20171020

Türkmenelinden Anavatan / Nefi Demirci

Not: Haziran 2016 tarihli yazı


ITC. Başkanı ve Türk KERKÜKÜN TÜRK Milletvekili Sayın ERŞET SALİHİ, son günlerde karanlıklar içerisinde yalpalayan IRAK’IN AYDINLIK YÜZÜ TÜRKMENELİ TV. DE verdiği demeçleri her TÜRKMENİN canla başla dinlemesi ve düşünmesi gereken bir nevi talimatlardır.
Şöyle ki:

1. Türkler (Türkmenler ) arasında mezhep farkı, ayırımı yoktur ve olmamıştır. Biz hepimiz MİLLİ KİMLİK altında birleşmeliyiz. Kimliğimiz bizlerin birleştirici unsurudur. Ayrımcılığı toplumumuza sokanlar, bizleri KİMLİĞİMİZDEN ve TOPRAĞIMIZDAN edip, parçalamak isteyenlerin işidir. Kimse buna kanmasın. 

Evet, Sayın Başkanımızın buyurduğu gibi Telafer’den, Mendeli’ye kadar uzanan Türkmenli topraklarında yaşayan TÜRKLER (TÜRKMENLER) arasında ne dün ve nede bugün iddia edildiği gibi mezhep ayırımı olmamıştır. Olmamalıdır.
Yaşlılar bilirler, Kerkük’te Yahudi Mahallesi vardı, bu mahallede Türkçe konuşan Yahudiler vardı. Adetleri, gelenekleri hemen, hemen Müslüman Türklerin aynısı idi. Çocukları aynı okullarda okur, çalışanları diğer Kerküklüler gibi çalışıp ayrım yapılmadan çalışırlardı. Sorulduğu zaman DİNDEN önce kimliklerini söylerler, ben Türküm derlerdi. Kerkük’te aynı zamanda Yahudi Okluda vardı, Müslüman ve Hıristiyan çocukları ’da O’ okullarda Yahudi çocukları ile beraber okurlardı.
İsrail Devleti kurulduktan sonra bunların çoğu 1946-1947 yıllarında göç etti veya ettirildi. Aynı zamanda KALEDE Hıristiyan Türkler yaşardı, Müslüman Türklerden hiçbir ayrımları yoktu, kiliselerinde Türkçe ayının yanı sıra içlerinde şair, edebiyatçı, okullarda öğretmen olanların sayısı azımsanmayacak kadardı.
Okulda beraber okuduğumuz gayri Müslim arkadaşlarımızla daha sonraki yıllarda dostluklarımız devam etmişti. 


 


