Not: Haziran 2016 tarihli yazı
ITC. Başkanı ve Türk KERKÜKÜN TÜRK Milletvekili Sayın ERŞET SALİHİ, son
günlerde karanlıklar içerisinde yalpalayan IRAK’IN AYDINLIK YÜZÜ
TÜRKMENELİ TV. DE verdiği demeçleri her TÜRKMENİN canla başla dinlemesi
ve düşünmesi gereken bir nevi talimatlardır.
Şöyle ki:
1. Türkler (Türkmenler ) arasında mezhep
farkı, ayırımı yoktur ve olmamıştır. Biz hepimiz MİLLİ KİMLİK altında
birleşmeliyiz. Kimliğimiz bizlerin birleştirici unsurudur. Ayrımcılığı
toplumumuza sokanlar, bizleri KİMLİĞİMİZDEN ve TOPRAĞIMIZDAN edip,
parçalamak isteyenlerin işidir. Kimse buna kanmasın.
Evet, Sayın Başkanımızın buyurduğu gibi Telafer’den,
Mendeli’ye kadar uzanan Türkmenli topraklarında yaşayan TÜRKLER
(TÜRKMENLER) arasında ne dün ve nede bugün iddia edildiği gibi mezhep
ayırımı olmamıştır. Olmamalıdır.
Yaşlılar bilirler, Kerkük’te Yahudi Mahallesi vardı, bu
mahallede Türkçe konuşan Yahudiler vardı. Adetleri, gelenekleri hemen,
hemen Müslüman Türklerin aynısı idi. Çocukları aynı okullarda okur,
çalışanları diğer Kerküklüler gibi çalışıp ayrım yapılmadan
çalışırlardı. Sorulduğu zaman DİNDEN önce kimliklerini söylerler, ben
Türküm derlerdi. Kerkük’te aynı zamanda Yahudi Okluda vardı, Müslüman ve
Hıristiyan çocukları ’da O’ okullarda Yahudi çocukları ile beraber
okurlardı.
İsrail Devleti kurulduktan sonra bunların çoğu 1946-1947
yıllarında göç etti veya ettirildi. Aynı zamanda KALEDE Hıristiyan
Türkler yaşardı, Müslüman Türklerden hiçbir ayrımları yoktu,
kiliselerinde Türkçe ayının yanı sıra içlerinde şair, edebiyatçı,
okullarda öğretmen olanların sayısı azımsanmayacak kadardı.
Okulda beraber okuduğumuz gayri Müslim arkadaşlarımızla daha sonraki yıllarda dostluklarımız devam etmişti.
Müslüman Türklere gelince onlar arasında kesinlikle
mezhep ayrımı yoktu, birçoğu akraba idi, birleştikleri nokta KİMLİKLERİ
İDİ, hangisine sorulsa hiç tereddüt etmeden Kimliğini, yani TÜRK
olduğunu söylerdi. “MEN ÖZÜM TÜRKEM” derdi.
Bugün gelinen nokta ne yazık ki sadece Türkler
(Türkmenler) arasında değil, Irak’ta ve diğer Müslüman ülkelerde de
mezhep ayrılıkları artmış, kan dökülecek aşamaya gelmiş.
Irak’ta Araplar arasındaki ayrımcılık kan davası haline gelmiş. Arap toplumu İKİYE bölünmüş, Şİİ ARAP, SÜNNİ ARAP.
Irak’ta Araplık mezhep ayrımcılığına dönüşerek toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmıştır.
Bölünmüş Irak, yarın resmi olarak bölünmüşlüğü
gerçekleşir ise ki bu her gün biraz daha yaklaşmaktadır. Irak
Anayasasında yazıldığı gibi, Arap ve Kürt değil, Sünni, Şii ve Kürt
olarak bölünecektir.
Irak’taki Türk varlığı, bu durum böyle devam ederse, edeceğe
benziyor, yok sayılacak veya küçük bir azınlık olarak, Kürt veya Sünni
bölgesine bağlı olarak gösterilecek.
İşte mezhep ayrımcılığının sonuçları….
2. Sayın ITC. Başkanının haklı olarak üzerinde ısrarla durduğu Konu:
İnsan kaçırmaların, öldürmelerin, evlere resmi hüviyetli
sıfatıyla girip yağmalamaların olduğunu, bunları önlemenin veya en aza
indirmenin yolu, SİLAHLANMADIR, bunu istemeleri, mahalle gençlerinin bu
konuda titiz olmaları ve her evde kendilerini korumak amacıyla SİLAH
bulundurmaları, geçte olsa farkına varılması iyi bir gelişmedir.
