyurulması, UMUT VERİCİDİR.

Artık şu bir gerçektir ki Türkmenler, Topraklarını, Kimliklerini ne pahasına olursa olsun AY YILDIZLI GÖK BAYRAKLARI altında, AY YILDIZLI AL BAYRAKARI eşliğinde AKINCI ruhuna bürünerek, şahlanarak koruyacaktır.

İstemek elde etmek zorundadırlar.

Görev ve yardımlaşma ATA diyarı dışında yaşayanlara ve Kimliği için şehitlerin yattığı kutsal topraklarda Milli Mücadele veren SİYASİ Teşkilatlara düşmektedir.

5 TÜRK KERKÜK MİLLETİ bunu beklemektedir.
Amaca yönelik, bütün şahsiyetlerin katılımı ile bir toplantının kısa sürede gerçekleştirilmesi yararlı olacağı gibi, ortada dolaşan değişik çözüm ve sunulan çelişkili önerilerin önü de önlenmiş olur.

Kanaatimize göre var olan Siyasi oluşuma destek vermek kadrosuna tayinle değil seçimle ehli şahsiyetlerin alınması faydalı olur.

KERKÜK, ANAVATAN TÜRKİYE için ne anlama gelmektedir, bunu tarafsız olarak irdelersek:

1990 yılından bugüne kadar Türkiye bu konuda gerçek, kalıcı, sonuç alıcı milli bir politika ortaya koymadı, koyamamış. Kırmızı ÇİZGİLERİMİZ, Bir Mart Tezkeresinin reddi ve başımıza geçirilen ÇUVAL ile Yok olduğu gibi yön değiştirdi.

Bugün ortada olan gerçekleri görmezlikten gelinerek hala Irak’ın olmayan toprak ve siyasi bütünlüğü TÜRKMENLER yok sayılarak savunulmakta.

Seçimlerde (30.Nisan.2014) Türkmenlerin haklı tarafları olmasına rağmen istenilen başarı elde edilmemesi bazı yetkililer tarafından, bir önceki seçimde söylendiği gibi “ yine başaramadılar”. Denildi, dediler…

6 Ve Türkiye’nin Irak politikası Bağdat’tan geçer (yani: ABD ve Kürtlerin onayından geçer?), Kerkük’ün kaderini, 2003 yılından sonra yasal olmayan yollardan gelenler düşünülmeden, Kerkük’te yaşayanlar belirler denilmektedir.

Peşmerge işgali ve koruması altında olan Merkezi Kerkük şehrini,Türkiye başta ABD ve Dünya kamuoyunun gözleri önünde yok edilen ve halkı dağıtılan TUZ, TELAFER şehirlerinden ve diğer Türk bölgelerinden ayırarak, DÖRDE BÖLÜNMÜŞ, Kerkük şehri için özel STATU önerilmekte, istenmektedir.

İTC. Ve diğer Siyasi Partiler, yanlış ve sadece Kürtlere yarayan bu gerçek dışı politika terk edilmeli, Anavatana sakıncaları anlatılalı.

Türkmenler Irak’ın bugünkü siyasi durumuna uygun Milli bir politika izlemeli, siyasi haklar yerine hep kültürel ve diğer haklar üzerinde duruldu, durmaları telkin edildi ve istenildi.

Varsa yoksa PKK denildi, Peşmerge göz ardı edildi, bir yerde dost ve hami kabul edildi.
Sayın Başbakanım, Başbakan olarak IRAK ziyaretlerinde, her zaman olduğu gibi Türkmenlerin yanında olduklarını İNSANİ YARDIMLARIN devam edeceğini buyurduklarından sonra beraberlik tavsiye

7 ederek ERBİL’E giderek, TÜRK ASKERİ TARAFINDA EĞİTİLEN PEŞMERGE KAMPLARINI ZİYARET ETTİKLERİN, verdikler beyanatta duyduğumda kulaklarıma inanmamıştım.

15.1.2015 tarihinde Diyarbakır’dan sonra BATMANA giden Sayın Başbakanımızın konuşmasında: Kobani’ye selam gönderiyorum, oradaki kardeşlerimin alnından öpüyorum sözleri yüreğimi yaktı.

Türkmenlere insani yardım, Peşmerge- ki içinde PKK- ye EĞİTİM ve DÖNANIM…..

Türkmeneli toprakları Anavatanımızın GÜVENLK sınırıdır. AKINCI RUHU ve gücüyle ayakta durmaları sağlanırsa, sağlansaydı, ne PKK kalırdı ve nede TÜRKÜN kanıyla, alın teriyle, ULU ÖNDERİN öncülüğünde TÜRKLERİN kurduğu ve sonsuza dek yaşayacak şanlı Cumhuriyetimiz, Türkiye’de yaşayan nadan, şımarık, VATAN HAİNLER, siyasi Kürtçüler ve hempaları bu denli aşikâr hale gelmezlerdi. Barzani’nin eli kolu bu denli uzun olmazdı.

SONUÇ OLARAK:

Türkmenler, bir an önce şahlanmalı, siyasi haklarını anayasal zemin içersinde elde etmek için Yüce Atatürk’ün buyurduğu gibi birlikte ayni amaç doğrultusunda birleşmeli ve istenmelidir.

8 Bu birleşmeden doğan KUVVETLE Irak’ta yaşayan diğerlerine verildiği gibi silahlı kuvvetleri ile haklarına kavuşurlar, kavuşulabilinir.

Aksi takdirde kuvvetli olanlar, silahlı gücü olanlar haklıda olsanız kimse gözyaşlarınıza bakarak hakkınızı vermez, vermek istemez. Nitekim verilmemiştir.

Türkiye, Bağdat’ta toplanan(ÇALIŞTAY) Türkmenlerin Güç birliği ve beraberliğinin adımlarından olan bu toplantıyı ve yayınlanan sonuç bildirisini, BAŞKA ALTERNATİFLER ORTAYA KOYMADAN desteklemelidir.

Unutulmamalı Türkiye’mizin, GÜVENLİĞİ, TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASI, KERKÜKTEN, TÜRKMENELİNDEN GEÇER.

Tanrım Anavatanımı, Türk Milletini, Kerkük’ümü, koru, yücelt ve GÜÇLÜ KIL.

Alıntı Kaynak: http://www.bizturkmeniz.com/tr/index.php?page=article&id=31720