Müslüman Türklere gelince onlar arasında kesinlikle mezhep ayrımı yoktu, birçoğu akraba idi, birleştikleri nokta KİMLİKLERİ İDİ, hangisine sorulsa hiç tereddüt etmeden Kimliğini, yani TÜRK olduğunu söylerdi. “MEN ÖZÜM TÜRKEM” derdi.
Bugün gelinen nokta ne yazık ki sadece Türkler (Türkmenler) arasında değil, Irak’ta ve diğer Müslüman ülkelerde de mezhep ayrılıkları artmış, kan dökülecek aşamaya gelmiş.
Irak’ta Araplar arasındaki ayrımcılık kan davası haline gelmiş. Arap toplumu İKİYE bölünmüş, Şİİ ARAP, SÜNNİ ARAP.
Irak’ta Araplık mezhep ayrımcılığına dönüşerek toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmıştır.
Bölünmüş Irak, yarın resmi olarak bölünmüşlüğü gerçekleşir ise ki bu her gün biraz daha yaklaşmaktadır. Irak Anayasasında yazıldığı gibi, Arap ve Kürt değil, Sünni, Şii ve Kürt olarak bölünecektir.
Irak’taki Türk varlığı, bu durum böyle devam ederse, edeceğe benziyor, yok sayılacak veya küçük bir azınlık olarak, Kürt veya Sünni bölgesine bağlı olarak gösterilecek.
İşte mezhep ayrımcılığının sonuçları….
2. Sayın ITC. Başkanının haklı olarak üzerinde ısrarla durduğu Konu:
İnsan kaçırmaların, öldürmelerin, evlere resmi hüviyetli sıfatıyla girip yağmalamaların olduğunu, bunları önlemenin veya en aza indirmenin yolu, SİLAHLANMADIR, bunu istemeleri, mahalle gençlerinin bu konuda titiz olmaları ve her evde kendilerini korumak amacıyla SİLAH bulundurmaları, geçte olsa farkına varılması iyi bir gelişmedir.
3. Türkmenler isteklerinin ne olduğunu aleni ve açık olarak istemelidirler. Bunun zamanı gelmiş, geçmiş bile.
Daha öncede bir yazımızda bu konuyu yazmıştık, demek oluyor ki Sayın Başkan artık başka çare kalmadığını görerek, milletini sokaklara, Caddelere ve yetkililerin kapısına çağırmaktadır.
Doğru bir karar ve çok doğru bir uyarı. Dilerim ve temenni ederim ki Türkmen (TÜRK ) milleti başkanlarının gösterdiği yolda yürürler. Bağdat’taki gösteriler de örnek alınır.
4. Çok önemli bir konuda KURULTAY konusudur.
Gelen haberler, ITC. Yönetim kurulu ve diğer siyasi partiler arasında sıcak bir iletişim yok. Sahada, yani Türkmeneli topraklarında çalışanlara büyük saygı ve takdirlerimiz var. Ama bir teşkilat veya bir Parti veya Dernek içinde özellikle çalışanlar arasında, iletişim, dayanışma ve fikir birliği içinde olmaları ve bir arada çalışmaları elzemdir. Ayrı, ayrı tellerden çalınması, milletin diline, toprağına sahip çıkmamak anlamına gelir…..
Onun için hiçbir yerden, yardım veya talimat almadan bir an önce Kurultaya gitmeli, halkın iradesine uymalı.
Meclis, hiçbir partiye veya kuruluşa bağımlı olmayan toplumların sesidir, isteklerini, düşüncelerini kamuoyuna ve yetkili makamlara ileten, duyurandır, dolayısıyla Türkmenlerinde meclisi olmalı, örnekleri çoktur, Suriye Türkmenlerinin meclisi ve başkanı vardır, zaman, zaman basında, TV. Ve toplantılarda Suriye Türkmenlerinin acı dramını anlatıyor.
Ama gel, gelelim Irak Türkmenleri bu gibi fırsatlardan mahrum, ancak Türkiye’de veya Avrupa’da bulunan bazı şahsiyetlere fırsat verilirse oda kapalı toplantılarda dertler dillendiriliyor, oda yetersiz.
Genişletilmiş Türkmen Meclisi aynı zamanda söz birliğini ile aldığı kararlarıyla uygulamaya koyar ve her kuruluşunda buna uyması zorunlu olur.

Üzerinde düşünülmesi gereken bir önemli konuda, Türkmeneli coğrafyasının özellikle KERKÜK’ÜN ayrı özerk bir yönetim haline getirilerek, Kerkük halkı tarafından yönetilmesidir.
Kerkük halkı, kim, kimlerdir bu HALK.
Asıl sahipleri TÜRKLER ise:
Bu istek ve temenni, toprağını seven, kimliğine bağlı olan her Türkmen, HAYALDE olsa, RÜYASINI kurmak ister.
İSTER, AMA NASIL VE NE YAPILMASI GEREKİR:
Yukarda içtenlikle ve uzun hayat deneyimlerimize dayanarak ve inanarak bazı önerilerimizi daha öncede yazdıklarımız yazılarımızda, konferanslarda ve bire bir görüştüğüm yetkililerimize anlatmaya çalıştım….
Şİİ Lider, kendisine inananları, düşünce ve mezhep inançlarına ters gelindiği zaman halkını BAĞDAT CADDELERİNE, SOKAKLARINA döküp yığmaktadır.
Türkmenlerde, TOPRAĞININ BÜTÜNLÜĞÜNÜ, TÜRK KİMLİĞİNİ, ARALARINDA HİÇ BİR AYRIMIN OLMADIĞINI, her mahfilde, yılmadan, usanmadan dile getiren, savunan Sayın ERŞET SALİHİ, yarın bu konuda bir çalışmaya başlasalar, eminim ve içten inanıyorum, TÜRKÇE DUALARLA atalarımızın yattığı topraklarını, O Topraklarda gözü olanlara, vermemek duygusuyla bu çağrıya koşar adımlarla katılırlar.