3. Türkmenler isteklerinin ne olduğunu aleni ve açık olarak istemelidirler. Bunun zamanı gelmiş, geçmiş bile.
Daha öncede bir yazımızda bu konuyu yazmıştık, demek oluyor ki Sayın
Başkan artık başka çare kalmadığını görerek, milletini sokaklara,
Caddelere ve yetkililerin kapısına çağırmaktadır.
Doğru bir karar ve çok doğru bir uyarı. Dilerim ve temenni ederim ki
Türkmen (TÜRK ) milleti başkanlarının gösterdiği yolda yürürler.
Bağdat’taki gösteriler de örnek alınır.
4. Çok önemli bir konuda KURULTAY konusudur.
Gelen haberler, ITC. Yönetim kurulu ve diğer siyasi
partiler arasında sıcak bir iletişim yok. Sahada, yani Türkmeneli
topraklarında çalışanlara büyük saygı ve takdirlerimiz var. Ama bir
teşkilat veya bir Parti veya Dernek içinde özellikle çalışanlar
arasında, iletişim, dayanışma ve fikir birliği içinde olmaları ve bir
arada çalışmaları elzemdir. Ayrı, ayrı tellerden çalınması, milletin
diline, toprağına sahip çıkmamak anlamına gelir…..
Onun için hiçbir yerden, yardım veya talimat almadan bir an önce Kurultaya gitmeli, halkın iradesine uymalı.
Meclis, hiçbir partiye veya kuruluşa bağımlı olmayan
toplumların sesidir, isteklerini, düşüncelerini kamuoyuna ve yetkili
makamlara ileten, duyurandır, dolayısıyla Türkmenlerinde meclisi olmalı,
örnekleri çoktur, Suriye Türkmenlerinin meclisi ve başkanı vardır,
zaman, zaman basında, TV. Ve toplantılarda Suriye Türkmenlerinin acı
dramını anlatıyor.
Ama gel, gelelim Irak Türkmenleri bu gibi fırsatlardan
mahrum, ancak Türkiye’de veya Avrupa’da bulunan bazı şahsiyetlere fırsat
verilirse oda kapalı toplantılarda dertler dillendiriliyor, oda
yetersiz.
Genişletilmiş Türkmen Meclisi aynı zamanda söz
birliğini ile aldığı kararlarıyla uygulamaya koyar ve her kuruluşunda
buna uyması zorunlu olur.
Üzerinde düşünülmesi gereken bir önemli konuda,
Türkmeneli coğrafyasının özellikle KERKÜK’ÜN ayrı özerk bir yönetim
haline getirilerek, Kerkük halkı tarafından yönetilmesidir.
Kerkük halkı, kim, kimlerdir bu HALK.
Asıl sahipleri TÜRKLER ise:
Bu istek ve temenni, toprağını seven, kimliğine bağlı olan her Türkmen, HAYALDE olsa, RÜYASINI kurmak ister.
İSTER, AMA NASIL VE NE YAPILMASI GEREKİR:
Yukarda içtenlikle ve uzun hayat deneyimlerimize
dayanarak ve inanarak bazı önerilerimizi daha öncede yazdıklarımız
yazılarımızda, konferanslarda ve bire bir görüştüğüm yetkililerimize
anlatmaya çalıştım….
Şİİ Lider, kendisine inananları, düşünce ve mezhep
inançlarına ters gelindiği zaman halkını BAĞDAT CADDELERİNE, SOKAKLARINA
döküp yığmaktadır.
Türkmenlerde, TOPRAĞININ BÜTÜNLÜĞÜNÜ, TÜRK KİMLİĞİNİ,
ARALARINDA HİÇ BİR AYRIMIN OLMADIĞINI, her mahfilde, yılmadan, usanmadan
dile getiren, savunan Sayın ERŞET SALİHİ, yarın bu konuda bir çalışmaya
başlasalar, eminim ve içten inanıyorum, TÜRKÇE DUALARLA atalarımızın
yattığı topraklarını, O Topraklarda gözü olanlara, vermemek duygusuyla
bu çağrıya koşar adımlarla katılırlar.
