TIP BAYRAMI
Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Başta hayat arkadaşım, can yoldaşım Dr Yunus olmak üzere Ege üniversite’sinde ameliyatımı yapan Levent Bey ve şu an tedavimi yapan Serkan Bey’in, Marmaris devlet hastanesinde ameliyat olmam imkansızken beni felçten kurtaran Elif Hanım’ın, Tepeçik Hastanesi’nde Doç. Murat Bey’in kişiliğinde büyük bir özveriyle çalışan tüm doktorlarımızın, Egeli Kadın Yazarlar Platforumu’ndaki doktor/yazar arkadaşlarım ile eşimin meslektaşları değerleri dostlarımızın Tıp Bayramı’nı içtenlikle kutlar, doktorlarımızdan ölenlere Tanrıdan rahmet, sağ olanlara da esenlikler dilerim.
Bu nedenle de “Beni Türk hekimlerine teslim edin” diyen büyük Atatürk’ün, bilim adamlarına ve doktorlara verdiği değeri kanıtlayan tarihi bir kararı ve mektubu paylaşmadan bu bayram eksik kalır düşüncesiyle bir anıyı, bir gerçeği dile getirmek istiyorum. .
Hitlerin Yahudi Soykırımı’ndan bilim adamları ile doktorları kurtarmak amacıyla büyük bilim adamı Eınsteın’ın, Ata’mıza yazdığı mektubu paylaşmak benim için bugün bir görev oldu;
Emine Azboz
Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Başta hayat arkadaşım, can yoldaşım Dr Yunus olmak üzere Ege üniversite’sinde ameliyatımı yapan Levent Bey ve şu an tedavimi yapan Serkan Bey’in, Marmaris devlet hastanesinde ameliyat olmam imkansızken beni felçten kurtaran Elif Hanım’ın, Tepeçik Hastanesi’nde Doç. Murat Bey’in kişiliğinde büyük bir özveriyle çalışan tüm doktorlarımızın, Egeli Kadın Yazarlar Platforumu’ndaki doktor/yazar arkadaşlarım ile eşimin meslektaşları değerleri dostlarımızın Tıp Bayramı’nı içtenlikle kutlar, doktorlarımızdan ölenlere Tanrıdan rahmet, sağ olanlara da esenlikler dilerim.
Bu nedenle de “Beni Türk hekimlerine teslim edin” diyen büyük Atatürk’ün, bilim adamlarına ve doktorlara verdiği değeri kanıtlayan tarihi bir kararı ve mektubu paylaşmadan bu bayram eksik kalır düşüncesiyle bir anıyı, bir gerçeği dile getirmek istiyorum. .
Hitlerin Yahudi Soykırımı’ndan bilim adamları ile doktorları kurtarmak amacıyla büyük bilim adamı Eınsteın’ın, Ata’mıza yazdığı mektubu paylaşmak benim için bugün bir görev oldu;
“Ekselanları Atatürk,
OSE Dünya Birliği’nin şeref başkanı olarak, Almanya ’dan 40 Profesörün bilimsel ve tıbbı çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine müsaade vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından rica ediyorum. Sözü edilen kişiler, Almanya’da halen yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakat sahibi bu kişiler, yeni ülkede yaşadıkları taktirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler. Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda bulunduğumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda müracaat arasından seçilmiştir. Bu bilim adamları, hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl boyunca karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler. Bu başvuruya destek vermek maksadıyla hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı gibi bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi ifade etmek cüretini buluyorum.
Ekselanslarının sadık hizmetkârı olmaktan şeref duyan, Prof. Albert Einstein.”
(Kay: Etkin Yay. Tüm Zamanların Dahisi Einestein, 8. Bas. 2017
M. Kemal, korkudan kimsenin ülkesine kabul etmeye cesaret edemediği bu bilim adamı ve doktorları ülkemize kabul ederek, İst. Tıp Fak. gibi Cumhuriyet’in çağdaş kurumlarının yaratılmasına büyük emek vermiş, katkı sunmuşlardır. Eşim, Frank, Broş, Zuber... gibi doktorların öğrencisi olmakla her zaman gururlanır. Bunlardan Frank, emekliliği geldiğinde memleketine döner ama Türkiye’yi unutmaz, Türkleri anlata anlata bitiremez. Bunun nedenini dostlarına, bir gün birlikte yaptıkları bir gemi seyahatinde koşarak yanına gelen tıbbiyeli, “Hocam!” diyerek ellerine sarılıp öpünce, “işte bunun için.” der. Öldükten sonra Türkiye’ye gömülmeyi vasiyet eder, şimdi Aşiyan Mezarlığında yatmaktadır Türk dostu ve Türkiye aşığı Prof. Dr. Frank.
Cenazesi toprağa verildiği gün, tüm öğrencileri gibi tıbbiyeyi 4 yıl, 8 ayda bitiren eşim de tüm askeri tıpbiyeliler üniformalarıyla cenazesine katılır, çeleklerle öğrencilerinin omuzları üzerinde uğurlanır sonsuzluğa. İstanbul Tıp Fakültesi’nin kurulmasında çok emek veren geçen bu değerli hocanın toprağı bol ve ışıklı olsun.
M. Kemal, korkudan kimsenin ülkesine kabul etmeye cesaret edemediği bu bilim adamı ve doktorları ülkemize kabul ederek, İst. Tıp Fak. gibi Cumhuriyet’in çağdaş kurumlarının yaratılmasına büyük emek vermiş, katkı sunmuşlardır. Eşim, Frank, Broş, Zuber... gibi doktorların öğrencisi olmakla her zaman gururlanır. Bunlardan Frank, emekliliği geldiğinde memleketine döner ama Türkiye’yi unutmaz, Türkleri anlata anlata bitiremez. Bunun nedenini dostlarına, bir gün birlikte yaptıkları bir gemi seyahatinde koşarak yanına gelen tıbbiyeli, “Hocam!” diyerek ellerine sarılıp öpünce, “işte bunun için.” der. Öldükten sonra Türkiye’ye gömülmeyi vasiyet eder, şimdi Aşiyan Mezarlığında yatmaktadır Türk dostu ve Türkiye aşığı Prof. Dr. Frank.
Cenazesi toprağa verildiği gün, tüm öğrencileri gibi tıbbiyeyi 4 yıl, 8 ayda bitiren eşim de tüm askeri tıpbiyeliler üniformalarıyla cenazesine katılır, çeleklerle öğrencilerinin omuzları üzerinde uğurlanır sonsuzluğa. İstanbul Tıp Fakültesi’nin kurulmasında çok emek veren geçen bu değerli hocanın toprağı bol ve ışıklı olsun.
Dün yitirdiğimiz şehitlerimize de Tanrıdan rahmet dilerim, alierine de sabır.