VE:

KERKÜK TÜRKTÜR TÜRK KALACAK, NİDALARIYLA, HEM MERKEZİ HÜKÜMETE, HEMDE ITC’NİN BÜYÜK PARALAR KARŞILIĞINDA AÇILAN SÖZÜM ONA DÜNE KADAR TÜRK ŞEHRİ OLAN ERBİLE DE DUYURMUŞ OLUNUR.
Görev, bazı siyasilerimizin yazdığı, dediği gibi yakınlarının cenazelerine bile katılamayan, özellikle Türkiye’de yaşayanların fikir ileri sürmelerinin genel anlamda bir kıymeti yokmuş…… Doğru, 1950’li yıllarında Irak Türklerinin (Türkmenleri ) varlığını tanıtan bir avuç öğrencinin hakkının verilmediği gibi bugün ATA DİYARI dışında yaşayanlar olmasaydı hangi ülke başta TÜRKİYE olmak üzere, Türkmenleri tanır, kenardan, köşeden de olsa biz varız ve yanınızdayız derdi.
Yukarda Sayın Başkanın gerçek anlamda söylediklerine atıfla anlatmaya çalıştığım konuları SAHADA BİRLİK İÇERSİNDE bir karara varılmazsa, ne yazık ki dış ülkelerde yaşayanlar dışlanır ve Türkmeneli toprakları ERBİLİN ŞEFAATINA sığınarak aranır veya bazı siyasetçilerin Kerkük Valisinin kehanetine dayanarak, SEKİZ YIL bazı siyasilerimizin ise, ÜÇ YIL, ÖZEL STATÜ, ondan sonra KERKÜK halkına müracaat edilir KEHANETİ.

İyide son seçimler ne tez unutuldu, İKİ MİLLETVEKİLİ KARŞILIĞINDA SEKİZ MİLLETVEKLİĞİNİ KİM, KİMLER KAZANDI.
Cennet mekân MÜNİR KÂFİLİ NİÇİN ŞEHİT EDİLDİ. Boş kalan yerine kimler yerleşti!
Vilayet Meclisi ve diğer resmi kurum ve kuruluşların birçoğu gözü TÜRK TOPRAKLARINDA ve Kimliğinde olanların kontrolünde, hâkimiyetinde iken, REFERANDUMA gitmek veya onu önermek, gel beni yönet veya himayesine girmek, bağlanmak değil midir de nedir….
Çok önemli, hem Anavatan Türkiye’nin hem de Türkmenlerin, üzerinde düşünmeleri gereken bir konuda, PYD’NİN ve Abdullah Öcalan’ın yakını olan Salih Müslim denen kişinin, Kerkük’e gelmesi (13.6.2016) ÖZEL STATÜ ve daha sonra Referandum isteyen ve Kerkük’ün Kürdistan bölgesinde olduğunu ısrarla iddia eden Kürt, Kürtçü valiyi ziyaret etmesidir.
Türkiye bu ziyareti görmedi, duymadı, zaten bilindiği gibi bu şahıs daha önce iki veya üç defa Türkiye’ye gelmiş, tıpkı Barzani gibi izzet ve ikram ile karşılanmıştı…
Bütün bu gelişmeler ne anlama gelmekte ve neyin hazırlığı yapılmaktadır.
Siyasilerimizin affına sığınarak, bir gün önce, yukarda önerdiklerimizi ve gençlerimizi dinlemenizi, toprağımızı korumanızı, hakkımız olan haklarımızı elde etmek için GÜÇ OLUŞTURMASI GEREK.
ITC’YE BÜYÜK VE TARİHİ GÖREV DÜŞMEKTEDİR.

 Alıntı Kaynak: http://www.bizturkmeniz.com/tr/index.php?page=article&id=99983

İzmir'in göbeğinde! Smyrna antik tiyatrosu ortaya çıkıyor

 İzmir'in göbeğinde! Smyrna antik tiyatrosu ortaya çıkıyor İzmir'in tarihi miraslarından Smyrna Antik Kenti'nin 20 bin kişilik a...