VE:
KERKÜK TÜRKTÜR TÜRK KALACAK, NİDALARIYLA, HEM MERKEZİ
HÜKÜMETE, HEMDE ITC’NİN BÜYÜK PARALAR KARŞILIĞINDA AÇILAN SÖZÜM ONA DÜNE
KADAR TÜRK ŞEHRİ OLAN ERBİLE DE DUYURMUŞ OLUNUR.
Görev, bazı siyasilerimizin yazdığı, dediği gibi
yakınlarının cenazelerine bile katılamayan, özellikle Türkiye’de
yaşayanların fikir ileri sürmelerinin genel anlamda bir kıymeti yokmuş……
Doğru, 1950’li yıllarında Irak Türklerinin (Türkmenleri ) varlığını
tanıtan bir avuç öğrencinin hakkının verilmediği gibi bugün ATA DİYARI
dışında yaşayanlar olmasaydı hangi ülke başta TÜRKİYE olmak üzere,
Türkmenleri tanır, kenardan, köşeden de olsa biz varız ve yanınızdayız
derdi.
Yukarda Sayın Başkanın gerçek anlamda söylediklerine
atıfla anlatmaya çalıştığım konuları SAHADA BİRLİK İÇERSİNDE bir karara
varılmazsa, ne yazık ki dış ülkelerde yaşayanlar dışlanır ve Türkmeneli
toprakları ERBİLİN ŞEFAATINA sığınarak aranır veya bazı siyasetçilerin
Kerkük Valisinin kehanetine dayanarak, SEKİZ YIL bazı siyasilerimizin
ise, ÜÇ YIL, ÖZEL STATÜ, ondan sonra KERKÜK halkına müracaat edilir
KEHANETİ.
İyide son seçimler ne tez unutuldu, İKİ MİLLETVEKİLİ KARŞILIĞINDA SEKİZ MİLLETVEKLİĞİNİ KİM, KİMLER KAZANDI.
Cennet mekân MÜNİR KÂFİLİ NİÇİN ŞEHİT EDİLDİ. Boş kalan yerine kimler yerleşti!
Vilayet Meclisi ve diğer resmi kurum ve kuruluşların birçoğu gözü
TÜRK TOPRAKLARINDA ve Kimliğinde olanların kontrolünde, hâkimiyetinde
iken, REFERANDUMA gitmek veya onu önermek, gel beni yönet veya
himayesine girmek, bağlanmak değil midir de nedir….
Çok önemli, hem Anavatan Türkiye’nin hem de
Türkmenlerin, üzerinde düşünmeleri gereken bir konuda, PYD’NİN ve
Abdullah Öcalan’ın yakını olan Salih Müslim denen kişinin, Kerkük’e
gelmesi (13.6.2016) ÖZEL STATÜ ve daha sonra Referandum isteyen ve
Kerkük’ün Kürdistan bölgesinde olduğunu ısrarla iddia eden Kürt, Kürtçü
valiyi ziyaret etmesidir.
Türkiye bu ziyareti görmedi, duymadı, zaten bilindiği
gibi bu şahıs daha önce iki veya üç defa Türkiye’ye gelmiş, tıpkı
Barzani gibi izzet ve ikram ile karşılanmıştı…
Bütün bu gelişmeler ne anlama gelmekte ve neyin hazırlığı yapılmaktadır.
Siyasilerimizin affına sığınarak, bir gün önce, yukarda
önerdiklerimizi ve gençlerimizi dinlemenizi, toprağımızı korumanızı,
hakkımız olan haklarımızı elde etmek için GÜÇ OLUŞTURMASI GEREK.
ITC’YE BÜYÜK VE TARİHİ GÖREV DÜŞMEKTEDİR.
Alıntı Kaynak: http://www.bizturkmeniz.com/tr/index.php?page=article&id=99983
İzmir'in göbeğinde! Smyrna antik tiyatrosu ortaya çıkıyor
İzmir'in göbeğinde! Smyrna antik tiyatrosu ortaya çıkıyor İzmir'in tarihi miraslarından Smyrna Antik Kenti'nin 20 bin kişilik a...
-
Bu yazımızda Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli şairlerinden biri olan Mehmet Emin Yurdakul'un "Cenge Giderken" şii...
-
Ülkemiz yer şekilleri bakımından oldukça farklı özelliklere sahiptir. Yer şekillerindeki farklılık iklimlerin bölgelere göre değişiklik...
-
* Kün-Ay tamgası ile Türklerle ilgili Göbeklitepe'de T şeklindeki dikilitaşlarda görünen Kün-Ay tamgası, Türk kavimlerinin bayrakla...